ROMAN - Bölüm 2 - Misafirimiz Var


MİSAFİRİMİZ VAR


Üzerimi toparlayıp, biraz parfüm sıkıp lobiye indim. İki bayan da resepsiyonda idiler. Birisi 1.75 boylarında, esmer, siyah saçlı, zeytin siyahlığında gözleri vardı. Altında kahverengi deri strech bir pantolon, topuklu ayakkabılar, üzerinde derin göğüs dekaltoleli mavi bir bluz, ve şık bir deri mont vardı. Diğeri ise yine aynı boylarda, Kumral, ela gözlü, buğday tenli, diz üzerinde ekose etek, beyaz bir bluz ve lacivert bir ceket giyiyordu. İkisi de gerçekten bakımlı, kaliteli bayanlardı.
Resepsiyona yaklaşınca görevli arkadaş “Cenk bey” diye beni tanıttı bayanlara. Esmer olan uzattı elini ilk önce “Merhaba Cenk bey, Nazlı ben, Berrin hanım çok övdü otelinizi ve sizi” diyerek. “Aa.. Çok teşekkür ederim, sizi ağırlamak büyük zevk olacak” diye yanıtladım. “Ben de Demet” diye uzattı elini kumral olan. “Memnun oldum” dedim. “Teşekkür ederiz jestiniz için, süite odaya upgrade etmişsiniz bizi” diye devam etti Demet. “Ne demek, Berrin Hanım’ın misafirlerini en iyi şekilde ağırlamak isterim” diye yanıtladım kibarca. “Biz de iki kız biraz kafa dağıtalım başbaşa kalalım istedik. Berrin’e sorunca “Çok samimi ve iyi bir dostum diye sizden bahsetti biz de çıktık geldik” diye ekledi Nazlı. “Sağolsun. Çok iyi bir dostluğumuz var Berrin ile” diye yanıtladım. “Eşyalarınızı bellboy arkadaş getirir, hadi ben size eşlik edeyim odanıza kadar” demiştim ki “Cenk bey, biz hanımefendilerin eşyalarını odaya bıraktık. İkramlarımız da odada efendim” diye araya girdi bellboy. “Ne zahmet ettiniz” dedi Nazlı. “Aşk olsun, hadi o zaman ben odanıza eşlik edeyim” diyerek bellboydan odanın anahtarını aldım. Asansöre yöneldik ve girip yukarıya çıkmaya başladık. Üçümüz de derin nefes alıyor ama hiç konuşmuyorduk. Odaya kadar sessizliğimiz devam etti. Odaya girince Nazlı telefonunu çıkarıp “Berrin’cim geldik. Bizi Cenk bey ile tanıştırdığın için çok teşekkür ederiz. Tam bir beyefendi gerçekten. A tabi bir saniye” diyerek telefonu bana uzzattı. “Cenkcim. Bu da benim sana sürprizim. Nazlı ve Demet gerçekten çok iyi dostlarımdır. Bizim camiadan değiller. Öte yandan arada böyle tek gecelik çılgınlık yapmayı severler. Size iyi eğlenceler” dedi. “Valla Berrin, ne diyeceğimi bilmiyorum, çok teşekkür ederim. Sana borçlandım, mahcup oldum” diye yanıtladım. “Yok, sen iyi bir insansın, onlar da iyi insanlar. İhtiyaçlarınız ortak ve ben sadece sizi bir araya getirdim, kimsenin borcu yok” diye yanıtladı. “peki, çok teşekkür ederim” diye yanıtladım. “Demet’i de alayım mı bir” diye ekleyince telefonu Demet’e uzattım. “Canım, çok teşekkür ederiz, gerçekten çok iyi bir otel ve Cenk bey gerçekten kaliteli. Çok teşekkür ederiz.” Diye başladı konuşmaya. Berrin karşı taraftan ne söylüyorsa artık, Demet’in yüzündeki gülümseme artıyor, Nazlı ile göz göze geliyorlar ve gözlerinin içi parlıyordu. “Tamam canım benim. Çok teşekkür ederiz tekrar ikimiz de. Öpüyoruz seni kocaman. Dikkat et kendine” diyerek telefonu kapattı ve Nazlı’ya uzattı. “Çok selamı var hepinize tekrar tekrar, iyi eğlenin diyor” diyerek.
Üçümüz de ne için bir arada olduğumuzu biliyorduk ama bir anda tutukluk yapmıştık. “O zaman hadi ben şarabınızı açayım” diyerek söze girdim. “Ya biz biraz viski seviyoruz Cenk Bey, kusura bakmazsınız değil mi?” diye sordu Demet. “Ne demek, ben odadan getireyim bir şişe o zaman” diye yanıtladım. “Yok yok, biz yanımızda getirdik” diyerek küçük spor çantaya uzandı Nazlı. “Hazırlıksınız” diye güldüm. “Hem de çok, umarız başınızı ağrıtmayız” diye yanıtladı. “Burada mı eğleniriz, yoksa başka bir otele geçelim mi? Yani size sıkıntı olsun istemeyiz” diye söze girdi Demet. “Başka bir yere gitmeye gerek yok, burada zaman geçirebiliriz” diye yanıtladım. “Harika o zaman, eğer bize bir saat kadar müsaade ederseniz seviniriz” diye ekledi Demet. “Umarım bir aksilik yoktur” diye sordum. Çünkü 1 saat zaman istemeleri acaba beni beğenmemiş olabilirler mi diye aklıma takılmıştı. Çünkü öyle kadınların bir bakışta etkilendikleri tiplerden değildim. Nazlı bunu algılamış olacak ki yanıma yaklaşıp yanağıma küçük bir buse kondurdu. “Yok, merak etmeyin, herşey yolunda, Berrin sizi fazlasıyla övgüledi. Ne kadar beyefendi ve iyi bir insan olduğunuzu anlattı. Sadece kızsal hazırlık süreçleri, biraz apar topar geldik de” dedi gülümseyerek. Bu beni rahatlatmıştı. “Tamam, o zaman benim oda numaram xxxx, hazır olduğunuzda telefon edersiniz o zaman” diye yanıtladım. “Bu arada açlık durumunuz nedir, yiyecek birşeyler ister misiniz?” diye sordum. “Yok, çok teşekkür ederiz.” Diye yanıtladı Demet. “Tamam, o zaman sizden haber bekliyorum” diye yanıtlayarak odadan çıktım.
Kendi kaldığım odaya geçip odadaki bilgisayarlardan kameraları tekrar kontrol ettim. Hangi kameraları geçici olarak kapatacağımı belirledim. Ayarlamalarını yaptım. Buzu falan da söyleyip Duşa girip güzelce duş aldım. Daha Berrin’in selamını söylediklerinden itibaren erekte olmuştum. Soğuk su ile ereksiyonumu indirmek biraz beni üşütse de başarabilmiştim sonunda. Takviye gıdalarımı da içtim. Dolapdaki viskiden bir kadeh doldurup aramalarını beklemeye başladım. Bu gün şans yüzüme gülmüştü doğrusu.
Odanın telefonu çalınca heyecanla yerimden fırladım. “Efendim Ben Cenk” diye yanıtladım telefonu. “Ah, Cenk Bey kusura bakmayın, sizi beklettik ama biz hazırız” dedi Demet şuh bir ses tonuyla. “Tamam Demet hanım, 5 dakika içerisinde orada olurum” diye yanıtladım. “Bu arada buz vs. geldi değil mi odaya?” diye sorduğumda “Evet, getirdiler sağolsunlar hemen siz çıktıktan birkaç dakika sonra” diye yanıtladı Demet. Benim koridordaki iki kamerayı ve onların koridordaki 2 kamerayı devre dışı bırakıp hızlıca onların süitine gittim. Saat 8 civarıydı.
Kapıyı Nazlı açtı. “Hoş geldin” diyerek içeri buyur etti ve yanağıma yine bir buse kondurdu. “Hoşbulduk” diyerek ben de onun yanağına bir öpücük kondurdum. Hepimizin heyecanlı olduğu her halimizden belli oluyordu. Suite odadaki dev televizyonda digiturk den güzel bir müzik açmışlardı. Odanın dimmerli ışık düzenini loş bir halde ayarlamışlar, biraç yerdeki mumları yakmışlardı. O esnada Demet de geldi yanıma ve o da yanağıma küçük bir öpücük kondurup “Hoş geldin” diye fısıldadı kulağıma.
İkisinin de üzerinde kırmızı saten sabahlık vardı. Kullandıkları parfümler çok iç gıdıklayıcı idi. “Hadi gelin oturalım, önce sohbet edelim biraz” diyerek elimden tutup beni köşedeki oturma grubuna doğru yönlendirdiler. Yüksek televizyon sehpasının önüne yerleştirmişlerdi gelen ikramları, ortadaki sehpayı da koltuklardan biraz daha uzak bir yere taşımışlar ve üzerini tamamen boşaltmışlardı. Kızlar bayağı hazırlık yapmıştı anlaşılan. Geçerken elimize birer kadeh viski aldık. Tam oturmak üzereyken “İsterseniz ceketinizi çıkarın, daha rahat edersiniz” diye seslendi Demet. “Olur” diyebildim. Ceketimi çıkardım Demet’e verdim. O da içeriye götürüp gardroba astı.
Ben tam köşeye oturdum. Demet ve Nazlı da hemen sağıma ve soluma yerleştiler. Viski kadehlerimizi kaldırıp “Tanışmamıza” diye kadeh kaldırdık. Herkes gergindi. “Viski biraz sakinleştirir hepimizi” diye girdim söze. Sigara paketine uzanıp birer sigara ikram ettim. “Camel ağır gelir” diyerek kendi ince Davidoflarından yaktılar birer tane.  “Evet, Gerçi pek sakinleşecek gibi değiliz sanırım” diye güldü Nazlı. “Biz eğlenmeyi seven çok yakın iki arkadaşız, bazen böyle çılgınlıklar yapmayı seviyoruz. Güzel insanlarla keyifli zaman geçirmek hoşumuza gidiyor” diye söze girdi Demet. “Ve Berrin’in söylediği üzere siz gerçekten keyifle zaman geçirecek, eğlenilebilecek bir insanmışsınız” diye devam etti. “Sağolsun, bu gün tanıştık ama yine de Berrin Hanım’da iyi bir insan. Musti ve Nergiz de öyle” diye yanıtladım. “Biz birtek Berrin’i tanıyoruz, sanırım iş ortakları” diye yanıtladı Nazlı. “Evet, öyle de denebilir” diye güldüm. “Biz eğlenmeyi severiz, oyun oynamayı severiz, çok soru sorulmasını sevmeyiz. Bu gece bir araya geldik. Geceyi yaşamayı isteriz. Ancak sadece bu kadar, bizi yanlış anlamazsınız umarım” diye devam etti Nazlı. “Yoo, aksine memnuniyet duyarım. Samimiyetiniz için de çok teşekkür ederim. İnsanın sınırlarını bilmesi gerekir” diye yanıtladım. “Güzel, o zaman anlaştık” diye kadeh kaldırdık tekrar üçümüzde ve viskilerimizden birer yudum daha aldık. Bu arada Demet bir elini bacağıma koyup “Oyun oynamayı sever misiniz siz de Cenk Bey” diye sordu. “An’a eğlence katar” diye yanıtladım. “Ve hatta Hadi Başlayalım” diye ekleyince ikisi de güldü. Uzanıp solumdaki Demet’in elini tutup dudaklarıma götürdüm ve küçük bir buse kondurdum. Sonra da aynısını Nazlı’ya yaptım. Bu hareketim ikisinin de çok hoşuna gitmişti. “Çok kibarsınız” dedi Demet. “Erkekler kadınların ellerini neden öper bilir misiniz?” diye sordum. Şaşırmışlardı “Neden?” diye sordu Nazlı, “Bir yerlerinden başlamak lazım” deyince ikisi de gülmeye başladı. “Çok başarılı ve hiçbir kadının reddedemeyeceği bir başlangıç” diye yanıtladı Nazlı ve uzanıp dudaklarıma küçük bir buse kondurdu. Küçük buse Nazlı’nın üst dudağımı alıp emmesiyle devam etti, Bu arada ben de onun alt dudağını yakalamış ve hafifçe emip ısırmıştım. Demet’in bize doğru kaykılıp biz öpüşürken ikimizin başımızı okşaması gecikmedi. Sonra başımı kendine çevirip bu kez o yapıştı dudaklarıma. Demet ile öpüşmeye devam ederken Nazlı gravatımı gevşetip çözdü ve çıkarıp gömleğimin düğmelerini açmaya başladı. Demet başını çekip “Güzel öpüşüyorsun” diyerek gülümsedi. “Dudakların çok tatlı” diye yanıtlayıp tekrar yakaladım. Bu kez Demet dilini kullanmaya başlamıştı. Böyle öpüşmeyi seviyordum. Dilini yakalayıp somurmaya başladığımda başımı iyice kendine çekip daha sert öpüşmeye başladık. Nazlı gömleğimin bütün düğmelerini açmış, belimden çıkarmıştı. Tamamını çıkarmak için öne doğru çekince beni Demet ile öpüşmemize ara verdik. Gömleğim çıktığında bu kez Nazlı ile öpüşmeye başladık. Onunla da dillerimizin karışması çok uzun sürmedi.
“hadi o zaman oyunla başlayalım” diye ayaklandı Demet. “Gözlerini bağlasak senin için mahsuru olur mu?” diye sordu Nazlı. “Oyunu merak ettim” diye yanıtladım. İkisi de güldüler. Demet üzerimdeki atleti çıkardıktan sonra ellerini göğüslerimde biraz dolaştırdı önce. Sonra da az önce Nazlı’nın çıkardığı gravatımla gözlerimi bağladı.
Dört el bir müddet göğüslerimde, göbeğimde dolaştı. Sonra kemerim açıldı. İki kadın beni ellerimden tutup ayağa kaldırdılar. Önümdeki kabarıklığa tepkileri “offf….” Oldu. Pantolonumun üzerinden birkaç kez sıkıştırıp okşadılar. Sonra fermuarımı da açıp pantolonumu ayaklarıma düşürdüler. Eller bu kez ayakkabılarımın bağcıklarını çözüyordu. Teker teker ayakkabılarımı, çoraplarımı ve pantolonumu tamamen çıkardılar. Sonra iki kadın bacaklarımı okşayarak baldırlarıma, kasıklarıma kadar çıktı. Kalkmış aletimi siyah boxerim üzerinden biraz okşayıp yavaşça aşağı sıyırdılar. Aletim yay gibi sallanmıştı birden boxerdan kurtulunca. “Bakalım kimin dili” diye seslendi Demet. Tam başının altına sünnet çizgisinin hem üstünde bir ıslaklık hissettim. Sonra bir tane daha. Sonra başından köküne kadar ince bir çizgi ile yaladı o dil aletimi. Az önce iki kadının da dilini somurmuştum. Demet’in dilinin ucu biraz daha geniş idi. Aletimdeki dil Nazlı’nın olmalıydı çünkü onun dili bayağı bayağı sivriydi. Sonra ikinci dil darbesi geldi. Daha kalın bir çizgi ile başından köküne kadar yaladı. “ilki demet, ikincisi Nazlı” deyince güldüler. “Tek öpüşmeden anladın tabi uyanık” diye güldü Nazlı. Beni tekrar koltuğa oturttular. “Bakalım kimin dudakları” diye sordu bu kez Nazlı. Hafif geriye doğru kaykılarak oturduğm için aletim göbek deliğime kadar boylu boyunca uzanmıştı göbeğime. Sıcak bir çift dudak yavaş yavaş kaydı kökünden başına kadar. Sonra hiç el değmeden aletimin başını arasına aldı iki dudak ve biraz ağzına soktu. Sonra aynı yavaşlıkla çıkardı. Bu kez biraz daha etli iki dudak direk başını kavradı ve arasından kaydırıp ağzına aldı. Birkaç kez somurduktan sonra da yavaşça çıkardı. Bu kez tahmin edememiştim. “Tahmin edemedim” dedim. “%50 şans” diye yanıtladı Demet. “O zaman ilki Nazlı ikincisi Demet” deyince ikisi de güldü. “Gerçekten bilemedin” dediler. “Bu kimin eli” diye seslenince Nazlı bir el kavradı aletimi. Usulca sıvazladı yukarı aşağı birkaç kez, Sonra bıraktı. Bu kez başka bir el aldı ve aynı şekilde sıvazladı birkaç kez. “İlki Demet, ikincisi Nazlı” diye hızla yanıtladım. “Sabırsızlandın” diye güldü Nazlı. “yani ateş gibi iki hatunun önünde çırıl çıplak ve erekte olunca insan biraz sabırsızlanıyor” diye gülerek yanıtladım. Bir el aletimi kavradı önce, sora da iki dudak başına öpücük kondurdu. Sonra aletimi tekrar göbeğimin üzerine bıraktılar ve bu kez dört dudak başından köküne kadar usul usul yalayarak indiler. Taşaklarıma geldiklerinde dillerini hissettim önce taşaklarımda. Anlaşılan Demet hala solumda, Nazlı da hala sağımdaydı. Taşaklarımdan bu kez yukarıya doğru yalayarak çıktılar. İkisi birden aletimin tam başının üzerine deli gibi dil darbeleri atıyordu. Aldığım zevkle aletimi hareket ettirdiğimde dillerinin arasından yukarı kalkıyor, sonra ikisinin dilinin arasından tekrar göbeğime düşüyordu. “Berrin’in anlattığından fazlası varmış burda” diye seslendi Nazlı. Sonra aletime olan temaslar kesilip öpüşme sesleri duymaya başladım. Anlaşılan iki kadın birbirlerini öpmeye başlamışlardı. Öpüşme sesi kesildiğinde sanırım ayağa kalktılar. “Şimdi kim olduğumuzu bil bakalım” diye seslendi Demet. Başımı hafif öne çektiğimde mis gibi portakal çiçeği kokusu dolmuştu burnuma. Anlaşılan birisinin kadınlığının tadına bakmak üzereydim. Dilimi hafifçe dışarı çıkarıp yukarıya doğru kaydırdığımda çoktan ıslanmış ve sımsıcak bir kadınlığa değdim. Birkaç dil darbesi attım önce. Dudakları dışa çıkık ve hafif etliydi. Kilitorisi bariz şekilde büyümüştü. Dilimin ucundaki kadınlık bir anda uzaklaştı. Bu kez ikincisi geldi. O da mis gibi portakal çiçeği kokuyordu. “Festival gibisiniz” deyince ikisi de güldü. “Ne festivali” diye sordular. “Portakal çiçeği festivali, Adana’daki deyince kahkahayı patlattılar. “ilki Nazlı, ikincisi Demet” diye yanıtladım. “vayyy.. çok başarılı” diye gülerek göz bandımı açtılar.
İki kadın da  kırmızı yarım sütyenler, kırmızı jartiyer takımları, yüksek topuklu kırmızı ayakkabılar ile karşımda ayakta duruyorlardı. “kim kazandı?” diye sordum. “Hepimiz, sadece sırayı belirlemiş olduk” diye güldü Demet. Nazlı ve Demet birbirlerine yaklaşıp ellerini birbirlerinin vücutlarında usul usul dolaştırmaya başladı. “İzlemeyi sever misin, seni biraz daha çıldırtmak istiyoruz” diye seslendi şuh bir ses tonuyla dudaklarını büzerek Nazlı. “gerçi o canavar açıkta bize doğru attıkça senden çok biz çıldıracağız galiba” diye gülümsedi Demet bir yandan Nazlı’nın kalçalarını okşarken.
Yaklaşık aynı boydaki bu iki kadının vücudu mükemmeldi. Resmen manken gibiydiler ve şu anda üzerindekilerle Victoria Secret defilesinde gibiydiler. “Victoria Secret Melekleri gibisiniz” diye seslendim. “Senin gibi bir bereket tanrısına ancak yakışırız” diye iltifatla karşılık verdi Nazlı.
Demet’in vücudu Nazlı’ya göre biraz daha ince idi. İkisinin de bacakları, bedenlerine oranla uzundu. Pürüzsüz tenlerinden tek bir tüy bile olmamalıydı. Çünkü kadınlıkları tertemizdi. İkisinin de tam kilitorisinin birkaç santim üzerinde şekilli kesilmiş tüylerinden başka bir şey görünmüyordu. Normalde birçok kadında esmerleşmiş olan bölgeler, ikisinde de hala ten renklerindeydi. Odanın loşluğu içinde televizyondan gelen müzik ile, erotik gece yarısı şovları gibi iki kadın sehpanın üzerinde yüksek topuklu ayakkabılarla kuğu gibi süzülüp birbirlerini okşuyorlardı. Aletim resmen kalbimle birlikte atıyor, ağır başı göbeğime her düştüğünde şap şap ses çıkarıyordu.
Nazlı ve Demet ayakta birbirlerinin vücutlarını okşarken öpüşmeye başladılar. Yumuşak bir şekilde öpüşüyorlardı. Sonra Nazlı hafifçe aşağı doğru eğilip Demet’in boynundan başlayarak göğüslerine kadar yalayarak indi. Önce sol göğüs ucunu, sonra da sağ göğüs ucunu dudaklarının arasına alıp emdi. Tüm bunları yaparken gözlerimin içine bakıyordu. Sonra yere diz çökerek göğüslerinden kadınlğına kadar diliyle ıslak bir çizgi çekerek indi. Demet’in kalçalarından tutup biraz kendine çekti ve dili ile kadınlığına birkaç dil darbesi attı. Bu darbeler Demet’in ellerini kendi göğüslerine götürmesini ve başını hafif arkaya atmasına sebep olmuştu. Sonra o da dönüp gözlerimin içine baktı. Nazlı arkasını bana dönerek dizlerinin üzerinden yavaşça kalkarken muhteşem kadınlığını ve kalçalarını gözlerime sundu. Pırıl pırıl parlıyordu. İkisinin de kadınlık sıvıları bacaklarının arasından yavaş yavaş sızıyordu. Yerimden kalkıp sehpaya doğru hareket ettim. Önümde eğilmiş ve Demet’in göğüslerini yalamakla meşgul olan Nazlı’nın kalçalarını hafifçe okşadım. Sonra da dilimi yavaşça kadınlığına uzatıp birkaç dil darbesi attım. Nazlı doğruldu ve yüzünü bana döndü. Kadınlığını tekrar bana sunduğunda Demet ona arkadan sarılıp göğüslerini kavramıştı. Ellerimle Nazlı’nın bacaklarını okşadım. Gerçekten hiç prüz ve tüy dahi yoktu. İpek gibi bir teni vardı. Birkaç dil darbesi atmıştım ki Nazlı ve Demet yer değiştirdiler ancak bu kez yüzyüzelerdi. Onlar yukarıda öpüşüp birbirlerinin vücutlarını okşarken, önümde Demet’in kalçalarını okşadım hafifçe ve onları ayırıp sıkıp bıraktım birkaç kez. Muhteşem kalçaları vardı, spor yaptığı belliydi ikisinin de çünkü sıkıydı kalçaları. Kalçalarının yanaklarını ayırıp dilimi aşağıdan kadınlığına uzattım ve birkaç dil darbesi attım.
Sonra tekrar koltuğa oturup elime viski kadehimi aldım. Bir de sigara yakıp iki kadının muhteşem şovunu izlemeye devam ettim. Birkaç dakika daha ayakta birbirlerini okşadılar, göğüslerini, kalçalarını sıktılar, öpüştüler, dillerini somurdular. Ve bütün bunları benim gözlerimin içine baka baka, beni dele dele yaptılar. Sigaram bitmişti ki Demet seslendi “Hadi yanımıza gel” diyerek beni davet etti. Koltuktan kalkıp sehpanın üzerine çıktım ben de. Ellerimi iki kadının kalçalarına attım hemen. Yüzyüze ve birbirlerine yapışıktılar. Demet solda, Nazlı sağdaydı ve göğüs göğüselerdi. Başımı göğüslerinin arasına yerleştirip birkaç kez dilledim. Sonra kaldırdım ve Nazlı ile öpüşmeye başladım. Aletim iki kadının arasındaydı. Sıcacık tenleri arasında sıkıştırmışlardı. Ben Nazlı ile öpüşmeye başlayınca Demet aşağıya doğru eğildi ve diz çöktü önümüzde. Eliyle aletimi birkaç kez sıvazladıktan sonra başını ustaca ağzının içine alıp somurmaya başladı. Nazlı dudaklarımdan kurtulup Demet’in yanında diz çökmekte gecikmedi. Şimdi iki kadın aletimi dudaklarıyla ve dilleriyle seviyorlardı. Ellerimi saçlarna götürüp okşamaya başladım. Demet aletimin başını ağzına alıyor, birkaç kez dilliyor sonra yarısından fazlasını boğazına kadar sokup somuruyor ve tekrar çıkarıyordu. Nazlı ise daha sakin ama etkili darbeler atıyordu aletime. Demet aletimi sapından kavrayıp başını biraz havaya kaldırdı. Sonra ikisi birden aletimin başına, sünnet çizgisinin altına, tam deliğinin üzerine darbeler atmaya başladılar. İçim gıdıklanıyordu, sona doğru yaklaşıyordum ki birden durdular. “Seni çıldırtacağız bu gece” diye gülerken Demet aşağıdan döl yoluma baskı uyguluyarak boşlamamı engellemişti. “Ondan eminim” diye yanıtyalabildim sadece. Birkaç kez daha bunu yaptıklarında artık aletimin başı resmen morarmıştı. Boşalmak istiyordum ama tam boşalacağım anda duruyorlardı. “Hadi artık lütfen” diye mırıldandım. İkisinin de umrunda  değildi. Ama sonunda onlar da dayanamadılar ve Demet’in birkaç kez sıvazlaması ve ikisinin birden attığı dil darbeleri ile spermlerim özgürlüğüne kavuşmaya başlamıştı. Başımı geriye attığımda hissettiğim aletimin başının boşalırken bir ağzın içinde olduğu oldu. Baktığımda Nazlı çoktan sokmuştu ağzına aletimi ve hala başına dil darbeleri atıp beni çıldırtırken bir yandan da somurmaya devam ediyordu.
Benle işi bittiğinde kendimi sehpadan koltuğun üzerine nasıl attım bilmiyorum. Ama iki kadın şehvetle öpüşmeye başlamış ve spermlerimi ağızdan ağıza değiştirip duruyorlardı. Sonunda onlar da yalanıp yutkundular. “Siz çılgınsızın” diyebildim sadece titrerken az önceki aldığım zevkle. “Sen de öyle” diye yanıtladı Nazlı. “Delisin sen” diye ekledi Demet. Viski kadehlerine uzandılar ve benimkini de uzattılar. Bir yudum alıp kendimi yine koltuğa bıraktım. Demet bir sigara yakıp uzattı. Tabi Camel onu biraz öksürtmüştü. Sonra uzanıp yanağıma bir öpücük kondurdu. Aynısını Nazlı da yaptı. O da yanağımdan öptü. Viski kadehlerinden büyük bir yudum alıp ağızlarını güzelce çalkalayıp yuttular. Sonra bir yudum daha alıp yanıma uzandılar. Kendimi toparlamıştım. Sol tarafımdaki Nazlı’nın başını çenesinden tutup hafifçe kaldırdım ve dudaklarına uzandım. Nazlı’nın kucağıma gelmesi hiç de uzun sürmedi. İnmiş aletimin üzerine kadınlığının sıvıları damlıyordu resmen. Biraz öpüştükten sonra “gece uzun, acelemiz yok” diyerek indi Nazlı kucağımdan. “Evet, hiç acelemiz yok” diyerek Demet doldurdu bu kez kucağımı. Öpüşmeye başladık onunla da. Ellerimi kalçalarında gezdirmeye başladım. Sıkıp bırakıyor, okşuyordum. Dudaklarımı dudaklarından kurtarıp yarım sütyeninin dışında kalan göğüslerine baktım bir müddet. “harikalar” diye mırıldandım ve sol göğsüne yamuldum. Nazlı hemen solumuzda bizi seyrediyor, bir yandan da saçlarımı okşuyordu. Sağ göğüsene uzandım Demet’in ve bu kez küçük ısırıklar atmaya başladım göğüs ucuna. Benden boşalan sol göğsüne ise Nazlı uzandı bu kez Demet’in. Demet Nazlı’nın çenesine uzanıp onu kendine çekti ve iki kadın öpüşmeye başladılar.
Demet yavaşça kucağımdan Nazlı’ya doğru kaydı. Anlaşılan iki kadın birbirleri ile sevişmekten gerçekten zevk alıyorlardı. Ayağa kalktım. Viski kadehlerini ellerine tutuşturdum önce “Bu geceye” diye kadeh kaldırdık. Birer yudum aldıktan sonra viski kadehlerini bırakıp öpüşmeye devam etti Demet ve Nazlı. Biraz izledikten sonra dudaklarımı onlara yaklaştırdım. Önce Nazlı uzandı dudaklarıma ve dillerimiz kayboldu ağızlarımızda. Biz Nazlı ile öpüşürken Demet de ikimizin yüzünü yalıyor, öpüyordu. Sonra Demet ile öpüşmeye başladık. Dudaklarımız ayrıldığında Demet’in elinden tuttum ve “Hadi yatağa geçelim” diye fısıldadım. Üçümüz el ele yatak odasına geçtik. Dizlerimizin üzerinde yine yatakta öpüşmeye devam ederken Demet ve Nazlı ellerini artık yavaş yavaş erekte olmaya başlamış aletime uzattılar. “Ağzımda büyütmek istiyorum” diyerek aşağıya, ikimizin arasına sırt üstü yattı Nazlı. Aletimi ağzına yerleştirip somurmaya başladı. O somurdukça aletim büyüyor, büyüdükçe daha derine sokmaya uğraşıyordu. Ben de yukarıda Demet’in göğüslerine yamulmuş onları emiyor yalıyor, bir yandan da kalçalarını sıkıyor, ayırıyor, okşuyordum.  Demet kendini yatağın üzerine bıraktı sırt üstü. Ben de Nazlı’nın kadınlığına yöneldim. Ters 69 olmuştuk Nazlı ile şimdi. Başımı bacaklarının arasında hissedince iyice ayırmıştı bacaklarını. Kadınlığının dudaklarını iki parmağım ile ayırıp arasını dillemye başladım. Demet’in bana katılması uzun sürmedi. O da Nazlının bacak arasına girmişti. İkimiz birden bir yandan Nazlı’nın kadınlığını yalıyor, dillerimizi sokuyor, bir yandan da arada birbirimizle öpüşüp dillerimizi somuruyorduk. Nazlı altımızda kıvrım kıvrım kıvranıyordu. Aletim yine ilk andaki gibi sert ve büyüktü. Nazlı birkaç kez daha aletimi sıvazladıktan sonra eliyle altımızdan sıyrılmaya başladı. Bu kez Nazlı Demet’in kadınlığına yamuldu hemen yanı başındaki. Demet kendini sırt üstü uzattı yatağa ve bacaklarını iyice ayırdı Nazlı için. Ben de eğilip Demet’in göğüslerine saldırdım. Altımızda kıvrım kıvrım kıvranıyordu Demet. Dilimle bütün bedenini yalayarak Nazlı’nın yaladığı kadınlığına ulaştığımda Nazlı ile buluştu dudaklarımız. Sonra ikimizin dili de Demet’in kadınlığına uzandı. Artık iki kadının birinin içine girmek için sabırsızlanmaya başlamıştım. İkisi de birbirinden sulu, ikisi de birbirinden sıcaktı. Etli dudakları, portakal çiçeği kokuları, tatlı mayhoş tadları ile fazlasıyla baştan çıkarıcıydı ikisi de. “Hadi gel” diye fısıldadı Nazlı yavaşça. Anlaşılan ilk Demet’in kadınlığında ilerleyecektim. Nazlı’ya doğru hareketlendim. Demet’in bacaklarının arasından yer açtı bana. Yatağın baş ucundaki komidine uzanınca prezervatif alacağını düşündüm ama o kayganlaştırıcı getirdi. Önce avcunun içine döküp aletimi birkaç kez sıvazladı. Bu arada Demet de dirseklerinin üzerine doğrulmuş ve herşeyi görmek istercesine bir pozisyon almıştı. Böyle girebilmem çok mümkün olmayacaktı. Girsem de Demet’in üzerine uzanmam gerektiği için o göremeyecekti. Yatağın kenarına kadar geri kaydım ve Demet’i de dizlerinin altından tutup tam yatağın kenarına kadar çektim. “vayyy… sertleşiyoruz” diye takıldı Nazlı. “Lütfen yavaş gir, çok büyüksün” diye mırıldandı Demet. Başını yavaşça ittirmeye başladığımda dişlerini sıkmaya başlamıştı bile Demet. Nazlı onu sakinleştirmek için saçlarını okşarken eğilip dudaklarına bir öpücük kondurdu. Biraz daha ittirdiğimde başını Demet geri kaçmak istedi. “Büyük seviyorsunuz sanıyordum” diye mırıldandım. “Alışkın değilim sadece” diye yanıtladı Demet. Biraz daha ittirdiğimde başı daha yeni girmişti ki “Lütfen dur, yavaş yavaş” diye inledi Demet. Kayganlaştırıcıya rağmen zorlanıyordum. Gerçekten çok sıkıydı. Vıcık vıcıktı ama yine de sıkıydı. Yavaşça ittirmeye devam ettim. Ben girdikçe Demek ohhh… çok büyük, ohhh çok büyük” diye inliyordu. Tamamını sokmam neredeyse 30 saniyeyi bulmuştu. Milim milim girmiştim. Hala dışarıda kalan 1 parmak kalınlığında bir kısım vardı. Onu da sokmak istediğimde içeride aletimin başının biryerlere değdiğini hissediyordum. Demet dirsekleri üzerinde başını sağa sola sallıyor, “harika…. Harika” diye mırıldanıyordu. Artık alışmıştı anlaşılan. Geri çekerken içinden çıkan aletimi gördükçe gözleri fal taşı gibi açılıyor “inanılmaz, inanamıyorum” diye sayıklıyordu.
Nazlı eğilip Demet’in dudaklarına yumuldu. Ben ise ayak bilekleri ellerimde yavaşça hızlanmaya başladım. Başına kadar çekip tekrar sokuyordum. Sağ ayağını bırakıp sağ elimi de kadınlığına götürdüm. Sokup çıkartırken kadınlığında kilitorisine de baş parmağım ile baskı yapmaya başladım. Artık her vuruşta taşaklarım kalçalarında patlıyordu. Demet’in inlemeleri her yerimde yankılanıyordu resmen. Nazlı Demet’in yüzüne oturdu. Öne doğru eğilince ben de öne doğru biraz eğildim ve öpüşmeye başladık. Demet’in inlemeleri, Nazlı’nın kadınlığını iştahla yalamaya dönüşmüş, ben de elimi Demet’in kilitorisinden çekip Nazlı’nın diri ve iki portakal büyüklüğündeki dik göğüslerine uzatıp onları yoğurmaya başlamıştım.
Birden durdum. Aletimin tamamı Demet’in içinde öylece bekledim. Nazlı’yı kendime çekip göğüslerini ağzıma aldım. Kadınlığına uzanıp bir parmağımı yavaşça içine soktum. “Offf… harikasın” diye inledi Nazlı. Yavaş yavaş, sıcak, dar ve vıcık vıcık amın keyfini çıkarırken sikim aşağıda, parmaklarım ile Nazlı’yı beceriyordum. İşaret parmağımın yanına orta parmağımı da yerleştirip aynı anda iki kadını birden becermeye başladım. Nazlı’da artık iyice genişlemiş ve rahatlamıştı. Ona kolay girecektim.
Aletim’i Demet’in kadınlığından çıkardım. Nazlı’yı çevirip hemen onun yanına dört ayak pozisyonuna getirdim. Demet ve Nazlı’nın dudakları yine buluşmuştu bu esnada. Arkadan yavaşça yüklendim Nazlı’ya ama girmekte zorlanmıştım yine. İki parmağımla genişlettiğimi düşünmüştüm ama Nazlı hala fazlasıyla sıkıydı. Birkaç kez girmeye çalıştım ama her seferinde Nazlı ürküp kendini öne kaçırıyordu. Bu kez onu da Demet gibi sırt üstü yatırdım. O da dirseklerinin üzerine kalktı. “Girmeni seyretmek istiyorum” diye mırıldandı. Demet de pür dikkat Nazlı’nın kadınlığına girişimi seyrediyordu. Başını ittirince yavaş yavaş gerisi de geldi. Bu pozisyonda rahat girmiştim. Yavaşça hızlandım. Uzanıp üzerine göğüslerini yaladım. Demet benim yanıma gelip başımı Nazlı’nın göğüslerinden kaldırdı ve dudaklarıma saldırdı. Sonra da başımı göğüslerine indirdi. Kendi göğüslerini sırayla istediği kadar ağzıma sunuyor, bana yalattırıyor, emdiriyor, sonra geri çekiyordu. Sağ elimi kadınlığına uzatıp iki parmağımı Demet’in içine soktum bu sefer. Şimdi Nazlı’nın sıcak ve sıkı kadınlığını aletimle, Demet’i ise parmaklarımla beceriyordum. İkinci posta olduğu için dayanma sürem daha uzundu. Demet’in dudaklarına yapışıp “hadi Nazlı’nın üzerinde domal” diye fısıldadım kulağına. İkiletmedi. Bir ayağını hemen Nazlı’nın göbeğinin üzerinden karşıya atıp dört ayak oldu. Deli gibi öpüşmeye başladılar Nazlı ve Demet. Aletimi Nazlı’nın kadınlığından çıkardım ve Demet’e yaslayıp ittirdim. Başını yerleştirdim yavaşça. Sonra tek seferde yüklenince Demet kaçmaya çalıştı ama kasıklarından yakalamıştım. Sertçe vurmaya başladım. Bu arada elimle ufak ufak kara deliğini yokluyordum. Yol açıktı belli ki ancak daha baş parmağımı hafifçe ittirmiştim ki “Ne olur, şimdi değil” diye inledi Demet. Anlaşılan gecenin devamında keşfedilecek en azından bir tane kara delik vardı.
Demet’in kadınlığından çıkıp bu tekrar Nazlı’ya gömdüm aletimi. Bu arada Demet Nazlı’nın üzerinden kalktı ve tekrar yanıma gelip dudaklarıma yapıştı. Yataktan inip bacaklarımın arasına geçti. Aletimi Nazlı’nın kadınlığından çıkarıp ağzına sokup çıkardı. Sonra tekrar kendi elleriyle yerleştirdi. “Hadi Cenk, durma, sik beni, daha hızlı sik” diye mırıldanmaya başladı Nazlı. Demet tekrar ayağa kalkmış, arkama geçmişti bu sefer. Elleriyle belimi yanlardan kavramış ve Nazlı’ya giriş çıkışlarımı kontrol etmeye çalışıyordu. Demet tekrar beni geri çekti ve aletimden kavrayıp beni yatağın üzerine çıkardı. Yatağın baş kısmındaki yastıkları toplayıp beni sırt üstü uzattı. Aletimi kökünden kavrayıp üzerine oturdu kalçaları bana dönük olarak. Benim hiçbirşey yapmama gerek kalmadan oturup kalkmaya başladı. Zevki yarım kalan Nazlı kalkıp başucuma geldi ve bir bacağını üstümden diğer tarafa atıp kadınlığını dayadı ağzıma. Ellerimi kalçalarına götürüp Nazlı’nın onları sıkıp bırakıyordum. Bir yoklama da ona çektim baş parmağımla kara deliği için, tepki vermeyince baş parmağımın bir boğumunu içeri sokmuştum bile. Nazlı başımı kadınlığına daha fazla bastırmaya başladı. Sonra kendini geri çekip arkasını döndü bu kez ve öne doğru eğildi. Şimdi kara deliği dilimin ucundaydı. Belli ki hazırlanırken temizlenmişlerdi de çünkü mis gibi kokuyordu. Birkaç dil darbesi attığımda açılıp kapanmaya başladı kara deliği. Ben etrafını yaladıkça Nazlı kalçalarını yukarı aşağı, sağa sola sallıyordu ufak ufak. Demet’i hafifçe öne doğru ittirdi Nazlı. Demet anlamıştı. Aletimin üzerinden kalktı ve Nazlı’ya bıraktı. Nazlı yüzünü bana dönüp oturdu aletimin üzerine. Önce göbeğime düşmüş aletimin üzerinde birkaç kez kaydırdı kendini. Sonda kavrayıp dimdik hale getirdi ve yavaşça oturdu üzerine tuvalete oturur gibi. Ellerini göğüslerimin üzerine koyup sadece bedenini dizlerinden yaylanarak oturup kalkmaya başladı aletimin üzerine. Bu kadın bu pozisyonda çok iyiydi. Tüm kontrolü ele almış, istediği hızda istediği kadar oturuyor, sonra kalkıyordu. Bazen yavaşlıyor, bazen hızlanıyor, bazen sadece başını alıp geri çıkıyor ama tam çıkacakken tekrar komple içine alıyordu.
Doğrulup göğüslerinden birini yakalamak istiyordum ama yetişemiyordum. Bunun üzerine dizlerini yanlara koydu Nazlı önce ve yaklaşınca ben de uzanıp sol göğsünü ağzıma almaya başladım. Demet hemen baş hizamızda bitmişti. Ama elinde belden bağlamalı bir vibratör vardı. İkimiz de bir anda durduk Nazlı ile. Ben şaşırmıştım.  Nazlı’nın dudaklarına uzattığında Nazlı iştahla yalamaya başladı plastik yarağı. Benimkine nazaran oldukça ince ve biraz daha kısaydı. “Bunu da istiyor musun” diye seslendi Nazlı’ya. “O zaman yala bakalım orospu” diye tekrar soktu Nazlı’nın boğazına kadar plastik yarağı. Nazlı öğürecek gibi olunca çıkardı geri. Şaşkınlıkla “Bunu bana da kullanmayı düşünmüyorsunuz umarım” deyince olayın tüm şehveti gitmiş, bir anda kahkahaya boğulmuştu kızlar. Hatta Nazlı gülerken üzerimden yana devirmişti kendini. Demet belinde bağlı plastik yarakla güldükçe hem yarak sallanıyor, hem de göğüsleri hop hop hopluyordu.
“İlk defa mı görüyorsun” diye sordu Demet. “Evet” diye yanıtladım. “Bekle o zaman” diyerek Nazlı yataktan kalktı ve dolabın içindeki çantadan 2 tane daha çıkardı. Bir tanesi vantuzlu, diğeri ise hem vantuzlu hem de iki başlı olanlardandı. “Bunlar bizim oyuncaklarımız” diye güldü Nazlı. “Herkes senin gibi bereket tanrısı değil ve uzun dayanamıyorlar” diye güldü Demet. Ve seni arkadan alabilmek için bunlara gerçekten ihtiyacımız var, yoksa hayatta giremezsin” diye uzanıp yapıştı dudaklarıma tekrar. Enteresan olabilirdi aslında diye düşündüm bir yandan. “Şu çift başlı enteresanmış” dedim. “Demet en çok onu seviyor.” Diye güldü Nazlı. Bu arada demet o vibratörü alıp ağzına götürdü ve ikisini de ayrı ayrı yaladı. “Seninki kadar olmasa da, bunlar işimizi çok görüyor” diye güldü Demet. “Porno filmlerde gördüm ama canlı hiç görmemiştim” dedim. O zaman biraz seyret diyerek üzerimden kalkıp Demet’e yöneldi Nazlı ve dudak dudağa öpüşmeye başladılar yine. Birbirlerinin vücutlarını da hoyratça yoğuruyorlardı bir yandan.
Nazlı benim kucağıma kalçaları tam göz hizama gelecek şekilde domaldı. Demet belden bağlamalı vibratörü eline sıktığı kayganlaştırıcyla sıvazladıktan sonra sokmaya başladı plastik yarağı Nazlı’nın amına. Bayağı bayağı sikiyordu vibroterle Nazlı’yı. Hem de kökleye kökleye. Ellerimle Nazlı’nın kalçalarını okşamaya, sıkıp bırakmaya başladım ben de. Baş parmağımı yavaşça kara deliğine bastırdım. Bir boğumunu çoktan sokmuştum içeriye. Demet uzanıp dudaklarıma yapıştı bir süre Nazlı’yı sikerken. Şimdi amında vibratör götünde benim işaret parmağım vardı Nazlı’nın ve inlemekten başka yapabileceği hiçbirşey yoktu.
Demet parmağımı Nazlı’nın kara deliğinden çıkarıp emdi önce. Sonra belindeki vibratörü Nazlı’nın kara deliğine biraz kayganlaştırıcı damlatıp ittirmeye başladı. Nazlı önce biraz kendini kastıysa da Demet’in kalçalarında patlattığı tokatlar gevşetmişti onu. Bu kız götten sikmeyi biliyordu. Vibratörün tamamını santim santim sokmuştu Nazlı’nın götüne. Nazlı ince ince inliyordu. Yavaş yavaş geriye doğru kaydırdı kendini ve aletimi bir anda ağzına alıp somurmaya başladı. “Hadi Cenk, artık seni götümde istiyorum” diye inledi doğrulurken. Demet Nazlı’nın götünden çıktı bir hamlede. Nazlı hızlıca sırtı bana dönük şekilde pozisyon aldı. Demet kayganlaştırıcıdan biraz eline döküp aletimi sıvazladı birkez. Sonra Nazlı yavaşça oturmaya başladı üzerine. Hırlıyordu resmen. Kara deliği resmen aletimi sımsıkı kavramıştı. Demet ise iyice yanaşmış, devasa aletin milim milim Nazlı’nın kara deliğine girişini izliyordu. Arada uzanıp Nazlı’nın göğüslerini öpmek istiyor ama Nazlı buna müsaade etmiyor “Ne olur dokuna” diye inleyerek onu engelliyordu. Artık aletimin başı görünmez olmuştu. Devasa aletimin başı yara yara ilerliyordu Nazlı’nın kara deliğini. “Ben bunu hayatta alamam” diye mırıldandı Demet.
Nazlı artık yarısını almıştı içine neredeyse. Fazlasıyla ağır, fazlasıyla kontrollü gidiyordu. Çıkardığı sesler acıdan çok zevk almaya başladığını belli ediyordu. Uzanıp Demet’in kolundan çekti kendine ve dudaklarına ateşli bir öpücük kondurdu. “Böyle olmayacak” diye mırıldandığı anda bir anda kendini bırakıp üzerime oturması ile kalkması bir oldu. Kara deliğini tuta tuta “ufff… çok canım yandı, hayvansın sen” diye seslendi.  “Yapmak zorunda değiliz ki!, Zevk almak için buradayız” diye yanıtladım. “İstiyorum!” diye yanıtladı. Seni götümde, Demet’i amımda istiyorum” diye tekrar çömeldi. Demet hemen kayganlaştırıcıyı aletime boca edip sapından kavradı ve dik bir pozisyona getirince Nazlı yavaşça tekrar oturmaya başladı üzerine. Bu sefer daha hızlı alıyordu içine. Santim santim giriyordum. Yarısını geçince artık bayağı alışmış olmalı ki tek seferde oturdu üstüne. “Yarağının başı önden yarararak ilerliyor ya, o beni çıldırtıyor” diye mırıldandı birkaç saniye sadece üzerinde otururken. Sonra yavaşça kalktı. Başına kadara çıkarıp tekrar yavaşça oturdu. Alışmıştı artık. Ellerini geriye göğüslerimin hizasından yatağa koydu. Artık tempoyu yakalama zamanıydı. Çok da güzel yakalamıştık. O yavaş yavaş oturup kalkıyor, ben de onunla sekronize yukarı aşağı çalışıyordum. Demet de Nazlı’nın önüne geçip kah benim taşaklarımı, kah Nazlı’nın kadınlığını yalıyor, elleriyle Nazlı’nın göğüslerine uzanıp onları yoğuruyordu. “Hadi demet, sik beni sen de” diye seslendi Demet’e. Demet avcuna biraz kayganlaştırıcı sürüp belindeki plastik yarağı sıvazladı ve Nazlı’ya yanaştı. Nazlı kendini tamamen benim üzerime bırakıp bacaklarını havaya kaldırdı. Demet yavaşça sokmaya başladığında Nazlı başını sağa sola sallayarak aldığı zevki belli ediyordu. “Hadi sikin beni, amımı götümü parçalayın, dağıtın” diye hareketlenmeye başladığında Demet plastik yarağın tamamını yerleştirmişti sanırım Nazlı’nın kadınlığına.
Demet hareket etmeye başlayınca onunla birlikte ben de başladım. Plastik yarağın Nazlı’nın amında giriş çıkışlarını aletimin üzerinde hissediyordum resmen. İlk başlarda birimiz girip öbürümüz çıkıyorduk güzel bir tempoyla “aynı anda, aynı anda” diye inlemeye başlayınca Nazlı ikimiz de aynı anda hareket etmeye başladık. Nazlı iyice çıldırmıştı. Ben de fazlasıyla yaklaşmıştım sona. Deli zevk alıyorduk üçümüz de. Nazlı’nın nefesi iyice sıklaşmış bacakları isterik şekilde titremeye adeleleri kasılmaya başlamıştı. Demet’e doğrulmaya çalıştı ancak başaramayınca Demet onun üzerine eğilip dudaklarını birleştirdi iki kadın yine. Onun oluşturduğu baskı ile Nazlı neredeyse taşaklarıma kadar almıştı beni kara deliğine. Ben hiç hareket edemiyordum ama Nazlı aldığı zevki arttırmak için kalçalarını hafifçe oynatmaya çalışıyor ve bu beni fazlasıyla çıldırtıyordu. “Onu bana göster Demet” diye mırıldandı Nazlı. “Götüme giriş çıkışını görmek istiyorum” diye tekrar edince Demet Nazlı’nın içinden çıktı. Nazlı da üzerimden kalktı bir anda. Ayağa kalktığında kadınlığının sıvıları sol bacağından ince ince sızıyordu. “İçimi erittiniz” diye güldü bacağına sızanları eliyle silerken. Arkasını döndüğünde kalçalarının yanakları iki yana ayrılmıştı.
“Buraya gelin” diye seslenince ikimiz de yataktan kalkıp oturma odasına geçiyorduk ki “ben küçük bir temizlik yapayım” diyerek lavaboya yöneldi. Demet cep telefonunun kamerasını bir şekilde odadaki dev ekran televizyona bağlamıştı anlaşılan. Çünkü oturma odasına girerken televizyonda kendi mi görmüştüm.. “Kayıt da edeyim mi? İster misiniz?” diye sordu muzipçe. “Beni bozmaz” diye yanıtladım. “Seni çok sevdim” diye yanıma gelip yapıştı dudaklarıma.  
“Sever misin böyle şeyleri” diye sordu Demet ayakta ellerini göğüslerimde ve kalçalarımda dolaştırırken. “evet” diye yanıtladım. “Gerçekten mi?” diye sordu tekrar. Her cümlenin arasında dudaklarımız birleşiyor, birkaç saniye dillerimiz ağızlarımızda birbirine karışıyor, sonra ayrılıp birbirimize cevap veriyorduk ayakta bedenlerimizi de okşamayı ihmal etmeden. Bu da benim ereksiyonumu korumamda oldukça faydalı oluyordu doğrusu. İşin aslı ben boşalmaktan çok boşalmaya kadar olan süreci seviyordum galiba. Çünkü bu süreci ne kadar çok uzatırsam, o kadar fazla keyif alıyordum.
“Biliyor musun, ilk defa takıldığımız halde ve genel prensibimiz sadece tek gece olmasına rağmen, sanırım sen bu prensibimizi bize kırdıracaksın” diye fısıldadı Demet. “Bundan büyük mutluluk duyarım, öte yandan bu sadece bir eğlence ve herkes özgür” diye yanıtladım. “Kesinlikle, işte tam da bu yüzden sen fark yaratıyorsun” diye yanıtladı Demet. “Böyle düşünmenizi sağlayabildiysem ne mutlu bana” diye yanıtladım. “Peki Nazlı ne düşünüyor sence?” diye sorduğumda “O benden önce bunun onayını verdi zaten” diye fısıldadı. Her zamanki taktiğim yine gayet başarılı işe yaramıştı. Artık İstanbul’da macera dolu günlerin beni beklediği kesindi.
“oooo, ben yokken çok da uslu durmuyorsunuz anlaşılan” diyerek girdi Nazlı odaya. Sehpanın üzerindeki viski kadehlerini ellerimize tutuşturup kadeh kaldırdık “Anal sexe” dedi Demet gülerek “Seni de göreceğiz” diye yanıtladı Nazlı. Ayakta sarmaş dolaş olup bir müddet seviştik öylece birkaç dakika birbirimizin bedenlerini okşayarak. “Bana da küçük bir mola” diye ayrılıp lavaboya yöneldim.
Erekte halde çiş yapmak dünyanın en zor şeyi benim için. O yüzden önce soğuk su masajı yapıp aletimin biraz inmesini sağlamak zorunda kaldım. Soğuk suyun verdiği rahatlık, suyun sesi beni rahatlatmış ve rahatlıkla çişimi yapmıştım. Suyu biraz ılıştırıp altına girdim ve güzel bir duş aldım kollarımı duvara dayayıp boynuma masaj yaparken arkamdan bir çift kol sarıldı. Göğüs uçlarını hissettiğimde sırtımda Demet olduğunu anladım. Boynuma küçük bir buse kondurdu.
“Sana katılmak istedim” diye fısıldadı kulağıma. Yüzümü dönmek istediğimde “sadece böyle bir dakika durabilir miyiz? Suyu ve seni hissetmek istiyorum” diye mırıldandı. Gerçekten de sadece öylece durduk ılık suyun altında. İşin içine giren bu erotizm ayrı bir keyif vermişti. “Oooo.. çok erotik” diye seslendi Nazlı banyonun kapısından. “Böyle resminizi çekmek isterdim” diye ekledi. “Bence mahsuru yok” diye yanıtlayınca telefonundan resim çektiğinin sesini duydum. “Gelin de sizi kurulayayım” diye suyu kapattı. Banyodaki havlulardan birini alıp ikimizi de kurulamaya başladı. Banyo aynasından gördüğüm manzara duygusal anlamda beni de fazlasıyla tatmin ediyordu.
Demet’i kurulaması bitince bu kez Demet aldı telefonu eline ve “Bereket tanrısını kurulayan Melek” diyerek birkaç poz da o çekti. Banyodan çıkıp oturma odasına geçtik tekrar. “Siz yokken ben biraz hazırlık yaptım” diye güldü Nazlı. Sehpa’nın yerini hafif değiştirmiş, yatağın üzerindeki yorganı katlayıp sehpanın üzerine yerleştirmiş, iki tane yastık koymayı da ihmal etmemişti.
“Ooo. Güzel sahne ayarlamışsın” diye güldüm. “Hobisi bu” diye yanıtladı Demet. “Fotoğraf çekmeyi, film çekmeyi seviyorum” diye ekledi Nazlı. “Baksana, bizi nasıl çekmiş” diye gösterdiğinde gerçekten harika yakalamıştı pozumuzu. İkimizin de yüzü görünmüyor, bedenlerimiz birbirine yapışık, su tanecikleri bedenlerimizden aşağı süzülüyor, Demet’in kasıkları benim kalçalarımla bütünleşmiş ve göğüsleri hafifçe pot yapmış hemen kolunun altından. “Gerçekten muhteşem bir kare” diyebildim. “ooo.. onun daha ne çekimleri var böyle” diye güldü Demet. Sen evdeki stüdyosunu bir görsen aklın durur. Odasının birini stüdyo haline getirdi. “ diye ekledi. “yok canım, abartma sende, sadece seviyorum ve fotoğraf çekerken rahatlıyorum” diye yanıtladı Nazlı. “En çok ne çekmeyi seviyorsun?” diye sordum “Çıplak insan bedeni” diye yanıtladı. “Biz buna çıplak kadın” diyelim diye güldü Demet. “Tabi sonra da onlarla sevişmeyi de seviyor” diye ekledi kahkahalar atarak. “Ne var, beni böyle tavlamadın mı?” diye takıldı. “Hımmm.. hikaye ortaya çıkıyor yavaş yavaş” diye güldüm.
“Sevişmek mi istiyorsun, hikayeyi dinlemek mi?” diye dudaklarıma yapıştı Nazlı cevap vermemi beklemeden bir elini de aletime uzatıp. Dudaklarımı kurtarıp “hayır, o başlangıcı yerinde tekrar izlemek istiyorum” diye yanıtladım. “Uyanık seni, buna izin vereceğimiz ne malüm!” diye güldü. “Ben hep EVET cevabı için yaşıyorum” diye yanıtladım muzipçe. “Ama zorlamam” diye de ekledim. “Bunu benim götüme anlat istersen” diye güldü Nazlı. “Ben zorlamadım ki, o zorlandı” diye yanıtlayınca “Laf da yarıştırılmıyor senle” diye fısıldadı.
Bu arada Demet telefonu ile çekim yapmaya başlamıştı. “kayıttayım ona göre” diye seslendi. “oldu olacak internetten canlı da yayınlayalım” diye takılınca “İster miydin?” diye sordu Nazlı hevesle. “Nasıl yani?” dedim şaşırarak. “Yani internetten canlı yayınlamayı ister miydin?” diye sordu tekrar. “Yüzümüz görünmeyecekse neden olmasın, değişiklik olur” diye yanıtlayınca “Bekle o zaman” diye koştura koştura yatak odasına geçti Nazlı. “Sen gerçekten fazla bir adamsın” diye dudaklarıma küçük bir buse kondurdu Demet. “Niye ki?” dedim. Bu gece her fantazimiz gerçekleşiyor da ondan” diye yanıtladı. “Maskeler” diye gülerek geri geldi Nazlı. İki tane kırmızı tüylü ve simli maske vardı. Bir tane de siyah. Üçü de gözleri, yüzün burundan itibaren üst kısımlarını kapatıyor, ağız ve dudaklar açıkta kalıyordu sadece. Üstelik bir bone gibi takılıyor ve bonenin üst kısmında da farklı renk ve tipte saçlar olduğu için saç rengi dahi görünmüyordu. “oooo… süper bunlar” dedim. Nazlı siyah olanı benim kafama geçirip güzelce ayarladı. Sonra da Demet’inkini. Demet de onunkini taktığında iki kadın sarışın olmuşlardı. Dönüp aynaya baktığımda gerçekten tanınmamın imkanı yoktu. “off.. çok heyecanlı” diye yapıştı Demet dudaklarıma.
Saat gecenin 2sini gösteriyordu. “Peki nerden yayınlayacağız, facebook sayfandan değil herhalde?” diye güldüm. “yok yok, xxx programından” diye açıp gösterdi. “hahahaha… bu programdan ben de arada yayın yapıyorum” diye güldüm. “vaaayyyy…” diye güldü Demet. “eh, insanın en güzel yeri en gizli yeri olunca, bazen paylaşmak istiyor” dedim. “Gerçi bayanlardan çok travestiler ve biseksüeller ilgi gösteriyor ama” diye ekleyince “hiç buluştuğun oldu mu?” diye sordu Demet. Evet, Bursa’da çalışırken bir çift ile tanışmıştık 2 sene önce, oradayken çok keyifli zaman geçirmiştik. Sayelerinde de birçok yeni insanla tanışmıştım” diye yanıtladım. “Hımmmm… ben senin olayını çözdüm” dedi Nazlı. “Neymiş?” diye sordum. “Sen böyle yapıyorsun. Bulunduğun şehirde yani bir şekilde şans da sana gülüyor, doğru insanlarla bir kez bir araya gelip sonra onlara çok zekvli anlar yaşatıyorsun. Onlar da senin önünü açıyor” diye güldü. “Tıpkı bu geceki gibi” diye de ekledi Nazlı. “Aferin akıllı kızımıza, çabucak çözdü” diye dudaklarına yapıştım. “akıllıyım olum ben, işletme MBA’m var benim” diye güldü kalçama küçük bir tokat patlatırken.  “Peki ya siz?” diye sorunca “Yok, buna hiç cesaret edemedik. Ama en büyük fantazilerimizden birisi herkesin gözü önünde canlı yayında bir erkek ile birlikte olmaktı ki seninle gerçekleşiyor” diye yanıtladı. “O zaman tam sizin istediğiniz gibi olsun.” Deyince “Seni gerçekten tuttuk” diye boynuma sarılıp dudaklarıma yapıştı Demet.  “O zaman ne yapıyoruz?” diye sorunca “Hadi senin ilk geldiğin hale geri dönelim üzerimizi giyinelim” dedi Nazlı.
“Tamam, öyle olsun” diye yanıtladım. Maskeleri çıkardık. Hepimizin eşyaları dört bir yana dağılmıştı. Kızların jartiyerleri, çorapları, sütyenleri, saten sabahlıkları, benim gravat, gömlek, pantolon, boxer. Ama birkaç dakika içinde hepimiz benim odaya ilk geldiğim hale geri dönmüştük. “Bekle” dedi. Odanın içerisinde otelin logosu olan tüm nesneleri ortadan kaldırıp dolaba attı. Anlaşılan kafalarında bir senaryo vardı. Ben de koltuğa oturup elime viski bardağını aldım ve bir sigara yakıp onları izlemeye başladım.
Televizyona telefonun ekranını yansıttı Demet. Çantadan çıkardıkları telefonlar için kullanılan küçük tripodlardan birini de televizyonun yanına koydu Nazlı. Önce birkaç kez görüntü ayarlaması yaptılar. İkisi de çok heyecanlıydı. Sehpanın üzerindeki yorgan vs. tekrar yatak odasına gitmiş, ortalık derlenip toparlanmıştı. “Millet çıldıracak” deyince Demet, “millet derken?” diye sordum. “Ya şimdi biz girince görürsün. Bu saatte en kötü ihtimal 10bin kişi gelir” diye yanıtladı Nazlı. “Nasıl yani?” diye şaşırdım. “Yani sen olmasan 2-3binde kalırız. Ama şimdi 10bini buluruz” diye güldü Nazlı. “sizin baya baya kanalınız var anlaşılan” diye güldüm. “Sen nasıl denk gelmedin bize hayret” diye dudak büzdü Nazlı.
“Tamam herşey hazır, şimdi sen kameradan çık karşıya geç” deyince “Kafanızdakini merak ettim” diye sordum. “Ya şimdi biz hep giriyoruz, iki kız, milleti azdırıyoruz, kendimiz de azınca oyuncakları ortaya çıkarıyoruz. Kafamızdaki de hep birini bulduk, bu gece farklı olacak, az sonra gelecek, canlı yayını da kabul etti  falan tarzında bir şey” dedi Demet. “Bizi kırmadığın için teşekkürler” diye uzanıp öptü dudaklarımdan ateşli şekilde. Elimden tutup kaldırdı beni koltuktan. Viski kadehimi, kül tablasını, sigarayı falan da ortadan kaldırdı. Oyuncakları da sehpanın üzerine yerleştirdi güzelce.
Hoşuma gitmişti bu oyun. “Hadi başlayayım o zaman” deyince “tamam, ben işaret verince kapının dışına çıksan, ilk defa giriyormuş gibi olsa olur mu?” diye sorunca Nazlı. “Tamam öyle olsun” dedim gülerek. Hepimiz tekrar maskeleri takıp birbirimize yardım ettik ve düzelttik.
Programı çalıştırdılar. Televizyon ekranından görüyordum. “Daha görüntüyü yeni vermiş olmalarına rağmen birkaç saniye içinde 100 kişi gelmişti. “evet azgınlar ordusu, sonunda hayalimiz gerçek oluyor, sürprize hazır mısınız?” diye başlayınca konuşmaya yüzlerce kalp doldurmuştu ekranı. Mesajlar su gibi akıyordu. “off.. fıstıklar, dünya güzelleri, en güzel amlı kızlar geldi” diye. Bizim kızların yüzünden gülümseme eksik olmuyor, saten sabahlıkların içinden hafif göğüs dekoltesi, bacak dekoltesi verip milleti iyice coşturuyorlardı.
Birkaç dakika gelenlerle gelik yapıp mesajlara teşekkür ederken herhalde 5bin kişi falan olmuştu izlemeye başlayan. “Bu gece çılgın bir gece. Sonunda fantazimiz gerçek oluyor” diye fısıldadı şuh bir ses tonuyla Demet. “Bir misafirimiz olacak ve canlı yayında olmayı da kabul etti, üstelik bu gün tanıştık, tek kelimeyle beyefendi bir insan. “ dedi Nazlı. Millet deli gibi mesaj yazıyordu ekrana. “artık mesajları kapatıyoruz. Sadece kalpleri göreceğiz. Çünkü misafirimiz gelmek üzere” diyince ben usulca odanın dışına çıktım. Kapıyı hafif açık bıraktım ve tıklattım. “İşte geldi…” diye ayaklandı Nazlı ve Demet. Telefonu Demet tutuyordu.  Nazlı kapıyı açınca “Hoş geldin” diyerek elini uzatıp dudaklarıma küçük bir buse kondurup beni içeriye aldı. “işte misafirimiz” diye seslendi Demet Nazlı kapıyı kapatırken. “Bu gece o bizim bereket tanrımız, biz de onun melekleriyiz” diye ekledi.
“Bu yakışıklıyla bu gün tanıştık. Olağanüstü bir insan, çok beyefendi.” Diye övgülüyordu beni Demet biz Nazlı ile koltuklara doğru ilerlerken. “Bir tanrı diyorum” diye tekrarladığında telefonu yavaşça pantolonumun önüne doğru çevirdi. “Offf…. Burdan ne çıkacak çok merak ediyorum” diye iç geçirdi. “Ceketini çıkar istersen” diye seslenince çıkarıp verdim. “ama biraz utangaç. İlk defa olunca normal yani değil mi?” diye güldü Demet. “Şimdi artık misafirimizle ilgilenme zamanı. Mesajları yan taraftan okuyor olacağız ama cevap vermeyeceğiz. Bu gece sadece misafirimiz ile ilgileneceğiz. Siz seyredin ve keyfini çıkarın” dedi ve telefonunu televizyonun hemen yanındaki tripoda yerleştirdi. Sonra eğilip “ha bu arada biz sohbet ederken biraz sesi kapatıyorum” diye de ekledi.
Resmen canlı yayındaydık. Sesi kapattığı için “Deli kızım millet, baksana 12bin kişi oldu şu anda” diye güldü Nazlı. “Cenk düşün yani, yerinde olmak isteyen ne kadar çok insan var” diye “Açkıcası ben bu kadarını tahmin etmiyordum doğrusu” diyebildim ancak. Nazlı soluma oturdu. Demet de viski şişesini ve kadehleri sehpanın üzerine koyup bol bol frikik vererek viski bardaklarını doldurdu. Bana ve Nazlı’ya uzattıktan sonra o da sağ tarafıma oturdu. Kadeh kaldırıp “eğlenceye” diye birer yudum aldık. Sonra da birer sigara yakıp ekranda yazılanları okuyup gülmeye başladık. mesajlar durmak bilmiyordu. “ooff… adam ikisine birden yetmez, bunlar öldürürler bu herifi, yazık oldu adama, yarın cesedini bulurlar, yavrum o yetmek ikinize, ben de geleyim,  şanslı piç, karı koca gelelim daha çok eğlenelim, imansızlar, yatacak yeriniz yok, diye mesajlar küfürler gırla yağıyordu. Ekrandakileri okuyup gülüyorduk. “kızım siz işi baya profesyonelliğe dökmüşsünüz, baksanıza, adminleriniz bile var” diye güldüm. “yani bir iki kişiyi öyle yaptık, yoksa küfürün bini bin para, can sıkıyorlar bazen” diye yanıtladı Nazlı. “Boşver şimdi, hadi biraz aksiyon yapıp heyecanlandıralım şunları” deyince Nazlı, Demet usulca uzandı dudaklarıma sağımdan. Birbirimizin yanağını tutup deli gibi öpüşmeye başladık. Dillerimizi ağzımızın içinde değil bu kez dışında buluşturuyor, bir Demet benim dilimi somuruyor, sonra ben onun dilini somuruyordum. Nazlı gömleğimin düğmelerini yavaş yavaş açıyordu bu arada. Sonra yüzümü Nazlı’ya çevirdim ve onunla öpüşmeye başladım. Demet de saçlarımı okuşor, ekrandaki yazıları okuyordu.
Nazlı ile ayrılıp viskilere uzandık tekrar. Kameraya baka baka kadeh kaldırdık ve birer yudum aldık. “Takma isimleriniz de güzelmiş, Selin ve Tuğçe” diye güldüm. “Ay biz heyecandan onu unuttuk. Diye güldü Nazlı. “Ben Selin ve Demet de Tuğçe” oluyor dedi. “Eee, benim ismim ne olsun?” diye sorunca “Bilmem” dedim. “Bu kanaldaki takma ismim Hugedick_Tur ama bunu şimdi karıştırmayalım” deyince “yooo… hatta sende açsana programı, sen de kendi kanalından yayın yap” diye yanıtladı Demet. “Yok ya, benim kanalı karıştırmayalım, benim adım yine Cenk olsun” diye yanıtladım. Eğilip Nazlı’nın boynunu hafifçe emdim ve boynuna dilimle ıslak çizgiler çizdim yukarıdan aşağıya. Nazlı başımı hızlıca yukarı çekip dudaklarıma yapışıp onları emmeye, somurmaya başladı. Demet bu kez gömleğimi ve atletimi çıkarmak için yönelince öpüşmemizi bırakmak zorunda kaldık Nazlı ile. Başımın üstünden ikisini de çıkarınca Demet iki kadın birden çıplak üst bedenime saldırdı. Kıllı göğüslerimi yalıyor, küçük ısırıklar atıyor, elleriyle bacaklarımı okşamaktan da geri durmuyorlardı. Ben de ekrandaki mesajları sesli okuyordum. Yediler adamı, ya bunu mu bulmuşlar baksana her yanı kıl, insan biraz spor yapar, ne o göbek, aslanım sen bunlara yetmezsin, onu yemeyin beni yiyin, eşim de size eşlik etsin diye yağıyordu mesajlar. Önce hangisini siker ki, önce Tuğçeye geçirir bu, bunun siki 5 dakika dayanmaz, ilk kim ağzına alacak acaba, abi nolur önce Selin’i sik, önce Tuğçeyi sik, önce tuğçenin götünü sik, önce melisinkini sik diye yönlendirmeye de başlamışlardı.
Yeni isimleriyle Selin ve Tuğçe yavaş yavaş pantolonuma gelmişlerdi. Demet kalkıp telefona tam zoom yaptı pantolonumun önüne. “Sesi açayım mı?” diye sorunca “Sen bilirsin” dedi Nazlı. Demet de sesi açıp yanımıza geldi. İkisi birden elini pantolonun içine soktular. “Offff…. Çok büyüksün Cenk” diye seslendi Selin. “Valla kısmete bak, Cenk bu gece ikimizi de yara yara becerecek” diye devam etti Tuğçe. “Vallahi beyler, Cenk çok sağlam çıktı” diye ekledi Selin. Yavaşça elini pantolonumun içinden çıkarıp kemerimi çözdü önce. Sonra da fermuarımı aşağı indirip iki yana ayırdı. Tuğçe de elini çıkarıp boxerimin üzerinden birkaç kez sıktı. “ufff… gerçekten insan azmanı çıktın Cenk” diye dudaklarıma yapıştı Tuğçe tekrar. Bu arada Selin boxerimi hafifçe aşağı sıyırıp sadece başını gösterdi. Ekranı okumak gururumu okşamıştı bir anda. Oha… herifte at yarağı var beyler, bendeki yaraksa sendeki ne, sendeki yaraksa bizimki ne, ulan herif bu karıları parçalar, bunca yıllık ibneyim, böyle yarak görmedim gibisinden yüzlerce mesaj akıyordu. Kızlar kahkahayı patlattılar mesajları okudukça. İşiniz bitince bana da yollayın, kocama da yeter, bana da yeter, buna sizin gibi 2 değil 10 gelse yetmez, ortadan kesip mi alacaksınız diye yazıp duruyorlardı. “ay bu daha başı, devamı nasıl acaba” diye elimden tutup ayağa kaldırdı beni Selin, Tuğçe de bu arada kamerayı tekrar zoom out yaptı tam görünsün diye. Koltuğun önünde ayakta duruyordum. Selin önümde diz çöktü. Tuğçe’de koltuğun üzerine çıktı. İkisinin de saten kırmızı sabahlıklarının önü yarım açılmış ve deli frikikler veriyorlardı. Ekranda onların frikiklerine yağan iltifatlar ise akıp duruyordu. “sabırlı olun, bu gece herşeyi göreceksiniz, siklerinizden kan akacak bu gece, yara yapacaksınız otuzbir çekerken” diye güldü Tuğçe. “Hadi şu azmanı açığa çıkaralım artık” diye seslendi Selin. Boxerimi aşağıya sıyırdığında yay gibi patladı yüzünde Selin’in aletim. Resmen yüzünün uzunluğu kadar vardı. Çenesinden saç diplerine kadar uzuyordu. Mesajlar yıkılıyordu yine. Tuğçe aletimi sapından kavrayıp birkaç kez cop gibi vurdu Selin’in yüzüne. Sonra da “Aç ağzını orospu” diyerek Selin’in ağzını açtırdı ve aletimin başını Selin’in ağzına soktu. “Bereket tanrısı gibi maşallah, nazardan uzak” dedi. Selin birkaç kez ağzına sokup çıkardı, yarısından fazlasını sokabiliyor ama yine de dışarıda 3 parmaklık boşluk kalıyordu. Tuğçe Selin’in ağzından aletimi çıkarıp kendi ağzına soktu. O da onun kadar alabilmişti ağzına. “Acayip sulandım bunu amımda istiyorum” diye seslendi Tuğçe. “Ama sizi biraz daha azdıralım” diye ayaklandı Selin’in elinden tutup onu da kaldırdı. Bu kez kamerayı odanın diğer tarafına çevirip iki kadın üzerindeki sabahlıklardan erotik bir dans ile kurtuldular. Ayakta birbirlerine yaklaşıp bir müddet öpüşüp vücutlarını okşadılar. Ekrana doğru eğilip göğüslerini avuçladılar, birbirlerinin göğüslerini yaladılar. Kızlar erotik danslarına ve şovlarına başlar başlamaz artık ekrandaki hiçbir mesaj okunamaz hale gelmişti. O esnada yaklaşık 12bin kişi izliyordu. Bu arada ben de pantolonumdan, boxerimdan, ayakkabı ve çoraplarımdan kurtuldum. Viskimden bir yudum daha alıp onlara yöneldim ve ikisine sarılıp ayakta sevişmeye başladık. İkisinin de omzundan hafifçe bastırınca ikisi de önümde diz çöktü. Kameraya doğru en güzel açıyı yakalamıştık. İki kadın sağdan ve soldan aletimi dudakları ile sıvazlıyor, arada Selenin ağzına sokup çıkarıyor, Tuğçe taşaklarımı yalıyordu. “Hadi Cenk, sik beni artık, amımı parçala” diyerek ayağa kalktı Selin. Tuğçe de kalkıp telefonu aldı. Selin’i sehpanın üzerine dört ayak pozisyonuna getirdim. Bir ayağını kaldırıp Tuğçe’nin rahatça çekebileceği bir pozisyon yarattım. Önce eğilip biraz yaladım. “Hadi artık sik, oyalama beni ne olur” diye inliyordu Selin. Tekrar ayağa kalkıp aletimin başını yavaşça sokmaya başladım. Islaklığı ile girmekte zorlanmamıştım. Tuğçe de elinde telefon ile her giriş çıkışımı güzelce çekiyordu. Selin’de giren çıkanı ekrandan izliyor, iyice zevke geliyordu. Kalçalarını ayırıp kara deliğine tükürdüm Selin’in. “yok… hemen değil” diye inledi yine ama baş parmağımla kara deliğine masaj yapmaya başladım hafiften. Bu kez itiraz etmedi. “Bu gece bu göt sikilecek Selin, bu koca yarağı santim santim alacaksın içine” diye sesleniyordu. Yavaşça aletimi çıkardım Selin’in kadınlığından. Başını kara deliğine dayayıp birkaç kez sürttüm. Sonra da geri çekilip koltuğa oturdum. Aletimi birkaç kez sıvazlayınca bu kez Tuğçe geldi kucağıma. Yüzü ekrana dönük olarak önce kadınlığını birkaç kez aletime sürttü. Ben öylece oturacağını beklerken uzanıp kayganlaştırıcıyı aldı eline “Bunu görmeye hazır mısınız bilmiyorum ama gerçek olacak” diye seslendi. Anlaşılan götü kaşınmıştı yine. Avcuna döktüğü kayganlaştırıcıyla aletimi birkaç kez sıvazladı. Sonra ayakları ile koltuğun üzerine çıktı. Selin de anlamıştı ne yapacağını. “Şimdi Tuğçe’nin götüne girecek bu,” diyerek kamerayı tekrar tripodun üzerine koydu ve ayarladı. Sonra yanımıza gelip Tuğçe’nin dudaklarına saldırıp elleriyle göğüslerini yoğurmaya başladı. “Zoom yap” diye seslenince Tuğçe, geri dönüp telefondan zoom yaptı. Şimdi manzara Tuğçe’nin kadınlığının biraz üzerinden başlıyor, taşaklarım dahil tüm aletimi alıyordu. Tuğçe’nin kara deliğine girişimin her saniyesi ekrandaydı artık. Selin eğilip aletimi sapından kavradı ve dimdik tuttu. Tuğçe yavaşça üzerine oturmaya başladı. 1 saat öncesinden denemiş olmamıza rağmen yine de yavaş hareket ediyordu. İzleniyor olmak büyük heyecan vermişti doğrusu. Neden patlamadığım ise hala benim bile yanıtlayamadığım bir soruydu. “Offf.. çok büyüksün Cenk, başını bile alamadım daha millett… Bu yarrak düşman başına, görüyor musunuz götüme giren yarağı” diye söyleniyor, bir yandan da ekrandaki mesajlardan denk geldiğine cevap veriyordu. “Evet…. Milim milim siktiriyorum götümü” diyordu. “Orospusu oldum bu yarağın şimdiden” diyordu. Arada küfür edenlere de “Ananın da götüne girer inşallah” diye saydırıyordu. Sonunda tamamının üzerine oturmuştu. Ayakları koltuğun üzerinde olduğu için kurbağa gibi duruyordu şimdi. Uzanıp taşaklarımı avuçladı önce. Sonra Selin’in dudaklarına yumulup onu aşağı doğru bastırdı ve bir müddet amını yalattı. Nasıl becerdiğini anlamadığım bir şekilde kendini geriye doğru göğsümün üzerine bıraktı sırt üstü. Başını çevirip öpüşmeye çalıştık ancak başaramadık. Sadece dillerimizin ucu değmişti. Yatakdaki gibi ellerini göğüslerime dayayıp tekrar pozisyon aldı ve götünü yukarı aşağı yapıp kendi götünü sikmeye başladı benim yarağımla. Manzara gerçekten muhteşemdi. “Ohhh… Bir erkeği götümle sikiyorum, bereket tanrısını götümle sikiyorum” diye inleye inleye çığlıklar atıyordu Tuğçe. Selin kah Tuğçe’nin kadınlığını yalıyor, kah benim taşaklarımı somuruyordu.
“amımı doldur Selin” diye inledi Tuğçe. Kendinden geçmişti artık. “hadi amını da doldur bu orospunun” diye seslendi tekrar. Selin bu kez tekli plastik yarağı aldı ve avcuna döktüğü kayganlaştırıcıyla sıvazladı birkaç kez. Başını Tuğçe’nin amına yaslamıştı ki “ver onu bana” diye inledi Tuğçe. “offf… selin çıldırdı millet, amını götünü kendi sikecek” diye seslendi kameraya. Artık ne ekran ne yayın umrumdaydı. Gerçekten patlamak istiyordum. Tuğçe tekrar çömelir pozisyona getirdi kendini. Selin’den aldığı plastik yarağı kadınlığına sürtmeye başladı. Bir elini tam göbeğimin üzerine koyup hafifçe geri kaykıldı “Bu plastik yarağın yerinde olmak ister miydiniz?, onun yerine amımı siz doldurmak ister miydiniz?” diye seslendi .Ekrandan gördüğüm manzara inanılmazdı. Tuğçe taşaklarıma kadar almıştı yarağımı götüne. Öyle bir pozisyon yaratmıştı ki kendine plastik yarağın kadınlığına girişi net şekilde görünüyordu. Hemen altında da benim taşaklarım. Başını biraz gezdirdi kadınlığının üzerinde. Sonra yavaşça ittirmeye başladı. “Oohhhh. Hem götümü hem amımı sikiyorum kendi kendime” diye inledi. Selin’e uzatınca kolumu Selin geldi yanıma ve dudaklarımız buluştu. “Çıldırttın kızı” diye gülümsedi. “Seni de çıldırtacağım” deyip dudaklarını somurmaya başladım. Sol elimi direk kadınlığına uzatıp baş parmağımı içine soktum. Sağ elimle de göğüslerini yoğurmaya başladım. Sonra dudaklarımı gömdüm göğüslerine. Sol göğsünü yakalayıp güçlüce somurdum ve yarısını ağzımın içine doldurup somurmaya devam ederken, sol elimin baş parmağının yanına önce işaret parmağımı ekledim. Parmaklarımla onu becermeye başladım. Sağ göğüsüne yumulduğumda bu kez göğüs ucunu dişlerimin arasına alıp dişlerimle ezmeye, ısırmaya, yalamaya ve somurmaya başladım. Orta parmağımı kadınlığında bırakıp işaret parmağımla arka deliğine masaj yapmaya başladım. Arka deliği nispeten rahatlayan Selin “Hadi sok parmağını, Tuğçe’nin de benimde götümüzü sik” diye inleyince yavaşça ittirdim parmağını Selin’in götüne. Her ne kadar Selin ve benim yaptıklarım görünmüyorsa da, seslerimiz gidiyordu.
Tuğçe hala plastik yarağı amına sürtmeye devam ediyor “Sokayım mı bunu, sokayım mı bunu, arkamda Cenk Selin’in amını götünü parmaklıyor, sıra Selin’in de götüne gelecek” diyerek seyircileri gaza getiriyordu. Parmaklarımla amını ve götünü becerdiğim Selin yan dönüp Tuğçe’nin dudaklarına yapıştı. İki kadın dillerini havada sallayıp birbirlerini gaza getiriyorken Selin Tuğçe’nin sağ göğsüne gömdü başını ve emmeye başladı. Tuğçe plastik yarağı kadınlığına yerleştirmeye başladı yavaş yavaş. Girişini hissediyordum. “ohhhhhhhhh” diye uzun uzun inliyor, iç geçiriyor ve soktuktça da titriyordu. “hadi cenk, sik götümü” diye inledi tamamını yerleştirdiğinde kadınlığına plastik yarağın. Parmaklarımı Selin’in amından ve götünden çıkarıp iki elimle Tuğçe’nin kalçalarını kavradım alttan. Hafifçe kaldırdım ve aşağıdan çalışmaya başladım. Tuğçe de benimle ritmik şekilde amına sokup çıkarmaya başladı plastik yarağı. Tempoyu kendi ayarlıyordu. Arada dibine kadar sokup benim birkaç kez sokup çıkarmamı bekliyor, sonra tamamını çıkarıp tekrar sokuyordu. Selin ise arkası dönük şekilde amını ve götünü yüzüme bastırmıştı aniden. Dilimle kadınlığı yalamaya çalışıyordum ama o kalçalarını aşağı yukarı hareket ettirip kadınlığından götüne kadar heryerini yalattırıyordu bana. Diğer yandan da Tuğçe’nin başını çevirmiş ve öpüşüyorlardı. Üçümüzün de hali kalmamıştı ki böğürerek boşalmaya başladım. Kollarımda hiç güç kalmamıştı bir anda ve Tuğçe taşaklarıma kadar oturmuştu yarağımın üzerine. Onun götünde patlayınca Tuğçe’de titremeye ve boşalmaya başlamıştı. Hareket etmiyorduk ikimiz de titremekten başka. Tuğçe plastik yarağı kadınlığından çıkarıp attığında oluk oluk akan sıvıları taşaklarıma düşüyordu. İkimiz de kendimizden geçmiştik.
Selin gidip telefonu zoom out yaptı önce. Baygın bir şekilde aletim Tuğçe’nin götünde, Tuğçe benim göğsüme sırt üstü yatmış pozisyondaydık. Selin telefonu alıp “Şimdi bu yarak çıkınca buradan akan spermleri kimler yutmamı ister” diyordu koltuğun önüne eğilirken. Biz ise titremele meşguldük Tuğçe ile. Hala boşalmaya devam ettiğimi hissediyordum. Selin tekrar telefonu tripoda koydu. Ekrandan izliyordum yaptıklarını. Kendi yüzü de görünecek şekilde bir ayarlama yaptı. Sonra koltuğun önüne, tam taşaklarımın altına getirdi başını. Önce taşaklarımdan damlayan Tuğçe’nin sıvılarını yaladı ve yuttu. Sonra onları biraz okşadı. Dokunuşları beni fazlasıyla çıldırtıyordu. Küçülmek istiyordum ama bir türlü aletim inmiyordu. Tuğçe biraz kendine gelince ekrandan Selin’in ne istediğin anlamıştı. “Götümden çıkan dölleri istiyorsun öyle mi orospu” diye seslenince Selin “evet, hadi onları yedir bana” diye inledi. Tuğçe yavaşça üzerimden kalktı aletimin başına kadar. Resmen tıpa gibi kullanıyordu. Selin iyice ağzını ayarladığında götündeki tıpayı çıkardı ve tüm spermlerin Tuğçe’nin götünden Selin’in ağzına akmaya başladı. Son damlasına kadar bekledi Selin. Sonra tamamını yuttu. Başını biraz daha yukarıya kaldırıp Tuğçe’nin redbull kutusu girecek kadar genişlemiş göt deliğinin içine uzattı dilini ve oradan da biraz yalandı. Tuğçe, götünü birkaç kes kastığında birkaç damla daha düştü Selin’in ağzına. Onları da yuttu iştahla. Tuğçe üzerimden kalkıp kameraya domaldı “götümün hali, artık ne soksan girer” diye gülmeye başladı. Selin ise yalanmaya aletimin üzerindeki spermler ile devam etti. Benim ise halim kalmamıştı. Gözlerim açık sadece kızları takip edebiliyordum televizyondan. Onlar kameraya iyice yanaşmışlar, dillerini somuruyor, dudaklarını emiyorlardı hala. “Sıra Selin’in götünde… Onu da bu gece izleyeceksiniz” diye seslenip Selin’in saçlarından hafifçe çekip dudaklarına yumuldu tekrar Tuğçe. “Ama biraz dinlenelim tamam mı” diye öpücük yollayıp önce sesi kapattı sonra görüntüyü durdurdu.
Yüzümüzdeki maskeleri fırlatıp attık birer köşeye. Hiçbirimizin ağzını açacak hali kalmamıştı. “Su” diyebildim. Nazlı  başını göğsüme koyarken Demet minibardan su getirdi. Şişeyi açıp kendi elleriyle içirdiğinde “Teşekkür ederim” diyebildim sadece. Sonra o da gelip uzandı sol tarafıma ve başını göğsüme koydu. Bir müddet sadece nefes alıp verdik. “kızlar, siz ikiniz manyaksınız” diyebildim kendime gediğimde. Nazlı uzanıp viski şişesini tepesine dikti. Aldığı yudumla ağzını güzelce çalkaladı. Bir yudum daha aldı ve dudaklarını da yaladıktan sonra şişeyi Demet’e uzatırken üzerime kaykılıp dudaklarıma bir buse kondurdu. “Cenk… sen bizden manyaksın bundan emin ol, ve ne yiyorsun, ne içiyorsun sen ya! Ben hayatımda böyle lezzetli sperm yutmadım, resmen orman meyveleri gibi tadın var senin” dedi. Kullandığım gıda takviyesinin tadının spermlerimde olması şaşırtmıştı beni. Bu arada Demet de ağzını dudaklarını viski ile güzelce temizleyip dudaklarıma bir buse kondurdu.
“benim bir duş almam lazım” diye ayaklandım. Bacaklarım hala titriyordu resmen. Viski şişesini Demet’ten alıp büyükçe bir yudum aldım. Boğazımdan mideme kadar heryerim yanmıştı resmen. Ben kalkınca Demet ve Nazlı da kalktılar ve üçümüz tekrar duşa girdik. Aletime dokunacak halim yoktu, zonk zonk zonkluyordu resmen. Direk soğuk su… En iyi gelen oydu bana. Resmen kıpkırmızı olmuştu. İşemek bu kadar keyif vermezdi bir insana sanırım. Bembeyaz işemiştim. Bu arada kızlar da girdi duşa. “Yürürken bacaklarımı birleştiremiyorum Cenk” diye güldü Nazlı Demet ile birlikte banyoya girip üzerlerindeki yarım sütyen, jartiyer takımı ve çorapları çıkarırken.  Suyu biraz ılıştırdık. Duş jeli ile vücutlarımızı sabunladık ve güzelce yıkandık. Yine havlularla birbirimizi kurulayıp oturma odasına geçtik. “Bu iyi gelir” diyerek vücut losyonu döktü biraz avcuna ve inmiş aletime biraz masaj yaptı. “Böyleyken hiç de ürkütücü durmuyor. Baksana 3 santim ya var ya yok. Nasıl büyüyebiliyor o kadar hayret doğrusu” diye güldü. “Yarısı içerden çıkıyor” diye yanıtlayınca kahkahalara boğuldu. Vücut losyonu iyi gelmişti doğrusu.
“Jakuzide biraz rahatlayalım mı? Ne dersiniz?” diye sordu Nazlı. “İyi fikir” dedim. “Tamam, ben o zaman jakuziyi doldurayım dedi ve oturma odasının köşesinde, Nişantaşı manzaralı jakuziye yöneldi. Biz de Demet ile odadaki küçük sehpalardan birini jakuzinin yanına götürdük. Üzerine viski şişesi, çikolata falan koyduk. “yayına devam mı?” diye sordum. “Sevdin bu işi galiba” diye gülüştü ikisi de. Demet hızlıca gidip televizyonu jakuziye doğru çevirdi. Sonra başka bir sehpa ile de telefonu ayarladı güzelce. Jakuzi’nin 3te1 i de dolmuştu. İçine girip biraz banyo köpüğü döküp jakuziyi çalıştırdık. “aaa, maskeleri unuttuk” diye çıktı Nazlı. Yürürken resmen bacakları ayrık yürüyordu. “O bu hale geldiyse, ben kendimi düşünemiyorum” diye hayfılandı Demet. “Bak yavaş ve nazik ol tamam mı? O göt bana lazım” diye gülüp dudaklarıma öpücük kondurdu. Nazlı maskeleri getirince tekrar taktık maskeleri ve düzelttikten sonra yayını başlattı. Sesi de açtınca onlara fırsat vermeden “Evetttt.. Bu iki fıstıkla geceye devam. Ama biraz jakuzi keyfi. “ diye ben girdim söze. Ekranda yazılar anında çılgınca akıyordu. Abi seni biz öldü zannettik, yaşadığına sevindik, idolümsün, kral sensin, Türk Rocco, lezzetlimiydi den tut da, Tuğçe’nin sağ olmasına sevindik, o karılar falafoş oldu artık, kimseye hayrı olmaz, yoydun kızları piç diyenler…. Gülüyorduk. Yayın durduğu için seyirci sayısı 100lere düşmüştü ama bir anda hızlıca 2binleri bulmuştu. Sırtımız duvara dayalı, Selin solumda, Tuğçe sağımdaydı. Suyun seviyesi ve köpükler kızların tam göğüs uçlarının biraz üstündeydi.
Bir yandan ekranda yazanlara cevap veriyorduk, bir yandan sigaramızı viskimizi içiyorduk. Arada bir gelen istekler doğrultusunda hareket etmeyi de ihmal etmiyorduk. Öpüşün diyorlardı öpüşüyorduk, Selin’i köpüklü görmek istiyorlardı, Selin ayağa kalkıyor, güzel vücudunu köpüklerle sergiliyor, köpükleri sıyırıyor, göğüslerini kapatıyordu. Keza Tuğçe’de aynı şeyleri yapıyordu. İyi de eğleniyorduk doğrusu. Tek başına yapmaktan çok daha keyifliydi gerçekten. “Bunu sıklıkla yapalım mı?” diye sorunca ben mesajlar hepten çıldırdı. Ben de geleyim, ben de geleyim diye yüzlerce mesaj yağmaya başladı. Her gece aynı olmasın, arada başkalarına şans tanıyın diyenler, eşimle katılalım diyenler, can dayanmaz bunun ikisine diyenler. Kahkahalarla gülüyorduk mesajlara. Tuğçe ve Selin de cevap veriyorlardı arada yakaladıklarına.
Öpüşmelerimiz, birbirimizi okşamalarımız, eğilip Selin ve Tuğçe’nin göğüslerini yalamam biz dahil herkesi fazlasıyla çıldırtıyordu. Hadi artık, Selin’in götünü ne zaman sikeceksin, ağızlarına bir daha ver, patlat onların amlarını, sikinin suyunu içtiğinizi izlemek istiyoruz, hadi artık elimde patladı, sikişin de biz de rahatlayalım diye motive edici mesajlar yavaş yavaş yoğunlaşmaya başlamıştı. Kah Selin, kah Tuğçe, kah ben sabredin diye takılıyor, aksiyona geçecekmiş gibi yapıp sonra geri oturuyorduk. Doğal olarak da küfürü yiyorduk. Ama eğlenmeye de devam ediyorduk.
Benim kamerama da bakın, benimki daha büyük, bunu da alır mıydın diye gelen mesajlarda yoğunluktaydı. Bir ara Demet jakuziden çıkıp kendi telefonunu getirdi. Aynı programa kendi hesabından girip iddialı olduğunu söyleyenlerin kameralarını açmaya ve yayında göstermeye başlayınca millet iyice coştu. Açtığımız kameraların kimisinde yüz açıktı, kimisinde yarı kalkık aletli göbekliler, kimisinde çiftler, kimisinde tek bayanlar vardı. Biz kimin yayınına baksak o yayının sayısı bir anda bin ikibinler oluyordu. Arada genç bir çifte denk geldik. Biraz sohbet etmeye niyetlendik onlarla ama daha ilk dakikada adam karım senin olsun, onun ikisini paylaş benle” diye girince kapattık geri.
“Sizi eğlendirdiğimiz yeter, artık eğlenme sırası bizde” diye kendi telefonunda kapattı programı Selin. “Selin’in götünü bereket tanrısına hazırlama vakti” diye devam etti Tuğçe. İkisi de yavaşça koltuk altlarımdan beni Jakuzinin kenarına oturttular. Yarı kalkmış sikim tam ekranın ortasıyndaydı şimid. Bacaklarımı iyice iki yana ayırdım. Sol taraftan Selin, sağ taraftan Tuğçe yerleştiler. Birkaç kez dilleriyle yaladıktan sonra “Ağzımın içinde büyüteceğim seni Cenk” diyerek tamamını ağzına soktu bir hamlede Selin aletimi. Somura somura büyütmeye başladı. Bu arada Tuğçe’de taşaklarımı ovuşturuyor, uzanıp onları yalıyordu yaklaşabildiği kadar Selin’in başından. Aletim Selin’in ağzında büyüdükçe büyüyor, alamadığı kısımları artık ağzının dışına doğru taşıyordu. Tamamen sertleşmesine yakın çıkardı ağzından. Bu kez Tuğçe yumuldu aletime ve o somurmaya başladı. Sonra çıkarıp eliyle alttan destekledi ve yanlardan yalamaya başladılar iki kadın. Kökünden başına doğru kayıp orada öpüşüyorlar, sonra köküne kayıyorlar, arada ortalarda da öpüşmeyi ihmal etmiyorlardı.
Selin kalktı ve göbeğimin üzerine oturdu. Nazlı ise jakizinin içinde arkaya doğru dönerek hafif yandan bir pozisyon almıştı. Jakizinin tam kenar hizasının biraz üstünden hem kadınlığı, hem de kalçaları köpükler içerisinde muhteşem görünüyordu. Selin göbeğime oturunca Tuğçe aletimle Selin’in kadınlığına birkaç kez vurdu jopla vurur gibi. Aletim göbek deliğime yaslandığında Selin kara deliğini sürtmeye başladı aletime ama böyle alamayacağı kesindi. O da biliyordu zaten ama derdi izleyenleri iyice azdırmaktı.
Bu kez kalkıp yüz üstü oturdu kucağıma. Aletimin üzerinde birkaç kez yukarı aşağı kaydırdı kendini. Bu esnada Tuğçe Selin’in kalçalarını iyice iki yana ayırıp kara deliğine birkaç dil darbesi atınca Selin irkildi. “Orospu, götün kaşınıyor senin belli” diye güldü. Ayağa kalktı. Selin’i kucağımdan kaldırdı. Beli jakuzinin kenarına gelecek şekilde yüzü televizyon ekranına doğru bir pozisyona soktu onu. Şimdi başı aşağıda, kalçaları yukarıda kalmıştı tam önümde. Selin’in çok rahat olmadığını anlayınca yastık getirdi yatak odasından ve kollarının altına koydu. Bu Selin’i rahatlatmıştı. “Onun götünü Cenk’e kendi ellerimle hazırlayacağım, unutulmaz gece bu gece” diye bir yandan konuşuyor, bir yandan da telefonu koyacak ve tüm olanı biteni gösterecek bir yer arıyordu ki havluluğu keşfetmesi gecikmedi. Telefonu ayarladı güzelce. Şimdi öyle bir açı yakalamıştı ki hafif üstten ve yandan herşey görünüyordu. Selin’in kara deliği ve kadınlığı olabildiğince açık duruyordu. Ben de jakuzinin içine oturdum tekrar. Selin’in kalçalarını iyice iki yana ayırıp önce kadınlığını yalamaya başladım. Daha iyi görünmesi için de hafif yandan saldırıyordum dilimle. Tuğçe öyle bir açı yakalamıştı ki kendi de geçip kadınlığını Selin’in ağzına verdiğinde üçümüz de net şekilde görülüyorduk kameradan. Bu kız gerçekten kamera ve açı konusunda uzmandı.
Ben Selin’in kadınlığını yalarken, Selin’de Tuğçe’nin kadınlığına gömmüştü başını. Usulca kara deliğine doğru kaydırdım dilimi. Portakal çiçeği kokusunu buradan bile alıyordum. Bu kızlar gerçekten çok kaliteli ve temiz kızlardı. Dilimi kara deliğin etrafında gezdirdikçe daha belirgin bir şekilde açılıp kapanmaya başlamıştı. Baş parmağımın bir boğumu ittirmemle gerisini içine çekmesi hiç zor olmadı Selin’in. Bu arada Tuğçe yerden kalkıp ata biner gibi Selin’in kalçalarının üzerine oturdu. Şimdi Selin’in amı, götü ve hemen üstünde Tuğçe’nin amı duruyordu. Dilimle Tuğçe’nin kilitorisinden aşağıya doğru bastırarak inmeye başladım. Her üç deliği de yalamıştım tek seferde. Sonra yukarıya doğru aynı şeyi yaptım. Ekrandaki mesajlar yıkılıyordu. Ayağa kalktım. Aletimin üzerindeki sabun köpüklerini eliyle sıyırdı Tuğçe. Jopla vurur gibi vurmaya başladım Selin’in kalçalarına. Üzerindeki ağırlıktan mı yoksa aldığı zevkten mi her seferinde ahh lıyor, ohh luyordu. Jakuzide rahat değildik yine de. “Hadi sehpaya” diye seslenince önce Tuğçe kalktı Selin’in kalçalarının üzerinden. Sonra da ikimiz birlikte Selin’i kaldırdık ayağa.
Tuğçe hızlıca yatak odasına gidip yorganı tekrar getirdi ve sehpanın üzerine serdi. Selin ayağa kalkar kalkmaz dudaklarıma yapıştı. Deli gibi öpüşüyorduk. Sehpanın yanına birkaç tane de yastık getirince havluluğun üzerindeki telefonu alıp bizim ayakta sevişmemizi göstermeye başladı Tuğçe. Selin ile öpüşe öpüşe sehpaya kadar gittik. Yaskıkların iki tanesini üst üste koydum. Selin dizlerinin üzerinde sehpaya çıkıp az önceki gibi yastıklar göbeğinin altında kalacak şekilde domaldı sehpada. Amı götü yine havadaydı. Tam sikilmelik duruyordu. Tuğçe elinde telefonla olan biteni göstermekle meşguldü. Selin’in kalçalarını kalkmış aletimle birkaç kez daha tokatladım. Sonra eğilip yine yamuldum kara deliğine. Ayağa kalkıp yarağımı kalçalarının arasına yerleştirip sürtünmeye başladım. Dibimdeki Tuğçe’yi kolundan kendime çekip dudaklarına yapıştım. “Telefonu bana ver” dedim. İtiraz etmeden uzattı telefonu “Bereket tanrımız çıldırdı” diye inledi Tuğçe şuh bir ses tonuyla. “Yanına domal” dedim. O da sehpanın üzerinde tıpkı Selin gibi domaldı. Şimdi iki göt, iki amcık tam önümdeydi. Yüzleri ters tarafa gelmişti ama. “kalkıp yüzünüz televizyona dönük şekilde domalın” dedim. İki kadın da hiç cevap dahi vermeden talimatımı yerine getirdiler. İkisi de kalçalarını olabildiğince havaya kaldırmış, kollarını dirseklerinden kırıp çenelerinin altında birleştirmişlerdi. Çok pis gaza gelmiştim. Kızlar da öyle. Küçük tripodu aldım. Selin’in kalçasına koyup Tuğçe’ninı amını götünü görecek şekilde ayarladım telefonu. Sonra da  yumuldum. Deli gibi yalıyordum. Götünü de ovuşturmayı, parmaklamayı ihmal etmiyordum. İkisi de ne yaptığımı izlerken kameradan birbirlerinin dillerini somurmaktan da geri kalmıyorlardı.
Dilimi bu kez Tuğçe’nin  kara deliğine yerleştirip onu yalamaya, dilimi sokup çıkarmaya başladım. İki parmağımı aynı anda kadınlığına sokunca Tuğçe “ohhhh….. parmaklarınla sik beni, dilinle sik götümü” diye inledi. “Seni siktim, sıra Selin’de” diye seslendim. Ayağa kalkıp aletimin başını Tuğçe’nin kadınlığına değdirip geri çektim. Sonra aynı şeyi kara deliğinde yaptım. Tuğçe çıldırmıştı. “Hadi sok lütfen Cenk” diye inledi.
Gözüme iki başlı vibratör ilişti. Uzanıp aldım. Yavaşça kalın tarafı amına, küçük tarafı götüne gelecek şekilde sokmaya başlayınca Tuğçe iyice çıldırdı. “Gerçeğini istiyorum, gerçek yarak sok amıma götüme” dediyse de “kıpırdama sakın” diye sertçe çıkıştım. Kamerayı alıp bu kez Tuğçe’nin kalçalarına yerleştirdim ve direk Selin’in kara deliğine hücum ettim dilimle. Etrafını yalıyor, dilimi içine sokup çıkarıyor, arada tükürüyor, sonra tekrar yalayıp kalçalarına da tokat atmayı ihmal etmiyordum. “hadi cenk, hadi çıldırttın yine beni piç” diye inliyordu Selin. Duymazdan gelip bu kez amına yöneldim. Tükürüyor, ısırıyor, yalıyor, dilimi sokup çıkarıyordum. Baş parmağımla kadınlığını biraz okşayıp birkaç kez sokup çıkardım Selin’in amına. Sonra kendi susuyla kayganlaşmış baş parmağımı bir anda kara deliğine kaydırdım. Hiç zorlanmadan girmişti bu kez baş parmağım. Götü alışıyordu. Selin de Tuğçe de gözlerini dört açmış, televizyon ekranından amlarına ve götlerine yaptığımı hayretle izliyorlardı. “Manyaksın sen, insan değilsin” diye sayıklıyordu Selin. Baş parmağını kara deliğinden çıkarıp iki parmağımı yerleştirdim bir anda Selin’in amına. Onların da kayganlaşmasını sağlayınca yavaşça ittirmeye başladım götüne. “offf…. Manyak orospu çocuğu” diye inledi Selin. Parmaklarım götünde girip çıkarken, dilimi de amına sokup çıkarıyodum. Ayağa kalktım götündeki parmakları çıkarmadan. Yarağımın başını amına sürtmeye başladım ve bir seferde ileri ittirdim. “Hayvannnnnnn” diye inledi Selin. Kamerayı sol elime alıp hafif uzaklaştırdım. Sağ elimi de Tuğçe’nin amını ve götünü dolduran dildoya uzattım. Selin’in amında gidip gelmeye başlayınca Tuğçe’nin de içinde vibratörü sokup çıkarmaya başlamıştım. Selin’in bir deliği boş kalmıştı. Önümde açılıp kapanıyordu götü. Yarağımı amından çıkarıp başını götüne yasladım. “Ne olur yavaş” diye inledi Selin. İki başlı vibratörü Tuğçe’den çıkarıp “Gel Tuğçe” diye seslendim. Tuğçe hemen kalkıp yanıma geldi. Telefonu ona uzattım. Sehpanın üzerine çıkınca ne yapacağımı anlamıştı Tuğçe. Arkamıza geçti hemen. Yakınındaki kayganlaştırıcıya uzanıp Selin’in kara deliğine döktü biraz. Sonra da bir eliyle yayıp bulaşanlarla da benim aletimi sıvazladı. Kaçınılmazı yaşayacaktı Selin “Ne olur yavaş Cenk, ne olur yavaş” diye yalvarmaya başladığında Tuğçe telefonu onun yüzüne ayarladı. Yalvarırcasına bakıyordu Selin. Kaçarı olmadığının farkındaydı. Tuğçe tekrar görüntüye yarağımın başını getirmişti. Aşağı doğru çöküp başını Selin’in götüne dayadım. Ellerimle iki yana ayırdım iyice kalçalarını. Göt deliği açılıp kapanıyordu. Yavaşça ittirmeye başladığımda Başını çevirip bana yalvarırcasına bakıyordu. Sonra dönüp ekrandan götüne giren yarağı izlemeye başladı. Milim milim ilerliyordum çünkü canının yandığı her halinden belliydi. Biraz durdum alışması için ve kalçalarına birkaç tokat patlattım. Kendini kasmayı nispeten de olsa bırakmıştı. Biraz daha rahat ilerlemeye başlamıştım. Artık milimler santimlere dönmeye başlamıştı. Yara yara ilerliyordum Selin’in kara deliğinde. Ben ilerledikçe kadınlığından akan sıvılar sehpanın üzerine damlıyor ve ekranda bunu rahatlıkla görebiliyordum. Mart ayında sevişememiş azgın dişi kediler gibi damlıyordu Selin. Yarısından fazlası girmişti artık götüne. “offf… inanamıyorum onun girdiğine, manyak herfi, dağıttın götümü” diye sayıklıyordu bir yandan. Tuğçe’nin hiç sesi çıkmıyordu. Başımı çevirip baktığımda vantuzlu tekli dildoyu yere vantuzlamış ve götünden almaya başlamıştı. Telefonu Tuğçe’den alıp onun bu halini ekrana getirdiğimde “Vay orospu” diye mırıldandı Selin. Telefonu tekrar geri verdim. Son kalan birkaç santim de artık Selin’in götüne soktuğumda “kıpırdama, nolur kıpırdama” diye yalvarırcasına mırıldanıyordu. Taşaklarım artık onun kadınlığının dudaklarını örtecek kadar sokmuştum götüne yarağımı. Biz öylece dururken Tuğçe telefonu kendi götüne çevirip vibratörün tamamını götüne aldığını göstermiş, sonra da benim taşaklarımla Selin’in kadınlığını yalamaya başlamıştı. Selin aşağıda çıldırmış vaziyetteydi. Yavaş yavaş hareketlenmeye başladım. Birkaç kez başına kadar çıkarıp tekrar soktum. Sonra tamamını çıkarıp bu kez amına yüklendim. Tuğçe ayağa kalkmış, Selin’in kara deliğinin ne kadar büyüdüğünü göstermişti. Amından çıkıp tekrar götüne yüklendim Selin’in. Selin çıldırmış gibi inliyor, hırıltılar çıkarıyordu. Bir anda boşluktan faydalanıp altımdan kurtuldu Selin. Ben de Tuğçe’yi yakalayıp onun yerine aynı pozisyonda yerleştirdim. Telefonu da aldım. Götüne soktuğu dildo sayesinde rahatça girecektim. Sehpanın üzerinden inip kalçalarına biraz bastırdım. Tam aletimin hizasına gelince de ittirmeye başladım. Tuğçe bu kez zorlanmadan almıştı beni. “ohhhhh” diye inledi. “Sik götümü Cenk, sabaha kadar götümden çıkma” diye inlemeye başladı ben pompaladıkça. Taşaklarım her seferinde kadınlığına vuruyordu resmen. Çıkardım yarağımı ve biraz daha kayganlaştırıcı sürdüm. Tekrar soktum götüne Tuğçe’nin. Alışmıştı iyice artık Tuğçe’nin götü. Bu arada Selin kalkıp tam Tuğçe’nin önünde domaldı ve kalçalarını iki yana ayırarak göt deliğini yalatmaya başladı. Tuğçe’nin götünden çıkıp amını pompalamaya başladım. Sehpanın kenarında duran tekli dildoyu da hızlıca götüne yerleştirince Tuğçe iyice çıldırdı. Selin kendini ondan kurtarıp tam önümde dizlerinin üzerine eğildi ve bu kez götünü ve amını benim dilime sundu. Biraz yalattıktan sonra yavaşça aşağıya, Tuğçe’nin kalçalarının tam üzerine çömeldi. “Amını ve götünü mü sikmemi istiyorsun küçük orospu” diye seslenince “Hadi sik ben Cenk, Tuğçe’yi siktiğin gibi sik beni de” diye inledi.
Tuğçe Selin’in altından sıyrılıp ayağa kalktı ve yanıma geldi. Telefonu elimden alıp görüntülemeye o devam etti. Selin’in kalçalarını bastırıp amını hedefledim ve tek seferde hızlıca girdim. Sonuna kadar köklüyordum artık. Uzanıp omzundan yakaladım sağ elimle. Belini yay gibi kırdı. Geri çekip çekip sert vurmaya, sol elimle de yakaladığım göğsünü ovuşturmaya başlamıştım. Zevkten ölüyordum. 3üncü posta olması boşalmamı iyice geciktiriyordu. Amından çıkıp bu kez götüne girdim Selin’in. Taşaklarıma kadar sokmaya çalışıyordum. Sert vurdukça kaçmaya çalışıyor, ama omzundan yakaladığım için bir yere gidemiyordu. Durdum. Onu yavaş yavaş yan çevirdim televizyona doğru. “Tripodu şuraya koy” diye seslendim Tuğçe’ye. Tuğçe dediğimi yaptı. “Gel buraya ve sırt üstü uzan Selin’in üzerine” dedim. “Manyaksın sen Cenk” diye dudaklarıma yapıştı önce. Ne yapacağımı anlamıştı. Şimdi iki kadının dört deliği de önümdeydi. Tuğçe bacaklarını iyice iki yana ayırdı. Telefon da her giriş çıkışımızı ekrana yansıtacak güzel bir açı da yakalamıştım. Aletimi Selin’in amından çıkardım. Tuğçe’nin götüne yerleştirip vurmaya başladım. Taşaklarım Selin’in kalçalarını dövüyordu. Birkaç kez girip çıktıktan sonra bu kez biraz daha yükselip Tuğçe’nin amına soktum yarağımı. Sonra çıkarıp tekrar Selin’in götüne soktum. Sonra da en aşağıda amına yerleştirip pompalamaya devam ettim. Selin’in amından çıkıp öbür tarafa, başlarının olduğu yere geçip önce Selin’in ağzına soktum sonra da Tuğçe’nin ağzına verdim. Tekrar arkalarına geçtim. Yerdeki ikili vibratörü alıp Tuğçe’ye yerleştirdim. Tekli olanı yavaşça Selin’in götüne ittirdim. Sonra da yarağımı Selin’in amına soktup çıkarmaya başladım. Elimle de Tuğçe’deki vibratörle onu beceriyordum. Yorulmuştum. Aletim zonk zonk zonkluyordu. Dildoları ikisinden de çıkarıp koltuğa serildim kıçımın üzerine. Elime gelen viski şişesinden bir yudum aldım. Kızlar hala aynı pozisyondalardı. Viski şişesini alıp Tuğçe’nin amına yavaşça döküp süzülen viskileri ikisinin de amını götünü yalaya yalaya içtim. Sonra tekrar koltuğa oturdum arkama yaslanarak.
Önce Tuğçe doğruldu Selin’in üzerinden. Sonra gelip yüzü bana dönük oturdu yarağımın üzerine göğüslerini ağzıma vererek. Selin tekli dildoyu Tuğçe’nin götüne yerleştirmekte hiç zaman kaybetmemişti. Boşalmak istiyordum ama boşalamıyordum. Tuğçe üzerimden kalkınca bu kez Selin gelip oturdu yarağımın üzerine sırtı bana dönük ata biner gibi. Tek seferde tamamını götüne almıştı. Dizlerimin üzerine elini koyup öne doğru eğildi ve oturup kalkmaya başladı. Çıldırmış gibiydim. Doğrulup onu kendime çektim. Başını çevirip dudaklarına yumuldum. Ellerim göğüslerini hoyratça sıkarken Tuğçe’nin Selin’in amına yerleştirdiği dildoyu hissettim. Selin’in göğüslerini bırakınca o da pozisyonunu ayarladı tekrar. Amını Tuğçe dildo ile sikerken ben de Selin’in götünü sikiyordum. Tuğçe sehpaya vantuzladığı ikili vibratörle de kendi kendini sikiyordu. O anda patlamaya başladım kontrolsüz bir şekilde. Bu Selin’i de çıldırtmıştı iyice. Titreye titreye boşalmaya başladı o da. Ama hala oturup kalkmaya devam ediyordu bir yandan ki bu beni uçuruyordu resmen. Üzerimden atmaya çalıştım ama tüm ağırlığını bana verince kıpırdatamamıştım bile “Yeter nolur dur” diye seslenmeme rağmen durmuyordu. Çıldırmış gibiydim. Sonunda bir boşluğunda yana deviriverdim Selin’i.
Tir tir titriyordum. Aletim hala dikti ama artık resmen morarmıştı başı. Tuğçe’de rahatlamış arada güç bulup telefondan programı kapatmıştı. Görüntünün gittiğini farkettiğim an başımdaki maskeyi çıkarıp attım. “Öldürdün beni selin” diye mırıldandığımda Selin’in gözleri yarı baygın, sadece nefes alıp veriyordu hemen yanımda. Tuğçe ise koltuğa yaslanmış, bacakları ayrık bir şekildeydi
Viski şişesini alabilir miyim diye uzandım ama daha şişeyi alırken bile elim tir tir titriyordu. Bir yudum alınca güç bela kendimi duşa atacak gücü bulmuştum. Direk soğuk suyun altına attım kendimi. Suyun soğukluğunu resmen hissetmiyordum. Bedenimdeki her kas hala seyiriyor gibiydi. Ayakta duramayıp yere çömelmek zorunda kaldım. Yüksekten düşen su, masaj gibi geliyor ama hassaslaşmış bedenime sanki toplu iğne gibi batıyordu. Suyu kapatıp öylece oturdum biraz sırtımı dayayıp duvara gözlerim kapalı.
“Hadi gel, yatağa geçelim” diye seslenince Nazlı güç bela kalktım. Kurulanmaya bile mecalim yoktu. Demet çoktan uzanmıştı yatağa. Nazlı ve ben de uzandık onun yanına. Ne yastık vardı ne de yorgan. Nazlı kolumun üzerinden başını sol göğsüme koydu. Demet de sağ tarafıma. Hala bedenlerimizin titrediğini hissedebiliyorduk üçümüz de. Ben onların saçlarını okşarken usul usul, onlarda ellerini bacaklarımda, göbeğimde ve kasıklarımda gezdiriyordu. Gözlerim kapandı.

Klasik uyanma saatim 7:30’da uyandım. O kadar yorulmuşuz ki yattığımız pozisyon hiç değişmemişti. Kollarımı iki kızın başının altından çektim usulca. Gardrobu açıp orada bulunan yedek yorganı kızların çıplak bedenleri üzerine örtmeden önce kusursuz vücutlarını bir müddet seyrettim. Yan dönmüş bedenlerinde kalçalarının şekilleri, göğüslerinin diriliği, tenlerinin pürüzsüzlüğü olağan üstü görünüyordu hala. Yorgun yüzlerinde masum bir mutluluk ifadesi vardı. Üzerlerini örttüm. Yüzümü yıkadım, üstümü giyindim. Cep telefonumdan kamera sistemine girip koridor kameralarını kısa süreliğine durdurup usulca odama geçtim. Sonra kameraları yine yayına aldım.  Odada bir kahve içip kendime gelmeye çalışmıştım ama uyumak en iyi çözüm olacaktı. Kızların telefonunu almayı ve onlara kendi cep telefonumu vermeyi unutmuştum. Resepsiyonu arayıp bir tane kartvizitimi odanın kapısından atmalarını rica ettim. Çocuklar yaptıklarını onaylayınca da geri yatağıma girip uykuya daldım.
Uyandığımda öğlenden sonra saat 3 idi. Giyinip aşağıya indim. Restorana geçerken çocuklara Nazlı ve Demet Hanım çıkış yaptılar mı diye sordum, niyetim onları arayıp kahvaltıya davet etmekti ama çocuklar saat 10:00 gibi ayrıldıklarını söylediler.
Kafamda deli sorular oluşmaya başlamıştı. Kızlar acaba kartımı almamışlar mıydı? Beni niye aramadılar? Acaba erkenden onların yanından ayrılınca ayıp mı etmiştim, gücenmişler miydi? Keşke telefonlarını alsaydım gibi sorular beynimi kemirmeye başlamıştı. HErneyse dedim kendi kendime. Yapacak bir şey yoktu, güzel, fazlasıyla sıradışı ve olağanüstü zevk dolu bir gece geçirmiştik. Ve herşey o kadardı. Zaten başlangıçtaki amaç da bu değil miydi? O zaman sorun yoktu.
Restorana geçip kahvaltı sipariş ettim kendime. Bir yandan da günlük raporları kontrol ediyordum. Kahvaltımı yaptım. Ofise geçtim, biraz çalıştıktan sonra da Şişli sokaklarında yürüyüşe çıktım hava almak için. Sonra geri otele döndüm. Arayan soran yoktu. Bir ara aklıma Berrin’i arayıp kızların numarasını almak geldi ama anlamsız buldum yine “tek gece” muhabbetinden. Akşam saatlerinde aklıma yayın yaptığımız program gelmişti. Oradan nicklerini arattım ancak bulamadım. Kendi nickime bakıp acaba en azından beni takibe alan var mı diye baktığımda takipçi sayım hala 0 idi.

Yorumlar