ESKİ DEFTERLER - BÖLÜM 27 - NEW YORK GEZİSİ 1
ESKİ DEFTERLER - BÖLÜM 27 - NEW YORK GEZİSİ 1
V yaka thirtünden görünen ihtişamlı göğüslerinden gözlerimi alamıyordum. Metroda ayaktaydım. O da tam önümdeki koltukta oturuyordu. Sarışın, ince yapılı, beyaz tenli mavi gözlü. Dudakları hafif öne çıkık ve kırmızıya bürünmüştü. İri göğüsleri, Ve yaka tshirtünün önünde kabarıklık yapmış ve dehşet bir frikiği bana sunmuştu. Önce kaçamak bakışlar atıyordum ama elindeki kitaba yoğunlaştığı için de gözelirim göğüslerinden alamıyordum. Olduğum yerde erekte olmaya başlamıştım. Yaz günü giydiğim ince keten pantolonun önünde kabarıklığım yavaş yavaş belli oluyordu artık. Durduramıyordum çünkü resmen göğüslerini seyrederek onunla hayal dünyamda sevişiyordum.
Arada elindeki kitaba rağmen öne eğiliyor ve bana daha güzel açılarla frikik vermeye devam ediyordu. İneceğim istasyona yaklaşmaktan bu kadar nefret ettiğimi hatırlamıyorum. İki istasyon yaklaşık 5 dakika daha o göğüsleri seyredebilecektim. Sonra kapıya doğru ilerlemem ve vedalaşmam gerekecekti. Metrodaki ekrandan bunu takip ederken aletimin üzerinde küçük bir baskı hissettim. Dengemi kaybedip acaba omzuna mı sürtündüm diye irkildim ve kendimi hızlıca geri çektim. Kibarca "özür dilerim" diye gülümsedim kız yüzüme bakarken. "Sorun değil" diyip gülümsedi ama gözleri de önümdeki kabarıklığa kaymıştı. Kendi kendine gülümseyip kitabına geri döndü. Ben de dışarıyı seyretmeye döndüm. İneceğim durağa yaklaştığım için kızın göğüslerine son bir bakış atıp iç geçirdim ve kapıya yöneldim.
Kapının önüne ulaşıp elimi tutamaca uzattım. Birkaç saniye sonra arkamda güzel bir kadın kokusu hissettim. Sonra da "Pardon" diyen sesini. Elini uzatıp önüme geçmeye çalışan kadın, az önce muhteşem göğüslerini seyrederek keyifli bir metro yolculuğu yapmamın sağlayan kadındı. Gülümsedim ve ona yer açarak öne geçmesini sağladım araya mesafe koyarak. İneceğim duraktan bir durak önce kapı açılınca "Beni izle" diye seslendi kız ve gülümseyerek metrodan indi. Bir an duraksadım. Tam kapı kapanmak üzereyken gelip gelmediğime bakınca ben de hızlıca attım kendimi dışarıya. Güldü.
İnce bacakları, ince beli ve kot pantolonu içerisine sıkıştırılmış kalçaları... kırıta kırıta önümde gidiyordu ve ben sadece onu takip ediyordum. Metro durağının sonlarındaki lavabolara doğru yöneldi. Tuvaletin jetonluğuna 2 çeyreklik attı. Arkasında olduğumdan emin olmak istercesine hafifçe baktı geriye doğru. Sonra kayıpı açtı ve içeri gridi. Kapatmadan hafif aralık bıraktı.
Tedirginlikle etrafa bakındım. Kimsenin kimseyi umursadığı yoktu koca New York metrosunda zaten. Ben içeri girer girmez klozetin üzerine oturdu. V yaka tshirtünü ve sütyenini bir çırpıda çıkarp "Bunları çok beğendin anlaşılan... benim için kalkan bu devi ödüllendirmek istedim" diye gülümsedi gözlerimin içine bakarak. Elini pantolonumun üzerine uzatıp birkaç kez okşadı. Sonra kemerimi ve fermuarımı açtı. Kilodumu aşağı sıyırıp aletimi avuçlarının içine aldı ve iki avcuyla hafifçe sıvazladı. Sonra kırmızı rujlu dudaklarıyla aletimin başına bir öpücük kondurdu.
Hafifçe geriye çekilip beni azdıran göğüslerini iki avcuyla birleştirdi "bunları fazlasıyla hak etti" diye gülümsedi ve tshirtünü aşağı çıkartıp aletimi göğüslerinin arasına aldı sütyenini hızlıca çıkarttıktan hemen sonra. Öylece tuttu. Uzun boynunun avantajını kullanıp çenesini eğdi ve göğüslerinin arasından dışarı çıkan aletimin başını diliyle yalamaya başladı. "Zenciler kadar iyisin" diye güldü. "Bu sabah yataktan azgın kalktım. Ve piyango sana vurdu" diye gülümsedi tekrar başını aletime gömdüğünde göğüslerinin arasından çıkarıp. Bu sefer boğazına kadar aldı ağzına. Sonra yavaşça geri çıkardı. Bir elini taşaklarıma uzatıp onları sıkıp okşayıp, aletimin başı ağzındayken bir eliyle de sıvazlıyordu ufak ufak. "Bu işte iyisin" diye mırıldandım. Aletim ağzındayken bakışlarını yukarı kaydırıp gözlerimin içine baktı sıvazlamaya ve ağzına çekiştirmeye devam ederken. "Keyfini çıkar" diye mırıldandım sarı saçlarına elimi uzatıp hafifçe okşayarak. Sonra biraz eğilip ellerimi göğüslerine ulaştırdım. İrileşmiş göğüs uçlarını parmaklarımın arasında hafifçe sıkıp bıraktım ve alttan tartıp biraz okşadım. Okşamalarım onu daha da ateşlemiş olmalı ki daha sıkı asılmaya başladı. Taşaklarımdaki eli kot pantolonunun düğmesine ve fermuarına indi, hızlıca açtı.
"Bunları biraz yala hadi" diye mırıldandı şehvetle ayağa kalkarken göğüslerinin altından tutup bana doğru yönlendirmeden hemen önce. Hızlıca göğüs uçlarını ısırıp yalamaya ve ellerimle yoğurmaya başlayınca "Yavaş... keyfini çıkar" diye mırıldandı bir eli başımı göğüslerine daha fazla bastırıp bir eli de kot pantolonunu aşağıya sıyırmaya uğraşırken. Başaramayınca doğruldu ve dudaklarımız buluştu hızlıca. Bu kez ikimizin de elleri onun kot pantolonunu aşağı sıyırmak için uğraşıyorduk. Biraz aşağı sıyırınca arkasını kendime çevirdim ve onu dar tuvaletin duvarına yasladım. Küçük ama çıkık kalçalarını okşayıp hafifçe yaladım. O sırada çantasından aldığı prezervatifi bana doğru uzattı. "Hadi tak şunu ve sik beni" diye inledi alt dudağını dişlerinin arasına alıp hafifçe ısırıp gözlerimin içine bakarak. Hızlıca prezervatifi taktım. Bir ayağını klozetin üzerine kaldırdı. Çaprazdan kadınlığını birkaç kez okşayıp iki parmağımı soktum. "Off... Bu iyi bir fikirmişşş" diye inledi önce. "Hadi sok artık yarrağını" diye mırıldanınca aletimin başını kadınlığına sürttüm önce. "Tek seferde" diye inledi. Birden pompaladım. Çok da zorlanmadan rahatlıkla girmiştim aslında. "Ohhh... iyisinnnn" diye mırıldandı. Bir elim kalçalarını okşarken bir elimi de yandan göğüslerine uzatıp okşayarak pompalamaya başladım. "Hadi sik beni, hadi sik beni... evet evet ,hadi hadi bir kez daha getir beni" diye kısık kısık inliyordu. Prezervatif olduğu için oldukça geç geleceğim kesindi. Onu ne kadar öyle becerdim süre tutmadım ama sıklıkla "oohh. bir daha boşaldım, hadi devam, bir daha boşalt beni" diye inlemeleri beni coşturuyor ama yine de boşalmamı sağlamıyordu. "Hadi sen de patla.." diye inlediğinde biraz daha hızlandım. Artık taşaklarım resmen kilitorisini dövüyordu Beni neyin yavaşlattığını ve geciktirdiğini biliyordum aslında.
Kadınlığından çıktım ve onu hızlıca kendime çevirip yine klozetin üzerine oturttum. "Ağzında patlat" diye mırıldanınca iki eliyle ve dudaklarıyla saldırdı aletime. "Buna bayılacaksın" diye mırıldanıp sadece başını dudaklarının arasından kaydırıp, geri kalanını eliyle hızlıca sıvazlamaya başladı. İşe yaramıştı ve çok geçmeden tüm gücümle boğazına boşalmaya başladım. O ise yalamayı ve sıvazlamayı bırakmamakta ısrarcıydı. Sonunda gülerek ağzından çıkardı aletimi. Tüm spermlerimi yutmuştu.
"Hem tadın güzel, hem de iyi sikiyorsun" diye mırıldandı. Ağızının kenarını yalanırken önce sütyenini ve v yaka tshirtünü düzeltti sonra da ayağa kalkıp pantolonunu ve kilodunu. Ben de kendi üzerimi düzeltmiştim arada. Çantasından bir kağıt ve kalem çıkardı. Telefon numarasını yazdı. "Azdığın her zaman beni ara... Yada bana numaranı ver ben azınca seni arayayım" diye mırıldandı. Telefon numarasını kendi telefonumdan çevirdim. "İsmin ne?" diye sordu. "Huge Turk" dedim. Güldü. "Kesinlikle doğru isim" dedi. "Senin?" diye sordum. "Your Bitch" dedi gülerek. Üzerimizi başımızı toparlayıp kapıyı açtık. Önce o çıktı. Arkasında ben. Ben çıkınca tuvaletin hemen kapısında bekleyen 2 tane kız ile kol kola girdiğini ve gülerek yürüdüğünü gördüm. New York sürprizlere gebeydi belli.
V yaka thirtünden görünen ihtişamlı göğüslerinden gözlerimi alamıyordum. Metroda ayaktaydım. O da tam önümdeki koltukta oturuyordu. Sarışın, ince yapılı, beyaz tenli mavi gözlü. Dudakları hafif öne çıkık ve kırmızıya bürünmüştü. İri göğüsleri, Ve yaka tshirtünün önünde kabarıklık yapmış ve dehşet bir frikiği bana sunmuştu. Önce kaçamak bakışlar atıyordum ama elindeki kitaba yoğunlaştığı için de gözelirim göğüslerinden alamıyordum. Olduğum yerde erekte olmaya başlamıştım. Yaz günü giydiğim ince keten pantolonun önünde kabarıklığım yavaş yavaş belli oluyordu artık. Durduramıyordum çünkü resmen göğüslerini seyrederek onunla hayal dünyamda sevişiyordum.
Arada elindeki kitaba rağmen öne eğiliyor ve bana daha güzel açılarla frikik vermeye devam ediyordu. İneceğim istasyona yaklaşmaktan bu kadar nefret ettiğimi hatırlamıyorum. İki istasyon yaklaşık 5 dakika daha o göğüsleri seyredebilecektim. Sonra kapıya doğru ilerlemem ve vedalaşmam gerekecekti. Metrodaki ekrandan bunu takip ederken aletimin üzerinde küçük bir baskı hissettim. Dengemi kaybedip acaba omzuna mı sürtündüm diye irkildim ve kendimi hızlıca geri çektim. Kibarca "özür dilerim" diye gülümsedim kız yüzüme bakarken. "Sorun değil" diyip gülümsedi ama gözleri de önümdeki kabarıklığa kaymıştı. Kendi kendine gülümseyip kitabına geri döndü. Ben de dışarıyı seyretmeye döndüm. İneceğim durağa yaklaştığım için kızın göğüslerine son bir bakış atıp iç geçirdim ve kapıya yöneldim.
Kapının önüne ulaşıp elimi tutamaca uzattım. Birkaç saniye sonra arkamda güzel bir kadın kokusu hissettim. Sonra da "Pardon" diyen sesini. Elini uzatıp önüme geçmeye çalışan kadın, az önce muhteşem göğüslerini seyrederek keyifli bir metro yolculuğu yapmamın sağlayan kadındı. Gülümsedim ve ona yer açarak öne geçmesini sağladım araya mesafe koyarak. İneceğim duraktan bir durak önce kapı açılınca "Beni izle" diye seslendi kız ve gülümseyerek metrodan indi. Bir an duraksadım. Tam kapı kapanmak üzereyken gelip gelmediğime bakınca ben de hızlıca attım kendimi dışarıya. Güldü.
İnce bacakları, ince beli ve kot pantolonu içerisine sıkıştırılmış kalçaları... kırıta kırıta önümde gidiyordu ve ben sadece onu takip ediyordum. Metro durağının sonlarındaki lavabolara doğru yöneldi. Tuvaletin jetonluğuna 2 çeyreklik attı. Arkasında olduğumdan emin olmak istercesine hafifçe baktı geriye doğru. Sonra kayıpı açtı ve içeri gridi. Kapatmadan hafif aralık bıraktı.
Tedirginlikle etrafa bakındım. Kimsenin kimseyi umursadığı yoktu koca New York metrosunda zaten. Ben içeri girer girmez klozetin üzerine oturdu. V yaka tshirtünü ve sütyenini bir çırpıda çıkarp "Bunları çok beğendin anlaşılan... benim için kalkan bu devi ödüllendirmek istedim" diye gülümsedi gözlerimin içine bakarak. Elini pantolonumun üzerine uzatıp birkaç kez okşadı. Sonra kemerimi ve fermuarımı açtı. Kilodumu aşağı sıyırıp aletimi avuçlarının içine aldı ve iki avcuyla hafifçe sıvazladı. Sonra kırmızı rujlu dudaklarıyla aletimin başına bir öpücük kondurdu.
Hafifçe geriye çekilip beni azdıran göğüslerini iki avcuyla birleştirdi "bunları fazlasıyla hak etti" diye gülümsedi ve tshirtünü aşağı çıkartıp aletimi göğüslerinin arasına aldı sütyenini hızlıca çıkarttıktan hemen sonra. Öylece tuttu. Uzun boynunun avantajını kullanıp çenesini eğdi ve göğüslerinin arasından dışarı çıkan aletimin başını diliyle yalamaya başladı. "Zenciler kadar iyisin" diye güldü. "Bu sabah yataktan azgın kalktım. Ve piyango sana vurdu" diye gülümsedi tekrar başını aletime gömdüğünde göğüslerinin arasından çıkarıp. Bu sefer boğazına kadar aldı ağzına. Sonra yavaşça geri çıkardı. Bir elini taşaklarıma uzatıp onları sıkıp okşayıp, aletimin başı ağzındayken bir eliyle de sıvazlıyordu ufak ufak. "Bu işte iyisin" diye mırıldandım. Aletim ağzındayken bakışlarını yukarı kaydırıp gözlerimin içine baktı sıvazlamaya ve ağzına çekiştirmeye devam ederken. "Keyfini çıkar" diye mırıldandım sarı saçlarına elimi uzatıp hafifçe okşayarak. Sonra biraz eğilip ellerimi göğüslerine ulaştırdım. İrileşmiş göğüs uçlarını parmaklarımın arasında hafifçe sıkıp bıraktım ve alttan tartıp biraz okşadım. Okşamalarım onu daha da ateşlemiş olmalı ki daha sıkı asılmaya başladı. Taşaklarımdaki eli kot pantolonunun düğmesine ve fermuarına indi, hızlıca açtı.
"Bunları biraz yala hadi" diye mırıldandı şehvetle ayağa kalkarken göğüslerinin altından tutup bana doğru yönlendirmeden hemen önce. Hızlıca göğüs uçlarını ısırıp yalamaya ve ellerimle yoğurmaya başlayınca "Yavaş... keyfini çıkar" diye mırıldandı bir eli başımı göğüslerine daha fazla bastırıp bir eli de kot pantolonunu aşağıya sıyırmaya uğraşırken. Başaramayınca doğruldu ve dudaklarımız buluştu hızlıca. Bu kez ikimizin de elleri onun kot pantolonunu aşağı sıyırmak için uğraşıyorduk. Biraz aşağı sıyırınca arkasını kendime çevirdim ve onu dar tuvaletin duvarına yasladım. Küçük ama çıkık kalçalarını okşayıp hafifçe yaladım. O sırada çantasından aldığı prezervatifi bana doğru uzattı. "Hadi tak şunu ve sik beni" diye inledi alt dudağını dişlerinin arasına alıp hafifçe ısırıp gözlerimin içine bakarak. Hızlıca prezervatifi taktım. Bir ayağını klozetin üzerine kaldırdı. Çaprazdan kadınlığını birkaç kez okşayıp iki parmağımı soktum. "Off... Bu iyi bir fikirmişşş" diye inledi önce. "Hadi sok artık yarrağını" diye mırıldanınca aletimin başını kadınlığına sürttüm önce. "Tek seferde" diye inledi. Birden pompaladım. Çok da zorlanmadan rahatlıkla girmiştim aslında. "Ohhh... iyisinnnn" diye mırıldandı. Bir elim kalçalarını okşarken bir elimi de yandan göğüslerine uzatıp okşayarak pompalamaya başladım. "Hadi sik beni, hadi sik beni... evet evet ,hadi hadi bir kez daha getir beni" diye kısık kısık inliyordu. Prezervatif olduğu için oldukça geç geleceğim kesindi. Onu ne kadar öyle becerdim süre tutmadım ama sıklıkla "oohh. bir daha boşaldım, hadi devam, bir daha boşalt beni" diye inlemeleri beni coşturuyor ama yine de boşalmamı sağlamıyordu. "Hadi sen de patla.." diye inlediğinde biraz daha hızlandım. Artık taşaklarım resmen kilitorisini dövüyordu Beni neyin yavaşlattığını ve geciktirdiğini biliyordum aslında.
Kadınlığından çıktım ve onu hızlıca kendime çevirip yine klozetin üzerine oturttum. "Ağzında patlat" diye mırıldanınca iki eliyle ve dudaklarıyla saldırdı aletime. "Buna bayılacaksın" diye mırıldanıp sadece başını dudaklarının arasından kaydırıp, geri kalanını eliyle hızlıca sıvazlamaya başladı. İşe yaramıştı ve çok geçmeden tüm gücümle boğazına boşalmaya başladım. O ise yalamayı ve sıvazlamayı bırakmamakta ısrarcıydı. Sonunda gülerek ağzından çıkardı aletimi. Tüm spermlerimi yutmuştu.
"Hem tadın güzel, hem de iyi sikiyorsun" diye mırıldandı. Ağızının kenarını yalanırken önce sütyenini ve v yaka tshirtünü düzeltti sonra da ayağa kalkıp pantolonunu ve kilodunu. Ben de kendi üzerimi düzeltmiştim arada. Çantasından bir kağıt ve kalem çıkardı. Telefon numarasını yazdı. "Azdığın her zaman beni ara... Yada bana numaranı ver ben azınca seni arayayım" diye mırıldandı. Telefon numarasını kendi telefonumdan çevirdim. "İsmin ne?" diye sordu. "Huge Turk" dedim. Güldü. "Kesinlikle doğru isim" dedi. "Senin?" diye sordum. "Your Bitch" dedi gülerek. Üzerimizi başımızı toparlayıp kapıyı açtık. Önce o çıktı. Arkasında ben. Ben çıkınca tuvaletin hemen kapısında bekleyen 2 tane kız ile kol kola girdiğini ve gülerek yürüdüğünü gördüm. New York sürprizlere gebeydi belli.
Yorumlar
Yorum Gönder