BAŞKASININ HAYATLARI - PATRONUN KIZI

BAŞKASININ HAYATLARI - PATRONUN KIZI

Kısa pileli eteğiyle her hareketinde erkeklerin kaçamak bakışlarına maruz kalıyordu. Ama altındaki kısa taytı farkeden herkesin iştahı da ayrıca kapanıyor ve yanındaki güzelle ilgilenmeye devam ediyordu. Günlük hayatta birkaç kez göz göze gelmiştik ve birkaç kez onun diri vücudunu süzerken yakalanmıştım. Ama cüretimi arttıran bu yakalanmalarımda göz göze geldiğimizde gülümsemesi olmuştu. "Bir gün şarap içmek isterim" diye son noktasına kadar zorlamıştım patronun kızını. Gülümseyerek neden olmasın demişti. Erkek kardeşinden hızlıca hangi şarabı sevdiğini dahi öğrenmiş ve satın aldırmıştım. Ama birlikte içmeye hiç fırsat olmamıştı. 

O gece ise bambaşkaydı, özel partide sadece kendi arkadaş çevrelerinden seçkin 100 misafir. 60 kadın, 40 erkek.. Hepsi okul arkadaşı ve hepsi zengin. Birbirleri ile dekolte ve seksapel yarışında 60 kadın. Alkolün seviyesi arttıkça frikik şölenine dönüşmüş bir gece. Kimin kimin belinden kavrayıp yasladığı yada yaslandığı karman çorman olmuş bir gece. Saatler ilerledikçe iyice çılgınlaşan danslar... Sarılmalar, öpüşmeler.

46 yaşındaydım. Hayatı doyasıya yaşamıştım ve bu gecenin nereye gideceği apaçık ortada idi. Bu Amerikada bir parti olmuş olsaydı muhtemelen erkekler yada bayanlar tuvaletinde birileri çoktan oral seks yaparken basılmıştı. 22-25 yaş arasında fit kızlar, mini etekler, derin yırtmaçlar, bilinçli giyilmiş fosforlu iç çamaşırları ile verilen frikikler... Pileli etek ile dans figürleri arasında dönünce ortaya çıkan tangalar... Aynı anda iki erkeğin ellerinin habersizce buluştuğu çıplak kalçalar... Ve o kalçanın iki erkeğin aletine uzanmış eller... Ve birden önümde hissettiğim yumuşacık alev alev yanan kalçalar... Patronun kızı... Siyah saçları, kömür karası gözleri, bembeyaz dişleri ile karanlıkta önümde bitivermişti birden. Kalçalarını kasıklarımda hissetmem ile zaten yarı ereksiyonum hızlıca tamamlanmıştı. Hande ise kafasını dahi çevirmeden dikeyine kucak dansını usulca sürdürüyordu. Herkes zaten kendi halindeydi. Ve ben olabilecek en kuytu ve karanlık köşedeydim. Tüm şarkı boyunca kıvrım kıvrım kıvrandı yuvarlak kalçaları tam aletimin üzerinde kıvamında bir baskı ile. Şarkının son kısımlarında iyice yapıştırdı kalçalarını birkaç saniye için. Sonra arkasına dahi bakmadan kalabalığın içine karıştı. Sarışın bir arkadaşının elini yakalayıp onunla piste daldı. Kalabalığın içinden takip ettikçe yüzündeki kocaman gülümseme ve sarışın arkadaşına anlattıklarından fazlasıyla heyecanla az önce ne yaptığını anlattığı kesindi. Çünkü kıvırcık saçlarıyla arkadaşı Özlem ile göz göze gelmiştik o kadar kalabalığa ve mesafeye rağmen. Ve dili dudaklarının üzerinde gezindi usulca. O sırada gruptaki erkeklerden biri yanlarına gelip sarılmak istedi iki kıza birden ama ikisi de usulca bir manevra ile kurtuldular. Önde sarışın kıvırcık saçları, pileli eteği, derin V yaka göğüs dekoltesi ile Özlem, arkada tayt, beyaz ince tshirt ve altında beyaz spor üst ile Hande usulca bara yöneldiler. Birer kadeh içki alıp az önce Hande'nin tek başına durduğu yere bu kez ikisi geldiler. Hande ile göz göze geldiğimizde gülümsedi ve kulağıma uzanıp "keyfini çıkarabilir miyiz hep birlikte" diye seslendi. "Doğu tercih olduğuma emin misin?" diye sordum sonuçta patronun kızıydı. "Evet, buradaki en büyük alet kesinlikle senin bu birincisi, burada hiçbir şartta benimle ne yaşadığını anlatamayacak tek kişi sensin bu da ikincisi." diye güldü. Akıllı kızdı. Gerçekten akıllı kızdı. Gülümsedim. "Arkadaşın?" diye seslendim. "O sadece kamuflaj... ama tabi yine de bazen" diye gülümsedi. Hande arkasını dönüp bistro masadaki içkisine uzandığında Özlem çevik bir şekilde kalçalarını kasıklarıma yapıştırdı. İnce pileli eteği ile aletim arasında sadece kumaş parçaları vardı. Eteğini de hafifçe beline doğru kaldırınca birtek pantolonum ve boxerim kalmıştı... Ve Özlem de alev alev yanıyordu. Arkadaşlarından biri bize doğru yönelince hızlıca toplandı. Çocuk gelip Hande'nin beline sarılıp birşeyler fısıldayıp onu piste doğru götürmek istedi ama Özlem Hande'nin elinden tutunca çocuk zorlamadan geri dönmek zorunda kaldı. O sırada Hande başka bir çocuk gördü ve piste doğru gidip ona arkadan sarıldı.

Hande fırsattan istifade yine yasladı kalçalarını kasıklarıma. Biraz yukarı aşağı hareket ettirince iyice zevk almaya başlamıştım ki başka birisi bize yönelince yine doğrulmak zorunda kaldı. Sonra da arkasına bakmadan yine uzaklaşıp piste doğru Hande'nin yanına gitti. İki kızın seks oyuncağı gibi hissettim kendimi. Gelip, yaslanıp kendilerini tatmin edip sonra da çekip gidecekleri bir sertlik... Bir ara pistteki çocuklardan birinin kucağına zıplayınca Özlem gülümsedim kendi kendime...

Handeye bakındım, görememiştim. O sırada cep telefonuma gelen whatsup mesajı titretti elimi. "5inci kat sol teras, seni bekliyoruz" yazıyordu. Hande göndermişti. Kalabalığın içinden sıyrılıp asansöre bindim ve direk 5inci kata çıktım. Koridorun sonundan yangın merdivenine oradan da terasa açılan küçük kapıya ulaştım. Açıp terasa çıktığımda en köşede ayakta duruyordu Hande. Sese dönünce gülümsedi beni görüp. Bana doğru birkaç adım atınca ben de ona doğru yürümeye başladım. Dudaklarımız direk buluştu beklemeden. İştahla öpüşmeye başladık. Dudaklarımızı emiyor, ısırıyor, birbirimize yedirmeden diğerinin dudaklarını yemeye uğraşıyorduk. Dilini ağzımın içinde hissettiğimde somurdum önce. Sonra usulca serbest bıraktım ve dilimi onun ağzına uzattım. O da somurdu. Dişlerimiz çarpınca birbirine gülümsedi çıkan sesle. "Çok iyisin..." diye mırıldandı dudaklarımın üzerine küçük buseler kondururken. Eli pantolonumun üzerinden aletimi avuçlamıştı. Her şeyinle... öpüşmen, aletin..." diye mırıldandı. Elimi beline dolayıp alt dudağını yakalayıp hafifçe ıssırdım. "Gecenin en şanslısıyım" diye mırıldandım alt dudağını bırakırken. "Genç olduğumu için mi, ben olduğum için mi!" diye astı suratını. "Sen olduğun için" diye yanıtladım. "O şarabı içmeye o yüzden vakit yaratmadım. Çünkü biliyordum" diye mırıldandı. "Risk çoktu ama bu gece hiç riskimiz yok..." diye eklediğinde eli fermuarımı yavaşça aşağıya doğru indirdi ve kısa şort kilodumun içine uzandı. Avcunun içi kavradığında aletimin başını alev alev yanıyordu. "Ovvv... Bu çok iyi..." mırıldandı dudaklarıma yapışıp. Bir yandan aletimi hafifçe sıkıp bırakıyor, başının tırtıklarının üzerinde yavaşça parmaklarını gezdiriyor, diğer yandan da "bu çok zevkli olacak..." diye fısıldıyordu. Elimi belinden yavaşça kalçalarına indirdim ve onları hafifçe sıktım. Biraz okşayıp dudaklarımı dudaklarından kurtardım ve yanağından kulak memesine, oradan da boynuna doğru uzandım. Elim kalçalarından taytının önüne kayarken elimi yakalayıp, "Bu akşam sadece ağzımda istiyorum" diye fısıldadı kulağıma. "Küçük bir tarih kayması" diye ekleyince anlamıştım. "Sorun değil..." diye boynundan göğüslerine doğru inmeye devam ettim dilimle yalayarak. Başımı iki göğsünün arasına bastırdı beyaz bodysinin üzerinden. Sütyeni ile birlikte aşağıya doğru sıyırınca dolgun göğüsleri koyu kahverengi irileşmiş uçları ile sallandı hafifçe. Dilimi sol göğsünün ucunda gezdirince hafifçe başımı tekrar bastırdı göğüslerine. "Ama emin ol, bir dahakine birden fazla kadın senin emrinde olacak" diye mırıldandı. "Özlem... aletine bayıldı" diye inledi. Göğüslerinde oyalandım biraz daha ellerim de kalçalarını okşamaya, sıkıp bırakmaya devam ederken. 

Kendini yavaşça geriye çekti. "Bu gece cesaret edemedi" diye mırıldanıp elini yine aletimle buluşturdu şort kilodumun içinde. Pantolonumu ve kilodumu iki yanlardan aşağıya sıyırınca dimize kadar indiler. Hande aletimin tamamını görünce kocaman bir gülümseme oldu yüzünde. "Ama bunu görseydi, eminim fikri değişirdi" diye kikirdeyip eliyle sapından kavradı. Sağından ve solundan uzunca inceledi aletimi. Diliyle birkaç küçük dokunuş yaptı yanlardan. Başının tam ucundaki damlayı dilinin ucuyla aldı ve dudaklarında gezdirdi önce. Sonra dudaklarını başına yasladı ve diliyle tam deliğinin üzerine biraz yalayıp dudaklarını aralayarak aletimi ağzına kaydırdı. Başı içeri girerken, dilinin de öne arkaya hareket ettiğini hissedebiliyordum.

Saçlarını okşadım usulca. Alabildiği kadar almıştı ağzına artık. Sonra yavaşça somurarak geri çıkardı ağzından. Başı dudaklarının arasında sıkıştı tam sünnet çizgisinde. Biraz öylece somurdu önce. Dişlerini hissettim sünnet çizgisinin biraz arkasında. Dilini aşağıdan kaydırdı ve başı ağzının içindeyken dilinin altı ile tam deliğinde kaygan baskılar uyguladı. Bu kız değişik şeyler yapıyordu ve zevk vermeyi biliyordu. Sonra dişlerini gevşetip somurarak çekebildiği kadarını çekti tekrar aletimin ağzından boğazına doğru. Bir yerlere yaslandığından emindim aletimin. Öylece durdu... Öğürmeden bekledi bir süre. Sonra yavaşça geri çıkardı ağzından somurmayı ihmal etmeden. Bu kez tamanını çıkarıp başının altına küçük dokunuşlar yaptı gözleri gözlerime kilitlennmiş halde. 

"Harikasın" diye mırıldandım. Sonra gülerek sıvazlamaya başladı aletimi. Anlaşılan artık spermlerimi içmeye hazırdı. "Yutmak istiyorum" diye mırıldandı başını tekrar yalamaya başlamadan hemen önce. İki eliyle kavrayıp öne arkaya otuzbir çektirirken başı ortaya çıktığında kah dudaklarıyla, kah diliyle, kah yanağına sürterek kendince zevk dalgalarında uçtu bir süre. Sonra hızladı. Bir eliyle taşaklarımı avuçlayıp onlarla oynarken, bir eli hızlıca aletimi sıvazlıyor, dili ise sürekli olarak başının etrafında, altında, deliğinde ve sünnet çizgisinin üzerinde hızlı ve kaygan hareketler yapıp beni de zevke getirmeye uğraşıyordu.

Ki başardı da... Dilinin üzerinde ilk saltoyu hisssetitğinde dilini tamamen dışarı çıkarıp aletimi ağzının önüne dayadı. Sıvazlamayı bırakmadan inek sağar gibi aletimi sıvazlayıp tüm spermlerimi salto salto ağzına boşalttı. Birkaç saniye sonra saltolar durunca dilinin ucunu tam deliğin üzerinde gezdirdi önce. Sonra sapından başına doğru sıkarak çekti içinde kalanları. Sonra tekrar aletimi ağzının içine alıp son kalan damlalara kadar somurarak çekti içimden. İşte o son somurma beni bitiren şey oldu. Dizlerimin bağı çözüldü birden ve düşmemek için duvara yaslanmak zorunda kaldım. 

Hiç konuşmadan sadece gülümsedi. Toparlandı. Yutmamıştı. "Delisin sen" diyebildim kilodumu ve pantolonumu yukarı çekerken. Tek kelime etmeden hızlıca terastan ayrıldı. "Ağzımdakini yetiştirmem gereken biri var" diye mesajı düştü kapıdan çıktıktan birkaç saniye sonra. 


Yorumlar

Yorum Gönder