ESKİ DEFTERLER - BUKET VE SELİN BODRUMDA IV

ESKİ DEFTERLER - GÜNLÜK BUKET VE SELİN BODRUMDA IV

11 asker, diğer  teknenin kaptanı ve önlerinde Piraye, Ayça, Kübra ve Merve.. 12 Erkek ve 4 kadın. Kadın başına 3  erkek düşüyordu resmen. Tekne yanaşıp bizim tekneye geçecekleri anda bir anda saldıracaklarını falan düşünmüştük ama oldukça kibar ve yavaş hareket ettiler. Tek tek tanışıp tokalaştılar. 

"Tek tek beğendiğimizi alıp kamaraya geçelim mi?" diye sordu askerlerden birisi "Nasıl isterseniz yiğitler, kamara yerine burayı tercih ederiz ama. Yaptığımız iyiliği izleyelim" diye güldü Mert. "Tamam abi" diye yanıtladı çocuklardan biri. Hepsinin şortunun önü çoktan kabarmıştı. "Beyler şafağı az olan önden buyursun" diye güldü. "Doğrusun tertip" dedi diğeri. "Lan oğlum o zaman ilk ben" diye ayaklandı biri. "Lan Cenk, otur yerine, anlaştık sen en son" diye yanıtlayınca bir diğeri hepsi gülüştüler. "O niye öyle" diye sordu Cemil gülerek "Abi o cezalı diyelim" dedi hafif sırıtarak. Cezalı dedikleri asker de içlerinde en iyi görünen çocuktu. Yüzü çok yakışıklı değildi ama vücudu kaslıydı. Uzun boylu, yapılıydı yani. 

"Abi müsadenle" diye elini Mert ve Cemil'in arasında oturan Buket'e uzatınca, "Bak bu ve diğeri... onlara dokunmak yok" diye güldü Cemil beni göstererek. "Abi tazeleri kendinize" diye kikirdedi. "Ama bak sana şu kıvırcık saçlıyı öneririm, muamelesi on numara" diye karısını gösterdi. "Tamam abi" diye çocuk Piraye'ye yöneldi. "Beyler anal hariç herşey serbest, rahat olun" diye seslenince Mert askerler gülümsedi. Buket, Mert ve Cemil'in arasından kalkıp benim olduğum yere geldi. Ben kendimi Can'a, Buket de bana yaslamıştı. 

Çocuk Piraye'ye uzanır uzanmaz elini kalçasına atıp hafifçe okşadı. Cemil'in gözleri yuvalarından fırladı resmen. "Sağlammışsın" diye güldü çocuk. Piraye uzanıp çocuğun dudaklarına yapıştı. Öpüşmeye başladılar. Oğlanın eli Piraye'nin vücudunda o kadar hızlı dolaşıyordu ki takip edemiyorduk. Piraye'nin eli hızlıca çocuğun şortunun içine gitti. "ooo.. küçük beyimiz çoktan hazır" diye gülümsedi hafifçe. Aşağı doğru eğilip çocuğun şortunu sıyırdı. 14-15 cm ince bir aleti vardı çocuğun. Piraye'nin ağzında hızlıca kaybolup gitti. Boğazına kadar almıştı resmen. Oğlan daha birkaç kez gidip gelmişti Piraye'nin ağzına ama boşalmaya başlamıştı sarsıla sarsıla. "Ulan tertip, dokunmadan boşalsaydın bari" diye güldü askerlerden sırada olan. "Ben demiştim, bunlara dokunsak patlarlar" diye güldü Piraye. Gerçekten de öyle demişti bu kadar erkeği alt edemezssiniz" dediğinde Cemil. "Üst üste iki kez patlatırım, dokunmam yeter" diye gülmüştü Piraye. 

Öyle de olmuştu. Çocukla birkaç saniye öpüşüp, aletini ağzında birkaç kez gidip geldiğinde asker olanca gücüyle patlamıştı. Çocuğun tüm spermlerini yutmuştu hızlıca Piraye. Ve devam etmişti oğlan  da ereksiyonunu kaybetmemişti doğrusu hiç. Piraye çocuğu ikinci için yorarken sıradaki asker "Olgunlardan gidelim" diye gülerek Ayça'ya yönelmişti. "Gel bakalım yakışıklı, sen ne kadar dayanacaksın" diye gülerek elinden tuttu çocuğun. Öpüşmeyle zaman kaybetmeden Mert'in hemen önünde diz çöküp oğlanın şortunu aşağı sıyırdı. Kalkık aleti yine aynı ebatlardaydı. Beklemeden ağzına aldı. Bu çocuk dayanmıştı. Elleriyle Ayça'nın başını kontrol ediyordu. 

Hemen yanında Piraye artık başı kocasının aletine gelecek şekilde domalmıştı. "Hadi bakalım aslan parçası, yerleştir amıma" diye gülerek çocuğun aletini tutup kadınlığına doğru çekiştirdi. Oğlan yavaşça Piraye'nin içine kaymaya başladı. Offf.. Erkek.... sik amımı" diye mırıldandı Piraye kocasının gözlerinin içine bakarak. Ayça da Piraye'ye ayak uydurmuş, ağzında patlatamadığı yarrağa aynı muameleyi yapmık için kocasına doğru dönüp domalmıştı. O çocuk da bekletmeden girdi Açya'nın amına. İki kadın kocalarının aletlerini sıvazlamaya başladıklarında arkalarındaki iki asker de patlamaya başlamıştı kasıla kasıla. 

Aradan iki tanesi usul usul Merve ve Kübra'ya yanaşmış, biraz geride usul usul oynaşıyorlardı. "Kızlar böyle gelin" diye seslenince Mert, Merve ve Kübra gelmişti önlerine. "Siz azdırıcı güç olun, sıraya girene oral seks. Sonra da bunun ikisini siksinler hep" diye güldü. Planı hepimiz anlamıştık aslında. Çünkü olayı başlatan ve hepsini alırız diye Piraye ve Ayça idi aslında. "Tamam, patron sensin" diye güldü Merve. Az önce oynaştıkları çocuklar bu kez domalmış olan Piraye ve Ayça'nın önüne kadar geldiler. iki yanda diz çökmüş Kübra ve Merve çocukların şortunu aşağı sıyırıp aletlerini bir süre yaladılar. Merve'nin ağzındaki hızlıca patlamıştı. Merve yuttu ve devam etti çocuğun aletini ağzında oynamaya. Kübra'nın ağzındaki biraz daha dayanabilmişti. "Hadi bakalım amın sıcaklığında patla" diye güldü Kübra. Oğlan dizlerinin üzerine çöküp önünde domalmış Piraye'ye aletini yerleştirirken Piraye kocasının aletini ağzan almıştı  çoktan. Arkadan çat çat seslerle vuruyordu asker Piraye'nin kalçalarına kasıklarını ki çok uzun sürmedi. Hırlaya hırlaya patladı Piraye'nin içine. Kızlar oral sekste kondom kullanmamışlardı ama içine girmeden hemen önce takıyorlardı kondomu her ihtimale karşı. Oğlan Piraye'nin üzerine yığılıp kendine gelmeye çalışırken bu kez hemen yanındaki arkadaşı Ayça'nın içinde girip çıkmaya başladı. Ayça da kocasının aletini ağzına alıp coşmuşken çocuk birden böğürmeye ve patlamaya başladı. İkinci tur da erkenden bitmişti. Sıradan iki asker daha gelip Merve ve 

"Yer değiştirin bakalım kızlar" diye güldü Mert. Cemil de gülümsedi. O sırada sondaki iki asker çoktan yerlerini almıştı. Kübra ve Merve de ağızlarını çalıştırmaya başlamıştı. Bu ikisinin aletleri biraz kalındı ama boyları kısaydı. İkisi de dayanıklı çıkmıştı çocukların. Kübra ve Merve'nin başlarını kibarca uzaklaştırıp yavaşça yanaştılar Ayça ve Piraye'nin arkasına. İkisi birbirlerinin kocalarının aletlerini somururken, iki asker de arkadan onların kadınlıklarında gidip geliyordu. Bunun ikisi iyi çıkmıştı. Ayça ve Piraye iştahlı saldırıyordu kocalarının aletine ki çocuklardan birinin patlamasıyla Ayça da kasılmaya başladı. Dönüp Piraye'nin dudaklarına uzandığında Piraye'nin arkasındaki çocuk da patlayınca iki kadın orgazmın zirvesine birbirlerinin dudaklarında ulaştılar resmen. Ellerinde ise birbirlerinin kocalarının yarakları vardı. 

"Vay gençler, karıları uçurdunuz" diye güldü Cemil. Çocuklar geriye çekildiler yavaşça. Yeni ikisi hiç beklemeden verdi aletlerini Kübra ve Merve'nin ağzına. Alelacele birkaç kez somurtturup birden girdi Piraye'nin arkasındaki. Zaten uçuşta olan Piraye yediği yarrakla önündeki Mert'in yarağına saldırdı büyük bir iştahla. Somuruyor, dilliyordu. "off.. hadi sik beni uçur beni" diye inlerken yanında da Ayça'ya girmeye başlamıştı İki kadın da orgazm üzerine orgazm yaşarken askerler de çok uzatamadan patladılar böğürerek.  

Sonunda sıra kaptana ve cezalıya gelmişti. "Şimdi izleyin siz asıl sikişi" diye güldü çocuklardan biri. "Dağıtır bizimkisi bunları " diye güldü bir diğeri. iri yapılı çocuk geldi kaptanla yan yana. Oğlanın da yüzünde garip bir gülümseme vardı. Şortunun önünde kabarıklık falan da yoktu. Kaptan yaşlıydı. 50sinde rahat vardı. Kübra ağzına alır almaz kaptanı biraz daha büyüdü aleti. Kızın başını yönetmeye çalışmıştı yalaması için ama Kübra bildiği gibi çalışmıştı. Adam daha fazla dayanamadı ve Kübra'nın ağzına boşalmaya başladı. Yaşlı adam hiç ses etmedi. İkinci için de zorlamadı zaten. Şortunu çekip kenara çekildi.

Bizim ayı boğan Herkül gibi ayakta duruyordu. Kübra ve Merve birbirlerine baktılar. "Kısmetli çocukmuşsun" diye gülerken oğlanın şortunu iki yanından aşağı doğru sıyırmaya başladılar. Ama şort aşağı inip de çocuğun aletinin sapı görünmeye başlayınca hepimizin gözbebekleri yuvalarından fırlayacaktı nerdeyse.  Şort aşağı sıyrılıyor, ama çocuğun aleti hala bitmiyordu. Başı göründü. Sünnet çizgisinin altı tırtıklıydı resmen. Oğlanın aleti üstelik yarı kalkık vaziyetteydi. "Abi işte bundan cezalı bu, bizden önce sikseydi karıları biz birbok anlamazdık." diye kikirdedi. Cemil ve Mert'in gözleri yuvalarından fırlamıştı. Tabi Ayça ve Piraye'de dönmüştü birden. "Cenk, senden iri mi ne!" diyebildim. "Bilmem" diyebildi Cenk. O sırada diğerleri de Cenk'e bir bakış atmıştı. "Cenk, ikiszn geldi" diye güldü Cemil.

"Hadi sen de gel" diye seslendi Kübra Cenk'e. Cenk yanımızdan ayrılıp diğerlerinin yanına gitti. Kübra ve Piraye Cenk'in şortunu aşağıya indirmeye başladılar. Tabi Cenk dimdikdi sayemde. Yay gibi gerilip Piraye'nin yüzüne cop gibi oturdu. Kikirdedi kızlar. Asker çocuğun aleti de Merve'nin ağzına yerleşmişti çoktan. Ancak yarısın sokabiliyor, olanın aleti kalkmaya devam ediyordu. Boyutu Cenk ile hemen hemen aynıydı. Belki bir tık kalın ve uzun. "Tertip yine kırdı geçirdi" diye kikirdedi askerlerden biri. "Abi bir gün çarşıya gittim, işte bir bayan var onu aldım. Ama bayan olmuş otoban. Ne oldu bu ne böyle yahu bir şey anlamadım dedim. Sizin kamptan Can diye bir çocuk geldi. Çocukta soba borusu gibi alet var" diye mırıldanınca ben dedim tamam, bir daha Can çarşı iznindeyse o gün karıya gitmek yok" diye gülerek anlatınca başka biri araya girdi. "Hele lan bunu başçavuş boşuna atyarrağı diye çağırmıyor" diye güldü. 

Can ve Cenk karşılıklı durmuşlar, ikisinin de aletinin iki tarafında iki kadın vardı. Bir tarafta Merve ve Piraye, diğer tarafta Ayça ve Kübra. Kadınların dudakları ve dilleri ikisinin aletinin üzerinden de ayrılmıyordu. Bu arada diğer askerlerin de elleri aletlerindeydi. Önlerindeki bu canlı pornoyu soluksuz izlerken, aletleri de yavaş yavaş kalkmaya başlamıştı. 

"Off.. kızım on tane yarrak, yarı kalkık... üstelik ikinci posta" diye mırıldandı Selin. "Amın kaşındı gene senin, başımıza iş açma" diye mırıldandım. "Valla, amım, götüm... her yerim azdı.. tüm deliklerim dolsun istiyorum" diye fısıldadı. O sırada karılarının hünerlerini görmek isteyen Cemil ve Mert koltuktan ayağa kalktılar. "Cenk, siz gelin böyle oturun bakalım. tam manzara olsun..." diye seslenince Cemil, Can ve Cenk, koltuğa geçtiler ve oturdular. Piraye, Ayça, Kübra ve Merve ikisinin aletine saldırdı resmen. Cemil ve Mert bize doğru gelmiş, usulca iki yanımıza sokulup ellerini belimize dolamıştı. Selin ile bakıştık birbirimize önce. Sonra usulca öpüştük. Cemil'in eli benim kalçalarıma, Mert'in eli de Selin'in kalçalarına uzanmıştı çoktan. 

Karıları Can ve Cem'e dalmışken, onlar da bizimle ilgileniyordu usul usul. Arkadaki boşta olan askerler de aletlerini sıvazlamaktan geri kalmıyorlardı.  Bir ara Merve hemen diğer tarafta Cenk'in aletini yalayan Ayça ile öpüşmeye başlayınca Piraye Can ile tek başına kalmıştı. Fırsatı kaçırmadı ve hızılca doğruldu. Önce yüzünü Can'a dönmüştü ama sonra yüzünü bize ve askerlere döndü. Can aletini sapından kavradı. Piraye kendini hizaladı ve yavaş yavaş oturmaya başladı. Cemil, karısı Piraye'nin yediği koca yarrağı büşük bir şaşkınlık ve keyfile izlerken beni çoktan kasıklarına kadar çekmiş, kaldırdığı aletinin başını da kadınlığımın dudaklarına yaslamıştı. Hiçbirşey yapmıyor, karısının zevk alışını izlerken bedenini bedenime yapıştırmış bekliyordu resmen. Kalbi aletinde atıyor, kalp atışlarıyla aleti yukarı doğru harektelenirken kadınlığımın dudaklarına da tatlı tatlı zevk veriyordu. Piraye oturup kalkmaya başladıkça zevkleniyordu. Elleriyle göğüslerini okşayıp kendince daha fazla zevk almaya çalışıyordu. Yan tarafta Merve ve Kübra öpüşmeye dalınca Ayça da fırsatı değerlendirip kendini Cenk'in kucağına bırakmıştı. Onun kocası da hemen yanımda Selin'in kadınlığına çoktan yerleştirmişti aletini. 

Merve ve Kübra Can ve Cenk i kaptırınca boşta duran diğer askerlere yöneldiler. Tabiki aç kurtlar gibi saldırdı askerler iki kadına. Artık kime nereleri gelirse, kızların eline ağzına kiminki gelirse... Gelişine giriyorlar, gelişine çıkıyorlar, gelişine yalatıyorlar, gelişine vurup gülüyordu askerler ikisine. Ayça ve Piraye'nin dayanılmaz çığlıkları ve kasıla kasıla boşalmalarından sonraki sessizlikte ikisi de kenara yığılmıştı. Ama Cenk ve Can hala demir sapı gibi duruyorları. Kübra ve Merve bir çırpıda sıyrıldı diğer askerlerin arasından. Ellerinden tutarak birer tanesini de peşlerinde getirdiler. Aynı anda gülüşüp Can ve Cenk'in kucaklarına sırtları dönük oturdular. İkisi aynı anda birbirleriyle öpüşerek Cenk ve Can'ın aletlerini saplarından kavradılar ve üzerine oturmaya başladılar. Birkaç kez inip kalktıktan sonra tamamını içine alacak şekilde oturdular. Önlerindeki askerleri kendilerine çekip aletlerini ağızlarına alıp somurmaya başladılar. Sadece oturup bellerini kırıp küçük hareketlerle kadınlıklarının içindeki devasa aletlerle amlarını, karşılarındaki askerlerin yarraklarıyla da ağızlarını doyuruyorlardı. 

Piraye ve Ayça kendilerine gelmişti az da olsa. Onlara doğru sıvazlanan onca alete de kayıtsız kalamadılar. Birbirleriyle ateşli bir öpüşme seansına girdiklerinde boştaki askerler etraflarını çevrelemişti hızlıca. Ayça'nın yanağına değen aletin başı ile de 6 erkek birden iki kadının eline ve ağzına yüklenmeye başlamıştı. Askerler iki kadının elleri ve ağızlarıyla oyalandı bir süre ama kalkmış aletlerini sokacakları deliklere de kayıtsız kalamadılar sonunda. Biri Ayça'yı ayağa kaldırıp domalttı hızlıca önüne ve vakit kaybetmeden girdi kadınlığına. Taşaklarını hızlıca Ayça'nın kalçalarıyla buluşturduğunda çıkan sesler inletiyordu resmen ortalığı. Piraye uzanıp Ayça'nın dudaklarına yapıştığında o da domalmıştı. İki kadın baş başa domalmış vaziyettelerdi. "Amına patlama lan karının" diye seslendi biri Ayça'nın içinde gidip gelene. "Getir o zaman bunun başını buraya" diye cevaplayınca ne olacağı belli olmuştu. Asker çocuk Ayça'nın kadınlığını becerirken sona yaklaştığını anlayınca hızlıca aletini Ayça'dan çıkarıp Piraye'nin ağzına yerleştirmişti. Piraye bir yanda arkasında girip çıkan alet ve bir yanda da ağzındakiyle iyice iştahlanmış, ağzına dolacak spermler için heyecanla somurmaya devam etmişti ki uzun sürmeden çocuk Piraye'nin ağzına boşalmaya başlamıştı. O esnada Piraye'nin arkasındaki çocuk da aletini Ayça'nın ağzına vermişti. Askerlerin tamamı iki kadının ağzına boşaldığında Piraye'nin zevk çığlıkları da benim altımdaki kocası Cemil'in sonunu getirmişti. Zira Mert de Buket'in kalçalarına patlamıştı büyük bir zevk dalgası ile kasılarak. 

Can ve Cenk... İkisi hala kucaklarında Merve ve Kübra ile eğleniyorlardı. Arada bir kadınlar kucak da değiştirmişti ama sonunda onun ikisi de Merve ve Kübra'nın içinde patlamaya başladılar. Kadınlar zaten zevk okanusunda kaybolmuşlardı. İkisinin içinde patlayan volkanlar pelte gibi yığılmalarının ana sebebi olmuştu. Can ve Cenk'in kalın ve uzun aletleri hala iki kadının içindeydi ve kadınlar aralıklarla  sık kasılmalar yaşıyor, sonra yine rahatlıyor, 5-10 saniye geçmeden yine sarsılıyorlardı. 

"Ben dedim oğlum, bayıltır bizimki karıları.. " diye güldü askerlerden biri. "Beyler, hadi hızlanın, geç kaldık bayağı" diye seslenince bir diğer asker, hepsi hızlıca kendi teknelerine geçtiler.  O arada Can ve Cenk birşey konuştular bana ve Buket'e bakarak. Önümüzden geçerken Can, "haftaya çarşı izninde dördümüz" diye gülümsedi. Cevap bile beklemeden yoluna devam etti. Askerlerin teknesi bizim tekneden ayrıldığında hepimiz teknenin bir taraflarında öylece uzanıp kalmıştık. 


Yorumlar