BAŞKASININ HAYATLARI - BÖLÜM 7 - İNTİKAM III


BAŞKASININ HAYATLARI - BÖLÜM 7 - İNTİKAM III

Salona geri döndüğümde Hadise hala üçünün kucağındaydı. Bedenime sardığım bornozla oturup bir sigara yaktım. Hadise ise çocuklarla şakalaşıp gülüyordu. Piçler kadının her yerini kızartmışlardı resmen emip yalayıp çimdikleyerek. "Hadi bakalım, ortalığı toplayalım" diye ayaklandım. Hadise de çocukların kucağından kalktı. Sehpanın üzerindekileri almak için onlara doğru yaklaşınca kuzen üzerimdeki havluyu çekiverdi. "Kuzen, çıplak topla ya..." diye güldü. Güldüm. "Ablaların kralısın" diye kıçıma küçük bir şaplak attı. Hadise ile toplarken sehpayı arada çocukların kucağına oturup kalkıyorduk. Piçler hiçbir fırsatı kaçırmıyorlardı. İyi de eğleniyorduk aslında.

Ortalığı toplama işi bitmişti. "Hadi bakalım, herkes evine" diye seslendim. "Ben bu üçünün koynunda uyuyacağım" diye güldü Hadise. "Uyutmazlar seni, sikerler" dedim. "Siksinler, Amım götüm feda olsun bunlara" diye güldü. "Ablaların kralı, hep beraber uyuyalım senin 2 metreye 2 metre yatakta" diye arkamdan sarıldı kuzen. Aleti hafiften uyanmıştı. Hafifçe geri ittim. "Tamam. bu iş bende bitti. Siz o zaman Hadise ile geçin yatak odasına, ben de salondayım. Bulaşanı pis döverim" diye yanıtlayınca "tamam abla, sana bulaşmıyoruz o zaman" diye ayaklandılar hepsi. Yatak odasına gittik. Bunların 4ü yatağa attı kendini hemen. Hadise 3ünün üzerine boylu boyunca uzandı sırt üstü. Hepsi bir yerlerini okşuyordu. Ben de bir pijama takımı giyip onları odada bırakıp salona koltuğa geçtim.

Uyandığımda öğlen saat 1 olmuştu. Her yerim ağrıyordu. Piçler iyi hırpalamışlar beni demekki ağrısı yeni çıkıyordu. Kendi kendime kaşındım diye hayıflanarak kalktım. Yatak odası boştu. Hadise'ye baktım O da gitmişti. Telefonu bulup aradım Hadise'yi. Telefonu Kuzenim açtı. "Abla Murat doldurdu ağzını, konuşamıyor Hadise abla. Sabah uyandık, seni uyandırmayalım diye bize indik kahvaltı yaptık az önce, şimdi de Hadise ablayı mutlu etmeye devam" diye yanıtladı. "Tam piçsiniz lan, karıyı bitirmeyin oğlum" diye güldüm. "Neyse, keyfinize bakın" diyip telefonu kapattım.

Duş alıp bir havluyu bedenime sardım, kahvaltı yapıp çay falan içtim. Sonra da akşam aldığım kayıtları izlemeye başladım. Herşey öylesine netti ki. İstesem Hadise'nin her detayını böyle güzel yakalayamazdım. İzledikçe keyifle gülüyordum. İntikamımı almıştım. Sonra benim de olaya dahil olduğum görüntüler gelmeye başladı. Yaptıklarıma inanamıyordum. Resmen porno film yıldızları gibiydim. Kendi sikilişimi izlemek, içimde yine kıpırdanmalara yol açmıştı. Amımın sulandığını hissedebiliyordum. Aşağıda Hadise kütür kütür sikilmeye devam ediyordu. Ben de burada sulu amcıkla oturup nasıl sikildiğimi izliyordum. O arada kuzenin "İlk müşterisi hazır, kapıcı hakkı dayı" cümlesini bir kez daha duydum. Hakkı yavşağı birşeyler anlatmış olmalı ki kuzene o bu cümleyi kurabilmişti. Kızmıştım. Televizyonu kapatttım. Yatak odasına gidip üzerime penye spagetti tshirt ve altıma da penye bir şort giydim. Evin temizliği ile uğraştım biraz.

Arada Hadise'yi yokluyordum ama telefonu her seferinde piçlerden biri açıyor, ağzı dolu diyor gülüyorlardı. Ben güya intikam alıyordum ama Hadise de yarrağa doyuyordu. Saat 5 gibi falan Hadise aradı görüntülü. "Şekerim 3 yarrak var, canın çekerse gel bak ikimize de yeter" diye güldü karı resmen. "Keyfine bak, her deliğin dolu olsun" diye gülüp kapattım. Onu öyle görünce yine içim garip olmuştu.

O sırada kapı çaldı. Herhalde çocuklar yine piçlik peşinde diye gülerek kapıyı açınca bir anda kapıcı Hakkı dayı ile karşılaştım. "Serpil Hanım" diyebildi sadece. Tabi ilk defa beni öyle görmüştü içimde sütyen yok, penye spagetti tshirt... Yutkundu. Gözleri göğüslerimden aşağıya kadar süzdü şöyle bir. "Şey... aidat için gelmiştim" diyebildi. Aklıma kuzenin söylediği sözler geldi. "ilk müşterisi hakkı dayı" diye. Dayı dediğimize bakmayın, 1.65 boyunda, kara kuru zayıf çirkin bir adam. 60 yaşında falan vardır. "Hakkı Dayı gir içeri" dedim. Şaşırdı. "Gir gir seninle birşey konuşacağım, hem de parayı vereyim"  dedim. "Yok, bekar kadınsın, uygun düşmez" dedi çekinerek. "Onu benimle ilgili kuzenime birşeyler anlatmadan önce düşünecktin" diyince bir anda kıpkırmızı oldu. "Geç içeri bakalım" dedim. Başını öne eğip içeri girdi. "Geç salona otur" deyip salonu gösterdim. Geçip oturdu. Yatak odasındaki çantamdan aidat parasını alıp uzattım. "Bu aidat parası" diye. Sonra da geçip bacak bacak üstüne atıp oturdum yanındaki tekli koltuğa.

"Serpil Hanım, vallahi de billahi de benim suçum yok!" diye başladı kendiliğinden. "Zaten bilmiyordum sizin kuzeniniz olduğunu, gençler karı kız muhabbeti yaparken kulak misafiri oldum. " diye gevelemeye başladı. Başı öne eğikti ama gözleriyle arada kaçamak kaçamak bakıyordu göğüslerime. Elini pantolonunun önünde kavuşturmuştu. Belli ki aleti de kalkmış saklamaya çalışıyordu. "Vallahi de billahi de özür dilerim, ne olur bak" diye gevelemeye devam etti. Ben sustukça o anlatıyordu. "Bazen öyle bir giyiniyorsunuz ki, insanın gözü ister istemez kayıyor" diye geveledi bir ara. "nereme kayıyor gözlerin?" diye sordum. "Yani yok öyle demek istemedim" diye geveledi. "Söyle söyle korkma" dedim. "O bir tane deri eteğin var, minicik, onu giyince bacaklarına ve kalçalarına" dedi utanarak. Güldüm. Onun bir yandan bu çekingen ve korkak tavrı da hoşuma gitmeye başlamıştı. "Başka hangi kıyafetim?" diye sordum. "Konbin mi soruyon?" diye yanıtladı. Güldüm. "Hee. konbin soruyorum" diye yanıtladım. "O eteğin üzerine giydiğin bir tane siyah bulüzün var böyle vücudunu saran, geçin gün giyinmiştin öyle, " diye yanıtladı utanarak. Gülümseyerek kalktım. "Bekle o zaman" dedim. İçimden oynamak gelmişti yine. Kafasını hafifçe kaldırıp süzdü bedenimi. Kırıta kırıta yatak odasına gittim. Onun sevdiği mini deri eteğimi, tam göğüslerimin üzerinde biten dekolte V yaka siyah tshirtümü, ten rengi jartiyerli çoraplarımı ve o gün giydiğim siyah tangamı da giydim. Siyah topuklu ayakkabılarımı da giyip o günkü makyajımı da yaptım. Sonra salona geri döndüm. Beni görünce elleri önünde ayağa kalktı. Gözleri faltaşı gibi açılmıştı.

"Bu muydu" dedim. "Beni en çok bununla mı beğendin" dedim etrafımda yavaşça dönerken. "Evet" diyebildi çekinerek. "Dur kahve yapayım da merak ettim ne anlattığını" diye güldüm. "Serpil hanım" diye birşey diyecekti ki "Otur oraya Hakkı dayı!" diye çıkışınca "Tamam" diyebildi sadece ve oturdu koltuğa geri.Aklıma yine kayıt almak geldi. Yan odaya geçip kameralardan kaydı almaya başlattım. İki tane sade kahve yapıp götürdüm. Ona verirken iyice eğildim. Gözleri direk göğüslerime yapışmıştı. Kendiminkini de sehpaya bırakırken ona doğru resmen domaldım. İç geçirdiğini duymuştum resmen. Bu kez karşısındaki koltuğa geçip oturdum. Sağlam bir frikikle bacak bacak üstüne attım. Eteğim yukarı toplanmış, jartiyerim ortaya çıkmıştı. "eee, beğendin mi şimdi de?" diye sordum. Yutkundu. "Güzel kadınsın Serpil Hanım" diye yanıtladı. "Sen de 60 yaşındasın" diye yanıtladım. "Öyle tabi, uzak bize bu işler, uygun düşmez" dedi yine. "Hayalini kurmak uygun mu düşüyor?" dedim. Köşeye sıkışınca yine gevelemeye başladı. "Peki birşey soracağım, kuş ötüyor mu?" dedim. Birden ciddileşti. "Bak Serpil Hanım, ben uygun düşmez diyorum, sen neler soruyorsun. Ötüyor tabi şükür" diye yanıtladı hışımla. "Naptın, beni gözleyip eve gidip otuzbir mi çektin?" diye sorunca başını sağa sola salladı. Cevap da veremedi. Güldüm. "Bana müsaade Serpil Hanım" diye ayaklandı birden. "Nereye?" dedim. "Kötülük gelmesin başımıza" dedi. "Ne gibi bir kötülük gelebilir ki?" dedim. "Kadın, açtın oranı buranı karşımda, donuna kadar gösterdin, abuk sabuk sorular soruyorsun... biz de erkeğiz.. uygun düşmez dedikçe sen de zorluyorsun" diye yanıtladı hışımla. Bu sert tavrı o an hoşuma gitti birden. Gülümsedim gözlerinin içine bakarak. "Zorlayınca ne olacak ki?" dedim. Resmen sırıl sıklam olmuştum bu arada. Hakkı dayı birden bileğimi yakaladı. "Bu olacak orospu" diye kolumu kıvırıp koltuğun kenarına sürükledi. Arkama geçti hızlıca. "Hakkı dayı dur ne yapıyorsun?" diye nazlandım önce. "Amın yanıyor, yarrak arıyorsun, ben de sana yarrak vereceğim" diye hızlıca fermuarını açtı. "Dur ne olur!" diye yalvarır gibi yaptım. "Sesini çıkarma, bütün mahalleye rezil ederim seni" diye kolumu iyice yukarı itince hafifçe canımı yaktı. Eli o arada eteğimi belime çoktan toplamıştı. "offf. sende de sağlam göt varmış" diye iç geçirdi. Hızlıca kilodumu kenara sıyırdı. "Vay orospu, götün de temiz... götten de veriyon demek" diye güldü. "Bakalım Hakkı'nın yarrağını yiyince başka yarrak zevk verecek mi sana!" diye hırladığında kalçalarımın üzerinde devasa yarrağını hissettim. "Oha... o ne öyle" diye başımı geri çevirmeye çalıştım ama kolumu kıvırınca canım yandığı için dönemedim.

"Yiyince anlarsın" dedi. Aleti resmen 25 cm falan vardı. Ve bayağı da kalındı. "Atyarrağı Hakkı derlerdi bana" diye güldü yarrağını kalçalarıma sürterken. Başını kadınlığıma sürttüğünde hak vermiştim. Resmen at yarrağı gibi birşeydi adamın yarrağı. "Kıpraşma, canın çok yanar" diye güldü. Kolumu bırakmıştı. Elleriyle öyle sıkı tutuyordu ki beni resmen kilitlemişti. Başını sokmaya başladığında yırtılacağım sandım "Yavaş.. tamam. canımı yakmadan" diyebildim sadece. "Daha başını sokmadım orospu, ama amın sulanmış belli. Az dişini sık alışırsın" diye homurdandı ve ittirmeye başladı. Azcık sesim yükselince "sesini kes, birden sokarım" diye tehdit edince kendi elimi ağzıma götürüp ısırmaya başladım. Amımı yara yara giriyordu içime Hakkı dayı. Bir an gözlerimin karardığını hissettim.

Kendime geldiğimde salonda koltuktaydım. Amım da götüm de alev alev yanıyordu. Eteğim üzerimdeydi ama bulüz ve sütyen koltuğun yanında yerdeydi. Yüzümde bir ıslaklık vardı. Elimi yüzüme götürdüm. Yapış yapıştı. Anlaşılan Hakkı dayı resmen sikerken bayıltmıştı beni. Amımı götümü dağıtıp yüzüme attırıp gitmişti.

Yorumlar