BAŞKASININ HAYATLARI - KARIM VE BALDIZ V
"Yani bakın, eniştemin işleri çok kötü, şu anda inanın biraz zor zaman geçiriyoruz" dedi baldız. "Tamam, anlıyorum ama yani bizim de kendimize göre giderlerimiz var ve bu evin kirası ile bunları karşılamak durumundayız." diye yanıtladı 60lık Ahmet amca. Baldız bacak bacak üstüne atarken sağlam bir frikik verdi. Ahmet Amca'nın boğazında bir düğüm oldu bir anda. "Biraz daha idare edemez misiniz?" diye dudaklarını büzerek şuh bir ses tonuyla öne doğru eğilip gömleğinden verdiği frikikle Ahmet Amca'nın verebileceği tek bir cevap kalmıştı. Baldız yine her zamanki taktiğini kullanmış ve Ahmet Amca'yı tuş etmişti. "Yok, her ay böyle diyorsun" diye yanıtlayınca durdu baldız. Geriye doğru yaslandı şaşkın bakışlarla. Çünkü normalde sütyenin beyazı göründüğü an Ahmet Amca yelkenleri suya indirir. Ağzını şapırdata şapırdata "Tamam kızım, ama bari arada uğra kahve içelim" diye yanağından küçük bir makas alır, o arada görebildiği kadar fazlasını görmeye çalışırdı. Baldız da ay boyunca birkaç kez iner, kah gömlekten, kah yırtmaçtan küçük frikiklerle oyalardı yaşlı çapkını.
"Yok, her ay böyle diyorsun, bu ay kabul etmiyorum, ödeyin kiranızı kızım" diye çattı kaşlarını. Baldız geriye doğru yaslanırken ister istemez frikik derin gitmişti bacak arasından. Ahmet Amca'nıın bakışlardan en derinlere gittiği belli olmuştu. Yuvalarından fırlamıştı resmen. Arkasından çaktırmadan pantolonunun önünü düzeltmeye kalkması da durumun vehametini ortaya koymuştu. Baldızın işi bu sefer zor görünüyordu. "Ahmet amca paramız yok, ne yapalım, nasıl ödeyelim!" diye hayfılandı baldız biraz nazlanarak. "Bilmem kızım, nasıl öderseniz ödeyin, bir yol bulun benim kiramı ödeyin" diye çıkıştı Ahmet Amca. "Ne yapayım, gelip hergün yemeğini yapayım, evini mi temizleyeyim Ahmet Amca" diye sitem etti baldız. "Gel yap, hizmetçilik yap bana o zaman madem paran yok, hizmet et" diye yanıtlayıınca baldız iyice donup kaldı. "gözüm de hoş olur, gönlüm de hoş olur" diye ekledi Ahmet amca son cümleyi ama biraz da titremişti sesi. Baldızın o anda aklından ne geçti bilmiyorum ama "oooo. oldu bir de koynuna gireyim" diye güldü baldız. "O zaman diğerlerini yapmana gerek yok" diye yanıtlayınca Ahmet Amca baldız kıpkırmızı oldu.
"Bak Gülşen, her seferinde kendime yakıştıramıyorum, senle yaşıt torunum var nerdeyse, ama sen de beni perişan ediyorsun böyle. Yalnız adamım, gözüm de kayıyor, gönlüm de kayıyor sana... Dilim varmadı söylemeye ama yeter artık, söz ağızdan çıktı. Ne dersen de, ben söyleyeceğimi söyledim" diye ayaklandı Ahmet Amca. Ama kumaş pantolonun önü resmen patlayacak gibiydi. Baldız Ahmet Amca'nın önündeki kabarıklığı görünce iyice şok olmuştu. Adamın önünde resmen bir canavar vardı. Baldız ayağa kalkmakta gecikmişti. Ahmet Amca salonun kapısına kadar gelip baldıza baktı. Sonra evin kapısından çıkıp gitti.
Akşam saat 9 gibi baldız jartiyer takımlı saten iç çamaşırları, ten rengi çorapları, şuh makyajı, önden dekolteli ve önden yırtmaçlı abiyesi ile sanki pavyonda konsomasyona gider gibi giyinmişti üzerine pardesöyü alıp. Kapıyı Ahmet Amca açtı. Baldız konuşmadan içeri girdi. Ahmet Amca "Misafirim var" dediyse de artık girmiş bulundu. Salonda Ahmet Amca'nın bir arkadaşı daha vardı. Rakı içiyorlardı. Adam da baldızı görünce ayağa kalktı. "Sonra geleyim ben o zaman rahatsız etmeyeyim" diye geri dönecek olsa da "Gelmişsin artık, otur bir kadeh içelim birlikte" diyince baldız "tamam" demek durumunda kalmıştı. Ahmet amca pardesöyü almak isteyince baldız önce bir duraksadı. "Yabancı değiliz kızım, rahat edersin" diye güldü Ahmet amca. Yok yani siz değil de arkadaşınızı tanımıyorum diye mırın kırın edince baldız. "Merak etme, Hakan benim yıllardır arkadaşım, çok anımız var birlikte. İki dul bir araya gelir içeriz böyle... sağlam dostumdur, ağzı sıkıdır" diye bıyık altından gülerek yanıtlamıştı. Hakan denen adam da hemen koltuğun kenarında baldızın daha gördüğü yüzü ve boyuyla güzelliğine ağzının suyu akmaya başlamıştı bile.
Tabi asıl olay baldız pardesöyü çozönce başlamış oldu. İkisinin de gözler faltaşı gibi açılmıştı. Ahmet amcaya kalmadan Hakan denen adam da malı hızlıca kaldırmıştı. Maşallah onunki de Ahmet Amcanınki kadar vardı. "Tam rakılık olmuşsun" diye güldü Hakan amca. Baldız kikirdedi. Ahmet amca hızlıca kadehleri getirip rakıyı doldurdu. Allahtan yemek masasında içiyorlardı da baldızın derin bacak yırtmacının altındaki jartiyerli takım aşağıda kalıyordu. Ama o göğüsler.... Sütyensiz göğüsler... Baldızın pürüzsüz beyaz teni, dolgun göğüsleri, abiyenin önden pot yapan göğüs dekoltesi.... Benim diyen erkeğin aklını başından almaya yeterdi ki bu iki yaşlı çapkına kalp krizi geçirtmesi an meselesiydi.
"Güzelliğinize" diye kadeh kaldırıken Hakan amca, gözler direk baldızın göğüslerindeydi. İki göğsü dört göz içinde hapsolmuştu. Baldız cevap vermeden kaldırdı kadehini. İkisi de içine düşmüştü göğüslerin. Sohbet muhabbet, arada telefondan müzik çalıyorlar eğleniyorlardı. Tabi iki yaşlı kurt baldızı resmen masada oturdukları yerde becermişlerdi. Bir elleri hep masanın altındaydı.
"Tahsilatı istediğim gibi yapabiliyor muyum?" diye sordu Ahmet amca. Baldız şaşırmıştı, ama sonuçta borcu kapatmaya gelmişti. "Kaç ay kapanacak" diye sordu. "Hepsini bu gece kapatırız istersen" diye yanıtladı Ahmet amca. "Tamam" diye yanıtladı baldız. Kadeh kaldırdı Ahmet amca. "O zaman eniştenin şerefine içiyorum" diye güldü. Hakan amca da gülüyordu. "Hakan, ben de sana borcumu kapatmış olacak mıyım!" diye sorunca baldız anlamıştı ne olduğunu. "Tamamdır Ahmet'im. Borç kapanmış diyebiliriz" diye güldü. Anlaşılan Ahmet amca Hakan Amcaya olan borcunu da baldız ile ödemiş olacaktı. "Keyfini çıkaralım o zaman gecenin" diye gülerek kadeh tokuşturdular. Baldız da artık ne yaşacağını anlamıştı. "Zevkine varalım madem gecenin" diye o da tokuşturdu kadehini.
"Gülşen, hadi az oryantal oyna bize madem" diye seslenince Hakan amca, baldız onun yanağından bir makas aldı gülerek ."olur yaşlı çapkın" diye mırıldanıp ayaklandı. Keyifleri iyice yerine gelmişti. Baldız salonun ortasına gelip de müzik başlayınca kıvrım kıvrım kırvanmaya başladı. Yırtmacından jartiyerli takım kasıklarına kadar ortaya çıkıyor, saten kilodu hafiften görünüyor, kalçalarının titremesi iki yaşlı çapkının başını titretiyordu. Bir ara onlara yaklaştı. Ahmet amca kalçasına sağlam bir şaplak patlatıp sıktı. "Aaa... Öyle olmaz... para yapıştırmadan ellenmez" diye kikirdeyip geri çekilince ikisi de ellerini ceplerine daldırdılar. Ahmet amca 50lik sallayınca baldız yanaştı ona doğru. Parayı yırtmacın içine uzatıp kiloduna yerleştirmeye çalışırken baldız göğüslerini Ahmet Amcanın burnuna dayamıştı resmen.
Eteğin altından kalçayı avuçlayınca baldız usulca kurtuldu ve Hakan amcaya yöneldi. Hakan amca onu belinden yakalayıp kendine çekti ve kucağına oturttu. İki elinde birer ellilik göğüslerini kavradı baldızın. Biraz elbisenin üstünden okşadı, sonra çaprazmasına göğüslerine yapıştırdı. Baldız parayı kapınca kalktı kucaktan. "Hakan bey, hakan bey maşallahınız var bu yaşta" diye kikirdedi. "Aç aç" diye tezahürat yapmaya başladı Ahmet amca birden. Baldız şaşırmıştı. İki yaşlı çapkın "askerdeki gibi" diye birbirlerine gülerek tezahürat yapmaya devam ettiler biraz daha. "Aç aç aç aç" gülüyorlardı bir yandan. Baldız anlamıştı. "ee.e.. bedavaya mı açıcaz..." diye kikirdedi elbisenin boyun bağına elini uzatıp arkasını dönerken. Boyun bağını çözmüştü. Elbisenin üstü beline düştüğünde geriye çıplak bedeni vardı. Göğüslerini koluyla güzelce kapatıp yarı dönünce iki yaşlı çapkın birer 200lük salladılar havada. Baldız geri geri onlara yaklaştı. Öne doğru eğildi ve iki yaşlı çapkın baldızın kalçalarına birer şaplak atıp paraları elbisenin beline sıkıştırdılar.
Baldız doğruldu, paraları belinden aldı ve sehpanın üzerine diğerlerinin yanına bıraktı. İki yaşlı kurt deli gibi alkışlıyorlar, ıslık çalıyorlardı. Baldız yavaşça omzunun üzerinden bakarak geri döndü ve göğüslerini hafifçe açtı.İkisi birden çıldırmış gibiydiler. Artık ellerinin pantolonlarının önüne gitmesini gizleme ihtiyacı dahi hissetmiyorlardı. "off...." diye gürledi Ahmet amca.. "yalarım ben onlarııııı gülşeennn" diye kükredi devamında. Rakıdan büyük bir yudum aldı, arkasından bir yudum su. "meze diye onları ıssırırım ben" diye güldü. Hakan amcanın nutku tutulmuştu. Baldız kıvrak figürlerle göğüslerini sağa sola sallaya sallaya masaya yaklaştı. Ahmet amcaya yöneldi ve başından tutup göğüslerine yapıştırdı. Ahmet amca gürleyerek saldırdı baldızın göğüslerine. Hoyratça hemde. Baldız kikirdeyerek kaçtı geriye. "yavaş.... daha çok senin olacak onlar" diye güldü. Hiç sesi çıkmayan Hakan Amcaya yöneldi. O gayet nazik karşıladı. Gözünün hizasına geldiğinde baldızın göğüs uçları rakısından bir yudum aldı, sonra suya bulaşmadan direk baldızın göğüsen uzattı dudaklarını. Hafifçe emip ıssırdı göğüs ucunu. Diğer göğsünü ise avcunun içine sığdırmıştı. Hafif aşağı kaydırıp göğüs ucunu işaret ve orta parmağının en dip noktasından dışarı çıkardı. Sonra diliyle sadece göğüs ucuna darbeler attı.
Usul usul baldızın göğüslerini okşayıp yalarken çaktırmadan da baldızın elbisesinin kopçasını açıp fermuarını aşağıya indirmişti el çabukluğu ile. Baldız doğrulunca ister istemez elbisesi ayaklarının ucuna düşmüş, saten tagnası, jartiyerli iç çamaşırları ile kalmıştı ortada. "İşte buna içilir" diye güldü Ahmet amca kadehini kaldırdı. Hakan amca da kadeh kaldırdı, baldız da uzanıp kadehini aldı ve "bana içelim" diye kikirdedi. "Benim kadınlığıma, güzelliğime içelim" diye ekleyip bardağından bir yudum daha aldı. Sonra salonun ortasına geçip biraz daha kıvrandı, gerdan kırdı, kalçalarını salladı, göbek attı. İki yaşlı kurt bir yandan baldızı ağızlarının suyu aka aka seyrettiler, bir yandan da masanın ortasını boşalttılar.
"gel bakalım prenses" diye kalktı Ahmet amca. Baldızı belinden kavrayıp kendine çekti. "Hep yapmak istemiştim" diye gülerek baldızı masanın yanına getirdi. "Ulan Ahmet, harbiden hep istemiştin, kısmet bu güneymiş" diye güldü. "Bu Ahmet hep bir kadını alıcan, masanın üzerine yatırıcan, rakıyı içip mezeyi karının göğsünden göbeğinden yiyeceksin" diye fantazi kurar anlatırdı. Vay be... Hayaldi gerçek oluyor ahmet" diye güldü. Ahmet amca baldızı kucakladığı gibi masaya koydu. Baldız boylu boyunca uzandı. Baş ucu Ahmet ve Hakan amcaların hizasındaydı. Daha doğrusu göğüsleri. Büyük keyile baldızın göğüslerine birer parça pastırma yerleştirdi. Rakısından bir yudum alıp baldızın göğsüne yumuldu pastırmayı oradan yedi. Aynısını hakan amca da yapmıştı. Baldız bir yandan gülüyor, bir yandan da mırıldanıyordu "sizi yaşlı orospu çocukları sizi..." diye kikirdiyordu. Bu kez zeytin tanesi düştü göbeğine baldızın. Ahmet amca rakıdan bir yudum alıp zeytin tanesini göbek deliğinin üzerinden somurarak aldı resmen. Sonra diliyle göbek deliğinden iki göğsünün arasına kadara yalayarak çıktı. Baldızın içi gıdıklanmıştı. Hafifçe inledi.Ahmet Amcanın bir eli baldızın bacağını okşamayı ihmal etmedi diz kapağından kasıklarına kadar. Baldız bacaklarını araladı ama Ahmet amca sadece baldırını sıkmakla yetindi göğüs ucunu dişlerinin arasına alıp hafifçe ısırırken. Sonra yerini Hakan amcaya bıraktı gülerek. Hakan amca bir parça portakal aldı ve baldızın dudaklarına bıraktı. Bir parça muz göbek deliğine. Usul usul bacaklarını okşayıp göbeğine kadar geldi parmak uçları, sonra eğilip muz parçasını aldı somurarak. Yalayarak iki göğüs arasına kadar geldi, sonra göğüslerinin altını yaladı. Sol göğüs ucunu dişlerinin arasına aldığında sağ göğsü de avcunun içine oturmuştu yine. İkisiyle de oyalandı yalayapı ısırarak. Sonra yalayarak çeneye oradan da dudaklara ulaştı ve portakalı somurarak baldızın dudaklarıyla buluşturdu dudaklarını.
"Güzel kız be Ahmet" diye mırıldandı doğrulurken. "Hadi o zaman tamamına erelim" diye kadeh kaldırınca Ahmet amca, Hakan amca da gülerek "hadi tamamına erdirelim" diye tokuşturdu kadehini. Baldız da dirseklerinin üzerine doğrulup kendi kadehinden aldı bir yudum. Ahmet amca eğilip baldızın dudaklarına yumuldu elleriyle göğüslerini yoğururken. İki yaşlı kurt o yudumdan sonra coştu resmen. Sağlı sollu saldırdılar baldızın vücuduna dilleriyle, dişleriyle, elleriyle. Sadece kadınlığına el sürmüyorlardı, onun haricinde dilleri, elleri, dudakları, baldızın teninin her santimetre karesine değmişti. Baldızı resmen kıvrım kıvrım kıvrandırmışlardı. Baldız artık inim inim inliyordu. Bu iki yaşlı kurdun yapacağı hiçbir şeye itiraz edecek hali kalmamıştı resmen.
Elleri iki adamın vücutlarına dokunuyor, arada taşaklarını, aletlerini avuçluyordu. Ama iki kurt kızı iyice kudurtmak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar ve sonunda oldu da. Gülşen birden Ahmet Amcanın pantolonuna saldırdı resmen. Onu kemerinden yakaladığı gibi kendine çekip hızlıca fermuarını açtı. "Orospu kıvama geldi" diye güldü Hakan da baldıza yaklaşırken. Tabii Ahmet Amcanın mal ortaya çıkınca baldız donup kaldı. Rahat 25 santim vardı. Üstelik kalındı da. Beyzbol sopası gibi dimdik duruyordu. Kekrek kekrek güldü Ahmet amca. Yanağına değen yarrağın başı ile diğer taraftaki Hakan amcanın da aletinin çok da farkı yoktu. ikisi de dehşetti. "off..." diye inleyip bir eliyle Hakan amcanın yarrağını karvadı baldız, dudakları Ahmet amcanın yarrağının başını somurmuştu çoktan. Başından biraz sonrasını alabiliyordu ancak ağzına. Başını masaya koydu yavaşça. iki adam aynı anda yarraklarının başını dudaklarına uzattılar baldızın. Baldız ikisinin de başını dilliyordu aşağıdan. Ahmet ve Hakan yukarıda rakılarından yudumlarken, baldız bir Ahmet'in, bir Hakan'ın yarrağına saldırıyor, somurup dudakları arasından ağzına kaydırıyor, sonra somurarak çıkarıp diğerine devam ediyordu. Diliyle taşaklarına kadar yalayıp, taşaklara gelince biraz oyalanıp, sonra taşaklarından biri somurarak ağzına alıp tekar başına kadar diliyle yalamaya devam ediyordu.
Geriye çekildi ikisi de. Onlar üstlerini çıkarırken baldız da masadan kalktı. Rakı kadehinden bir yudum alırken sağlı sollu yapıştı Ahmet ve Hakan baldıza. "off... yarraklarınız çok büyükkk" diye kikirdedi eliyle kavradığı yarrakları sıvazlarken. İki adamın elleri Gülçen'in kalçalarını yoğururken, dudakları ve dişleri göğüslerini bulmuştu ayakta üçü birbirine sarmaş dolaş olmuşken.
Ahmet amca baldızı tutup tekli koltuğa doğru çekti. Dizlerinin üzerine koltuğa çıkmasını sağladı. Sonra tangasını sıyırıp çıkardı. Baldızın amının suyu artık heryerine akmıştı. Daha ilk dokunmada dehşet bir çığlık attı baldız. İki yaşlı kurt yanyana işaret parmaklarıyla baldızın amını usul usul okşamaya başladılar gülerek. "Sonra aynı anda ikisi birden birer dil darbesi attı. "Sokun şu koca yarraklardan birini hadi diye hışımla kükredi baldız. Koltukta doğrulup arkasına uzandı ve Hakan'ı saçından yakalayıp kaldırdı ve dudaklarına yapıştı. Ahmet amca da kalktı. İkisi de aletlerini cop gibi Gülşen'in kalçalarına salladılar birkaç kez. Sonra Hakan öne geçip baldızın ağzına yerleştirdi aletini. Baldız hışımla saldırdı. Ama arkadan Ahmet amca yaslayınca yarrağını, attığı çığılığı ağzındaki kocaman yarrak dahi engelleyememişti. "off.. yarrrraaaaaakkkkkk... anayın amı... yaktın içimi çıkar çıkar" diye bağırmaya başladığında Ahmet amca sakince durdu... "Alışırsın az bekle" diye güldü. Sonra yavaşça hareket ettirince baldız yine çığlık çığlığa kaldı. Sonra sesi kesildi. Kasıldı... Resmen kamburu çıktı. Sonra boğazından derin bir böğürtü çıktı. Zevkten uçuyordu baldız. "Atyarrakakkklııı" diye inlediğinde Hakan'ın aletinin yarısını neredeyse boğazına kadar sokmuştu. Öğürerek çıkarttı geriye.
Arkasından da Ahmet amca çıkarttı aletini. Bembeyaz olmuştu. Baldızın önüne geçip kendi zevk sularını kendine temizletti Ahmet amca. Hakan geçmişti bu kez arkasına. Aletini yaslamaya başladı. Alışmıştı baldız artık, acı yerine zevk duymaya başladığı belliydi halinden. Ağzından Ahmet'in aletini çıkarırken derin bir inleme ve iç çekmeyi tekrar taşaklarına kadar diliyle saldırması takip etti aynı yarrağa. Hakan ise aletinin tamamını artık yerleştirmişti baldızın amına ve hareketleri hızlanmaya başlamıştı. Baldız iki eliyle kavradı Ahmet'in yarrağını ve kasılmaya başladığında Hakan tamamını soktu baldızın amına ve öylece bekledi. Baldız resmen titreye titreye boşalmıştı Hakan'ın yarrağının üzerine. Biraz soluklanınca baldız, Hakan çıkardı yarrağını baldızın amından ve ağzına yasladı. Baldız yarı ayık yarı baygın yaladı Hakan'ın yarrağının başını. sonra usulca somurdu. Demir beyzbol sopası gibi duran alet bir anda titremeye başladı başı baldızın ağzındayken. Arkasından Hakan'ın böğürmesi çıktı aletini baldızın ağzına hızlıca sokup çıkarmaya ve boşalırken aldığı zevki arttırmaya çabalarken. Baldızın gözleri yuvalarından fırlamıştı bir anda ağzının içine dolan spermlerle. Yutamamıştı, bir kısmı resmen dudaklarının arasından dışarı sızmıştı. Tüküremiyordu çünkü ağzı doluydu. Ama Hakan aletinin başını biraz geriye çekince baldız nefes alma ile karışık yutkundu ve ağız dolusu döllerini yuttu Hakan'ın. Baldızın gözler yine kaymaya başlmıştı ki arkadan Ahmet amca yüklendi bu kez. Gözleri yine faltaşı gibi açıldı baldızın. Ahmet amca sonuna kadar köklemişti hızlıca. Baldız ağzında yavaş yavaş küçülen yarrağa rağmen ses çıkaramamıştı arkasından giren deve. Ahmet amcanın taşaklar artık baldızın amında patlıyordu resmen. "Hadi hadi hadi" diye inleyince baldız Ahmet amca daha fazla dayanamadı. Hızlıca aletini dışarı çıkarmıştı ki baldız birden yakalayıp geri soktu amına ve içine yarısı girmişti yarrağın ki patlamaya başladı Ahmet amca. Bir yandan boşalıyor bir yandan da sokmaya devam ediyordu.
Hakan önünden yere yığılmıştı, Hakan da son damlasına kadar baldızın amına akıtmıştı döllerini. Sonra o da arkasına doğru yığıldı.
Baldız, amından sızan döllere aldırmadan tekli koltuğa öylece oturdu bacaklarını içine çekerek. "Ahh enişte" diye inledi gözleri iyice kısılırken.
Yorumlar
Yorum Gönder