BAŞKASININ HAYATLARI - RÜYA II

BAŞKASININ HAYATLARI - RÜYA II

Zengin çocuktu Hakan. Zengin ama utangaç. Derya ile haftasonu onun evinde takılırdık. Genelde Derya bir kız arkadaşı ile gelir, Hakan ile onun arasını yapmaya çalışırdık, gece evde biterdi, Derya ve ben sabaha kadar sevişir, Hakan salonda, diğer kız da diğer odada uyurdu. Bizi duyarlardı yada duymazlardı hiç umursamazdık. Birkaç kez Hakan gece lavaboya kalkınca bizi banyoda basmış utanarak geri çıkmıştı. Hatta birinde aralık kapıdan bizi izlediğini dahi fark etmiştim. Muhtemelen ben Derya'yı inlete inlete becerirken o da çavuşu tokatlayıp rahatlıyordu. 

Genellikle Pazar gecesi dahi kalırdık. Pazartesi sabah benim dersim erken olduğu için ben erkenden kalkar giderdim. Derya'nın dersi öğlenden sonra olurdu. Hakan ise kafasına göre takılırdı. O hafta sonu Hakan'ın kuzenleri gelmişti. İkisi de boylu poslu yakışıklı çocuklardı. Yanlarında Helen isimli bir arkadaşları daha vardı. Kız Derya'nın kaldığı yurtta kalan bir kız aynı zamanda. Önce eğlenmek için bir mekana gidelim diye konuşmuştuk ama sonra birden içkileri ve çerezleri alıp Hakan'ın evinin yolunu tutmuştuk. Hızlıca içkiler, çerezler hazırlanıp sohbet muhabbet eğlence faslına geçilmişti. Hakan ne kadar utangaç ise iki kuzeni de o kadar piçti. Tam fırlamaydılar. 19 yaşındaki iki çocuk hepimizi gülme krizlerine sokuyordu resmen. Alkolün de etkisiyle iyice de rahatlamıştık. Espriler artık aleni belden aşağı oluyordu. Helen de uyumlu çıkmıştı. Güzel eğleniyorduk. Bir ara sessizlik olunca Tugay yavaş bir parça açtı telefondan. Sonra da dönüp Helen'i dansa kaldırdı. Helen ve ikisi dans etmeye başlayınca ben de Derya'yı kaldırmıştım. Tabi piç Murat, işin hemen bokunu çıkarıp Helen'in arkasına geçmiş, 3lü dans etmeye başlamışlardı. "Kuzen Gel" diye seslenince Hakan da kalkmış, Helen'in etrafını bir anda 4 erkek sarmıştı. Gülüşmüştük öylece. Güya slow dans ediyorduk ama gülmekten dans dahi edemiyorduk. "Derya'nın nesi eksik yahu" diye birden Murat Helen'in arkasından ayrılıp Derya'nın kalçalarına yapıştırmıştı kasıklarını. Derya gülmekten iyice kopmuştu. Murat resmen kasıklarından yakalayıp kendine çekmişti Derya'yı. Onu Turgay ve Hakan takip edince Derya bir anda dördümüzün ortasında kalmıştı. Helen'in gelip benim arkamdan belime sarılması ve göğüslerini sırtıma yaslaması ise beni de coşturmuştu. Şarkı bitince gülmekten karnımızda ağrılarla koltuklara dönüyorduk ki bir anda Helen'i yanımda, Derya'yı da Turgay ve Murat'ın arasında bulmuştuk. "Abi biz çıplakken değiştiririz diye düşünmüştük ama sen giyinikken hallettin olayı" diye espriyi yapınca Turgay iyice gülme krizine girmiştik.

"Demek değiştirmek istiyorsunuz öyle mi" diye gülerek Turgay ve Murat'ın koluna girince derya "Bana uyar" diye gülümseyerek benim koluma girmişti Helen de. Bir anda Derya Turgay ve Murat'ın arasında koltukta yerini alıvermişti. Helen de beni ikili koltuğa çekip yanımda sıkıca yerini almıştı ki Hakan elinde tekila şotlarla girdi içeri. Şaşkınlıkla bakakalmıştı Derya'yı Turgay ve Murat'ın, Helen'i de benim yanımda görünce. "Tabi ben yine avcumu yalıyorum" diye gülerek shotları uzatacaktı ki "Ben sana da yeterim Erkeğim, gel kadınının kucağına diye kikirdeyince Helen bir hamlede kalkıp shot dolu tepsiyi aldı ve Hakan'ı usulcaDerya'nın kucağına bıraktı. Herkes gülmekten kırılıyordu. Helen hangi ara shotları dağıttı, hangi ara içtik ve gülmeye devam ettik anlamamıştık bile. 

"Pozisyon biraz ters oldu galiba, sanki ben sizin kucağınızda olmalıydım" diye gülünce Derya Hakan apar topar kalktı Derya'nın kucağından. Ne olduğunu anlayamadan Turgay ve Murat Derya'yı da ayağa kaldırmış, sonra üçü oturmuş ve Derya'nın başı Turgay'ın, Kalçaları Hakan'ın ve bacakları da Murat'ın kucağına gelecek şekilde uzatmışlardı boylu boyunca kızı. En sağlam nokta Hakan'a düşmüştü. Pişmiş kelle gibi sırıtıyor ama bana bakmaya da çekiniyordu. Bir ara göz göze gelince güldüm. "Sevgilime iyi bakın" diye seslenince "Sevgilin baştacı abi" diyince "Öyle mi hayatım!" diye bir cümle çıktı ağzımdan. "Keyfim yerinde sen rahatına bak!" dercesine gülümseyip göz kırpmıştı Derya. 

"Hadi gel biz de tekila hazırlayalım seninle" diye ayaklanıp elimden tuttuğu gibi beni mutfağa sürüklemişti bir anda Helen. Ne olduğunu anlayamadan Derya'yı üç azgın erkeğin kucağında onlara teslim etmiş çıkmıştım bir anda salondan. Mutfağa girer girmez Helen dolaba uzandı bardak almak için. Ama boyu yetişmeyince benden yardım istedi. Omzunun üzerinden attığı davetkar bakışa hızlıca karşılık verip kasıklarımı kalçalarına yasladım. Tezgah ile arama sıkıştırmış olmama rağmen Helen'in kalçalarını geriye atması da cabası olmuştu. Zaten kalkık aletim kalçalarına yapışmıştı çoktan. "Bunu mu istiyorsun" diye bardağı tutmuştum. "Evet" diye mırıldandı Helen. "Tam olarak onu istiyorum" diye ekledi. "Ya sen?" diye sordu kısık bir inlemeyle karışık. Bir elimi göbeğine dolayıp hafifçe okşadım tshirtünün içinden tenini. Sonra da yukarı doğur kaydırıp sol göğsünü avuçladım. "Ben daha fazlasını istiyorum" diye fısıldadım kulağına. Çenemle saçlarını hafifçe geriye itip boynunu hafifçe emdim. Diğer elimi de sağ göğsüne kaydırdım tshirtünün içinden ve ikisini de avuçlarken Helen başını hafifçe çevirince öpüşmeye başladık. Dudaklarımız buluşur buluşmaz Helen hızla yüzünü bana doğru döndü. Kalçalarından tutup onu mutfak tezgahının üzerine oturttum. Bacaklarının arasına girdiğimde kendiliğinden belime doladı bacaklarımı. "Yakalanırsak!" diye mırıldandı hafif gülümseyerek. "Bence mahsuru yok!" diye yanıtladım. "İçeridekileri yakalarsak!" diye ekledi. "İşte o zaman gece gerçekten eğlenceli olur" diye yanıtladım gülerek. Elini aletime uzattı ve pantolonumun üzerinden kavradı. "Bunu istiyorum" diye inledi dudaklarıma saldırmadan hemen önce. 

Biraz daha öpüştük. Dillerimiz, ellerimiz birbirine karıştı bir süre daha. Ayrılıp tekila shotları hazırlarken sıklıkla ellerimiz birbirimizin vücutlarını keşfetti, dillerimiz sıklıkla buluşup ayrıldı. Altı üstü 5 shot tekilayı neredeyse 10 dakikada hazırlamıştık öpüşmek ve oynaşmakla. "Hadi gidelim" diye mırıldandığımda Helen "Tekilalar geliyorrr" diye seslendi içeriye ve sonra birden yine dudaklarıma yapıştı. Birkaç saniyelik öpüşme faslından sonra gülüşüp salona döndük. 

Salondan girer girmez hafif bir telaşı fark etmiştim. Turgay ve Murat gülüyordu. Hakan ise biraz şaşkın duruyordu. Derya hala üçünün kucağnda bıraktığım gibi durmuştu. Tekila bahanesiyle kalkmak için doğrulunca tam olarak Hakan'ın kasıklarına yerleştirmişti kalçalarını. Sonra yavaşça dizlerinden destek alıp kalkmıştı ayağa. Onu diğerleri takip edince herkes ayakta tekila shotları attık "sınırsız eğlenceye" diye kadeh kaldırınca Derya. 

"Madem sınırsın eğlenceye" diye gülüp birden Derya'nın dudaklarına yapıştı Helen. Biz erkekler donup kalmıştık. Derya'nın Helen'in yanaklarına uzanıp karşılık vermesi ise iyice coşturmuştu durumu. Derya gözleri kapalı öpüşüyorken Helen ile iki kadının dudakları ve dilleri çoktan birbirine karışmıştı. Turgay ve Murat Helen'e arkadan yanaştılar yavaşça. İki kadın öpüşürken Turgay ve Murat kıyafetlerinin üzerinden usul usul okşadı Helen'i. Ama Derya'ya hiç uzanmadılar bile. Helen ufak hareketlerle Derya'yı bana çevirdi. Derya benimle öpüşmeye başladığında Helen arkasındaki Turgay ve Muat'a döndü. Önce Turgay ile ateşli bir öpüşme seansı, arkasından Murat ile ateşli bir öpüşme seansı. 

Sonra yüzü bana dönük şekilde Turgay ve Murat yavaş yavaş Helen'i ssoymaya başladı. Üzerindeki tshirtü çıkardıklarında Derya da kalçalarını bana yaslamış şekilde ayakta onları seyrediyorduk. İri birer portakal büyüklüğündeki göğüsleri, beyaz sütyeninin kopçası açılır açılmaz hafifçe sarsılarak rahatlamıştı. Göğüs uçları irileşmişti. Turgay ve Murat Helen'in taytını kilodu ile birlikte yavaşça aşağıya sıyırırken Helen göğüslerini iki eliyle usulca yoğurmuştu. Derya, Ben ve Hakan, Turgay ve Murat'ın Helen'i soymasını izliyorduk.  Turgay ve Murat, Helen'in taytını aşağıya doğru sıyırmaya devam etti kiloduyla birlikte. Artık hafif tüylü kadınlığı, tüm ıslaklığı ile ortaya çıkmıştı. Sağ elini aşağıya indirip kadınlığındaki ıslaklığı parmağı ile biraz yayıp sonra dudaklarının arasından ağzına aldı e hafifçe somurdu.  Helen artık tamamen çırıl çıplaktı. Hakan koltuktan kalktı ve Helen'in vüudunu yavaşça okşadı önce. Sonra onun elinden tutup bize getirdi. Helen Derya'ya uzandı ve onun elini tutup sonra öpüşmeye başladı iki kadın yine. Helen Derya'yı kendine çekti belinden kavrayıp ve elleri direk kalçalarına uzandı. Sımsıkı kavradı önce onları, sonra başını boynuna gömüp birkaç küçük ısırık attı. Derya'nın çıkardığı sesler zevk aldığının işaretiydi. 

O esnada Helen ile göz göze geldik. Gözlerimin içine bakarken Derya'nın dudaklarından ayrıldı. Sonra onun elinden tuttu ve geriye doğru birkaç adım atıp Hakan, Turgay ve Murat'ın ortasına kadar gitti. Sonra Derya'nın yüzünü bana çevirdi. Derya ile göz göze geldik. Derya gözlerini yavaşça kapatıp açtı. İstekliydi. Ve ben de aynı şekilde onaylarcasına gözümü açıp kapattım. Artık ok yaydan çıkmıştı. 

Derya tekrar yüzünü Helen'e döndü ve onunla kısa bir öpüşme faslı yaptı. Sonra etraflarında yavaşça döndüler. Şimdi Hakan, Turgay ve Murat Derya'nın tam arkasındaydı. Derya Helen'in kalçalarını okşayıp sıkarken bir süre daha öpüştükten sonra ufak bir tokat patlattı. "Hadi git ve Cenk'i mutlu et" diye mırıldanıp bana yönlendirdi Helen'i. 

Helen'in bana doğru attığı ilk adımla Turgay, Murat ve Hakan'ın elleri yavaşça uzanmıştı Derya'nın vücuduna. Ama Derya müsade etmedi ona dokunmalarına. Üçü de bir anda durdu. Sonra derya dizlerinin üzerine çöktü yere ve Turgay ve Murat'ın pantolonlarının önüne uzandı. Yüzünü tam önündeki Hakan'ın aletine bastırmıştı. onun bu hareketi üç erkeğin de rahatlamasını sağlamıştı. Alelacele pantolonlarının önlerini açıp aletlerini çıkardılar. Derya önce Turgay'ın kalkmış aletini, sonra Hakan'ın, sonra da Murat'ın aletini iki eliyle yavaşça sıvazladı birkaç kez. Üçünün de aleti sağlamdı. Hatta Hakan'ın aleti benimkinden de kalın ve uzundu. Sonra önündeki Hakan'ıın aletinin başını ağzına yerleştirdi. Diğer ikisi elinde öylece duruyordu. Hakan'ıın kalkmış aletini boğazına kadar sokmuştu resmen. "Oh.... Hep bunu hayal etmiştim... " diye mırıldandı Hakan. Anlaşılan Derya'yı düşünüp çok mastürbasyon yapmıştı. Derya sadece dudakları ve dili ile çalışırken, elleri taytını ve kilodunu çıkarmakla meşguldü. Helen dayanamayıp beni bıraktı ve Derya'ya yöneldi.  Direk tayt ve kilottan kurtulmasına yardımcı oldu. Bir anda iki kadın ve üç alet baş başa kalmışlardı. Üstelik ikisi birlikte hareket ediyorlardı. Turgay aletini ikisinin dudakları arasına yerleştirmişken, kızlar da bir yandan öpüşüyor, bir yandan Turgay'ın aletini ağızlarında yok etme yarışına girişiyorlardı. "Off... süper..." diye inleyen Turgay'ın aleti iki kadının dudakları arasından bir anda boşa düştü ama Derya eliyle o boşluğu doldurdu. Bu kez Hakan'a gelmişti sıra. İkisi birden Hakan'ın aletine saldırdılar. Helen de Murat'ın aletini almıştı eline diğer tarafta. Hakan ikisinin saçlarını okşarken usul usul, kızlar da Murat ve Turgay'ın aletlerini elleriyle, Hakan'ın aletini de dilleri ve dudaklarıyla okşuyorlardı usul usul. Ve Murat'ın sırası geldiğinde iki kız iki ağız, dört el sarıldılar Murat'ın aletine. "Off.. delisiniz kızlar..." diye inledi Murat.  

Turgay ve Hakan, kızlar Murat ile ilgilenirken soyunmuşlardı. Kaşla göz arasında Derya ve Helen'i Murat'ın önünden kaldırıp ikisini yüz yüze öpüştürmeye başlamış ve kasıklarını kızların kalçalarına yaslamışlardı. Kalkık aletleri iki fıstığın kalçalarında gezinirken, elleri de kızların göğüslerine uzanmıştı çoktan. Kızlar öpüşmeye devam ederken ikisi yavaşça aşağı doğru çömelmeye başladılar. O sırada soyunan Murat da kızların yanına yaklaşmıştı. Murat ve Turgay diliyle kızların boynundan sırtına ve kalçalarına indiğinde kızlar yan dönüp Hakan ile öpüşmeye başladılar. İkisinin de elleri Hakan'ın aletini, dilleri ise dudaklarını ve dilini bulmuştu. Sevgilim Hakan'ın taşaklarını avuçlarının içinde usulca okşarken, Helen de aletini sıvazlıyordu usul usul. Kızların birbirleri ile öpüştükleri esnada Hakan'ın dili ve dudakları önce Helen'in, sonra Derya'nın göğüsleriyle oyalanıyordu. Aşağıda Turgay ve Murat da kızların kalçalarından ayak bileklerine kadar dilleriyle yalamadık nokta bırakmamış, sonra da tekrar kalçalarına kadar geri dönmüşlerdi. İki sağlam tokat yediler Helen ve Derya kalçalarına. Sonra Murat ve Turgay'ın dilleri bir anda daldı kadınlıklarına iki kadının. llk tepki Murat'ın dudaklarında patlamıştı attıkları ısırıklarla. Ama aynı anda ikisinin birden ağzından çıkan küçük inleme, kara deliklerine giren parmakların verdiği ilk zevk olmalıydı. 

Derya... sevgilim.. Hiç anal yapmamıştı benle oysa. Daha ne olduğunu anlayamadan "getirin şu orospuyu artık yarağıma" diye gürledi Hakan koltuğa oturup. "Tamam kuzen" diye güldü Turgay ve Murat. Bir anda Derya'yı salıncak gibi almışlardı kollarının arasında. İki elleri ile belinin arkasından, iki elleri de dizlerinin altından havada askıda duruyordu Derya. "Ohh.. hadi siktirin götümü bu orospu çocuğuna sevgilimin önünde, hep bunu istiyordunuz şimdi işte gerçek oldu bak" diye inledi Derya. "Bak sevgilinin götünü nasıl sikiyorlar, iyi izle" diye inlediğinde derya Hakan'ın aletinin başı kara deliğinden içeriye girmeye başlamıştı. "ohhh.. götümü parçala hayvanım...." diye inleye inleye tamamını almıştı Hakan'ın aletinin.  Helen ise bir o yana bir bu yana kıvrılarak dans etmeye başlamıştı. "Gerisi sende" diye güldü Turgay ve Murat ve ikisi birden Helen'e yöneldi bu kez. Ama tıpkı Derya'ya yaptıkları gibi onu da bir anda salıncağa aldılar. "Bu da senin payın " diye bana doğru getirdiler Helen'i. "amına mı götüne mi sen karar ver" diye güldü Turgay, boşta kalan delik ikimizden birinin olacak" diye ekledi Murat. Alelacele pantolonumu aşağı sıyırıp aletimi dışarı çıkarınca "offf.... bunu götüme alamam, amımdan sik beni at yarraklım" diye inleyine gülüşmüştük. Murat ve Turgay yüzü bana dönük kucağıma oturtmaya başladıklarında aletimin başını Helen'in kadınılğına dayamıştım. Sırılsıklam ve alev gibiydi. Milim milim oturttular Helen'i.

Tam karşımda sevgilimi en yakın arkadaşım götten sikiyordu. "Gör bak üvey kardeşini nasıl yiyor yarrağı" diye gülünce Murat iyice şaşırmıştım. "Off.. üvey abimin yarrağından sonra seninki tam içimi dolduruyor... At yarraklım benim" diye dudaklarıma yapıştı Helen.

"Siktir bee" diye mırıldandım. "Bu soğukta şimdi git temizlen ve gusül al" diye hayıflandım kendime. Yine rüyamda patlamıştım. Bu üst üste 3üncü geceydi. 

Yorumlar