ESKİ DEFTERLER - BUKET VE SELİN BODRUMDA III

 ESKİ DEFTERLER - BUKET VE SELİN BODRUMDA III

Can'ın telefonu ile kendimize gelmiştik. Hızlı bir duş, mayo bikini ayarlama ve arkasından ön kapıda bekleyen arabaya binmiştik bile. Gece yaşanan olaydan sonra otelden kaçmak için planlar yaparken, Can'ın teklifi fazlasıyla cazip gelmişti. 4 kamaralı bir gulet ile 4 gün eğlenceli bir tur.  Son dakika gelemeyen 2 kişi yerine bizi düşünmüş Can, diğer yolcular orta yaş ve üzeri çiftler.  Can davranışlarının biraz rahat olduğundan falan bahsetmişti ve fazlasıyla eğlenceli olacağını, çılgın olacağını, yepyeni bir deneyim olacağını falan ballandıra ballandıra anlatınca biz de kabul etmiştik. Sahile indiğimizde Can'ın tarif ettiği yere doğru yürüdük. Beyaz bir zodyak bottaki 30lu yaşlardaki esmer kadını gördüğümüzde kadın da bize el sallamaya başlayınca ona doğru yürüdük. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Bakılmı, seksi bir kadındı. Üzerindeki bikini de hem pahalı hem de fazlasıyla seksi idi. Gerçi etrafza birçok üstsüz yabancı kadın vardı ama bu kadın resmen afet gibiyi. Plajdaki herkesin de dikkatini fazlasıyla çekmişti. 

"Selin ve Buket olmalısınız" diye seslenince "Evet, ben Selin" diye uzattım elimi. "Ayça" diye uzattı elini. Tokalaşıp öpüşmek için yaklaşınca kadın direk dudağıma küçük bir buse kondurdu. Şaşırmıştım. Buket arkada kikirdeyince "Sen de Buket olmalısın" diye ona yöneldi. Buket biraz geride durmuştu ama kadın ona adım atıp onun da dudaklarına hızlı ve küçük bir buse kondurdu. "Can'in söylediğinden daha seksi ve güzelmişsiniz kızlar" diye devam etti gülerek. "Teşekkürler" dedik. Birkaç saniye öylece bekledik. Kadın da bekledi. "Tamam, itiraz yok ise gidelim o zaman" diye güldü kadın. "Neye" diye sordu Buket. "Az önceki öpücüklere" diye güldü kadın. "Can anlattı mı size ? Yada ne kadarını anlattı bilmiyorum. Ama 4 gün... Bu öpücükten çok daha fazlası olacak, katılmadan durabilirssiniz elbette, zorlama yok hiçbir şekilde ve eğer bunlara itirazınız yok ise hadi herkes bizi bekliyor" diye. Buket ile birbirimize bakıp kaldık. "Otelde kalsak!" diye sordu Buket, bakışlarımızdan belliydi aslında. Gülüştük. "Sonuç değişmeyecek" diye yanıtladım. Güldü. "Tamam, eğlenelim o zaman" diye kikirdeyerek zodyaka çantaları koymaya başladık. Kadın da gülmüştü. "Bayıldım size" diye seslendi. Ben de çantaları zodyaka bıraktım. Kadın ve ben zodyaka çıkınca selin bizi biraz itti, sonra o da bindi. Kadın motoru indirip açıktaki gulete doğru gitmeye başladık. hiç konuşmadık. Biraz meraklı, biraz endişeli biraz da şehvetli bakıştık galiba Buket ile. Ne yaşacağımızı, neye gittiğimizi az çok anlamıştık. Sonuna kadar eğlenip keyfini çıkaracaktık. 

Gulet'e ulaştığımızda merdivenlerden yukarıda Can bizi bekliyordu. "Kızlar... hoşgeldiniz" diye güldü çirkin yüzüyle. "Sana söylemiştim" diye güldü arkadan Ayça'ya seslenerek. "Fazlası var" diye güldü Esra. Buket önden çıkarken merdivenleri, ben arkada kalmıştım. Buket gulete çıkınca ben de merdivene yöneldim. Ayça da arkamdaydı tam. Merdivenden yukarı çıkarken kalçamı hafifçe okşadı. Arkama baktım. Gülüştük. Yukarı çıkınca Can dudalarıma küçük bir buse kondurdu. "Hoşgeldin fıstık" diye güldük eli kalçamda gezinirken. "Sen çok fenasın" diye güldüm. "biliyorum" diye yanıtladı. "Eksik anlatmışsın" dedim. "Fazlasını söylesem gelmeyecek miydiniz?" diye sordu gülerek. Arka tarafa doğru yöneldim ben de. 

Herkes ayaktaydı. Can bizi tanıştırmaya başladı. "Ayça Hanım ile tanıştınız, eşi Cemil bey, aynı zamanda da bu turun organizasyonu onlara ait. Mert Bey ve eşi Piraye Hanım, Kaptanımız Hakan Bey, miçonuz ben, Merve hanım ve Kübra hanım diyerek bitirdi. Kaptan bizim eşyaları aşağıdaki kamaraya götürürken, Can de iki kova içinde şampanyaları getirdi. Bir şişeyi Cemil denen adama, diğer şişeyi de Ayça kadına verdi. Gülerek ikisi de şişeleri sallayıp şampanyaları patlattılar. Sonra da kadehlere dolduruldu. 

"Geldiğiniz için hepinize çok teşekkür ederiz, bizi kırmadınız. Eğlencemiz hiç bitmesin, hep birlikte zevkin doruklarında kalalım ve hiç inmeyelim" diye kadeh kaldırınca hepimiz kadehlerimizi kaldırdık. "Zevk vermeye" diye ekledi tam kadehleri dokundurduğumuzda. Herkes ilk yudumu aldıktan sonra Ayça ve Cemil ateşli bir şekilde öpüştüler. Diğer herkes onları izlemişti biz dahil. Ama Can'ın uzanıp önce beni sonra da Buket'i dudaklarından öpmesi hızlıca herkesin dikkatini bize çekmişti. Sonrasında Buket'in benim dudaklarıma uzanması ve şaşkın bakışlar arasında benimle öpüşmesi ise herkesin nefesini kesmeye yetmişti.  Bunu ilk defa yapmıştık. Ben bile şaşkın şaşkın bakmıştım Buket'e. O ise gülüyordu sadece. 

"Sevdim bu kızları" diye gülümsedi Piraye Hanım. "Hadi size kamaranızı göstereyim" diye elimizden tutup teknenin alt kısmına doğru sürükledi Can bizi. Buket ile öpüşmemiz aklımda takılı kalmıştı. Kamaraya girince Can Buket'in kalçalarını okşayıp dudaklarına uzanmıştı hemen. "İyiki geldiniz" diye mırıldanıp bana yöneldi sonrasında. Öpüştük Can ile. "Erhan nerde?" diye sordum. "O buna dahil olamadı" diye yanıtladı Can. Cemil ve Ayça tecrübeli, ama diğerlerinin ilk sıradışı deneyimi" diye ekledi. Ateşleyici biraz biz olacağız sanki" diye güldü Buket hemen. "Ateşlediniz bile" diye yanıtladı Can. "Belli" diye avuçladım aletini Can'ın. "Üzerinizi değişmek istiyorsanız" diye devam ederken "iyi fikir" diye atladı Buket. Can kamaradan çıktı dudağıma buse kondurup. "Çok oyalanmayın" diye güldü. 

Kamara güzeldi. "Bakalım kaç gece bu kamarada uyuyabileceğiz" diye kikirdedim. "Ben daha çok kaç kişi kaç kişi uyuyacağız onu merak ediyorum" diye güldü Buket. "Beni öpmek de nerden çıktı deli!" diye gülünce, "Ne var kızım, dünya alem sikti, biz bir alt dudak aldık sorun mu oldu!" diye güldü Buket. "Ne giyelim" diye sordum. "Aman, önemi var sanki, nasılsa üzerimizde birşey kalmayacak" diye güldü Buket. "Tamam da yine de biraz işin şovu olsun kız, öyle hemen vermeyelim" diye güldüm. Bu esnada motor çalışmaya başladı guletin. Arkasından da takur tukur bir ses geldi. Gürültüden birbirimizi dahi duymuyorduk. Üzerimize bikinilerimizi ve alına da palerolarımızı sarıp yukarı çıktık. 

Tekne açılmaya başlamıştı. Herkes bıraktığımız yerde elinde şampanya kadehleri içmeye devam ediyordu. Can, Kübra ve Merve hariç. Onlar ön taraftaki güneşlenme terasındaydılar.  Tabi 19luk iki çıtırı bikinilerle görünce dikkatler direk bize döndü yine. "Yakıyorsunuz kızlar" diye güldü bu kez Piraye. "Biz anca kıvılcım oluruz sizin ateşinizin yanında" diye yanıtladım. Hepsi gülmüştü. "Çok tatlı bu kızlar" diye güldü tekrar Piraye. 35li yaşlarda olmalıydı. Ama çok fit vücudu vardı. Spor yaptığı belliydi. Bakımlıydı. Kulağındaki küpeler, güneş gözlükleri yakıyordu hatun resmen.  "Hadi gelin" diye işaret etti Ayça bu kez. İki kadın kocalarını iteleyip bizi aralarında oturttular. "Şampanya" diye ayaklandı Cemil bey. "Olur" diye güldü Buket. "Bana da lütfen" diye uzattı kadehini Piraye. "Haylaz Can" diye gülünce Ayça, hepimiz dönüp oraya bakmıştık. Can sırt üstü yatmış, Merve ve Kübra ona güneş yağı sürüyorlardı. Aslında olayın nereye gideceği de belliydi. İki kadının kalçalarına uzandı Can'ın eli. Kızlar gülüştüler. 

Cemil bey şampanyaları getirince "Teşekkür ederim Cemil Bey" diye seslendi Buket. "Aaa.. bu bey olayını ortadan kaldıralım. Sadece isimler lütfen" diye güldü Cemil Bey. "Tamam" diyebildi Buket. "Teşekkürler Cemil" diye tekrar etti. Ben de aynı şekilde şampaanya kadehini alınca "Teşekkürler Cemil" diye teşekkür ettim. Ayça şampanya kadehini kaldırdı, "eğlenceye ve şerefinize" diye. Hep beraber tokuşturup birer yudum aldık. Dönüp yine kocasını öptü Ayça. Piraye de kocasının dudaklarına uzandı ve öpüştüler. Biz yine öylece kalmıştık. Ama bu kez Ayça bana yöneldi "Mahsuru var mı?" diye mırıldanıp uzandı dudaklarıma. Hafifçe öpüştük. Dillerimiz ufak dokunuşlar yaptı. Diğerleri pür dikkat bizi izlemişlerdi. "Güzeldi" diye mırıldandı dudaklarını ayırırken. Dönüp bu kez ben Buket'in dudaklarına yapıştım. Biraz birbirimizin dudaklarını ve dillerini oyaladıktan sonra gülüşerek ayrıldı dudaklarımız. Ama Buket'in dönüp Piraye'nin dudaklarına uzanması ise ateşi iyice yukarıya taşımıştı. Dudakları ayrıldığnda garip bir sessizlik oldu önce. Sonra herkes gülümseyip şampanya kadehlerinden birer yudum daha aldık. Sessizlik devam etti bir süre daha. 

Can hemen ön güneşlikte kızlarla oynaşmaya devam ediyordu. Yattığı yerden eline döktüğü güneş yağını kızların kalçalarına, göbeklerine, göğüs aralarına okşayarak yayıyordu. Kızlar da onun baş ucundan uzaklaşmadan elleriyle uzanabildikleri her yere güneş yağı sürmeye çalışıyorlardı. Hepsinin yüzünde kocaman gülümseme vardı. Merve'nin eli Can'ın şortunun içine uzandığında ise Kübra'nın dudakları Merve'nin dudakları ile buluşmuştu. "Senden hızlı çıktılar" diye güldü Cemil. "Potansiyeli görünce direk kapattılar" diye ekledi gülerek. "Sence!" diye imalı şekilde cevapladı Ayça. "Senden korkulur" diye güldü Piraye. Eli Mert'in aletini okşuyordu yukarıyı seyrederken. 

"Buraya gelsenize" diye işaret etti Can'ın bakışlarını yakaladığında. Gülüştüler. Kübra ve Merve ayaklandı, Can da arkasından. Kalkmış aleti şortunu patlatacaktı neredeyse. Can kaptanın yanındaki müzik sisteminden müziği değiştirip biraz erotik çağrışımlar yapan parçalardan birine çevirdi hızlıca. Kızlar da kıvıra kıvıra tam önümüzde dans etmeye başladılar. Yağlı vücutları parıl parıl parlıyordu ikisinin de. "Hadi gelsenize" diye Piraye ve Ayça'ya uzandı kızlar. Dört kadın ortada birbirlerine sürtünerek kıvırmaya ve dans etmeye başladılar hızlıca. Cemil benden tarafta, Mert de Buket'ten tarafta çadırı kurmuştu çoktan. "Katılmaya ne dersin" diye ayaklandım gülerek. Beni Buket takip etti. Bizi ne tetikledi bilmiyorum ama 6 kadın teknenin arka tarafında tam karşımızda duran 2 azgın erkeği iyice azdırmak için kıvranmaya başlamıştık resmen. Can bir süre aramızda vve hepimize sürtünerek zaman geçirmişti ama o da diğer ikisinin yanında yerini almıştı. 6 kadın, birbirimize sürtünüyor, birbirimizin vücutlarını okşuyor, kalçalarımzı sıkıyor, arada omuzlarımıza öpücükler konduruyor, bacaklarımızı bacak aralaramıza sokup birbirimize sürtünüyorduk. Erkeklerimiz ise iyice azgın, aletleri şortlarını yırtacak kadar sert ve ağızlarının suyu akarak bizi izliyorlardı. 

Islık seslerine irkilmiştik hepimiz. Tam yanımızdan geçen bir teknedeki 10-12 erkek bizim erotik dansımıza ıslıklarla yanıt vermişlerdi. Arkasından kopan "en büyük asker bizim asker" sloganları ise hepimizi güldürmüştü. "Kızlar, bu askerlere bi kıyak" diye bağırdı biri. Arkasından "aç aç" sesleri yükselmeye başladı. Herşey o kadar hızlı olmuştu ki Ayça'nın göğüslerini açmasıyla teknedeki gençlerin hepsi hoplayıp zıplamaya başlamıştı. Cemil'in de Mert'in de hoşuna gitmişti. Can biraz endişeli duruyordu ama "Kamptaki askerler olmalı, çarşı iznindeler muhtemelen" diye güldü. "Biz de askerdik" diye güldü Mert. "Bıraksan bunların 6sını da parçalarlar" diye ekledi Cemil. "Bize posaları bile kalmaz" diye gülmüştü biz 6 kadın vücutlarımızın farklı bölgelerini yanımızdan geçen 10-12 azgın erkeğe sunarken. "Bi el atsanız da askerlik keyiflense" diye seslendi birisi aletini şortunun üzerinden avuçlarken. "Kızlar 12 tane azgın adam, 2şerden bölüşsek" diye güldü Merve.  "Sevaptır" diye kikirdedi Ayça. "O zaman göğüsler foraaa" diye çığlığı basıp uzaklaşan tekneye altımız birden göğüs şov yapmıştık. 

Tabi gözleri yuvalarından fırlayan sadece askerler değil, Cemil, Mert ve Can da olmuştu. Askerlere yaptğımız şovun ateşi artık herkesi yakar olmuştu. 6 kadın erotik dansımız artık göğüs uçlarımız birbirine değerek devam ediyordu. Erkeklerin elleri ise sıklıkla aletlerini okşuyordu. 6 üstsüz kadın, 3 erkeğin karşısında göğüslerimizin uçları iyice irileşmiş, kadınlıklarımız sırıl sıklam ıslanmış birbirimize sürtünüp hem kedimizi hem de erkekleri iyice azdırıyorduk. Ayça'nın kırıtarak Mert'e yönelmesi ve müziğin kıvrak ritimleriyle yaptığı kucak dansı ortamın ateşini iyice arttırmıştı. Mert elini dahi sürmemiş ama Ayça da kucak dansının hakkını vermişti doğrusu. Yüzünü Mert'e döndüğünde kocası Cemil pür dikkat karısını izliyordu. Bu kez kadınlığını adamın aletinin üzerinde usulca sürtüyordu. Göğüsleri ve adamın dudakları arasında sadece birkaç santim mesafe vardı. Ayça Piraye'ye baktı ve Mert'in kucağından kalkıp kendi kocasına yöneldi. Biz 4 kadın, onları izlemeye başladık ama birbirimize sürtünmekten, ellerimizle vücutlarımızı keşfetmekten de geri kalmıyorduk Piraye kendi kocasına yönelirken. 

Ayça kocasının yanına gitti, Önünde diz çöküp şortunu aşağıya sıyırdı yavaşça ve tüm ihtişamıyla kalın ve rahat 20 santimlik aleti ortaya çıkardı. Piraye kocasının kucağındaydı bu esnada. Yalandı Cemil'in aletini görünce. Ama o da kocasının şortunu aşağıya sıyırdığında Mert'in de onlardan kalır yanı yoktu. Bu erkeklerin hepsi iriydi. Buket ile göz göze geldik bir ara. Hatta göğüs göğüseydik. Benim arkamda Kübra, onun arkasında Merve vardı. Kübra'nın irileşmiş göğüs uçlarını sırtımda hissederken Buket'in göğüslerini de göğüslerimde hissediyordum. Elimi aşağılara kaydığında Buket'in kalçalarına muhtemelen arkasındaki Merve'nin eli ile buluştu. Kübra ise artık göğüslerime uzanmış ve uçları parmaklarının arasında kalacak şekilde göğüslerimi avuçlamıştı. 

Ayça ve Piraye senkron bir şekilde kocalarının kalkmış aletlerini yaladılar birkaç kez, Sonra ayı anda kalktılar ve ata biner gibi kocalarının kucaklarına oturdular. Sonra iri başlarını kadınlıklarınn hizasına getirip aynı anda inleyerek oturmaya başladılar. Mert ve Cemil, karılarının göğüslerine saldırdılar hızlıca. Ama iki kadın da yavaş yavaş hareket etmeyi istiyordu belli. Çünkü onları hafifçe ittirdiler. İki kadın birbirlerini izlerken ortada Can usulca ellerini iki kadının kalçalarına uzattı. Güldü ikisi de Can'a bakarak. O esnada kocaları Ayça ve Piraye'nin göğüslerine yavaşça uzandı ve uçlarını hafifçe emdi. İki kadının hoşuna gitmişti bu ağırlık. "Yavaş... nazikçe" diye mırıldandı Ayça. Sonra eli Can'a uzandı ve başını kendine doğru çekti Can'ın. Kocası sol göğsünü ısırırken Can sağ göğssüne yapıştı Ayça'nın. "İşte böyle" diye mırılandı Ayça. Sonra Can'ı yavaşça Piraye'ye doğru ittirdi. Mert önce duraksadı. Sonra Can'a yer açıp Piraye'nin tepkisini bekledi. Piraye önce kocasının dudaklarına yapıştı ve bir süre öpüştüler. Sonra Mert karısının sağ göğüsünü aldı dudaklarının arasına ve Can'ı kendine çekti Piraye. Can yavaşça Piraye'nin sol göğüs ucuna değdirdi dilinin ucunu. Sonra hafifçe ıssırdı. Mert kendini biraz geriye çekip karısının göğsündeki bu genç adamı izledi. Can'ın bir eli de Piraye'nin boşta kalan göğsüne uzandı. O esnada Ayça Can'a doğru eğilip şortunu çekiştirmeye başlayınca Can şortundan hızlıca kurtuldu. 

Ayça kocasının aleti kadınlığında iken Can'ın devasa aletini avuçladı önce ve birkaç kez sıvazladı. Can Piraye'nin göğsünden geri çekilip arkasına yaslanınca bu kez Ayça kocası onu becerirken Can'ın kucağına eğilip onun aletini ağzına almaya başladı. Piraye ve kocası öpüşmeye ara verdiklerinde Ayça dudaklarını Can'ın aletinden uzaklaştırmıştı. Piraye yavaşça uzandı Can'ın aletine önce. Sıvazladı birkaç kez sonra o da Ayça gibi eğilip Can'ıın aletini ağzına almaya çalıştı. Can ikisinden de iriydi. Piraye ağzında birkaç kez gidip geldikten sonra Can'ın aletiyle doğruldu. Can'ın aletini kökünden kavrayıp sıvazlarken Ayça yavaşça kocasının kucağından kalktı. Cemil'in 20lik kalın aleti Ayça'nın sıvılarıyla bembeyaz olmuştu. Kocasıyla öpüşürken Piraye'nin elindeki Can'ın aletine oturmaya başladı yavaş yavaş sırtı Can'a dönük. Hepimiz Can'ın iri aletinin milim milim Ayça'ya girişini izlemiştik. Piraye önce duraksamış ama sonra önüne düşen Ayça'nın sağ göğsüne yumulmuştu usulca. Cemil, Can'ın aleti ile zevk alan karısının kalçalarını okşamıştı usulca. Bundan memnuniyet duyuyordu resmen. Mert ise karısının dudakları arasındaki Ayça'nın göğsüne ihtirasla bakıp yalanıyordu resmen. Karısı kadar o da o göğüslerin tadına bakmayı istiyordu bir an önce. Ayça Piraye'nin yanaklarından tuttu ve başını yaklaştırıp dudaklarından öpmeye başladı. İki kadın hızlıca kaynaştırdı dudaklarını ve dillerini. Ellerinin birbirlerinin göğüslerine uzanması ise hemen arkasından gerçekleşti. İkisi de ihtirasla altlarındaki erkeklerin aletlerinin üzerinde keyifle oturup kalkmaya devam ediyordu. 

Ayça yavaşça Can'ın kucağından kalktı ve tekrar kocasının kucağına oturdu. Can'ın aleti bembeyazdı. Ta ki Piraye yavaşça eğilip Can'ın aletini diliyle temizlemeye başlayana kadar. Sonrasında zaten önce başı, sonra da olabildiği kadar fazlası girmişti Piraye'nin ağzına. Kocısının aleti kadınlığında, başka bir erkeğin aleti de ilk defa ağzındaydı Piraye'nin. Ayça kocası Cemil'in aletine yerleştiğinde o da eğildi Can'ın aletine ve ikisi birden bu kez Can'ı somurmaya başladılar. Birisi önden, diğeri arkadan hiç dil değirmeden Can'ın aletini dudakları ve dilleri arasında dimdik tutuyorlardı. "Amımda istiyorum onu" diye döndü kocasına Piraye. "Tamam" diye yanıtladı Mert. Piraye kocasının aletinden kalktı. Ayça Can'ın aletini sapından kavrayıp dimdik tuttu Piraye başını kadınlığına hizalayana kadar. Yüzü Can'a dönük otururken dudakları da hızlıca buluştu Can ile ve sonra bir hamlede tamamen oturdu Can'ın kucağına. Öylece kaldı birkaç saniye. Tüm bedeninin titrediğini görebiliyorduk. 

Ayça o esnada kocasının kucağından kaltığı gibi soluğu Mert'in kucağında aldı. Önce Piraye'nin sıvılarını temizlemeye başladı Mert'in aletinin üzerinden. Mert gülümseyerek karşıladı Ayça'yı ve aletine ilk dil darbesini aldığında hafifçe okşadı saçlarını Ayça'nın. Cemil'in ayaklanıp aletini Piraye'nin ağzına sunmasıyla iki kadın birbirlerinin kocalarına oral seks yapmaya başlamışlardı artık. Can Piraye'yi kucağından yavaşça kaldırdığında Cemil tekrar Can'ın yanına oturmuştu. Şimdi iki kadın kocalarını değişmiş, birbirlerinin kocalarının önünde diz çökmüş ve birbirlerini izleyerek oral seks yapıyorlardı. Sözleşmişcesine ikisi de başlarını ağzına aynı anda almış, somurmuş ve sonra da dibinden sıvazlamaya başlamışlardı ki Mert daha fazla dayanamamış olmalı aletini çekip ilk saltoyu Ayça'nın yüzüne doğru fışkırttı. Ama ikincinin dışarı gitmesine izin vermeden direk Mert'in aletine yumuldu Ayça ve somura somura patlatmaya devam etti Mert'i ağzına. Sonra da yuttu resmen yalanarak. 

Piraye manzara karşında hızlandı ve Cemil'i iyice yormaya başladı ağzında. Deli gibi oral seks yapmaya başlamıştı Cemil'e, iki eliyle sıvazlıyor, başını dilliyor, ağzına sokup çıkarıyor tüm maharetlerini kullanıyordu ki Piraye adamı sonuda ağzında getirmeyi başarmıştı. O da Ayça'nın kendi kocasına yaptığı gibi Cemil'in dışarı patlamasına izin vermedi. Somura somura tüm spermlerini ağzına patlattırdı, emdi ve yutkunup yalandı. İki kadın gülerken Mert de Cemil de arka tarafta birbirlerine bakıp gülüyorlardı. Piraye ve Ayça ise öpüştüler bir süre. Sonra kocalarının inmiş aletlerini okşadılar. 



Yorumlar