Merve ve Ayçil II
Ne kadar uyudum bilmiyorum, ama Merve'nin "Hadi aşkım, acıkmışsındır" diyen sesiyle uyandım. Gözlerinin içi gülüyordu. Küçük bir buse kondurdu dudağıma. "Rüya mı görüyordum!" diye mırıldandım. "Sikici erkek, dinlendin mi!" diye arkadan gelen Ayçil'in sesi ve bedeni rüya görmediğimi anlamamı sağlamıştı.
Yataktan kalkıp belime havlumu sarıp banyoya geçtim. Ilık bir duş iyi gelmişti. kurulanıp çıktım hızlıca. Yatak odasından bir şort ve thsirt geçirip mutfağa geçtim. Harika bir kahvaltı masası kurmuştu kızlar. Normalin dışında bal, kaymak, ananas dilimleri, hindistancevizli muzlu ballı süt... güldüm. "eee.. enerji lazım sana tabi" diye güldü Ayçil. "Yani, sevgilime iyi bakalım" diye güldü Merve. "Anlatırdı ama inanmazdım" deyince Ayçil "Nasıl yani?" diye sordum. "yaa... işte kızlar konuşur öyle şeyleri" diye güldü Merve. "Oğlum biz üniversiteden beri arkadaşız... " diye ekleyince Ayçil "Doğru... bu arada sanki daha önce" diye başlayınca cümleye iki kadın da anlamıştı ne demek istediğimi. "Yani işte gençlik.." diye güldü Merve. "Bunu bilmiyordum" diye güldüm. "Rahat bırakmazdın ki!" diye ekledi Merve. "Bak orası doğru" diye güldüm.
"Peki, hadi ilk sefer nasıl oldu onu anlatsana" diye sorunca Merve'ye. "Yaa.. yok yani şimdi tutup eski seks hatıralarımızı mı paylaşacağız!" diye hayıflandı Merve. "Yani bekaretini kaybettiğini mi yoksa bizim ilkimizi mi soruyorsun!" diye güldü Ayçil. "yani hangisini önce anlatmak istersin" diye sordum. Güldü. "Sen ne kadar eğlenceli bir adammışsın" diye güldü.
"Bizim ilk aslında..." diye gülerek anlatmaya başlayacaktı ki "Yaa... saçmalama kızım" diye güldü Merve. "Tama benim ilki anlatayım o zaman" diye gülüştük. O sırada Merve kalkıp çayları tazeledi.
"Bizim oralar küçük yer. Lisede falan öyle birşeyler yaşamak çok da mümkün değil zaten. Bir tane çocukla öpüştüm lisede o kadar. Zorla aletini tutturmak isteyince zaten daha fazlası da olmadı" diye devam etti. Tabi baskı falan... Üniversiteye gelince İzmir'e yurtta kaldım bir süre. Alkol falan daha ağzıma sürmedim. Bir tane böyle tam piç bir çocuk vardı. İsmi Can. Tam bir çirkin kral. Zayıf, sıska, kepçe kulaklı birşey. Çocuk çirkin ama acayip enerjisi olan bir çocuk. Bir gün öyle yurdun kafesinde tanıştık bununla. Nasıl olduğunu bile anlamadan çocukla sohbet eder buldum kendimi. Bir de bilgili yani. Kültürlü.
Neyse, gel zaman git zaman biz bu çocukla baya samimi olduk. Hem yurtta kalıyor, hem de evi var. Bi hafta sonu bornovoda karşılaştık bununla. Oturup sohbet ettik, yemek yedik. Akşam beni eve davet etti. Ben de kabul ettim. Sonuçta kız arkadaşı vardı onunla yaşayan. Neyse apartmanın altındaki büfeden içecek bira falan aldı bu. Eve çıktık. Kız arkadaşı yok. "Haftasonu ailesinin yanına gitti" dedi sorunca. Neyse, tabi ben ilk defa bira içeceğim. Sohbet ediyoruz falan başka ilklerin var mı diye sordu. "Benim için herşeyin ilki bu sene" diye güldüm. Tabi üçüncü yada dördüncü yudumdan sonra vücdumun mayıştığını, daha rahatladığımı hissetmeye de başlamıştım. "Ooo. bu yıl çok eğleneceksin o zaman" diye gülüp bardağını kaldırdı. Tokuşturup birer yudum daha aldık. Sevgili muhabbeti olunca hiç oladı dedim. "senin gibi güzel bir kızı yalnız bıraktıklarına göre senin çevrendeki erkeklerin tamamı gay olmalı" diye yanıtladı. "O ne demek" diye sorunca güldü. "Yani işte erkek erkeğe olanlar" diye yanıtladı. "Haa... İbne diyorsun yani" deyince ben gülüştük. "Hiç öpüşmedin mi yani? diye sordu. "Öpüştüm" diye yanıtladım gülerek. "Peki sen?" diye sordum. "Yani. öpüştüm tabi" diye güldü. "Öpüşmek ister misin?" diye sordum. "Olur" dedi Can şaşırmış bir şekilde. Bana doğru geldi. Yüzü yaklaşınca dudaklarından öptüm onu. "Bu kadar mı?" dedi gülümseyerek. "Yani ben böyle biliyorum" diye yanıtladım. "Tamam o zaman" diye güldü. "Sen farklı mı öpüşüyorsun" diye sorunca "Evet, bu yani öpücük gibi oldu seninki" dedi. "Tamam o zaman sen öp beni" diye yanıtladım. Can iyice yanaştı, Yanağımı okşadı önce usulca sonra dudaklarını yaklaştırıp hafifçe dokundu. Alt dudağımı iki dudağının arasına alıp küçük bir ısırık atıp tekrar iki dudağımı dudaklarının arasına alıp hafifçe emdi. Alt dudağımı bırakıp üst dudağıma küçük bir ısırık koydu. Dilini hissettim dudaklarımda. İçim ürpermişti o anda. Can elini enseme atıp boynuma ulaştı ve usulca ensemi ve boynumu okşadı. Sonra geri çekti kendi. Öylece yüzüme bakıyordu. Bu hoşuma gitmişti. Birasından bir yudum aldı uzanıp. Ben de bir yudum daha bira aldım. Gülüştük. "Hoşuna gitti mi?" diye sordu. "Evet, güzeldi" diye yanıtladım. Eli hala boynumda ve ensemi okşuyordu usul usul. Beni kedine çekti tekrar ve yine yapıştı duduklarımız. Bu kez ben de onun dudaklarını emip fırsat bulunca küçük ısırıklar yapmaya başladım. "Hızlı öğreniyorsun" diye seslendi gülerek başını geri çekerken. Sonra tekrar yumulduk birbirimizin dudaklarına. Dilini daha fazla hissetmeye başlamıştım. Ben de dilimi çıkarınca ortaya yakalayıp somurdu yavaşça. Sonra diliyle dilimi okşadı falan.
Ateş basmaya başlamıştı beni. Başımı geri çektim. Biradan bir yudum daha aldım. "Yanakların kızarmış" diye gülüp hafifçe okşadı yanaklarımı. O birasını bitirmişti. Kalktı ve gidip kendine yeni bir bira aldı. Odadan içeri girdiğinde önündeki kabarıklığı fark etmiştim. Kikirdedim. Nereye baktığımı ve güldüğümü anlamıştı. Güldü sadece. Tam oturacakken "Göstersene" dedim. "Anlamadım" dedi Can. Ben de ağzımdan çıkana inanmamıştım ama demiştim de. "Bira seni çarptı galiba" diye güldü ama eli de kemerine gitmişti çoktan. Kemerini çözdü, fermuarını indirdi, pantolonun düğmesini açtı. Elini kilodunun içine sokup taşaklarıyla beraber dışarı çıkardı aletini. Bileğim kadar kalın ve uzundu. Dimdik duruyor ve ucu parlıyordu. "Hep böyle büyük mü olur?" diye sorunca "Sen porno film bile izlemedin galiba" diye güldü. "Yani, bir kere işte lisede çocuğun biri zorla avuçlatmaya kalkmıştı. Ama o da bamya kadar birşeydi galiba" diye kikirdedim.
Öylece karşımda duruyordu. Dimdik. Arada yukarı doğru başını kaldırıp indiriyordu Can aletinin. Gülüyordum öylece. Pantolonunu komple çıkardı kiloduyla birlikte ve kenara attı. "Tamam şimdi sıra sende" dedi. "Anlamadım" dedim gülerek. "Sen benimkini gördün, ben de seninkini görmek istiyorum" dedi birasından büyük bir yudum alıp. "Yok artık" diye bastım kahkanayı. "Ben ciddiyim. Kadın erkek eşitliğine inanırım" diye güldü. "Sadece bakacaksın ama o kadar" diye ayağa kalktım. "Senin yaptığın gibi, sadece bakacağım" dedi. "Sadece bakacaksın!" diye tekrar ettim. "Söz" dedi. Sen istemediğin sürece" diye ekleyince gülüştük. Elinde bira şişesiyle koltuğa oturdu. Uzun ve kalın aletini eliyle göbeğine yasladı. Hafifçe sıvazladı birkaç kez. " zevk mi veriyor" diye sordum. "Hangisi" dedi, "yani elini öyle aldın ya aletini, yukarı aşağı yaptın." diye yanıtladım. "Evet... " diye yanıtladı. Güldüm. Kot pantolomunun düğmesini açtım. Fermuarını yavaşça aşağıya indirdim. Sonra iki yanından tutup dizlerime kadar sıyırdım. Altımdaki kilodu hafifçe yana sıyırdım. Tüylü kızlığım gözlerinin önündeydi sonunda. O anda parmağımda kayganlığımı hissettim. "Islanmışsın" diye güldü Can. "O nedemek?" diye sordum kikirdeyerek. Bira sağlam yapmıştı beni. "Yani zevk almışsın ve vücudun sıvı salgılamış" diye güldü. Bunları biliyordum ama öyle bir haldeydim ki hiç aklıma bilge gelmiyordu. "Eminim göğüs uçların da irileşmiştir şimdi" diye güldü. "Onu nerden biliyorsun?" diye kikirdeyerek sordum. "Yani genelde kızlar azınca ve sevişmek isteyince o da olur" diye yanıtladı. Elimi kazağımın içine soktuğumda gerçekten göğüs uçlarım hiç olmadıkları kadar iriydi. Merak etmiştim. Arkamı ona dönüp kazağımı çıkardım ve sütyenimin dışına çıkardım göğüs uçlarımı. Acayip büyümüşlerdi. Avuçlarımı fazlasıyla doldurup taşardı göğüslerim ama bu sefer daha da büyümüş ve sertleşmişlerdi sanki. "Kalçaların güzelmiş" diye seslenince Can "Teşekkür ederim" diye ona döndüm kazağımı indirim. İçimden o anda kazağımı ve sütyenimi de çıkarmak ve çırıl çıplak kalmak geldi. "Dokunmak yok" diye kikirdeyerek Can a baktım ve sonra kazağımı çıkarttım. Sütyenimi çıkarttım. Can'ın aleti ben soyundukça şap şap göbeğine vuruyordu resmen. Komiğime gidiyordu. Bir yandan soyunuyor bir yandan gülüyordum. Can da beni izleyip bira içiyordu.
O da soyundu çırıl çıplak. İkimiz de ayaktaydık. Ben hem onun kalkık aletini, aşağıya sarkmış taşaklarını izliyordum, hem de kendi vücudumdaki değişiklikleri. İçimin yandığını, göbeğimin karıncalandığını hissedebiliyordum. Can'ın aletinin tam ucunda da beyaz bir sıvı vardı ve yavaşça aşağı damladı. "Bu ne?" diye sordum gülerek. "sızan meni" dedi. Güldüm. "Umarım hamile kalmam diye sormazsın" deyince kahkahayı patlatmıştım. "Yok artık o kadar da değil, bunun bir yerime girmesi lazım ki içerde çocuk olsun" diye aptalca bir cevap vermiştim. "Sen baya baya benle dalga geçiyorsun sanırım" diye güldü Can.
Biram bitmişti. "Senden bir yudum alabilir miyim?" diye sordum. Şişeyi bana uzatmak için mecburen yaklaştı. Bira şişesine uzandım ve bir yudum daha bira aldım. Her yudum beni daha da cesur yapmaya başlamıştı farkındaydım. "Sen onla devam et, ben yeni şişe alayım" diye mutfağa geçti Can. Ben de o sırada tekrar oturdum koltuğa. Can gelince tekli koltuğu tam benim önüme çekti. "Hiç mastürbasyon yaptın mı?" diye sordu. "Ben elime yarrak değmedi diyorum, sen mastürbasyon soruyorsun" diye kahkahayı patlattım. Can da gülmüştü söylediğine. Aletini tutup sıvazladı birkaç kez daha, sünnetli başını sıkıp bıraktı, avcunun içini tam başının üstünde gezdirdi bir müddet. "Böyle mi yapıyorsunuz?" diye sordum. "Yani, yaklaşık olarak böyle!" diye yanıtladı Can. "Denemek ister misin?" dedi birden. "Yani hiç dokunmamışsın ya, eline yarrak değmemiş ya, belki denemek istersin!" diye sordu biraz çekinerek. Güldüm. O an onunla öpüşmek istedim. Yerimden kalktım.Tekli koltuğun kolçaklarına kolumu dayayıp dudaklarına uzandım. Biraz öpüştük. Sonra onun önünde dizlerimin üzerine çöktüm. Aletini izledim bir süre. Can meraklı gözlerle ne yapacağımı bekliyordu. Elimi uzattım. Parmaklarımla dokundum ama gülüyordum. "Büyükmüş gerçekten" diye bileğimle hizaladım. Resmen bileğimden kalındı. "Bunun benim bir yerime girebilme ihtimali yok sanırım" diye güldüm. "Avuçla" dedi Can. Ses tonu öyle gelmişti ki kendimi zorunlu hissettim. Ve avuçladım aletini sapından. Yavaşça yukarı aşağı hareket ettir" dedi. O nederse onu yapıyordum. Derisi yukarı aşağı kalkıyor, yukarıya çekince aşağıda taşakları da yukarıya çıkıyordu. "Şimdi avcunu yala ve yarrağımın avcunun içinde kaymasını sağla" deyince yalayıp kaydırdım yukarı aşağı. Bu gerçekten bana da zevk vermeye başlamıştı. Başından sızan kaygan bir sıvı bulaştı parmaklarıma. O işimi kolaylaştırmıştı. Biraz hızlandım gülerek. Başını kendime doğru çekmiştim. "Aletimle göğüslerine dokun hadi" diye seslendi. Güldüm. Garip gelmişti bana ama dediğni de yaptım. Biraz yukarıya kaykılıp aletinin başını göğüs uçlarıma sürttüm. Bundan zevk almıştım birden. "Bu hoşuma gitti" diye mırıldanınca "Devam et o zaman" diye ekledi. Ben de göğüslerime sürtmeye devam ettim aletini bir süre daha. "Daha çok zekv almak ister misin?" diye sordu. "Tamam" dedim. Bana doğru gel dedi. Aletini göbeğine yasladı. Şimdi avcuna tükür ve göğslerini ıslat dedi. Dediğni yaptım. Şimdi aletini göğüslerinin arasında kaydır göbeğimde" diye seslenince önce bir duraksadım. "merak etme, sana dokunmayacağım hiç, istemiyorsan da yapma" diye ekledi. Biradan bir yudum aldım. Sonra aleti tam iki göğsümün arasına gelecek şekilde üzerine abandım hafifçe. Göğüs uçlarım onun kasıklarına değiyordu. İçim titremişti resmen. Yukarı aşağı hareket ettirdikçe göğüs uçlarımdan daha fazla haz almaya başladım. İçimden birşeylerin kızlığıma aktığını ve bacağımdan süzüldüğünü hissedebiliyordum.
Kayganlaşma azalmıştı göğüslerimde. Göğüs uçlarım iyice serleşmiş ve kocaman olmuştu. Can'ın çok zevk aldığı her halinden belliydi. Ben de değişik keyifli şeyler hissetmeye başlamıştım. Parmaklarımı kızlığıma götürdüğümde yine beyaz şeffaf kaygan sıvı bulaşmıştı parmaklarıma. "Tadına bakabilir miyim?" diye sordu Can hevesle. "Nasıl yani?" diye yanıtladım. Şaşırmıştım çünkü. "Baya, yani parmaklarındaki şeyin tadını merak ettim, senin tadın o" dedi. Uzattım. Yavaşça diliyle yaladı parmağımı sonra hafifçe somurdu bir boğumunu. "Tekrar versene biraz daha" dedi gülerek. Hoşuna gitmişti. Benim de hoşuma gitmişti. Tekrar buladım kadınlığmdan bir mikta sıvı ve ona götürdüm. Yine yaladı parmağımın her tarafını."Harikasın, tadına bayıldım" diye mırıldandı. O esnada onun aletinin başındaki sıvıyı gördüm. "Ben de bakmak istiyorum" dedim. "Tamam" dedi. "Parmağımdan mı yoksa direk kaynağından mı?" diye sordu gülerek. Gülümeyerek eğildim ve dilimin ucunu aletinden sızan kaygan sıvıyı aldım. Cenk ürpermişti. Ben de öyle. "Mayhoş ve tuzlu" diye güldüm. Bir damla daha belirdi. Eğilip onu da dilimin ucuyla aldım deliğinin tam ucundan. Yine ürpermişti ve bu kez aletini hareket ettirip yüzüme vurdurmuştu ben başımı çekerken. Güldüm. "Pardon" diyebildi Can. "Hoşuma gitti" dedim. Çocuğun aletini sapından kavrayıp yüzüme vurdum birkaç kez. Sonra gidip az önce damlasını dilimin ucuyla aldığım başına küçük bir öpücük kodurdum. "Böyle mi oluyor?" diye sordum gülerek. "Evet böyle başlıyor, sonra ağzının içine alıyorsun!" diye ekledi. Yavaşça başını ağzımın içine aldım. Devamını söylemesini bekledim. Anlamıştı o da. Sonra geri çıkar yavaşça ama dilinle de dokun" diye ekledi. "Şimdi göbeğime yatır onu ve deliğin oluduğu yerden aşağıya kadar yalayarak devam et" dedi. Dediğini yaptım. Taşakları hemen çenemin altındaydı. Onlara dilimle dokununca "Evet... akıllı kız, çabuk kavruyorsun, şimdi dilinle yukarıya doğru çık, ama taşaklarımı bir avcunun içinde tut hafifçe okşa" diye devam edince dediğini yaptım. "Hoşoşuma gitti" diye güldüm geri çekilirken. Biradan bir yudum daha aldım. Geriye koltuğa çıktım ve oturdum. Amım sırıl sıklamdı resmen. "Sen de kaynağından yalamak ister misin?" diye sordum bacaklarımı iki yana ayırırken.
"Ama dokunmak yok, sadece dilinle" diye ekledim gülerek. Can yerinden doğruldu. Sonra koltuğun önüne diz çöktü. "Biraz öne gelir misin?" diye sorunca kaykıldım koltukta. Bir yandan da onun ne yapacağını izlemek istiyordum. Dilini önce baldırlarımın içinde gezdirdi. Bu beni biraz heyecanlandırmıştı. Sonra yavaşça yukarıya çıktı. Kızlığımın dudakları iyice şişmişti. Diliyle aşağı sızan sıvılarımı yavaşça yaladı. Dudaklarının üzerinde gezdirdi dilini biraz. Sonra arasına doğru hafifçe kaydırınca ürktüm. "Merak etme.." diye sakinleştirdi beni. Sonra yalamaya devam etti. Ellerim göğüslerime gitti istemsizce. Onları okşamaya başladım. Can da dil darbelerini hızlandırmış arada biraz içine sokup çıkarmaya başlamıştı. İnlediğimi fark ettim. Oğlan resmen ağzıyla beni uçurmaya başlamıştı. "Müthiş müthiş" diye inleye inleye içimden birşeylerin aktığını fark ettim. Can'ın ilk başta yaladığı şeffaf sıvı yerine kızlığımın içinden daha beyaz bir sıvının sızdığını fark ettim. Göbeğim titriyordu resmen. Göğüs uçlarımı sıkıp sıkıp bırakıyordum. Can biraz geri çekilince bacaklarımı kapatıp kızlığımın dudaklarını sıkıştırınca aldığım zevk muhteşemde. Nefes nefese kalmıştım. "Oha... bu neydi böyle" diye güldüm. "İlk orgazmın sanırım" diye güldü Can. "Boşaldım mı yani?" diye sorunca "Sanırım..." diye güldü. "Manyak birşeymiş bu" diye güldüm tekrar. "Bir de o girince ne zevk alırım acaba, bayılırım sanırım" diye güldüm. "Peki sen boşaldın mı?" diye sordum. "Henüz değil" diye yanıtladı Can. "Nasıl boşalacaksın peki sen?" diye sordum. "Elimle, senin ağzınla yada amınla" diye yanıtladı gülerek. "Ah.. göğüslerini unuttum, onları da kullanabiliriz" diye ekledi kahkaha atıp. "Sen hangisini tercih ederdin" diye sordum gülerek. "Bakire olmasan amında gidip gelmeyi ve orda boşalmayı çok isterdim" diye yanıtladı birasından bir yudum alıp koltuğa otururken. Sonra da aletini sıvazladı birkaç kez. "Peki sen beni nasıl boşaltmak isterdin?" diye sorunca ayağa kalktım. Ona gidip kucağına oturdum. Aleti iki bacağının arasından kalçalarımın altında kalmıştı. Kolumu boynuna doladım. öpüşmeye başladık. Hala bana dokunmuyordu. "Artık dokunmak serbest" diye mırıldandım. Bir eli bacaklarıma ulaştığında diğer eli ensemdeydi hızlıca. Usul usul okşamaya başlamıştı öpüşürken bedenimi. Hoşuma gidiyor, içim titriyordu. Başımı geri çektim. "Hadi onları da yalayabilirsin" diye mırıldandım göğüslerimi göstererek. Yavaşça uzandı ve sol göğsümü somurarak çekti. Ucunu ısırdı, emdi, somurdu. Sağ göğsüme ulaşan eli de yoğurup göğüs ucumu sıkmıştı. Beni kendine biraz daha çevirince diliyle bir sol bir sağ göğüs ucuma darbe atıyor, sonra ısırıyor, yoğuruyordu. Aleti alttan baldırlarıma şap şap vuruyordu. Başını iyice bastırdım göğüslerime. Yine göbeğim titremeye başlamıştı. Soluğum kesilir gibi oldu. İçim titriyordu resmen. Can göğüslerimi ıssırıp somurdukça içimin titremesi artıyordu. Kucğında zevkle kıvrandığım bir anda aletinin başı sanırım kadınlığımın bir yerine değmişti. Fena olmuş, gözlerimi kapatıp başımı boynuna düşürmüştüm.
Can ise iyice yamulmuştu göğüslerime. Aletini aşağıda kasıp resmen kızlığımın dudaklarına çarprıtırıyordu ve bu beni iyice deli ediyordu. "O yarrağı amıma yerleştir hadi" diye fısıldadığımı hatırlıyorum. "Emin misin?" diye mırıldanmıştı şaşkınlıkla. "Evet... en azından boşa gitmeyecek" diye inlediğimi hatırlıyorum.
Can beni kucağında havaya kaldırdı. Yatak odasına götürdü ve yatağa sırt üstü yatırdı. Yandaki komidinden birşey çıkardı. "O ne?" diye sordum. "Prezervatif, kaza olmasın diye" yanıtladı. Güldüm. "İkimiz de istemeyiz" diye güldüm. İçime gireceğini sanıyordum ama Can önce aletini ağzıma uzattı. İlk yaptığım gibi dilimle başını yaladım. Sonra ağzımı biraz açıp dilimin üzerinden kaydırıp ağzımın içine soktum aletini. "Hadi biraz somur onu" diye mırıldandı. Dediğini yaptım. Taşaklarını da okşamayı ihmal etmiyordum. Aletini geri çekip "uslu kız" diye güldü. Sonra bacak arama geçti. Ben yine aletini beklerken o kadınılğıma diliyle saldırdı. Ben resmen uçuyordum yine. Elleri göğüslerime uzanmış, kalçamı hafif havaya dikip kızlığımı tamamen ortaya çıkarıp yalıyordu her yerini. Arada dilini içine ufakça sokup çıkarıyor beni iyice çileden çıkarıyordu.
Paketi açıp prezervatifi aletine geçirmesini seyrettim. "İzlemek istiyorum" diye mırıldandım. "Tamam o zaman kalk" dedi. Bu arada yandaki boy aynasına hizalı şekilde yatağa uzandı. Aletini dimdik havaya dikti. Şimdi yüzün aynaya dönük olacak şekilde otur diye seslenince anlamıştım ne yapacağını. Resmen kendi kızlığımı bozuşumu bana izletecekti. Dediğini yaptım. Aleti hala göbeğinde yatık vaziyette duruyordu. Üzerine oturdum. Kızlığımın tüm kayganlığı ile kalçalarımı ileri geri itip birkaç kez kaydırdı aletinin üzerinde beni. SOnra biraz kaldırdı kalçalarımdan. "Aletimi tut ve başını kızlığına yasla. Yavaş oturursan canın az yanar. Kontrol tamamen sende. İstediğin an durabilir, vazgeçebilirsin..." diye seslendi hafifçe okşarken kalçalarımı. Aletinin başını tuttum. Kızlığımın dudaklarının arasına yerleştirdim. Aynadan seyrediyordum. 20 santimden daha uzun ve bileğimden kalın birşey amımdan içeriye girmek üzereydi resmen. Yavaşça oturmaya başladım. Başı bile zevkten titrememe neden oluyordu. Kan bekliyordum ama hala akmamıştı. Biraz daha oturdum. Artık başı görünmüyordu. Sonra oturmaya devam ettim. Bir yandan canım yanıyor, bir yandan da büyük bir haz duyuyordum. Daha fazla devam edemedim çünkü bir noktadan sonra canımın yanması artmıştı. Geri çıkarken küçük bir parça kırmızılık fark ettim aynada Can'ın aletinin üzerinde. Geri dönülmez yolun sonunu bulmuştum. Artık bakire değildim. Neden bilmiyorum o an zevke odaklandım ve canım yanmasına rağmen tekrar oturmaya başladım Can'ın aletinin üzerine. Yarısını almıştım ki titremeye başladım resmen. Can kalçalarımdan beni havada tutmuyor olsa o anda birden aletinin üzerine düşüp tamamını içeri alırdım. Titreyerek yana devirdim kendimi.
"Harikasın" diye mırıldanıp bacaklarımın arasına girdi Can. Aletinin başını kızlığımğa sürtüp ittirmeye başladı. Canım bu kez yanmıştı. "Yavaş" diyebildim. Sonra zaten tek yapabildiğim şey nefes alıp vermek ve titremek olmuştu. Can aletinin yarısına kadar sokup geri çıkardı. Daha fazla ileri gitmiyordu. gidemiyordu belki de bilmiyordum ama göbeğimin içinde bir yerlere değdiğini hissediyordum. Ne kadar sürdü gidiş gelişleri bilmiyorum ama birden böğürmeye başladı. Prezervatifin içinde dahi spermlerinin sıcaklığı beni tekrar uçuşa getirmeye yetmişti. Üzerimden kalkıp yanıma uzandı ve dinlendik öylece.
diyerek tamamladı hikayesini Ayçil. "Ne Canmış be..." diye güldüm. "E sen bu bamya sikli kocayı nerden buldun ya açılışı böyle sağlam bir yarrakla yapınca" diye ekleyince gülüştük. "Sorma, o biraz göt kurtarma oldu aslında. Sonuçta bakire değildim, görücü usulü evlenecektim ve işte malum. Götümü kurtarmak için Halil'i kurban, hayatımı da feda ettim" diye güldü. "Ee.. senin ilkin aşkın" diye bana döndü Merve.
"18 yaşıma kadar ciddi birşey olmalı. Birkaç öpüşme, elleşme bir de Ebru abla, Ama 18inc yaş günümde Ebru abla sağolsun beni erkek yaptı" diye güldüm. "Nası yani, ablanla mı?" diye baktı birden Ayçil. "Yok, Ebru abla, bizim kiracımızdı. . 30lu yaşlarda, dul bir kadın. Evli geldi, kocası bunu bıraktı gitti. Ben o zaman 14 yaşımda falandım. Ergenlik çağımın en seksi kahramanı. Bayılıyordum vücuduna. Balık etli dehşet bir kadın. Dudakları hoşuma giderdi en çok. 16-17 yaşlarımda sohbetlerimiz daha değişmişti onunla. Matematik öğretmeniydi, çalışmıyordu, özel ders veriyordu. Birtek kız öğrenci kabul ederdi yanlış anlaşılmasın diye, tek erkek öğrencisi bendim. Beni de küçüklükten bildiği için çok önemsemezdi. Rahat davranırdı evde hep. Bahar ayları, penye askılı tek parça kısa etekli elbiseler giyer, içine sütyen giymezdi. Daha eve girer girmez kalkardı aletim. Zaten büyük, zor saklardım. Fark edince gülerdi. Onun evinde tuvalete gittiğimde çamaşır sepetinden kilotlarını falan koklardım. Bir iki dantelli kiloduna mastürbasyon yapıp lavabosuna boşaldığım, çalıp evde odamda aletimin üzerine dolayıp yattığım çok olmuştu. "Oooo. sen baya sapıkmışsın oğlum" diye güldü Ayçil. "Ya ergenlik kızım... " diye güldüm. Neyse, doğum günüm. parti bitti sınav olunca herkes evine dağıldı. Akşam ben de Ebru ablayla matematik çalışacaktım saat 8 de. Yukarı çıktım. Ebru abla kapıyı açınca şoka uğradım. Kısa meçli saçlarını güzelce yapmış, yüzünde seksi bir makyaj, üzerinde siyah mini etek, beyaz önden dekolteli bir bulüz.. Topuklu ayakkabılar...
"Hadi gel bakalım doğumgünü çocuğu" diye gülerek içeri davet etti beni. "Doğum günün kutlu olsun" diye küçük bir buse kondurdu yanağıma. Salona geçtim her zamanki gibi. O mutfağa yöneldi. Elinde küçük bir pasta ve üzerinde 18 yazan bir mumla geldi. "Bu da benden sana sürpriz doğum günü partisi" diye güldü. Hadi üfle... Dilek tutmayı unutma" diye kikirderken eğildim. Ebru abla o haldeyken onu becermekten başka ne dileyebilirdim ki... Ben de onu diledim zaten. Arkasından pıt diye bir ses duydum. Ebru abla elindeki şişeden köpüklü şampanyayı iki kadehe boşaltmıştı çoktan. Mutlu yaşlar genç delikanlı diye kadeh kaldırdık. Tokuşturup birer yudum aldık. "Artık 18 olduğuna göre yasal yaştasın" diye güldü. "Şimdi söyle bakalım, beni düşünerek kaç kez 31 çektin?" diye sordu birden. Kıpkırmızı oldum. Birşey diyemedim. "Tamam, en az 5 kez benim kilotlarımı alıp koklayıp benim lavaboma boşaldığını biliyorum. Birkaç kez de eve gidip gelen dantelli iç çamaşırlarımı da eklemeyi unutma" diye güldü. "Ama" diyebildim sadece. "Ama ne?, Yapmadın mı yoksa ben nasıl biliyorum mu?" diye güldü. "Masanın altından aletini düzettip kalktıkların, göğüs uçlarıma bakışların, frikikleri yakalaman... diye devam ettikçe iyice kızarmış, utanmıştım. Ama sonunda dayanamadım "Evet, yani seni çok seksi buluyorum, kaç kere mastürbasyon yaptığımı dahi hatırlamıyorum seni düşünerek. Neredeyse her gün, belki günde iki kez. Sana ders için geldiğim günlerde ise en az 3 kez. Dudakların, kalçaların, göğüs uçların. Dolgun vücudun... Hangi erkeğin yüreğini hoplatmaz ki benim yaşımda. Hele rahat tavırların... Sütyensiz giydiğin penye elbiseler... Bacak bacak üzerine attığında görünen muhteşem baldırların ve hatta geçtiğimiz günlerde kilot dahi giymemiştin abla. Ben de erkeğim ve bunlardan çok etkilendim. Doğum günü dileğim ne biliyor musun, seninle milli olmak, hem de bu gün!" diye çıkıştım. Sonra da ne dediğimin farkına varıp daha da utandım kendimden.
Uzanıp dudaklarımdan öptü. "Biliyorum dileğini ve hadi gerçekleştirelim" diye şampanya kadehini aldı, benimkini de bana uzatıp birer yudum daha içtikten sonra elimden alıp masaya bıraktı. Şok olmşuştum. Ebru abla yine yapıştı dudaklarıma. Öpüşmeye başladık. Ellerim beline oradan da kalçalarına indi. Sımsıkıydı kalçaları. "Hadi şu canavarı serbest bırakalım artık" diye mırıldanıp eli pantolonumun önüne gitti. "En son mastürbasyon yaptığında gördüm onu. Bu yaşta devasa bir aletin var... İçimi yaktın" diye mırıldanarak beni elimden tutuğu gibi yatak odasına götürdü. Yatağa sırt üstü attı resmen ve üzerime gelip kemerimi, düğmeleri çözüp bir çırpıda pantolonumu çıkardı kilodumla beraber. "Off.. Benim gibi kadın yıllardır yarraksız ne demek biliyor musun !" diye inlediğinde aletimi çoktan avuçlayıp ağzına yerleştirmişti bile. Deli gibi somuruyordu. Zaten çok da dayanamayıp oluk oluk patlamaya başladım Ebru ablanın ağzına. Damlasını ziyan etmeden yutmuştu. Tabi 18 yaşında, ilk milli olmuşsun... Aletim inmedi bile. Ebru abla eteğini beline dolayıp direk çıktı yatağın üzerine ve kilodunu yana sıyırıp oturdu aletimin üzerine. Prezervatif dahi takmamıştı. Ben onu değil o beni beceriyordu resmen. Bir yandan oturup kalkıyor, bir yandan da bulüzünü, sütyenin çıkarıyordu. Üstü çıplak kalınca ayağa kalktı ve etğinden ve kilodundan da hızlıca kurtulup tekrar üzerime çıktı bu kez yüzü bana dönük. Dirseklerimin üzerine doğrulunca göğüslerini direk ağzıma yerleştirdi. Emdim, somurdum, ıssırdım. Ellerimi tutup kalçalarına götürdü. Onları da sıkıp sıkıp bıraktım. Ebru abla inlemeye başladı hafiften. Oturup oturup kalkıyor, başını sağa sola sallıyor, göğüslerini iyice başıma bastırıyordu. Sonunda ince bir çığlık attı ve durdu. "Manyaksın sen..." diyebildi sadece. Birkaç saniye öylece durdu. Kalktı üzerimden. Topuklu ayakkabılarını giyip kırıta kırıta salona gitti. Ben de peşinden gittim. Kalkık aletim önde gidiyordu tabi. "Susadım" diye şampanya kadehine uzanıp bir yudum aldı. "Böyle hayal etmemiştim" diye güldü kendi kendine. "Daha yavaş olacaktım" diye mırıldadı. Arkasına dolanıp vücudunu okşadım. Ateş gibi yanıyordu. Aletimi kalçalarının arasına yerleştirip göğüslerini avuçlarken boyununu da öpmeyi ihmal etmemiştim. "Ooo.. küçük beyin de numaraları varmış" diye güldü. "O yarrağınla büyüyünce çok can yakacaksın biliyor musun" diye mırıldandı. "Canın ne zaman isterse gel ve beni sik olur mu küçük sikicim" diye gülümsedi. Yavaşça yüzünü masaya doğru eğdim. Anlamıştı ne yapacağımı. Bacaklarını iki yana açtım. Aletimi içine doğru ittirmeye başlayınca "ooohhh... sok o yarrağı ebru ablanın amına, doyur amımı yarrağa" diye inledi hafifçe. Ben de girip çıkmaya başladım. "sik beni hadi, doyur açlığımı bitir yarrağa " diye inliyordu Ebru abla. Daha fazla dayanamadan ikinci patladım amına... "Ohhhhh... erkeğimmm" diye inledi doğrulup dudaklarıma yapıştı. "hadi gel temizlenelim" diye elimden tutup banyoya götürdü beni. Güzelce yıkadı beni. Kuruladı. "Hadi git giyin şimdi. Bu günlük bu kadar yeter" diye öpüp salona yolladı. diye tamamladım hikayeyi.
"Ee.. sonra yani sonrası olmadı mı?" diye güldü Merve. "Ya oldu tabi, sonra çok macera oldu" diye güldüm. "Dur bir dakika.. Sen memlekete gidince uğruyor musun hala Ebru ablana?" diye sordu hışımla Merve. "Evet" diya yanıtlayınca çıkıştı hışımla "Ne demek evet, niye uğruyorsun ki!" diye kızmaya başlayacaktı ki "Adama beni siktirdin, ebru ablasının hesabını mı soruyorsun Merve!" diye güldü Ayçil.. "Aşkım ben en son seninle çıkmaya başlamadan 1 hafta önce gitmiştim memlekete unuttun galiba!" diye ekleyince ben de. "Yaaa.. doğru söylüyorsun" diye ekleyince gülüştük üçümüz de. "Ama bunu sadece ben istersem kullanırsın, biliyorsun değil mi!" diye ekledi sonuna. "Yani... şu durumda evet..." diye yanıtladım. "Peki yani ben şimdi tek gelsem, canım çekse, sevgilinin yarrağını yiyemez miyim?" diye sordu Ayçil kikirdeyerek. "Sadece ben varken! ve Sadece sen!" diye güldü Merve.
Yorumlar
Yorum Gönder