ESKİ DEFTERLER - BÖLÜM 16 - PAZAR SÜRPRİZİ
ESKİ DEFTERLER - BÖLÜM 16 - PAZAR SÜRPRİZİ
Bu hayatta bazen kimin kimi tanıdığını asla tahmin edemiyorsunuz. Didem'in evinde Pazar günü brunch için buluşmuştuk. Büşra'yı orada görünce şaşırmıştım. "Aaa.. Cenk... Ne büyük sürpriz" diye güldü Büşra. "Gerçekten de öyle oldu" diye yanıtlayınca "Siz... Tanışıyor musunuz?" diye sordu Didem. "Yani... Çok uzun yıllar öncesinden. Eşim ve onun eski karısı ile aynı şirkette çalışıyordunuz yanlış hatırlamıyorsam" diye yanıtladı Büşra. Didem biraz duraksadı önce. "O zaman ben gelen diğer konuklara merhaba diyeyim" diyerek ayrıldı. "Eski karısı derken?" diye sordum bilmiyormuşcasına Büşra'ya."Aa.. sen bilmiyor musun, Hakan ve Tuğçe evlenmişlerdi. Gerçi Tuğçe benim çok yakın arkadaşımdı ama Hakan daha fazla ona dayanamayıp kapının önüne koydu. Bizim yollarımız kesişince de biz evlendik" diye ukala bir tavırla özetleyiverdi olayı. "Tuğçe... Hak etmiştir" diye gülümsedim. "oh.. Sonunda anlayan birisi çıktı" diye gülümsedi. "Biliyor musun, Didem bile bana küsmüştü eski bir arkadaşımın kocası ile evlendiğim için. Tabi Tuğçe'yi tanımıyorlar" diye fısıldadı. Anlaşılan yüksek egoyu beslemenin tam zamanıydı. "Hakan galiba en doğru kararı seninle evlenerek almış" diye fısıldadım. "Ooh.. Cenk, çok kibarsın" diye gülümsedi. "Didem ile nerden tanışıyorsunuz?" diye sordu. "Onun firmasına bir iş yapıyoruz, o vesile ile tanıştık" diye yanıtladım. Sohbete iş ile ilgili devam ettik bir müddet daha. O sırada "Kaynaşmanıza sevindim. Benim için iki değerli insanın anlaşması beni mutlu etti" diyerek yanaştı Didem yanımıza. Eskiden tanıdığım bir arkadaşımı görünce müsade isteyerek yanlarından ayrıldım.
Gün boyunca sohbetler, yeni insanlarla tanışma, piyasa değerlendirmeleri, siyaset, futbol konuştuk durduk. Saat 4 gibi misafirler yavaş yavaş dağılmaya başladı. Ben de daha fazla kalmayayım diye düşünürken "Bu günü bir fırsata çevirmeyi çok isterim eğer senin için de uygunsa!" diye fısıldadı kulağıma yavaşça Didem. Anlamıştım. "Akşam için bir programım yok" diye yanıtladım. Kocaman gülümseyerek ayrıldı yanımdan misafirleri uğurlamaya koyuldu. "Güzel bir gün oldu değil mi?" diye yanaştı Büşra. "Evet... keyifli bir gündü. Yemekler harikaydı" diye yanıtladım. "Daha buradasın sanırım!" diye sorunca "Aslında gitmeyi planlıyordum ama Didem proje ile ilgil birkaç konuyu görüşmek istediğini söyleyince kalmam gerekti" diye yanıtladım. "Ne kadar aktifsiniz, galiba bu gün gelen hemen herkesi tanıyorsunuz" diye sordu Büşra. "Evet. Network çok önemli iş dünyasında." diye yanıtladım. O sırada yakınımızdan geçen bir garsondan viski istedim. Hızlıca getirdi. Büşra da şarap istemişti. "Bu günlük bu kadar iş yeter. Biraz rahatlayalım" diye kadeh kaldırdım. "Süper. gerçekten de yeni dikkatimi çekti, hiç alkol almadınız bu ana kadar değil mi!" diye sordu. "Evet. Keyifle içmeyi seviyorum" diye yanıtladım. Öylece hayattan havadan sudan boş boş sohbet etmeye devam ettik. "Tuğçe ile en son ne zaman görüştünüz!" diye sordu birden Büşra. İçimden "daha birkaç gün önce onu öyle bir becerdim ki, seninle ne haltlar yediğinin yarısını da öğrendim. Ve ikinizi birlikte becermek için planlar yapıyoruz" diye geçirirken "Herhalde 20 yıl olmuştur." diye yanıtladım. "Arada bahsin geçiyordu hatırlıyorum. Şirketteki herkesi parmağında oynattığından, bir tek senin onu reddettiğinden falan bahsederdi. Uyuz olurdu sana" diye güldü. "Hatırlıyorum hayal meyal ama geçmiş zaman." diye geçiştirdim. Konuyu değiştirip başka şeyler hakkında konuşmaya devam ettik.
"ohhh.. sonunda herkes gitti" diye geldi Didem yanımıza. "Didem Hanım, biz herşeyi toparlayıp arabaya diye seslendi servisi yapan ekiple ilgilenen adamdı sanırım. "Tamam, çok teşekkür ederim" diye ayaklandı Didem. "Şunları da göndereyim, biz bizeyiz sonra" diye gülerek ayrıldı. "Sen de buradasın sanırım" diye sordum Büşra'ya. "Evet, bu gece burada kalacağım. Hazır Hakan yokken, Didem ile keyifli bir gece geçiririz diye düşündük" dedi gülerek. Anlaşılan gece tahmin ettiğim kadar uzun olmayacak ve belkide sadece içip sohbet etmekle yetinecektik. "Tabi öncelik sizin işiniz. Onu halledersiniz" diye güldü. "Ben bir lavaboya gideyim müsadenle" diye ayaklandım ve lavaboya gittim. İhtiyacımı görüp elimi yüzümü yıkayıp çıktım.
Salona döndüğümde iki kadın yan yana oturmuş kikirdeşerek sohbet ediyorlardı. Beni görünce toparlandılar hızlıca. "Didem, istersen işi halledelim, sonra ben müsade isteyeyim" diye seslenince Didem önce bir şaşırdı. "Tamam, o zaman çalışma ofisine geçelim, Büşra bize bir yarım saat müsade eder misin?" diye sordu. "Aşkolsun, önce iş, Cenk zaten söylemişti iş ile ilgili görüşeceğinizi" diye yanıtlayınca Didem ayağa kalktı ve üst kata doğru yöneldi. Ben de onu takip ettim. Üst katta beni direk yatak odasına çekti. Dudaklarıma yapıştı hemen. Ateşli bir öpüşme faslına girdik. "Yarım saatimiz mi var yani!" diye mırıldandım. "öyle görünüyor" diye yanıtladı Didem elini fermuarımı açıp pantolonumdan içeri sokarken. "Tadımlık olacak biraz" diye gülümseyip önüme doğru dizlerinin üzerine çömeldi. Pantolonumun kemerini çözüp direk ayağımın dibine düşürdü boxerim ile birlikte. Yarı kalkık aletimi ağzına almaya başladı. "Bunu özledim..." diye mırıldandı somurakk ağzından çıkarırken. "Son bir araya geldiğimizde yangın çıkmıştı, ateşimizle bir yerleri yakmayalım yine" diye güldüm. "Hatırlatma ve keyfimi kaçırma" diye mırıldandı beni gerisin geri yatağın üzerine iterken. Boylu boyunca sırt üstü uzandım yatağa. "Tabi yarım saatte belini getirmeyi başarabilir miyim o da ayrı" diye kikirdedi sıvazlayıp tekrar ağzına yerleştirirken aletimi. Bir eliyle de kendi pantolonunun kemerini çözüp ayakklarından kurtarmaya çalışıyordu. Yatağın üzerinde kalçasını bana dönerken bunu da başarmıştı. Hızlıca bacağını başımın üzerinden atıp siyah kilodunun arkasındaki kadınlığını ağzıma hizalamıştı. Kokladım. Menekşe kokusu vardı kadınlığında. Hoşuma gitmişti. Kilodunun üzerinden burnumla yukarı aşağı doğru birkaç hamle yaptım. Sonra kenara kaydırdım. "Ooo... Çoktan ıslanmışsın" diye mırıldandım. Hiç cevap vermeden somurmaya devam etti aletimi. Ben de onun kadınlığına daldım dilimle. Kadınlığının dudaklarını iki yana ayırıp dilimi içine sokup çıkardım birkaç kez. Kilitorisine sert darbeler attım. Ellerim kalçalarını okşarken bir yandan da iyice iki yana ayırıp kadınlığını tamamen ortaya çıkarmaya uğraşıyordum. Sonra da dilimle girebildiğim kadar derine girip dilimi sokup çıkarıyordum kadınlığına. Aletimi eliyle kavrayıp üzerimde doğruldu. Kadınlığını iyice ağzıma yapıştırdı. Biraz belini kırıp kendi kendini yalattırdıktan sonra bana aniden kalktı ve yüzü bana dönük aletimin üzerine oturmaya başladı.
"oohhhh... işte bu harika" diye inledi üzerime iyice eğilip dudaklarıma yapışırken. Yavaş hareketlerle çalışmaya başladı ikimizin de beli. Gömleğinin düğmelerini açıp sütyenini aşağıya doğru kaydırdım ve göğüslerine yumuldum. Elleriyle sıktım ve sol göğüs ucunu dişlerimin arasında hafifçe ezdiğimde inlemeleri duyulur seviyeye ulaşmıştı Didem'in. "Hadi... ısır onları, amımı dağıt yarağınla diye mırıldanmaya başladı Didem. Üzemirden yana devirdim. Bacaklarını iki yana açtı benim için ve aletimi kadınlığına yerleştirdim hızlıca. Girip çıkmaya başladım üzerine eğilip bir yandan da göğüslerini yalayıp ısırırken. Didem bacaklarını iyice kırdı yukarıya doğru ve belime dolayıp topularıyla belimi dövmeye başladı daha hızlı girip çıkmamı istercesine. Biraz öyle devam ettim onu becermeye, sonra yan döndüm. Sağ bacağını havaya kaldırıp arkadan kadınlığına girmeye başladım. Didem'in inlemeleri hızlanmaya ve yükselmeye başlayınca Büşra duymassın diye elimle ağzını kapatmaya çalıştıysam da Didem aldırış etmeden devam etti. "Hadi... hadi patla ne olur, kaçıncı kez geliyorum bilmiyorum, amımın içini döllerinle doldur" diye inlemeye devam ediyordu. "Ben ne zaman istersem. Bırakk yarım saatin her dakikasını amına girip çıkarak geçireyim" diye inliyordum. "Ohh. Hadi Cenk... hadi pompala durma, ne zaman istersen o zaman patla amıma" diye bağırıyordu. "Kalçalarımı sık, göğüslerimi sık" diye inliyordu. "Amımın yangınını söndür hadi..." diye seslenirken kendimi kasmayı bıraktım ve oluk oluk kadınlığına patlamaya başladım. Quickie dedikleri bu olsa gerekti. Ve patladığım anda Didem de çılgınca inlemeye başlamıştı. Spermlerimin tamamını içine boşaltmıştım, hala içindeydim ve Didem inlemeye devam ediyordu. Çıkarmakk için hamle yaptığımda bir kez daha sarsıldı ve "dur... ne olur tadını çıkarayım" diye inledi boğuk bir sesle.
Birkaç dakika öylece yattık. Didem'in içinden çıkıp yatak odasındaki banyodan bir havlu ile aletimi ve üstümü başımı temizledim hızlıca. Sonra da temizlenmesi için Didem'e uzattım havluyu. "Manyaksın sen. 15 dakikan bile kaç kere uçurdu beni" diye kikirdeyerek kadınlığındaki spermlerimi temizledi havluyla. Sonra üstünü giyinip kendine çeki düzen verdi. Son bir kez öpüşüp aşağıya indik. Salona girince Büşra gülümsüyordu. "Hallettiniz işinizi galiba" diye güldü. "Evet, hallettik" diye yanıtladı Didem gülerek. "Ne kadar gürltülü çalıştınız öyle" diye kikirdedi Büşra. İkimiz de ses çıkaramamıştık. "Ben müsadenizi istesem" dedim ki "Bir kahve iç öyle git" diye üsteledi Didem. "Tamam, orta lütfen" diyebildim. Didem kahve yapmak için mutfağa giderken "Cenk merak etme, biz Didem ile gerçekten çok sıkı arkadaşız." diye güldü. Sessiz kalmayı tercih ettim neden bilmiyorum. "Sigara?" diye paketi uzattım. "Normalde içmiyorum ama bir tane sana eşlik ederim" diye uzanıp paketten bir sigara aldı. Sigarasını yaktım. Küçük bir nefes çekip dudaklarının arasından dumanı "bıraktı gözlerimin içine bakarak. "Onu paylaşmakta bazen zorlanıyorum, ama bu gün sana imrendim" diye kendi kendine mırıldandı Büşra. Duyduklarıma şaşırmıştım. "Anlayamadım!" diye tepki verdim. "Sesli mi düşünmüşüm" diye mahçupca başını öne eğdi. O sırada Didem kahvelerle geldi. Bozuntuya vermedim hiç. "Kötü birşey mi oldu??" diye sordu Didem telaşla. "Yoo... Sanırım günün yorgunluğu" diye yanıtladı Büşra. Kahveler bitene kadar biraz daha Didem ve Büşra ile sohbet ettim. Saat 7 civarı ayrıldım yanlarından.
Bu hayatta bazen kimin kimi tanıdığını asla tahmin edemiyorsunuz. Didem'in evinde Pazar günü brunch için buluşmuştuk. Büşra'yı orada görünce şaşırmıştım. "Aaa.. Cenk... Ne büyük sürpriz" diye güldü Büşra. "Gerçekten de öyle oldu" diye yanıtlayınca "Siz... Tanışıyor musunuz?" diye sordu Didem. "Yani... Çok uzun yıllar öncesinden. Eşim ve onun eski karısı ile aynı şirkette çalışıyordunuz yanlış hatırlamıyorsam" diye yanıtladı Büşra. Didem biraz duraksadı önce. "O zaman ben gelen diğer konuklara merhaba diyeyim" diyerek ayrıldı. "Eski karısı derken?" diye sordum bilmiyormuşcasına Büşra'ya."Aa.. sen bilmiyor musun, Hakan ve Tuğçe evlenmişlerdi. Gerçi Tuğçe benim çok yakın arkadaşımdı ama Hakan daha fazla ona dayanamayıp kapının önüne koydu. Bizim yollarımız kesişince de biz evlendik" diye ukala bir tavırla özetleyiverdi olayı. "Tuğçe... Hak etmiştir" diye gülümsedim. "oh.. Sonunda anlayan birisi çıktı" diye gülümsedi. "Biliyor musun, Didem bile bana küsmüştü eski bir arkadaşımın kocası ile evlendiğim için. Tabi Tuğçe'yi tanımıyorlar" diye fısıldadı. Anlaşılan yüksek egoyu beslemenin tam zamanıydı. "Hakan galiba en doğru kararı seninle evlenerek almış" diye fısıldadım. "Ooh.. Cenk, çok kibarsın" diye gülümsedi. "Didem ile nerden tanışıyorsunuz?" diye sordu. "Onun firmasına bir iş yapıyoruz, o vesile ile tanıştık" diye yanıtladım. Sohbete iş ile ilgili devam ettik bir müddet daha. O sırada "Kaynaşmanıza sevindim. Benim için iki değerli insanın anlaşması beni mutlu etti" diyerek yanaştı Didem yanımıza. Eskiden tanıdığım bir arkadaşımı görünce müsade isteyerek yanlarından ayrıldım.
Gün boyunca sohbetler, yeni insanlarla tanışma, piyasa değerlendirmeleri, siyaset, futbol konuştuk durduk. Saat 4 gibi misafirler yavaş yavaş dağılmaya başladı. Ben de daha fazla kalmayayım diye düşünürken "Bu günü bir fırsata çevirmeyi çok isterim eğer senin için de uygunsa!" diye fısıldadı kulağıma yavaşça Didem. Anlamıştım. "Akşam için bir programım yok" diye yanıtladım. Kocaman gülümseyerek ayrıldı yanımdan misafirleri uğurlamaya koyuldu. "Güzel bir gün oldu değil mi?" diye yanaştı Büşra. "Evet... keyifli bir gündü. Yemekler harikaydı" diye yanıtladım. "Daha buradasın sanırım!" diye sorunca "Aslında gitmeyi planlıyordum ama Didem proje ile ilgil birkaç konuyu görüşmek istediğini söyleyince kalmam gerekti" diye yanıtladım. "Ne kadar aktifsiniz, galiba bu gün gelen hemen herkesi tanıyorsunuz" diye sordu Büşra. "Evet. Network çok önemli iş dünyasında." diye yanıtladım. O sırada yakınımızdan geçen bir garsondan viski istedim. Hızlıca getirdi. Büşra da şarap istemişti. "Bu günlük bu kadar iş yeter. Biraz rahatlayalım" diye kadeh kaldırdım. "Süper. gerçekten de yeni dikkatimi çekti, hiç alkol almadınız bu ana kadar değil mi!" diye sordu. "Evet. Keyifle içmeyi seviyorum" diye yanıtladım. Öylece hayattan havadan sudan boş boş sohbet etmeye devam ettik. "Tuğçe ile en son ne zaman görüştünüz!" diye sordu birden Büşra. İçimden "daha birkaç gün önce onu öyle bir becerdim ki, seninle ne haltlar yediğinin yarısını da öğrendim. Ve ikinizi birlikte becermek için planlar yapıyoruz" diye geçirirken "Herhalde 20 yıl olmuştur." diye yanıtladım. "Arada bahsin geçiyordu hatırlıyorum. Şirketteki herkesi parmağında oynattığından, bir tek senin onu reddettiğinden falan bahsederdi. Uyuz olurdu sana" diye güldü. "Hatırlıyorum hayal meyal ama geçmiş zaman." diye geçiştirdim. Konuyu değiştirip başka şeyler hakkında konuşmaya devam ettik.
"ohhh.. sonunda herkes gitti" diye geldi Didem yanımıza. "Didem Hanım, biz herşeyi toparlayıp arabaya diye seslendi servisi yapan ekiple ilgilenen adamdı sanırım. "Tamam, çok teşekkür ederim" diye ayaklandı Didem. "Şunları da göndereyim, biz bizeyiz sonra" diye gülerek ayrıldı. "Sen de buradasın sanırım" diye sordum Büşra'ya. "Evet, bu gece burada kalacağım. Hazır Hakan yokken, Didem ile keyifli bir gece geçiririz diye düşündük" dedi gülerek. Anlaşılan gece tahmin ettiğim kadar uzun olmayacak ve belkide sadece içip sohbet etmekle yetinecektik. "Tabi öncelik sizin işiniz. Onu halledersiniz" diye güldü. "Ben bir lavaboya gideyim müsadenle" diye ayaklandım ve lavaboya gittim. İhtiyacımı görüp elimi yüzümü yıkayıp çıktım.
Salona döndüğümde iki kadın yan yana oturmuş kikirdeşerek sohbet ediyorlardı. Beni görünce toparlandılar hızlıca. "Didem, istersen işi halledelim, sonra ben müsade isteyeyim" diye seslenince Didem önce bir şaşırdı. "Tamam, o zaman çalışma ofisine geçelim, Büşra bize bir yarım saat müsade eder misin?" diye sordu. "Aşkolsun, önce iş, Cenk zaten söylemişti iş ile ilgili görüşeceğinizi" diye yanıtlayınca Didem ayağa kalktı ve üst kata doğru yöneldi. Ben de onu takip ettim. Üst katta beni direk yatak odasına çekti. Dudaklarıma yapıştı hemen. Ateşli bir öpüşme faslına girdik. "Yarım saatimiz mi var yani!" diye mırıldandım. "öyle görünüyor" diye yanıtladı Didem elini fermuarımı açıp pantolonumdan içeri sokarken. "Tadımlık olacak biraz" diye gülümseyip önüme doğru dizlerinin üzerine çömeldi. Pantolonumun kemerini çözüp direk ayağımın dibine düşürdü boxerim ile birlikte. Yarı kalkık aletimi ağzına almaya başladı. "Bunu özledim..." diye mırıldandı somurakk ağzından çıkarırken. "Son bir araya geldiğimizde yangın çıkmıştı, ateşimizle bir yerleri yakmayalım yine" diye güldüm. "Hatırlatma ve keyfimi kaçırma" diye mırıldandı beni gerisin geri yatağın üzerine iterken. Boylu boyunca sırt üstü uzandım yatağa. "Tabi yarım saatte belini getirmeyi başarabilir miyim o da ayrı" diye kikirdedi sıvazlayıp tekrar ağzına yerleştirirken aletimi. Bir eliyle de kendi pantolonunun kemerini çözüp ayakklarından kurtarmaya çalışıyordu. Yatağın üzerinde kalçasını bana dönerken bunu da başarmıştı. Hızlıca bacağını başımın üzerinden atıp siyah kilodunun arkasındaki kadınlığını ağzıma hizalamıştı. Kokladım. Menekşe kokusu vardı kadınlığında. Hoşuma gitmişti. Kilodunun üzerinden burnumla yukarı aşağı doğru birkaç hamle yaptım. Sonra kenara kaydırdım. "Ooo... Çoktan ıslanmışsın" diye mırıldandım. Hiç cevap vermeden somurmaya devam etti aletimi. Ben de onun kadınlığına daldım dilimle. Kadınlığının dudaklarını iki yana ayırıp dilimi içine sokup çıkardım birkaç kez. Kilitorisine sert darbeler attım. Ellerim kalçalarını okşarken bir yandan da iyice iki yana ayırıp kadınlığını tamamen ortaya çıkarmaya uğraşıyordum. Sonra da dilimle girebildiğim kadar derine girip dilimi sokup çıkarıyordum kadınlığına. Aletimi eliyle kavrayıp üzerimde doğruldu. Kadınlığını iyice ağzıma yapıştırdı. Biraz belini kırıp kendi kendini yalattırdıktan sonra bana aniden kalktı ve yüzü bana dönük aletimin üzerine oturmaya başladı.
"oohhhh... işte bu harika" diye inledi üzerime iyice eğilip dudaklarıma yapışırken. Yavaş hareketlerle çalışmaya başladı ikimizin de beli. Gömleğinin düğmelerini açıp sütyenini aşağıya doğru kaydırdım ve göğüslerine yumuldum. Elleriyle sıktım ve sol göğüs ucunu dişlerimin arasında hafifçe ezdiğimde inlemeleri duyulur seviyeye ulaşmıştı Didem'in. "Hadi... ısır onları, amımı dağıt yarağınla diye mırıldanmaya başladı Didem. Üzemirden yana devirdim. Bacaklarını iki yana açtı benim için ve aletimi kadınlığına yerleştirdim hızlıca. Girip çıkmaya başladım üzerine eğilip bir yandan da göğüslerini yalayıp ısırırken. Didem bacaklarını iyice kırdı yukarıya doğru ve belime dolayıp topularıyla belimi dövmeye başladı daha hızlı girip çıkmamı istercesine. Biraz öyle devam ettim onu becermeye, sonra yan döndüm. Sağ bacağını havaya kaldırıp arkadan kadınlığına girmeye başladım. Didem'in inlemeleri hızlanmaya ve yükselmeye başlayınca Büşra duymassın diye elimle ağzını kapatmaya çalıştıysam da Didem aldırış etmeden devam etti. "Hadi... hadi patla ne olur, kaçıncı kez geliyorum bilmiyorum, amımın içini döllerinle doldur" diye inlemeye devam ediyordu. "Ben ne zaman istersem. Bırakk yarım saatin her dakikasını amına girip çıkarak geçireyim" diye inliyordum. "Ohh. Hadi Cenk... hadi pompala durma, ne zaman istersen o zaman patla amıma" diye bağırıyordu. "Kalçalarımı sık, göğüslerimi sık" diye inliyordu. "Amımın yangınını söndür hadi..." diye seslenirken kendimi kasmayı bıraktım ve oluk oluk kadınlığına patlamaya başladım. Quickie dedikleri bu olsa gerekti. Ve patladığım anda Didem de çılgınca inlemeye başlamıştı. Spermlerimin tamamını içine boşaltmıştım, hala içindeydim ve Didem inlemeye devam ediyordu. Çıkarmakk için hamle yaptığımda bir kez daha sarsıldı ve "dur... ne olur tadını çıkarayım" diye inledi boğuk bir sesle.
Birkaç dakika öylece yattık. Didem'in içinden çıkıp yatak odasındaki banyodan bir havlu ile aletimi ve üstümü başımı temizledim hızlıca. Sonra da temizlenmesi için Didem'e uzattım havluyu. "Manyaksın sen. 15 dakikan bile kaç kere uçurdu beni" diye kikirdeyerek kadınlığındaki spermlerimi temizledi havluyla. Sonra üstünü giyinip kendine çeki düzen verdi. Son bir kez öpüşüp aşağıya indik. Salona girince Büşra gülümsüyordu. "Hallettiniz işinizi galiba" diye güldü. "Evet, hallettik" diye yanıtladı Didem gülerek. "Ne kadar gürltülü çalıştınız öyle" diye kikirdedi Büşra. İkimiz de ses çıkaramamıştık. "Ben müsadenizi istesem" dedim ki "Bir kahve iç öyle git" diye üsteledi Didem. "Tamam, orta lütfen" diyebildim. Didem kahve yapmak için mutfağa giderken "Cenk merak etme, biz Didem ile gerçekten çok sıkı arkadaşız." diye güldü. Sessiz kalmayı tercih ettim neden bilmiyorum. "Sigara?" diye paketi uzattım. "Normalde içmiyorum ama bir tane sana eşlik ederim" diye uzanıp paketten bir sigara aldı. Sigarasını yaktım. Küçük bir nefes çekip dudaklarının arasından dumanı "bıraktı gözlerimin içine bakarak. "Onu paylaşmakta bazen zorlanıyorum, ama bu gün sana imrendim" diye kendi kendine mırıldandı Büşra. Duyduklarıma şaşırmıştım. "Anlayamadım!" diye tepki verdim. "Sesli mi düşünmüşüm" diye mahçupca başını öne eğdi. O sırada Didem kahvelerle geldi. Bozuntuya vermedim hiç. "Kötü birşey mi oldu??" diye sordu Didem telaşla. "Yoo... Sanırım günün yorgunluğu" diye yanıtladı Büşra. Kahveler bitene kadar biraz daha Didem ve Büşra ile sohbet ettim. Saat 7 civarı ayrıldım yanlarından.
Yorumlar
Yorum Gönder