GÜNLÜK - 15/04/2020 - Elçin İle Corona Hapsi 2
GÜNLÜK - 15/04/2020 - Elçin İle Corona Hapsi 2
Tüm spermlerimi somurup içine çekmişti resmen. Başını aletimden kaldırıp yüzüme gülümsedi ve dudaklarının kenarındaki spermlerimi de yaladı. "Tadın güzelmiş" diye gülümseyerek rakı kadehine uzandı ve şerefe kadeh kaldırıp birer yudum aldık.
Aletimi tekrar pantolonumun içine yerleştirdim. "Ben hikayeme devam edeyim" diye kikirdedi. "İkimiz de temizlendik. Barış üzerinde sadece boxer ve tshirt ile bilgisayarın başına oturup tezimi yazmaya başladı. Ben de bir tshirt ve mini şort ile yiyecek birşeyler hazırlamaya koyuldum. Aklımda değişik değişik şeyler geliyordu. Çocuğun aleti gerçekten sağlamdı. Hem tezimi bedavaya yazdıracaktım, hem de sağlam zevk dalgalarında yüzebilecektim. Sonuçta zaten okuldan mezun olup bu şehirden gidecektim ve Barış'ı da bir daha görmeyecektim. Son senemdi. Biraz çılgınlık yapmanın bir zararı olmazdı.
O arada Ayşegül aradı tez işini ne yapdığımı sormak için. Aynı sınıftaydık Ayşegül ile. Kankam diyebilirim. Ona anlattım kısmen, yani seks olmayan kısmını. Ama ödemeyi nasıl yapacaksın diye sorunca kikirdeye kikirdeye nasıl ödeyeceğimi anlattım. Delisin sen diye güle güle dinlemeye başladı. "Hatta peşinatı da verdim" diyince "Ooo... orospu oldun yani" diye güldü. "Kızım, çocuğun aleti devasa. görmelisin" diye anlatınca Ayşegül "Dur kız, azdırma beni, zaten Harun yok 1 haftadır, yerimde zor duruyorum" diye kikirdedi Ayşegül. "Resmini çek, videosunu çek gönder kız, merak ettim" diye gülüyorduk. Yarım saat falan konuşmuşuz telefonda.
Salona döndüğümde Barış hala tezi yazmakla meşguldü. Bayağı hızlı gitmişti. "Elçin, ben yazdım ama benim yazdıklarımı okuyup kontrol etmen lazım, ben biraz uyuyayım, sen yazdıklarımı oku, bitirince beni uyandırırsın" diye seslenince tamam dedim. Barış kanepeye uzandı, ben de bilgisayara onun yazdıklarını okumaya.
Bir ara aklıma Ayeşgül'ün resim istediği geldi. Barış'a baktım. Uyuyordu. Bokserinden inik hali bile belli oluyordu. Uyanık mısın?" diye mesaj attım Ayşegül'e. Sabahın 3'üydü nerdeyse. "Evet" diye yanıtlayınca resmini çekip yolladım Barış'ın. "Off.. Büyük duruyor" diye yanıtladı. "Bokserın dışında nasıl acaba?" diye yazdı. "Devasa" diye yanıtladım. "Uyurken kaldırsana" diye yazdı. "Nasıl?" diye sordum. "Usul usul parmaklarını gezdir üstünde" diye yazdı. Dediğini yaptım. Oyun hoşuma gitmişti. Boxerin üzerine belli belirsiz parmaklarımı gezdirmeye başladım. Gerçekten de barışın aleti kalkmaya başlamıştı. Boxerin lastiğini zorluyordu. "Görüntülü arasana, izleyeyim" yazdı. "Tamam" dedim. Görüntülü aradım. O karanlıkta oludğuğu için onu görememiştim ama o rahatlıkla görüyordu. Barış'ın aletini. Boxerinin lastiğini zorluyordu. "Telefonu ayarla da rahat göreyim" diye yazdı. Dediğini yaptım. Ama Barış'ın aleti kalktıkca da ben azmaya başlamıştım. Boxerin lastiğini yukarı kaldırınca aletin geri kalanı dışarı fırlayıverdi. Barış gözlerini açmıştı. "Canın yarak mı çekti!" diye mırıldandı uykulu uykulu. "Evet" diyebildim. "Keyfini çıkar o zaman" dedi. Bokserini aşağıya sıyırıp çıkarttı ve başını geriye yaslayıp gözlerini kapattı.
Aleti kaskatı olmuştu. Dilimle başında gezindikçe kasılıp yüzüme vurduruyordu. Taşaklarını yalarken kontrol etmekte zorlanıyordum resmen. Daha da fenası, en yakın kız arkadaşım kameranın diğer tarafında benim nasıl bir orospu olduğumu izliyordu. Sesi çıkmıyordu. arada yazıyordu. "Büyükmüş... yalasana boylu boyunca" diye talimat veriyordu. Ben resmen Ayşegü'ün ağzı olmuştum. O ne derse onu yapıyordum. "Başını somur şimdi" diyordu, başını somuruyordum. "Taşaklarını yala" diyordu taşaklarını yalıyordum. "Dilinle komple yala" diyordu yalıyordum. "Hadi artık üstüne otur" diye yazdı. "Ne o kız, sikildiğimi izlemek hoşuna mı gidecek?" yazdım. "Evet" diye yanıtladı. "Sen kedini parmaklıyorsun değil mi?" diye yazdım. Gülücük attı. "Parmaklamaktan da öteye geçtim" yazdı. "Göğüslerini göster bana" yazdı. "Delisin sen!" diye yanıtladım. "Hadi... ağzına nasıl aldığını gördüm, neyden çekiniyorsun ki artık!" diye yazdı. "Tamam" dedim. Üzerimdeki tshirtü çıkarıp göğüslerimi Ayşegül'e salladım. "Off.. Harika göğüslerin var Elçin" yazdı. "Sanki daha önce hiç görmedin!" diye yanıtladım. Gülücük attı. "O yarrağı göğüslerinin arasına alsana" yazdı. Dediğini yaptım. Göğüslerimin arasına yerleştirip göğüslerimle biraz mastürbasyon yaptım Barış'ın iri aletine.
Başı arasından çıktıkca da dillemeyi unutmuyordum. "Off... deli kız" diye yazdı. "Sen de Harun'a böyle yapıyor musun?" diye yazdım. Gülücük attı.
İyice azmıştım. Ayağa kalkıp altımdakileri çıkardım. "Ayşegül... şimdi üzerine oturacağım" yazdım. "Delisin... her saniyesini izliyorum" diye yanıtladı. Bir ayağımı koltuğun üzerine koydum. Barış'ın aletini kavrayıp başını kadınlığıma dayadım. Sonra yavaşça üzerine oturmaya başladım. Yararak ilerliyordu içimde resmen. Her yanımı doldurmuştu bu çocuk. "Off... manyak amın var kız" diye yazdı Ayşegül. Bir yandan amımda devasa yarak, diğer yandan Ayşegül'ün azdırıcı mesajları... "Orda olsam göğüslerini yalardım", ağzına kendimi sunardım...." neler neler... "Hadi arkanı dön ve öyle otur" yazdığında hiç ikiletmeden dediğini yaptım. Barış da bu arada uyanıp dudaklarıma asılınca ipler benim iyice kopmuştu. Oturup kalkıyor, Barış'ın dudaklarına saldırıyor, onu göğüslerime yönlendiriyordum.
Barış iyice kendine gelince doğruldu. Beni kucağından kaldırıp koltukta domalttı. "ooo.. telefondan kime yayındayız" diye güldü. Kötü yakalanmıştım. Ama aldırış da etmemişti. Bir bacağımı koltuğa kaldırıp "Böyle daha net görünür" diye mırıldandı ve aşağıdan aletini kadınlığıma yerleştirmeye başladı. Tamamı girdiğinde de çatır çatır sikmeye. Vurdukça taşakları kilitorisime çarpıyor, kasıklarının çıkardığı şak şak sesi odada inliyordu resmen. Ayeşgül'ün ne halde olduğunu tahmin bile edemiyordum. Ama Barış beni uçurmaya devam ediyordu koca yarağıyla. "ohh... Ayşegüll... nasıl sikiyor" diye inlediğimde "ooo... kız arkadaşın mı izliyor" diye gerildi Barış... "İzle Ayşegül izle, arkadaşının amını nasıl siktiğimi izle" diye sesleniyordu gülerek. "Yarın gelirsen ikinizi üstüste sikerim, Elçin'in ödemesinden düşerim" diye gülüyordu. Barış artık iyice hızlanmıştı. Ben çığlık çığlığa inliyordum. "İçime patla içime patla" diye inlediğimi hatırlıyorum ki ardından Barış'ın sıcak spermlerini amımda hissetmem gecikmedi. Oluk oluk boşalıyordu.
İçimden çıkmadan beni kucağında koltuğa devirdi ve öylece oturduk biraz. Aleti küçülmeye başlayınca da bir yılan gibi çıkmıştı amımdan. Telefona baktığımda görüntülü görüşme sona ermişti. "Sen manyaksın" diye mırıldandım. "Seyreden Ayşegül kimdi?" diye sordu. Güldüm. "Tahsilattan düşerim" diye ekledi gülerek. Sonra da beni kenara devirip üzerinden banyoya gitti. Dayanamayıp Ayşegül'ü aradım ama açmadı. Anlaşılan o da yaramzlık yapmış ve soluğu banyoda almıştı.
Barış banyodan çıkınca tekrar bilgisayarın başına geçti ve yazmaya devam etti tezimi. Ben de banyodan sonra biraz uyumak için yatak odasına geçtim. " diye devam etti Elçin hikayesine.
"Şanslı çocukmuş" diye güldüm. "Bir taşla iki kuş vurmuş baksana" diye kahkahayı bastım. "Valla onun şansı mı yoksa başkalarının mı bilemiyorum" diye güldü Elçin. Rakılarımızdan birer yudum aldık. "Sabaha kadar hikayelerimi mi dinleyeceksin!" diye dudaklarıma uzandı Elçin. "Bu kez ağzımda değil, amımda istiyorum seni" diye mırıldanıp dudaklarıma yapıştı. Öpüşmeye başladık. Masanın önü dar gelince resmen birbirimizin üstünde kendimizi halının üstüne attık ve deli gibi saldırdık bedenlerimize. İkimiz de birbirimizin üzerindekileri hunharca çıkarmaya uğraşıyorduk. Bu kez sıra bendeydi. Açığa çıkan her santimetre kare tenini yalıyor, dilliyordum. Sütyenini çözünce göğüslerine saldırdım. Emip somurmaya başladım. Elim de bacak arasına kaymıştı çoktan. Sırıl sıklamdı. Eteğini çıkarmayla uğraşmadım. Kilodunu kenara sıyırdım ve direk aletimi dayadım kadınlığına "Oohhhh" diye inlemeye başladı daha aletim değer değmez. "Çok iyi.... Büyük yarrağı seviyorum" diye inledi. Bacaklarının arasında girip çıkarken dişlerim göğüs uçlarını eziyordu. Vurdukça da bütün bedeni titriyordu Elçin'in. "Hadi Cenk... hızlı, daha hızlı" diye inledikçe ben de pompalıyordum.
Beni üzerinden itti. Ayağa kalktı hızlıca, eteğini ve kilodunu çıkarıp fırlattı attı. Ata biner gibi aletimin üzerine oturup hızlıca aldı içine. "Oohhhhh... bu iyi geldi..." diye mırıldanıp yaylanmaya başladı üstümde. Durmak bilmiyordu. Hızını yakalamıştı. Tek yapabildiğim kalçalarını sıkıp bırakmaktı. Niye bilmiyorum ama hızlıca zirveye doğru yaklaşmıştım yine. Yana dönünce üzerinden devrildi yana doğru. "Yavaş... keyfini çıkaralım" diye dudaklarına uzandım. "Dayanamıyorum" dedi. "İçimde kaldığın her an boşalıyorum" diye inledi. Sakinleşmiştik biraz ikimiz de. Ufak ufak hareket ederken içinde "Hadi arkanı dön" diye mırıldandım içinden çıkıp. Arkasını döndü. Sol bacağını yukarı kaldırıp kadınlığına yerleştirdim aletimi. Bir elim de göğüslerini okşuyordu. "Tuğçe bu pozisyonda mı anlatıyordu" diye güldü. "Evet, tam böyle işte" diye yanıtladım. "Tamam o zaman" diye güldü.
"Esas olaylar tez bittikten sonra oldu. Barış'a tezi orospuluğumla ödemek beni biraz uyandırmıştı. Daha doğrusu son günlerin tadını çılgınlık dolu geçirmeye karar vermiştim. Ruhumdaki orospuyu uyandırmıştı galiba. Barış ile birkaç kez denk gelmiştik ama hiç konuşmamıştık. Çocuk da gerçekten hiç taşkınlık yapmamıştı. Tez bitene kadar ve devamında iki gün boyunca; ben de gönüllü olunca; Barış beni evire çevire sikti her aklına geldiğinde, her mola verdiğinde. En son tahsilat tamamlandı diye anlaşıp gitmişti. Ama dedim ya, ruhumdaki orospuyu uyandırmıştı piç.
Okulda arkadaşlarımın arasında olmasa bile, dışarıda hareketlerim fazlasıyla değişmişti. Resmen millete iş verir olmuştum. Ayşegül durumu fark etmişti. "Anlaşılan sen eğlenceyi abarttın" diye benimle arasına mesafe bile koymuştu. Bir gün evde kombide bir problem oldu. Ev sahibini aradım. "Ben şehir dışındayım, evdeysen yeğenim Murat var, anlar. Onu göndereyim" diye yanıtladı. "Tamam" deyip kapattım. 15 dakika sonra aradı tekrar. "Murat'ı aradım, geliyor" dedi. Ben banyoyu falan toparladım o arada. Kapı çaldı. Açtım. Böyle boylu poslu, yakışıklı, bıyıklı bir genç. "Abla selam, kombi arızalanmış sanırım, ben Murat" diye tanıttı kendini. "Evet, geç içerde" diye banyoyu gösterdim ama çocuk yıkılıyordu. O banyoya geçene kadar ben tshirtün altından sütyenimi çıkarıp yatak odasına fırlattım. Altımaki şort da fazlasıyla miniydi zaten. Çocuk bakarken sağına soluna ben de girdim banyoya. Önüne doğru geçip küvetin suyunu açtım. "Bak çalışmıyor, sıcak su gelmiyor" diye ama resmen domalmıştım çocuğun önünde. Tabi çocuk dumur olmuştu. Birden dönünce gözünün götümde olduğunu anladım. Kafasını öbür tarafa çevirdi. Ben de ona dönüp bu kez ona doğru eğildim. Tshirtümün aralığından göğüslerimin tamamını görmüştü resmen. "Kaç yaşındasın Murat?" diye sordum. "18" diye yanıtladı.
Ayağa kalktım, küvete doğru yönelip tekrar suyu kontrol ediyormuş gibi önünde iyice eğildim. Suyu kapatıp doğruldum. "Hahh, şurası gevşemiş" dedi. "Bir dener misin?" diye seslendiğinde duşun fıskiyesini üzerime doğru tutup suyu birden açtım. "Allah kahrtetsin" diye geri çekilince tabi beyaz tshirt göğüslerime yapıştımşıt. Havluyu uzatsana diye dönünce çocuğun gözler düştü tabi. O arada fıskiye çocuğu da ıslatmıştı.
"Tüh bak sende ıslandın" diye havluyu ona uzattım. göğüslerimi kapatarak. "Sağol, sen salona geç ben geliyorum" dedim. Önden giderken sikini düzeltmişti pantolonunun önünden. Yatak odasına girdim. Kapıyı aralık bıraktım gelip izler belki diye ki tahmin ettiğimi yapmıştı. Usulca geri dönmüştü. Aynadan fark etmiştim. Kapının aralığından beni dikizliyordu eli sikinde. Oyunu uzatayım mı, hemen mi siktireyim yoksa göndereyim mi bilemedim. Üstümü giyinecekken altımdakileri de çıkardım. Kapıya doğru domaldım iyice. Arkamda gözlerini hissediyordum. Yatağa uzandım sırt üstü. Bacaklarımı aralayıp bir elimle okşadım amımı. "Canın çektiyse gel sik" diye seslendim. Kapı yavaşça açıldı. Murat pantolonunun kemerini çözüp bana doğru gelirken "Sadece yarrağınla sikeceksin, el sürmek yok" dedim. Onaylarcasına başını sallayıp direk bacak arama yanaştı. Hiç ikiletmeden aletini kadınlığıma gömdü. Başka hiçbirşey yapmıyordu. Sadece girip çıkıyordu. Aleti tatlı bir keyif veriyordu doğrusu. Beş dakika falan girip çıktıktan sonra boşalmaya yaklaşmıştı. Böğürmeleri başlayınca da aletini çıkarıp göbeğime boşalmaya başladı. İşi bitince pantolonunu çekti. Yataktan kalktım. "Hadi teşekkürler" diye yanağına bir öpücük kondurup gönderdim." diye anlatmaya devam etti. Ben de arkadan usul usul pompalıyordum.
"Off.. Bu harikaymış Cenk gerçekten" diye mırıldandı. "Okuldan mezun olup evi boşaltana kadar baya macera oldu bana" diye güldü. "Sen de anlatsana bir tane bana, ama okumadıklarımdan olsun" diye mırıldandı.
"
Tüm spermlerimi somurup içine çekmişti resmen. Başını aletimden kaldırıp yüzüme gülümsedi ve dudaklarının kenarındaki spermlerimi de yaladı. "Tadın güzelmiş" diye gülümseyerek rakı kadehine uzandı ve şerefe kadeh kaldırıp birer yudum aldık.
Aletimi tekrar pantolonumun içine yerleştirdim. "Ben hikayeme devam edeyim" diye kikirdedi. "İkimiz de temizlendik. Barış üzerinde sadece boxer ve tshirt ile bilgisayarın başına oturup tezimi yazmaya başladı. Ben de bir tshirt ve mini şort ile yiyecek birşeyler hazırlamaya koyuldum. Aklımda değişik değişik şeyler geliyordu. Çocuğun aleti gerçekten sağlamdı. Hem tezimi bedavaya yazdıracaktım, hem de sağlam zevk dalgalarında yüzebilecektim. Sonuçta zaten okuldan mezun olup bu şehirden gidecektim ve Barış'ı da bir daha görmeyecektim. Son senemdi. Biraz çılgınlık yapmanın bir zararı olmazdı.
O arada Ayşegül aradı tez işini ne yapdığımı sormak için. Aynı sınıftaydık Ayşegül ile. Kankam diyebilirim. Ona anlattım kısmen, yani seks olmayan kısmını. Ama ödemeyi nasıl yapacaksın diye sorunca kikirdeye kikirdeye nasıl ödeyeceğimi anlattım. Delisin sen diye güle güle dinlemeye başladı. "Hatta peşinatı da verdim" diyince "Ooo... orospu oldun yani" diye güldü. "Kızım, çocuğun aleti devasa. görmelisin" diye anlatınca Ayşegül "Dur kız, azdırma beni, zaten Harun yok 1 haftadır, yerimde zor duruyorum" diye kikirdedi Ayşegül. "Resmini çek, videosunu çek gönder kız, merak ettim" diye gülüyorduk. Yarım saat falan konuşmuşuz telefonda.
Salona döndüğümde Barış hala tezi yazmakla meşguldü. Bayağı hızlı gitmişti. "Elçin, ben yazdım ama benim yazdıklarımı okuyup kontrol etmen lazım, ben biraz uyuyayım, sen yazdıklarımı oku, bitirince beni uyandırırsın" diye seslenince tamam dedim. Barış kanepeye uzandı, ben de bilgisayara onun yazdıklarını okumaya.
Bir ara aklıma Ayeşgül'ün resim istediği geldi. Barış'a baktım. Uyuyordu. Bokserinden inik hali bile belli oluyordu. Uyanık mısın?" diye mesaj attım Ayşegül'e. Sabahın 3'üydü nerdeyse. "Evet" diye yanıtlayınca resmini çekip yolladım Barış'ın. "Off.. Büyük duruyor" diye yanıtladı. "Bokserın dışında nasıl acaba?" diye yazdı. "Devasa" diye yanıtladım. "Uyurken kaldırsana" diye yazdı. "Nasıl?" diye sordum. "Usul usul parmaklarını gezdir üstünde" diye yazdı. Dediğini yaptım. Oyun hoşuma gitmişti. Boxerin üzerine belli belirsiz parmaklarımı gezdirmeye başladım. Gerçekten de barışın aleti kalkmaya başlamıştı. Boxerin lastiğini zorluyordu. "Görüntülü arasana, izleyeyim" yazdı. "Tamam" dedim. Görüntülü aradım. O karanlıkta oludğuğu için onu görememiştim ama o rahatlıkla görüyordu. Barış'ın aletini. Boxerinin lastiğini zorluyordu. "Telefonu ayarla da rahat göreyim" diye yazdı. Dediğini yaptım. Ama Barış'ın aleti kalktıkca da ben azmaya başlamıştım. Boxerin lastiğini yukarı kaldırınca aletin geri kalanı dışarı fırlayıverdi. Barış gözlerini açmıştı. "Canın yarak mı çekti!" diye mırıldandı uykulu uykulu. "Evet" diyebildim. "Keyfini çıkar o zaman" dedi. Bokserini aşağıya sıyırıp çıkarttı ve başını geriye yaslayıp gözlerini kapattı.
Aleti kaskatı olmuştu. Dilimle başında gezindikçe kasılıp yüzüme vurduruyordu. Taşaklarını yalarken kontrol etmekte zorlanıyordum resmen. Daha da fenası, en yakın kız arkadaşım kameranın diğer tarafında benim nasıl bir orospu olduğumu izliyordu. Sesi çıkmıyordu. arada yazıyordu. "Büyükmüş... yalasana boylu boyunca" diye talimat veriyordu. Ben resmen Ayşegü'ün ağzı olmuştum. O ne derse onu yapıyordum. "Başını somur şimdi" diyordu, başını somuruyordum. "Taşaklarını yala" diyordu taşaklarını yalıyordum. "Dilinle komple yala" diyordu yalıyordum. "Hadi artık üstüne otur" diye yazdı. "Ne o kız, sikildiğimi izlemek hoşuna mı gidecek?" yazdım. "Evet" diye yanıtladı. "Sen kedini parmaklıyorsun değil mi?" diye yazdım. Gülücük attı. "Parmaklamaktan da öteye geçtim" yazdı. "Göğüslerini göster bana" yazdı. "Delisin sen!" diye yanıtladım. "Hadi... ağzına nasıl aldığını gördüm, neyden çekiniyorsun ki artık!" diye yazdı. "Tamam" dedim. Üzerimdeki tshirtü çıkarıp göğüslerimi Ayşegül'e salladım. "Off.. Harika göğüslerin var Elçin" yazdı. "Sanki daha önce hiç görmedin!" diye yanıtladım. Gülücük attı. "O yarrağı göğüslerinin arasına alsana" yazdı. Dediğini yaptım. Göğüslerimin arasına yerleştirip göğüslerimle biraz mastürbasyon yaptım Barış'ın iri aletine.
Başı arasından çıktıkca da dillemeyi unutmuyordum. "Off... deli kız" diye yazdı. "Sen de Harun'a böyle yapıyor musun?" diye yazdım. Gülücük attı.
İyice azmıştım. Ayağa kalkıp altımdakileri çıkardım. "Ayşegül... şimdi üzerine oturacağım" yazdım. "Delisin... her saniyesini izliyorum" diye yanıtladı. Bir ayağımı koltuğun üzerine koydum. Barış'ın aletini kavrayıp başını kadınlığıma dayadım. Sonra yavaşça üzerine oturmaya başladım. Yararak ilerliyordu içimde resmen. Her yanımı doldurmuştu bu çocuk. "Off... manyak amın var kız" diye yazdı Ayşegül. Bir yandan amımda devasa yarak, diğer yandan Ayşegül'ün azdırıcı mesajları... "Orda olsam göğüslerini yalardım", ağzına kendimi sunardım...." neler neler... "Hadi arkanı dön ve öyle otur" yazdığında hiç ikiletmeden dediğini yaptım. Barış da bu arada uyanıp dudaklarıma asılınca ipler benim iyice kopmuştu. Oturup kalkıyor, Barış'ın dudaklarına saldırıyor, onu göğüslerime yönlendiriyordum.
Barış iyice kendine gelince doğruldu. Beni kucağından kaldırıp koltukta domalttı. "ooo.. telefondan kime yayındayız" diye güldü. Kötü yakalanmıştım. Ama aldırış da etmemişti. Bir bacağımı koltuğa kaldırıp "Böyle daha net görünür" diye mırıldandı ve aşağıdan aletini kadınlığıma yerleştirmeye başladı. Tamamı girdiğinde de çatır çatır sikmeye. Vurdukça taşakları kilitorisime çarpıyor, kasıklarının çıkardığı şak şak sesi odada inliyordu resmen. Ayeşgül'ün ne halde olduğunu tahmin bile edemiyordum. Ama Barış beni uçurmaya devam ediyordu koca yarağıyla. "ohh... Ayşegüll... nasıl sikiyor" diye inlediğimde "ooo... kız arkadaşın mı izliyor" diye gerildi Barış... "İzle Ayşegül izle, arkadaşının amını nasıl siktiğimi izle" diye sesleniyordu gülerek. "Yarın gelirsen ikinizi üstüste sikerim, Elçin'in ödemesinden düşerim" diye gülüyordu. Barış artık iyice hızlanmıştı. Ben çığlık çığlığa inliyordum. "İçime patla içime patla" diye inlediğimi hatırlıyorum ki ardından Barış'ın sıcak spermlerini amımda hissetmem gecikmedi. Oluk oluk boşalıyordu.
İçimden çıkmadan beni kucağında koltuğa devirdi ve öylece oturduk biraz. Aleti küçülmeye başlayınca da bir yılan gibi çıkmıştı amımdan. Telefona baktığımda görüntülü görüşme sona ermişti. "Sen manyaksın" diye mırıldandım. "Seyreden Ayşegül kimdi?" diye sordu. Güldüm. "Tahsilattan düşerim" diye ekledi gülerek. Sonra da beni kenara devirip üzerinden banyoya gitti. Dayanamayıp Ayşegül'ü aradım ama açmadı. Anlaşılan o da yaramzlık yapmış ve soluğu banyoda almıştı.
Barış banyodan çıkınca tekrar bilgisayarın başına geçti ve yazmaya devam etti tezimi. Ben de banyodan sonra biraz uyumak için yatak odasına geçtim. " diye devam etti Elçin hikayesine.
"Şanslı çocukmuş" diye güldüm. "Bir taşla iki kuş vurmuş baksana" diye kahkahayı bastım. "Valla onun şansı mı yoksa başkalarının mı bilemiyorum" diye güldü Elçin. Rakılarımızdan birer yudum aldık. "Sabaha kadar hikayelerimi mi dinleyeceksin!" diye dudaklarıma uzandı Elçin. "Bu kez ağzımda değil, amımda istiyorum seni" diye mırıldanıp dudaklarıma yapıştı. Öpüşmeye başladık. Masanın önü dar gelince resmen birbirimizin üstünde kendimizi halının üstüne attık ve deli gibi saldırdık bedenlerimize. İkimiz de birbirimizin üzerindekileri hunharca çıkarmaya uğraşıyorduk. Bu kez sıra bendeydi. Açığa çıkan her santimetre kare tenini yalıyor, dilliyordum. Sütyenini çözünce göğüslerine saldırdım. Emip somurmaya başladım. Elim de bacak arasına kaymıştı çoktan. Sırıl sıklamdı. Eteğini çıkarmayla uğraşmadım. Kilodunu kenara sıyırdım ve direk aletimi dayadım kadınlığına "Oohhhh" diye inlemeye başladı daha aletim değer değmez. "Çok iyi.... Büyük yarrağı seviyorum" diye inledi. Bacaklarının arasında girip çıkarken dişlerim göğüs uçlarını eziyordu. Vurdukça da bütün bedeni titriyordu Elçin'in. "Hadi Cenk... hızlı, daha hızlı" diye inledikçe ben de pompalıyordum.
Beni üzerinden itti. Ayağa kalktı hızlıca, eteğini ve kilodunu çıkarıp fırlattı attı. Ata biner gibi aletimin üzerine oturup hızlıca aldı içine. "Oohhhhh... bu iyi geldi..." diye mırıldanıp yaylanmaya başladı üstümde. Durmak bilmiyordu. Hızını yakalamıştı. Tek yapabildiğim kalçalarını sıkıp bırakmaktı. Niye bilmiyorum ama hızlıca zirveye doğru yaklaşmıştım yine. Yana dönünce üzerinden devrildi yana doğru. "Yavaş... keyfini çıkaralım" diye dudaklarına uzandım. "Dayanamıyorum" dedi. "İçimde kaldığın her an boşalıyorum" diye inledi. Sakinleşmiştik biraz ikimiz de. Ufak ufak hareket ederken içinde "Hadi arkanı dön" diye mırıldandım içinden çıkıp. Arkasını döndü. Sol bacağını yukarı kaldırıp kadınlığına yerleştirdim aletimi. Bir elim de göğüslerini okşuyordu. "Tuğçe bu pozisyonda mı anlatıyordu" diye güldü. "Evet, tam böyle işte" diye yanıtladım. "Tamam o zaman" diye güldü.
"Esas olaylar tez bittikten sonra oldu. Barış'a tezi orospuluğumla ödemek beni biraz uyandırmıştı. Daha doğrusu son günlerin tadını çılgınlık dolu geçirmeye karar vermiştim. Ruhumdaki orospuyu uyandırmıştı galiba. Barış ile birkaç kez denk gelmiştik ama hiç konuşmamıştık. Çocuk da gerçekten hiç taşkınlık yapmamıştı. Tez bitene kadar ve devamında iki gün boyunca; ben de gönüllü olunca; Barış beni evire çevire sikti her aklına geldiğinde, her mola verdiğinde. En son tahsilat tamamlandı diye anlaşıp gitmişti. Ama dedim ya, ruhumdaki orospuyu uyandırmıştı piç.
Okulda arkadaşlarımın arasında olmasa bile, dışarıda hareketlerim fazlasıyla değişmişti. Resmen millete iş verir olmuştum. Ayşegül durumu fark etmişti. "Anlaşılan sen eğlenceyi abarttın" diye benimle arasına mesafe bile koymuştu. Bir gün evde kombide bir problem oldu. Ev sahibini aradım. "Ben şehir dışındayım, evdeysen yeğenim Murat var, anlar. Onu göndereyim" diye yanıtladı. "Tamam" deyip kapattım. 15 dakika sonra aradı tekrar. "Murat'ı aradım, geliyor" dedi. Ben banyoyu falan toparladım o arada. Kapı çaldı. Açtım. Böyle boylu poslu, yakışıklı, bıyıklı bir genç. "Abla selam, kombi arızalanmış sanırım, ben Murat" diye tanıttı kendini. "Evet, geç içerde" diye banyoyu gösterdim ama çocuk yıkılıyordu. O banyoya geçene kadar ben tshirtün altından sütyenimi çıkarıp yatak odasına fırlattım. Altımaki şort da fazlasıyla miniydi zaten. Çocuk bakarken sağına soluna ben de girdim banyoya. Önüne doğru geçip küvetin suyunu açtım. "Bak çalışmıyor, sıcak su gelmiyor" diye ama resmen domalmıştım çocuğun önünde. Tabi çocuk dumur olmuştu. Birden dönünce gözünün götümde olduğunu anladım. Kafasını öbür tarafa çevirdi. Ben de ona dönüp bu kez ona doğru eğildim. Tshirtümün aralığından göğüslerimin tamamını görmüştü resmen. "Kaç yaşındasın Murat?" diye sordum. "18" diye yanıtladı.
Ayağa kalktım, küvete doğru yönelip tekrar suyu kontrol ediyormuş gibi önünde iyice eğildim. Suyu kapatıp doğruldum. "Hahh, şurası gevşemiş" dedi. "Bir dener misin?" diye seslendiğinde duşun fıskiyesini üzerime doğru tutup suyu birden açtım. "Allah kahrtetsin" diye geri çekilince tabi beyaz tshirt göğüslerime yapıştımşıt. Havluyu uzatsana diye dönünce çocuğun gözler düştü tabi. O arada fıskiye çocuğu da ıslatmıştı.
"Tüh bak sende ıslandın" diye havluyu ona uzattım. göğüslerimi kapatarak. "Sağol, sen salona geç ben geliyorum" dedim. Önden giderken sikini düzeltmişti pantolonunun önünden. Yatak odasına girdim. Kapıyı aralık bıraktım gelip izler belki diye ki tahmin ettiğimi yapmıştı. Usulca geri dönmüştü. Aynadan fark etmiştim. Kapının aralığından beni dikizliyordu eli sikinde. Oyunu uzatayım mı, hemen mi siktireyim yoksa göndereyim mi bilemedim. Üstümü giyinecekken altımdakileri de çıkardım. Kapıya doğru domaldım iyice. Arkamda gözlerini hissediyordum. Yatağa uzandım sırt üstü. Bacaklarımı aralayıp bir elimle okşadım amımı. "Canın çektiyse gel sik" diye seslendim. Kapı yavaşça açıldı. Murat pantolonunun kemerini çözüp bana doğru gelirken "Sadece yarrağınla sikeceksin, el sürmek yok" dedim. Onaylarcasına başını sallayıp direk bacak arama yanaştı. Hiç ikiletmeden aletini kadınlığıma gömdü. Başka hiçbirşey yapmıyordu. Sadece girip çıkıyordu. Aleti tatlı bir keyif veriyordu doğrusu. Beş dakika falan girip çıktıktan sonra boşalmaya yaklaşmıştı. Böğürmeleri başlayınca da aletini çıkarıp göbeğime boşalmaya başladı. İşi bitince pantolonunu çekti. Yataktan kalktım. "Hadi teşekkürler" diye yanağına bir öpücük kondurup gönderdim." diye anlatmaya devam etti. Ben de arkadan usul usul pompalıyordum.
"Off.. Bu harikaymış Cenk gerçekten" diye mırıldandı. "Okuldan mezun olup evi boşaltana kadar baya macera oldu bana" diye güldü. "Sen de anlatsana bir tane bana, ama okumadıklarımdan olsun" diye mırıldandı.
"
Yorumlar
Yorum Gönder