ESKİ DEFTERLER - BÖLÜM 17 - CANSU VE BEN
ESKİ DEFTERLER - BÖLÜM 17 - CANSU VE BEN
Salona geçip kendime bir kadeh viski doldurdum. Sonra da bir sigara yaktım. Arkamdan Cansu gelmişti. "Cenk, muhteşemdin" diye dudaklarıma küçük bir buse kondurdu. "Hakan bana bizim hikayemizi sordu" diye güldüm. "Kızım sende bu basılmalar alışkanlık oldu. Ha bire basılıp duruyorsun, öğrenemedin şu işi yakalanmadan yapmayı" diye ekleyince "Aman... bak bir basıldım sana, iki basıldım Hakan'a... Sonuç ortada. Şikayet ediyorsan bileyim" diye kikirdedi. "Bak o açıdan düşünmemiştim" diye yanıtladım gülerek.. "bu bahanelye de seni görmüş oldum bak, yoksa aradığın sorduğun yok!" diye sitem etti. "İşlerin yoğunluğunu biliyorsun" diye yanıtladım. "Evettt.. Duymadım sanma, hafta sonu gene parti var senin için" diye güldü. "Evet, bir kaç hafta öncenin devamı diyelim" diye gülümsedim. "Hala yazmaya devam mı?" diye sordu. "Evet, yaşadıklarımı yazmayı seviyorum" diye yanıtladım. "Şimdi ne?" diye sordu. "Eski Hikayeler ve Günlük" diye yanıtladım. "ooo... romanlardan yaşanmışlıklara terfi ettin yani" diye kikirdedi.
O arada Hakan ve Ece geldi. Hakan karısının elinden tutup "Hadi geç Cenk'in kucağına otur" diye uzanıp karısının dudaklarına küçük bir buse kondurdu ve Ece'yi bana yönlendirdi. Ece gelip kucağıma oturdu önce ve elimdeki viski bardağına uzanıp bir yudum aldı kikirdeyerek. "Merak etme, temizlendim" diyerek dudaklarıma uzandı ve öpüştük. "Teşekkür ederim" dedi. Güldüm. Hakan da koltuğa oturunca Cansu'yu kendine çekti ve onu kucağına aldı. Elimizdeki visi kadehlerini paşlaşarak içmeye devam ettik bir süre sadece birbirimize bakıp gülümserek. "Eee.. ben hala seni ve Cansu'yu merak ediyorum Cenk" diye güldü Hakan. Gülümsedim. "Cansu istiyorsa anlatsın" diyince "Sen benden çok daha iyisin hikayeler konusunda" diye güldü Cansu. "Cenk, xhamster da seks hikayeleri yazıyor aynı zamanda, bir de kendi ayrı bloğu var. Fazla kimse bilmez ama bu işini" diye güldü. "Ooo... xhamster... çok hikaye okuduk ordan" diye güldü Ece. "Roman serisini ben yazmıştım" diye yanıtladım. "Of Cenk... Harikaydı o seri. Niye sildin?" diye sordu Hakan. "Peki şimdi?" diye ekledi hemen arkasından. "Eski hikayeler ve Günlük" diye yanıtladım. "Yoksa bu günü de yazacak mısın?" diye kikirdedi Ece hemen. "Eğer sizin için mahsuru yok ise" diye yanıtlayınca "offf... çok merak ediyorum ne yazacağını" diye ekledi hemen Ece. "Ne yaşarsak onu" diye yanıtladım.
"Ben hala Cansu'dayım. Anlatsana" diye girdi araya Hakan. "Ya, bu beni bastı" diye güldü Cansu. "nasıl yani, sen de önüne gelene basılıyorsun" diye güldü Hakan. "Fena mı oldu bizi bastığın, bak iki fantaziniz birden gerçek oldu" diye güldü Cansu. "Yani orası öyle" diye güldü Ece. "Eee.. Cenk nasıl bastı sizi" diye sordu Ece bu kez.
"Ben o zaman Cenk'in firmasında stajerdim. Üniversite son sınıfta okuyordum. Medya işlerinde Berk diye bir müdür vardı. Bir akşam iş var dediler, ben de kaldım. Bir proje üzerinde çalışıyorlardı. Ben de çay kahve falan getirip götürüyordum. Saat 11 gibi çoğu çalışan gitmişti. Cenk, Berk ve bir de Asya diye bir bayan kalmşıt. 1 gibi falandı saat. Cenk Asyayı bırakıp evine gidecekti. Berk'in biraz daha işi vardı. Beni de o bırakacaktı. Onlar gidince Cenk dolabından votka çıkarıp Redbull a ekledi. Bana da sorunca içerim dedim. Votka redbull içmeye başladık. Bir yandan da onun yaptıklarını takip ediyordum dev ekranda. Muhabbet ne ara sevgiliye döndü, ne arada cinselliğe döndü, ne ara Berk'in kucağına oturup öpüşmeye başladığımızı hatırlamıyorum. Ama güzel öpüyordu Berk. Eli bacaklarımda dolaşmaya başladığında bir hoş olmuştum. "Bekle dedi bir anda ve bilgisayar kamerasını açıp bizim görüntümüzü barko perdesine yansıttı. Gömleğimin düğmelerini açıp göğüslerimi dışarı çıkarmış ve onları somuruyordu. Eli de aşağıda kadınlığıma ulaşmıştı. Beni önce ayağa kaldırdı. Eteğimi belime toplayıp kilodumu çıkardı. Sonra beni toplantı masasının üzerine çıkartıp yüzüm barko perdesine bakacak şekilde domalttı. Kamerayı öyle bir ayarladı ki perdeden beni nasıl yaladığını görebiliyordum. Ufak ufak inliyordum ki birden kapı açıldı. Cenk içeri girip öylece bize bakıyordu. Göğüslerim meydanda, kalçalarım meydanda ve tam arkamda Berk... Güldü. "Vaayy... bizim Berk baya hızlıymış, stajer kız da çok seksi" diye güldü. "Neyse, hadi ben kaçtım. "Ha bu arada Cansu, yarın işe gelmeyebilirsiniz ikiniz de" diye güldü ve kapıyı çekip gitti. Tabi ikimizde de moral sıfır oldu. Toparlandık. "Sıçtık, Cenk bey ikimizi de kovar" diye hayfılandı. Tabi benim stajım da yanacaktı. "Eyvah, okul bir sene uzadı, staj gitti, üstüne bir de rezil oldum" diye kendime gelmiştim. "Ağzın var amın var, verirsin bir kez Cenk Bey'e olur biter, ben ne yapacağım, götümü mü siktireceğim" diye sinile söylendi Berk. "Siktir yaa" diye küfürler ediyordu kendi kendine.
"Beni eve bıraktı. Yol boyunca hiç konuşmadık, gece boyunca da ben sabaha kadar uyumadım zaten." diye devam etmişti Cansu. "Neyse, hadi ben devam edeyim, şimdi tabi bunlar gece yakalanınca bir halt yemeden evlerine dağılmışlar. Ben ertesi gün gelmeyin deyince de kovulduklarını düşünmüşler. Tabi akşam saat 5 gibi tam ofisten çıkacağım, Cansu geldi. Herkes gitmişti. "Hayırdır Cansu?" diye sordum. "Herkes gitti Cenk Bey" diye mırıldandı. Birşey anlamamıştım. Bana doğru geldi ve hiç birşey söylemeden önümde dizlerinin üzerine çöküp elini aletime uzattı. Ne yapmaya çalıştığını merak etmiştim ama işime de gelmişti doğrusu çünkü akşam gördüğüm manzara, Cansu'nun körpe bedeni beni bayağı etkilemişti. Neyse ben hiç sesimi çıkarmadım. Cansu fermuarımı indirdi, aletim daha küçüktü. O haliyle slibim aşağı sıyırıp bir anda ağzına aldı aletimin tamamını. Sonra ufak ufak yalayıp büyütmeye başladı. Daha yarı erekteydim ama Canssu'nun gözleri yuvalarından fırlamıştı. "Off... Cenk Bey, bu kadar büyük olabileceğini tahmin etmemiştim" diye mırıldandı aletini ağzından çıkarırken. Sonra sapından kavrayıp ufak ufak sıvazlamaya başladı." diye devam ederken Ece birden kucağımdan kalktı ve aletimi ağzına almaya başladı. "Böyle mi?" diye mırıldandı gözlerime bakıp. Gülümsedim. "Hayır böyle" diye Hakan'ın kucağından kalktı Cansu, belindeki havluyu düşürüp benim yanıma oturttu ve Ece ile yanyana aletlerimizi ağızlarına almaya başladılar. "Devam et Cenk, ben sevdim bu hikaye olayını" diye güldü Hakan.
Aletim büyüdükçe Cansu'nun ağzında "off.. .çok büyük..... off çok büyük" diye bir yandan mırıldanıyor, bir yandan da yalamaya, başını somurmaya, sünnet çizgisinin etrafına dil darbeleri atmaya devam ediyordu Cansu. Devamında ne yapacağını merakla bekliyodum ki ayağa kalktı. Gömleğinin düğmelerini açtı. İçine sütyen giymemişti. Gömleğini çıkartınca taze ve dolgun göğüsleri olanca güzelliği ile gözlerimin önüne geldi. Eteğini beline kadar topladı. Altında külot da yoktu. Kadınlığı parıl parıl parlıyordu. Masanın üzerine çıktı ve arkası bana dönük dört ayak pozisyonuna geçti. "Ne olur önce beni hazırlayın, çok büyük, canım yanar" diye mırıldandı" Masanın üzerinde karşımda domalmış çıtır bir stajer, tertemiz kadınlığı parıl parıl parlıyor. Ayağa kalkıp önce kalçalarını okşadım hafifçe. Parmaklarım usulca kadınlığına kaydı Cansu'nun. Biraz okşadım ve bir parmağımı içine kaydırdım. Hem çok dardı, hem de çok ısslak. Canı yanacağı kesindi. Alışacağı da. "Lüften yavaş" diye mırıldandı Cansu parmağımın yanında dilimle kadınlığını yalamaya başladığımda. Doğruldum ve önüne dolanıp aletimi tekrar ağzına uzattım. Cansu dilini çıkarıp başının altından yalamaya başladı. Sonra başını ağzına alıp somurdu bir süre. Aletimi geri çekip tekrar arkasına dolandım. Aletimin başını yavaşça kadınlığına sürtmeye başladım. Ve yerleştirmeye... "off.. Lütfen yavaşşş" diye inledi Cansu. Santim santim girdim içine. Biraz bekledim. "Off.. her yerime değiyorsun" diye inledi ve kendini öne doğru hafifçe kaydırdı. Yarısına kadarını kadınlığından çıkarıp aletimin sonra tekrar kaykıldı. "offf.. Muhteşemsiniz Cenk Bey" diye inledi. Kendi kendini becertiyordu resmen bana Cansu. Çıtır bedenine aleti ileri geri kaykılarak sokup çıkardıkça körpe bedeni ufak ufak titremeye başlıyordu. İçinden çıktım ve koltuğa geri oturdum. Arkasına bakınca ne istediğimi anlamışcasına masadan indi ve kucağıma yöneldi. "Biraz da olsa alıştım" diye kikirdeyerek dizlerini koltuğun üzerine koydu ve yüzü bana dönük oturmaya başladı aletimin üzerine. "Off... Cenk Bey... harikasınız" diye inledi ufaktan. Kendime çektim hafifçe ve taze göğüslerine uzandım dilimle. Yaladım uçlarını ufak ufak. Sonra ağzıma alıp somurdum göğüs uçlarını. Cansu tamamen oturmuştu aletimin üzerine ve ufak ufak hareketlenmeye başladığında birden bedenini iyice bastırdı bana. Başım göğüslerinin arasında, kalp atışlarının ne kadar hızlı olduğunu duyabiliyordum. Sabit durmaya çalışsa da kalçaları muhtemelen tamamen kontrolsüz şekilde hareket ediyor ve Cansu ılık ılık aletimin üzerine boşalıyordu. Sonra birden kendini geriye çekti. Ellerini dizlerimin üzerine dayadı ve belini ileri geri kırarak aletimi içinden hiç çıkarmadan hareket etmeye başladı. Ayaklarını iyice koltuğun arkasına doğru kaydırdığında ise resmen köprü inip kalkmaya başladı. Birkaç kez girip çıktıktan sonra aletim onu belinden kavradım ve bu kez tam olarak aletimin üzerine oturmuş oldu. "off... nereye değdin...." diye inledi. Kollarımla kalçalarından kavrayıp onu keyfimce kaldırıp indirmeye başladım aletimin üzerine. Elleri göğüslerine gitti. Onları okşarken tekrar belinden kavradım ve kucağımda onu kaldırıp masaya sırt üstü yatırdım. Bacaklarını iyice iki yana açtım. Taze kadınlığı hala sıcak ve sımsıkıydı. Masada dirseklerinin üzerine kalktı ve ona giriş çıkışlarımı izlemeye başladı. "Hadi patron, sik artık beni... amımı dağıt" diye inleyip bacaklarını birden belime sarıp topuklarıyla beni hızlandırmaya başladı. "hadi patron, dağıt amımı, içimi doldurdun sikinle, döllerinle doldur beni, amımın yangının söndür" diye çığlık çığlığa bağırıyordu. O bağırdıkça ben hızlanmaya başladım. Dirseklerinin üzerinde daha fazla dayanamayıp sırt üstü yattı masanın üzerine tekrar. İki elimle göğüslerini yoğurup kadınlığına girip çıkıyordum. Taşaklarım artık kalçalarını dövüyor şak şuk sesler çıkıyordu. Cansu gözlerini kapatmış, başını iki yana çevirip dudaklarını ısssıra ıssıra sadece inliyordu. Her ne kadar içine patlamamı istemiş olsa da risk almak istemedim ve aletimi kadınlığından çıkardım tam patlayacağım zaman ve göbeğine, göğüslerine, boynuna kadar fışkırttım spermlerimi aletimi kilitorisinin üzerine bastırarak.
Cansu önce biraz titredi elleri göğüslerrinde. Sonra güçsüz bacaklarını masadan aşağıya doğru bıraktı ve öyle yattı biraz. Ben de koltuğuma oturdum. Biraz öylece çıtır stajerimin taze kadınlığını seyrettim. Spermlerim kadınlığının kenarlarından, kendi kadınlık suları ise içinden süzüle süzüle yere damlıyordu. Kesonun üzerinden peçete aldığım sırada Cansu doğruldu. Ona uzattım. Kadınlığına kapattı ve sildi. Sonra tüm kutuyu ona verdim. Vücudunu da temizledi peçeteyle. Masum bir gülümseme ile baktı yüzüme. "Bunu neden yaptın?" diye sordum. Başını öne eğip, "Dün akşamki olaydan sonra stajımı yakarsınız diye korktum beni kovarsanız eğer" diye yanıtladı tedirginlikle. "Bunu nerden çıkardın?" dedim. "Ne seni ne de Berk'i kovmakk gibi bir derdim yok, genç insanlarsınız, yoğun çalıştık, birbirinizi arzulamışsınız" diye güldüm. Durup aptal aptal gözlerime baktı. Ağzı ve kadınlığını boşuna kullanmış gibi hisssettiğine emindim. "O zaman şimdi kovuldum sanırım" diye tedirginlikkle sordu tekrar. "Hayır, öyle birşey söz konusu değil, ama bu hata yaptığın zaman kovulmayacağın anlamına gelmez" diye yanıtladım. "Anladım" diye salladı başını. "Ve harika sevişiyorsun... Bunu bil.. Çok zevk aldım" diye ekleyince gülümsedi. "Ben de... Aletiniz her yerimi doldurdu..." diye yanıtladı. "Ve ilk defa bu kadar zevk aldığımdan emin olun" diye ekledi. "Tekrar istersem?" diye sordu utanarak. "Evet cevabı alma riskine gir" diye yanıtladım gülerek.
Salona geçip kendime bir kadeh viski doldurdum. Sonra da bir sigara yaktım. Arkamdan Cansu gelmişti. "Cenk, muhteşemdin" diye dudaklarıma küçük bir buse kondurdu. "Hakan bana bizim hikayemizi sordu" diye güldüm. "Kızım sende bu basılmalar alışkanlık oldu. Ha bire basılıp duruyorsun, öğrenemedin şu işi yakalanmadan yapmayı" diye ekleyince "Aman... bak bir basıldım sana, iki basıldım Hakan'a... Sonuç ortada. Şikayet ediyorsan bileyim" diye kikirdedi. "Bak o açıdan düşünmemiştim" diye yanıtladım gülerek.. "bu bahanelye de seni görmüş oldum bak, yoksa aradığın sorduğun yok!" diye sitem etti. "İşlerin yoğunluğunu biliyorsun" diye yanıtladım. "Evettt.. Duymadım sanma, hafta sonu gene parti var senin için" diye güldü. "Evet, bir kaç hafta öncenin devamı diyelim" diye gülümsedim. "Hala yazmaya devam mı?" diye sordu. "Evet, yaşadıklarımı yazmayı seviyorum" diye yanıtladım. "Şimdi ne?" diye sordu. "Eski Hikayeler ve Günlük" diye yanıtladım. "ooo... romanlardan yaşanmışlıklara terfi ettin yani" diye kikirdedi.
O arada Hakan ve Ece geldi. Hakan karısının elinden tutup "Hadi geç Cenk'in kucağına otur" diye uzanıp karısının dudaklarına küçük bir buse kondurdu ve Ece'yi bana yönlendirdi. Ece gelip kucağıma oturdu önce ve elimdeki viski bardağına uzanıp bir yudum aldı kikirdeyerek. "Merak etme, temizlendim" diyerek dudaklarıma uzandı ve öpüştük. "Teşekkür ederim" dedi. Güldüm. Hakan da koltuğa oturunca Cansu'yu kendine çekti ve onu kucağına aldı. Elimizdeki visi kadehlerini paşlaşarak içmeye devam ettik bir süre sadece birbirimize bakıp gülümserek. "Eee.. ben hala seni ve Cansu'yu merak ediyorum Cenk" diye güldü Hakan. Gülümsedim. "Cansu istiyorsa anlatsın" diyince "Sen benden çok daha iyisin hikayeler konusunda" diye güldü Cansu. "Cenk, xhamster da seks hikayeleri yazıyor aynı zamanda, bir de kendi ayrı bloğu var. Fazla kimse bilmez ama bu işini" diye güldü. "Ooo... xhamster... çok hikaye okuduk ordan" diye güldü Ece. "Roman serisini ben yazmıştım" diye yanıtladım. "Of Cenk... Harikaydı o seri. Niye sildin?" diye sordu Hakan. "Peki şimdi?" diye ekledi hemen arkasından. "Eski hikayeler ve Günlük" diye yanıtladım. "Yoksa bu günü de yazacak mısın?" diye kikirdedi Ece hemen. "Eğer sizin için mahsuru yok ise" diye yanıtlayınca "offf... çok merak ediyorum ne yazacağını" diye ekledi hemen Ece. "Ne yaşarsak onu" diye yanıtladım.
"Ben hala Cansu'dayım. Anlatsana" diye girdi araya Hakan. "Ya, bu beni bastı" diye güldü Cansu. "nasıl yani, sen de önüne gelene basılıyorsun" diye güldü Hakan. "Fena mı oldu bizi bastığın, bak iki fantaziniz birden gerçek oldu" diye güldü Cansu. "Yani orası öyle" diye güldü Ece. "Eee.. Cenk nasıl bastı sizi" diye sordu Ece bu kez.
"Ben o zaman Cenk'in firmasında stajerdim. Üniversite son sınıfta okuyordum. Medya işlerinde Berk diye bir müdür vardı. Bir akşam iş var dediler, ben de kaldım. Bir proje üzerinde çalışıyorlardı. Ben de çay kahve falan getirip götürüyordum. Saat 11 gibi çoğu çalışan gitmişti. Cenk, Berk ve bir de Asya diye bir bayan kalmşıt. 1 gibi falandı saat. Cenk Asyayı bırakıp evine gidecekti. Berk'in biraz daha işi vardı. Beni de o bırakacaktı. Onlar gidince Cenk dolabından votka çıkarıp Redbull a ekledi. Bana da sorunca içerim dedim. Votka redbull içmeye başladık. Bir yandan da onun yaptıklarını takip ediyordum dev ekranda. Muhabbet ne ara sevgiliye döndü, ne arada cinselliğe döndü, ne ara Berk'in kucağına oturup öpüşmeye başladığımızı hatırlamıyorum. Ama güzel öpüyordu Berk. Eli bacaklarımda dolaşmaya başladığında bir hoş olmuştum. "Bekle dedi bir anda ve bilgisayar kamerasını açıp bizim görüntümüzü barko perdesine yansıttı. Gömleğimin düğmelerini açıp göğüslerimi dışarı çıkarmış ve onları somuruyordu. Eli de aşağıda kadınlığıma ulaşmıştı. Beni önce ayağa kaldırdı. Eteğimi belime toplayıp kilodumu çıkardı. Sonra beni toplantı masasının üzerine çıkartıp yüzüm barko perdesine bakacak şekilde domalttı. Kamerayı öyle bir ayarladı ki perdeden beni nasıl yaladığını görebiliyordum. Ufak ufak inliyordum ki birden kapı açıldı. Cenk içeri girip öylece bize bakıyordu. Göğüslerim meydanda, kalçalarım meydanda ve tam arkamda Berk... Güldü. "Vaayy... bizim Berk baya hızlıymış, stajer kız da çok seksi" diye güldü. "Neyse, hadi ben kaçtım. "Ha bu arada Cansu, yarın işe gelmeyebilirsiniz ikiniz de" diye güldü ve kapıyı çekip gitti. Tabi ikimizde de moral sıfır oldu. Toparlandık. "Sıçtık, Cenk bey ikimizi de kovar" diye hayfılandı. Tabi benim stajım da yanacaktı. "Eyvah, okul bir sene uzadı, staj gitti, üstüne bir de rezil oldum" diye kendime gelmiştim. "Ağzın var amın var, verirsin bir kez Cenk Bey'e olur biter, ben ne yapacağım, götümü mü siktireceğim" diye sinile söylendi Berk. "Siktir yaa" diye küfürler ediyordu kendi kendine.
"Beni eve bıraktı. Yol boyunca hiç konuşmadık, gece boyunca da ben sabaha kadar uyumadım zaten." diye devam etmişti Cansu. "Neyse, hadi ben devam edeyim, şimdi tabi bunlar gece yakalanınca bir halt yemeden evlerine dağılmışlar. Ben ertesi gün gelmeyin deyince de kovulduklarını düşünmüşler. Tabi akşam saat 5 gibi tam ofisten çıkacağım, Cansu geldi. Herkes gitmişti. "Hayırdır Cansu?" diye sordum. "Herkes gitti Cenk Bey" diye mırıldandı. Birşey anlamamıştım. Bana doğru geldi ve hiç birşey söylemeden önümde dizlerinin üzerine çöküp elini aletime uzattı. Ne yapmaya çalıştığını merak etmiştim ama işime de gelmişti doğrusu çünkü akşam gördüğüm manzara, Cansu'nun körpe bedeni beni bayağı etkilemişti. Neyse ben hiç sesimi çıkarmadım. Cansu fermuarımı indirdi, aletim daha küçüktü. O haliyle slibim aşağı sıyırıp bir anda ağzına aldı aletimin tamamını. Sonra ufak ufak yalayıp büyütmeye başladı. Daha yarı erekteydim ama Canssu'nun gözleri yuvalarından fırlamıştı. "Off... Cenk Bey, bu kadar büyük olabileceğini tahmin etmemiştim" diye mırıldandı aletini ağzından çıkarırken. Sonra sapından kavrayıp ufak ufak sıvazlamaya başladı." diye devam ederken Ece birden kucağımdan kalktı ve aletimi ağzına almaya başladı. "Böyle mi?" diye mırıldandı gözlerime bakıp. Gülümsedim. "Hayır böyle" diye Hakan'ın kucağından kalktı Cansu, belindeki havluyu düşürüp benim yanıma oturttu ve Ece ile yanyana aletlerimizi ağızlarına almaya başladılar. "Devam et Cenk, ben sevdim bu hikaye olayını" diye güldü Hakan.
Aletim büyüdükçe Cansu'nun ağzında "off.. .çok büyük..... off çok büyük" diye bir yandan mırıldanıyor, bir yandan da yalamaya, başını somurmaya, sünnet çizgisinin etrafına dil darbeleri atmaya devam ediyordu Cansu. Devamında ne yapacağını merakla bekliyodum ki ayağa kalktı. Gömleğinin düğmelerini açtı. İçine sütyen giymemişti. Gömleğini çıkartınca taze ve dolgun göğüsleri olanca güzelliği ile gözlerimin önüne geldi. Eteğini beline kadar topladı. Altında külot da yoktu. Kadınlığı parıl parıl parlıyordu. Masanın üzerine çıktı ve arkası bana dönük dört ayak pozisyonuna geçti. "Ne olur önce beni hazırlayın, çok büyük, canım yanar" diye mırıldandı" Masanın üzerinde karşımda domalmış çıtır bir stajer, tertemiz kadınlığı parıl parıl parlıyor. Ayağa kalkıp önce kalçalarını okşadım hafifçe. Parmaklarım usulca kadınlığına kaydı Cansu'nun. Biraz okşadım ve bir parmağımı içine kaydırdım. Hem çok dardı, hem de çok ısslak. Canı yanacağı kesindi. Alışacağı da. "Lüften yavaş" diye mırıldandı Cansu parmağımın yanında dilimle kadınlığını yalamaya başladığımda. Doğruldum ve önüne dolanıp aletimi tekrar ağzına uzattım. Cansu dilini çıkarıp başının altından yalamaya başladı. Sonra başını ağzına alıp somurdu bir süre. Aletimi geri çekip tekrar arkasına dolandım. Aletimin başını yavaşça kadınlığına sürtmeye başladım. Ve yerleştirmeye... "off.. Lütfen yavaşşş" diye inledi Cansu. Santim santim girdim içine. Biraz bekledim. "Off.. her yerime değiyorsun" diye inledi ve kendini öne doğru hafifçe kaydırdı. Yarısına kadarını kadınlığından çıkarıp aletimin sonra tekrar kaykıldı. "offf.. Muhteşemsiniz Cenk Bey" diye inledi. Kendi kendini becertiyordu resmen bana Cansu. Çıtır bedenine aleti ileri geri kaykılarak sokup çıkardıkça körpe bedeni ufak ufak titremeye başlıyordu. İçinden çıktım ve koltuğa geri oturdum. Arkasına bakınca ne istediğimi anlamışcasına masadan indi ve kucağıma yöneldi. "Biraz da olsa alıştım" diye kikirdeyerek dizlerini koltuğun üzerine koydu ve yüzü bana dönük oturmaya başladı aletimin üzerine. "Off... Cenk Bey... harikasınız" diye inledi ufaktan. Kendime çektim hafifçe ve taze göğüslerine uzandım dilimle. Yaladım uçlarını ufak ufak. Sonra ağzıma alıp somurdum göğüs uçlarını. Cansu tamamen oturmuştu aletimin üzerine ve ufak ufak hareketlenmeye başladığında birden bedenini iyice bastırdı bana. Başım göğüslerinin arasında, kalp atışlarının ne kadar hızlı olduğunu duyabiliyordum. Sabit durmaya çalışsa da kalçaları muhtemelen tamamen kontrolsüz şekilde hareket ediyor ve Cansu ılık ılık aletimin üzerine boşalıyordu. Sonra birden kendini geriye çekti. Ellerini dizlerimin üzerine dayadı ve belini ileri geri kırarak aletimi içinden hiç çıkarmadan hareket etmeye başladı. Ayaklarını iyice koltuğun arkasına doğru kaydırdığında ise resmen köprü inip kalkmaya başladı. Birkaç kez girip çıktıktan sonra aletim onu belinden kavradım ve bu kez tam olarak aletimin üzerine oturmuş oldu. "off... nereye değdin...." diye inledi. Kollarımla kalçalarından kavrayıp onu keyfimce kaldırıp indirmeye başladım aletimin üzerine. Elleri göğüslerine gitti. Onları okşarken tekrar belinden kavradım ve kucağımda onu kaldırıp masaya sırt üstü yatırdım. Bacaklarını iyice iki yana açtım. Taze kadınlığı hala sıcak ve sımsıkıydı. Masada dirseklerinin üzerine kalktı ve ona giriş çıkışlarımı izlemeye başladı. "Hadi patron, sik artık beni... amımı dağıt" diye inleyip bacaklarını birden belime sarıp topuklarıyla beni hızlandırmaya başladı. "hadi patron, dağıt amımı, içimi doldurdun sikinle, döllerinle doldur beni, amımın yangının söndür" diye çığlık çığlığa bağırıyordu. O bağırdıkça ben hızlanmaya başladım. Dirseklerinin üzerinde daha fazla dayanamayıp sırt üstü yattı masanın üzerine tekrar. İki elimle göğüslerini yoğurup kadınlığına girip çıkıyordum. Taşaklarım artık kalçalarını dövüyor şak şuk sesler çıkıyordu. Cansu gözlerini kapatmış, başını iki yana çevirip dudaklarını ısssıra ıssıra sadece inliyordu. Her ne kadar içine patlamamı istemiş olsa da risk almak istemedim ve aletimi kadınlığından çıkardım tam patlayacağım zaman ve göbeğine, göğüslerine, boynuna kadar fışkırttım spermlerimi aletimi kilitorisinin üzerine bastırarak.
Cansu önce biraz titredi elleri göğüslerrinde. Sonra güçsüz bacaklarını masadan aşağıya doğru bıraktı ve öyle yattı biraz. Ben de koltuğuma oturdum. Biraz öylece çıtır stajerimin taze kadınlığını seyrettim. Spermlerim kadınlığının kenarlarından, kendi kadınlık suları ise içinden süzüle süzüle yere damlıyordu. Kesonun üzerinden peçete aldığım sırada Cansu doğruldu. Ona uzattım. Kadınlığına kapattı ve sildi. Sonra tüm kutuyu ona verdim. Vücudunu da temizledi peçeteyle. Masum bir gülümseme ile baktı yüzüme. "Bunu neden yaptın?" diye sordum. Başını öne eğip, "Dün akşamki olaydan sonra stajımı yakarsınız diye korktum beni kovarsanız eğer" diye yanıtladı tedirginlikle. "Bunu nerden çıkardın?" dedim. "Ne seni ne de Berk'i kovmakk gibi bir derdim yok, genç insanlarsınız, yoğun çalıştık, birbirinizi arzulamışsınız" diye güldüm. Durup aptal aptal gözlerime baktı. Ağzı ve kadınlığını boşuna kullanmış gibi hisssettiğine emindim. "O zaman şimdi kovuldum sanırım" diye tedirginlikkle sordu tekrar. "Hayır, öyle birşey söz konusu değil, ama bu hata yaptığın zaman kovulmayacağın anlamına gelmez" diye yanıtladım. "Anladım" diye salladı başını. "Ve harika sevişiyorsun... Bunu bil.. Çok zevk aldım" diye ekleyince gülümsedi. "Ben de... Aletiniz her yerimi doldurdu..." diye yanıtladı. "Ve ilk defa bu kadar zevk aldığımdan emin olun" diye ekledi. "Tekrar istersem?" diye sordu utanarak. "Evet cevabı alma riskine gir" diye yanıtladım gülerek.
Yorumlar
Yorum Gönder