ROMAN - BÖLÜM 16 - SAPANCA HÜSRANI
BÖLÜM 16 – Sapanca Hüsranı
Ertesi gün iş yerinde
Yasemin ve Büşra ile mümkün olduğunca yan yana gelmemeye çalışıyordum. Öte
yandan ikisi de oldukça rahat, sanki hiçirşey olmamış gibi davranıyorlardı. O
hafta içerisinde Büşra Hanım makam aracımı değiştirtti. O hafta içerisinde tüm
holdingdeki yönetim grubunun araçları ile birlikte benim de makam aracım
değişti. Günler geçiyor ancak ne Hakan’dan, ne Büşra’dan ne de Yasemin’den en
ufak bir ima, küçük bir laf sokma, arama ve deneme olmamıştı. Hatta birkaç akşam davetine üçümüz birlikte gitmiş
olmamıza rağmen her ikisi de mesafelerini korumuşlardı.
Birkaç hafta geçmişti.
Proje stresi, işlerin yoğunluğu oldukça yormuştu. Cuma günü akşam eve gitmek
yerine Sapanca’ya sürdüm arabayı. Oradaki otellerden birine girip
yerleştim. Saat 8 civarıydı otele
girdiğimde. Spa olduğunu öğrenince masaj için randevu aldım. Saat 9’da masaj
için spaya indim. 90 dakika bali masajı oldukça rahatlatmıştı. Odaya çıkıp bir
kadeh viski masaj üzerine uyku ilacı gibi gelecekti ki daha ikinci yudumda
bardağı komidinin üzerine bırakıp gözlerimi kapattım.
Ne kadar uyuduğumu
bilmiyorum ama beni uyandıran şey kapının çalınması oldu. Üzerimde bornoz ile
kapıyı açtığımda esmer, minyon tipli, 20li yaşlarda genç bir bayan vardı.
“Merhaba, Ahmet beyin odası değil sanırım.” Diyerek şaşkın şaşkın baktı yüzüme.
“Hayır, Cenk ben” diye yanıtladım yarı
uykulu halde. “Özür dilerim, oda numarasını yanlış almışım o zaman, rahatsız
ettim kusura bakmayın” dedi. “Önemli değil” diye kapıyı kapatacaktım ki aklıma
birden gecenin bu saatinde oda numarası soran bir kadının ne olabileceği aklıma
geldi ve kız odanın önünden ayrılırken
“Pardon, bakar mısınız?” diye seslendim. “Saat kaç?” diye sordum. “Henüz gece
yarısı” diye yanıtladı. “Eğer sizin gibi zarif ve güzel bir bayan arkadaşınız
var ise, onu da ben misafir etmek isterim sabaha kadar, bu konuda yardımınız
olabilir mi?” diye sorunca şaşkınlık ve kızgınlık arasında bir ifade belirdi
yüzünde. Geriye doğru geldi birkaç adım. Ya rezalet çıkacaktı ya da eğlence. Gereksiz
bir risk almıştım aslında gece gece. “Özür dilerim. Sormamış sayın” diye
mahuçp bir ifadeyle o konuşmadan ben konuştum. “Aslında… neden olmasın” diye
tebessümle yanıtladı. “Buna sevindim.
eğer ebat problemi olmayan ve gerçekten keyif verecek bir arkadaşınız var ise
mutlu olurum.” Dedim. Birkaç saniye sessizlikten sonra “Ücret problemi olmasın
yeter” diye güldü bana doğru geri gelirken. Kapının içine doğru bir adım attı.
Küçük eli ile bornozumun arasına uzanıp aletimi birkaç saniye avuç içinin sıcaklığı
ile tanıştırdı. Masaj, viski… Üzerine bu sıcacık avuç içi birkaç saniye içinde
tam erekte olmamı sağlamıştı. “Bununla ilgilenecek bir arkadaşım var aslında.
İsmi Damla, numarası şu, arayıp Tuğçe’nin selamı var dersiniz. Anlaşırsanız 15
dakikaya gelir.” “Tamam, teşekkür
ederim, ve eğer arzu edersen işin bitince gel, birlikte birer duble viski
içeriz, sohbet ederiz yorgunluğunu alır” dedim. “Damla gelince haberleşiriz
onunla” diyerek asansöre doğru yürüdü göz kırptıktan hemen sonra.
Kapıyı kapatınca birkaç
dakika düşündüm. Bu gece gerçekten kendimi şımartmak geçti içimden. Damla’yı
aradım. Telefonu meşguldü. Birkaç dakika sonra tekrar denediğimde açtı. Gerçekten
de telefon konuşmasından 15 dakika sonra Damla gelmişti. Mavi renkli, V yaka
bir tshirt ve altında bol bir pantolon ile gelmişti. Kısa siyah saçları, ince
ama etli ve küçük bir burnu vardı. “Hoş
geldin Damla” diyerek içeri buyur ettim. Onu çıplak ve aletim kalkık bir
şekilde karşılayacağımı biliyordu. “Dediğin kadar varmış” dedi aletime
bakarken. Ne yapacağını söylemiştim, odaya girecek, zarfını alacak ve oral sexe
başlayacaktı.
İçeri girdi. Odanın
ortasına kadar yürüdü. Kalçaları, bol pantolonunun içinde oldukça seksi
görünüyordu. Kapıyı kapattım. Anlaştığımız ücreti ve bahşişi zarfın içerisinde
uzattım. Viski kadehimi alıp üçlü koltuğa oturdum. Oteldeki ücretli kanallardan
bir tane porno film açtım. Damla verdiğim zarftaki parayı sayıp çantasına
koydu. “Bahşiş için teşekkür ederim” dedi ve gülümseyerek direk önümde
dizlerinin üzerine çöktü. Kalkmış aletimi eliyle birkaç kez sıvazladı.
Dudaklarını başına götürüp küçük küçük öpmeye başladı. Sonra dili devreye girdi. Taşaklarımdan yukarı
doğru dilinin ucuyla çizgi halinde yalamaya başladı. Sünnet bölgesinde diliyle
gezindi bir müddet ve sadece başında oyalandı. Aletim göbeğimin üzerinde boylu
boyunca uzanıyor, Damla da hiç elini sürmeden sadece diliyle ve dudaklarıyla
oral sex yapıyordu. Yan kısımlarını yukarıdan aşağı, aşağıdan yukarı yalamaya
başladı. Acelem yoktu. Sabaha kadar
benimdi. Bir yandan viski sigara, bir yandan televizyonda porno ve el değmeden
yapılan oral seks… Kendime keyifli bir gece armağan etmiştim.
Telefonuna mesaj
gelince “özür dilerim, müsaade eder misin?” diye seslendi. “Tabiki
bakabilirsin” diye yanıtladım. Başına bir öpücük kondurup aletimin kalktı.
Çantasından telefonuna uzandı. “Tuğçe yazmış, viski teklifinin hala geçerli
olup olmadığını soruyor” dedi. “O buradayken oral sex yapmanın senin ve onun
için mahsuru yoksa” Diye yanıtladım. Güldü. “Aynen yazıyorum” dedi. “Benim için
sakıncası yok, onun için de olacağını sanmıyorum” diye ekledi. Telefonu elinde
tekrar dizlerimin önüne çöktü ve yalama işine kaldığı yerden devam etti. Birkaç
dakika sonra kapı çaldı. Damla kalkıp kapıyı açtı. Ben de bu arada her iki kıza
da birer kadeh viski hazırladım. Merabalaştıktan sonra önde Damla arkada Tuğçe
koltuğa kadar geldiler. Kalkıp kadehleri uzattım. Sonra da “Hoşgeldiniz”
diyerek kadeh kaldırdım. “Hoşbulduk” diye yanıtladı ikisi de ve tokuşturup
birer yudum aldık. Koltuğa oturunca Damla yine işine devam etmek üzere önüme
oturdu ve dudaklarını aletimle buluşturdu. Tuğçe de koltuğun diğer ucuna bizi
rahat görebileceği şekilde yerleşti.
“tam keyif adamısın,
elinde viski, porno film açık, aletin bir kadının dudaklarında” diye gülümsedi.
“Bazen kendimi böyle şımartmayı seviyorum. Gerçi bu gece tamamen spontane oldu
biraz” dedim. “Yalnız büyük cesaret, yanlış odaya gelen bir bayana yaptığınız
teklif” diye güldü. “Evet, aslında çok büyük risk aldım. Rezalet çıkabilirdi…”
diye gülümsedim. “Ama çıkmadı, aksine eğlenceli ve keyifli bir gece oldu.
Ayrıca tavsiye için çok teşekkür ederim” diye yanıtladım “Rica ederim. Şanslı
gecenizmiş” diye gülümsedi.
“bu arada siz hızlı
çıktınız! 1 saat bile olmadı” diye sordum. “Hizmetlerde ve önerilen rakamda anlaşamadık
diyelim” diye güldü.
Bu arada Damla diliyle
artık ince çizgiler yerine daha kalın ve baskılı hareketler yapmaya başlamıştı.
“Güzel yalıyor” diyerek saçlarını okşadım Damla’nın. Tuğçe hafifçe gülümedi.
Damla da başını kaldırıp “Teşekkür ederim” diye yanıtlayıp viskisinden bir
yudum daha aldı. Ve tekrar işine koyuldu. Bu kez başını dudaklarının arasına
sıkıştırıp hafifçe somurarak aletimi ağzının içine almayı başarmıştı el
sürmeden.
“Off… Çok güzel
hareket” dedim. Bu arada Tuğçe pür dikkat Damla’nın bana yaptığı muameleyi
seyrediyordu. “Onu ilk defa mı seyrediyorsun?” diye sorunca bocaladı bir anda.
“Takıldık daha önce ama bu şekilde ilk diyelim” diye yanıtladı.
“Güzel sanatlar
fakültesi kaçıncı sınıftasın? Diye sordum. Damla bir anda aletimi ağzından
düşürdü ve doğruldu. Tuğçe’nin gözleri fal taşı gibi açılmıştı bu soru
karşısında. “Ne alaka?” dedi sesi titreyerek Damla. “Aslında sonuna kadar
götürecektim ama dayanamadım” diye yanıtladım. “Neden bahsettiğninizi
anlamadım. Paranızını iade edeyim, biz gidelim” diye ayaklandı hemen
arkasından. Tuğçe’de ayaklanmıştı.
“Escort olmadığınız
belli. Çünkü senin aldığın paranın en az 4 katını ödemem gerekirdi bu
birincisi. Daha odadan gireren heyecandan titrediğin ve başına ne geleceğinden
emin olmadığın belliydi bu ikincisi. Hiçbir escort kız, arkadaşının yanına onu
seyretmeye girmez, girerse olaya katılır ve bunun da parasını ister bu üçüncüsü
ve daha devam etmemi ister missiniz?” dedim.
İkisi de ayakta buz
kesmişlerdi. Beyaz yanakları al al olmuş, yüzlerini aşağıya eğmişlerdi.
Bornozumla aletimi kapattım. “Hadi şimdi oturun ve viskinin keyfini çıkarın”
dedim. İki kız biririne baka kaldılar. “Güzel sanatlar fakültesini nerden
bildiniz?” diye sordu Damla şaşkınlıkla… “Saçmaladım di mi!” diye ekledi. Otele
girerken balo salonunda fakültenizin yemeği olduğunu görmüştüm. Ordan tahmin
ettim. Diye yanıtladım.
“Çuvalladık mı yani”
dedi Tuğçe titrek sesiyle… “Yani… asılında tam olarak sayılmaz. Anlaşılan sizin
bir macera yaşama arzunuz var, benim de kendimi şımartma arzum. Sonuçta
herkesin arzuları yerine gelecek. Ve şanslısınız ki benimle karşılaştınız. Hadi
benim aklıma geldi gece gece seni görünce de siz nasıl cesaret ettiniz onu
merak ediyorum?” diye sordum.
“Hadi ama… Korkacak
yada çekinecek bir şey yok. Merak etmeyin, iki genç kadının hayatını
mahvetmeyecek kadar düzgün bir insanım. Mesleğim otelcilik. Çok şey gördüm
hayatımda öte yandan hiçbirşey bilmem, görmem duymam. Sabah kalkarım ve bir
gece önce olan ne varsa unuturum” diye ekledim iki kız da sus pus oturmaya
devam edince.
“O zaman sizi
konuşturmak için bari kadeh kaldırayım, sağlığınıza” diye kadehimi kaldırdım.
İkisi de hala öylece duruyordu ne yapacaklarını çözmeye çalışırcasına. “En
azından viskilerinizi bitirin” diye gülümseyip büyük bir yudum aldım viski
bardağımdan. Sonra da şişeye uzanıp tekrar doldurdum. Kızlara birer sigara
uzattım. İkisi de aldı. Uzanıp yaktım. Hafif titreyen elleriyle mahçup bir
ifadeyle birer nefes aldılar sigaralarından. Sonra da viskilerinden birer yudum
aldılar. Hala susuyorlardı.
“Tamam, iki
seçeneğiniz var. Bu arada madem öğrencisiniz, maddi durumunuzu bilmiyorum ama
para sizde kalsın. Eğitime katkı payınız diyelim. Birinci seçeneğiniz
viskileriniz ve sigaralarınız bitince odanıza dönersiniz ve sabah uyandığımda
çoktan her şeyi unutmuş olurum. İkinci seçeneğiniz de viski içmeye ve eğlenmeye
devam ederiz. Sınırları siz belirlersiniz ve sabah olduğunda ben yine olanları
unutmuş olurum.”
“Sınırlar derken?” diye
sordu Damla… “Baya… eğlencenin sınırları, viski içip sohbet etmek, porno
izlemek, sex yapmak, seksin sınırları, dans etmek…” diye yanıtladım. “Ve eğer
çıplak olmam sizi rahatsız ediyor ise üzerimi giyinebilirim” diye ekledim. Damla güldü. “Özgüveniniz ne kadar yüksek”
dedi. “Yakışıklı biri olmadığımı biliyorum. O yüzden hayatım boyunca hep EVET
cevabı alma riskine girmek zorunda kaldım. Basit bir alışkanlık benim için” diye
yanıtladım. “Güzelmiş, peki ne iş yapıyorsunuz?” diye sordu Tuğçe.
“İstanbul’daki xxx otel projesinin genel müdürüyüm” diye yanıtladım. “wowww… gösterişli
bir proje… “ dedi Damla. Kızlar yavaş yavaş rahatlamaya başlamışlardı. Sohbet
güzel güzel ilerliyorlardı artık. Okul, dersler, profesyonel dünya, kişisel
gelişim… bir saate yakın sohbet etmiştik. Ben hala önümde bornoz ile
oturuyordum. “Ben bir lavaboya gideyim” diye kalktı Damla. Tuğçe ile baş başa
kalmıştık. “Çok dikkatli izliyordun Damla’yı” diye sorunca birden şaşırdı
Tuğçe. “Şeyy… yani o bu konuda oldukça iyidir. Yani iyiymiş, dedikodular
öyleydi” diye gülümsedi. “Peki ya sen?” diye sordum. “Bilmiyorum” diye
yanıtladı… “Damla’nın bu dedikodulardan haberi var mı?” diye sordum. “Okuldaki
kafeteryada birinde arkamızda oturan iki çocuk Damla’nın takıldığı çocuklardan
birine yaptığını anlatırken duymuştu. Geri zekalılar, tam arkamızda şöyle
yalamış, böyle emmiş, şöyle sıvazlamış, şurasını şöyle yalamış” diye
anlattılar. “Biz terbiyesizler falan diye düşünüyorduk da Damla biraz dikkatli
dinleyince kendi olduğunu anladı tabi yani ne yaptığını biliyor sonuçta” diye
devam etti. “sizce nasıldı peki?” diye sordu. “Olduçka başarılıydı aslında”
diye yanıtladım. İç geçirerek “gerçekten mi?” diye tekrar sordu. “Yani evet.
Ama senin de dudakların oldukça iyi… Bence sen de oldukça başarılısın bu
konuda” diye ekledim. Gülümsedi. “Erkekler iyi oral seksi severler değil mi?”
diye sordu Tuğçe. “Yani sana oral sex yapılması hoşuna gitmiyor mu?” diye
sordum. “Yani… “ diye yanıtladı. “Şahsen ben severim.” Diye ekledim hemen.
“hala erekte misiniz?” diye sordu Tuğçe. “Sex konuşmaya başlayınca biraz
hareketlendim tabi ama henüz tam erekte değilim” diye yanıtladım. “Küçük halini
merak ettim” dedi. “insanın başına ya meraktan ya yaraktan gelirmiş derler ve
sen şu anda inik bir yarağı merak ediyorsun yani” diye gülümsedim. Utandı.
Bornozu kaldırdm. “Aaa… gerçekten şu anda çok küçük görünüyor” dedi.
“Büyümesini seyretmek istiyorsan ellerinle büyütebilirsin” dedim. Bu arada
aletim yavaş yavaş büyümeye başlamıştı. “Ellerime gerek kalmadı sanırım”
diyerek güldü. Bornozu tekrar üzerine çekecektim ki “Açıkta kalsa!” diye sordu
dudaklarının üzerinde dilini gezdirerek.
“hadi yanıma gel”
dedim. “Tamam” diyerek yanıma oturdu. Elimi başının arkasından attım ve omzunu
hafifçe okşadım. Aletim tam ereksiyon halini almıştı. “Porno filmlerdeki kadar
büyük” diyerek iç geçirdi Benden taraftaki sağ elini tuttum. Yavaşça aletimin
üzerine bıraktım. Hafifçe kavradı önce. Baş parmağı ve işaret parmağı en kalın
yerindeydi ve kavuşturmakta zorlanmıştı. “Gerçekten kalın…” diye fısıldadı
inlemeyle karışık. Omzunu okşayan elimi yavaşça saçlarına doğru çektim ve usul
usul boynunu ve yanağını okşamaya başladım. Tuğçe’nin gözleri yavaş yavaş
kısılmaya başlamıştı. “Hadi ağzına al onu” diye fısıldadım. Yavaşça başını
aletimin üzerine doğru eğdi. Elindeki aletimi bir süre inceledikten sonra küçük
bir buse kondurdu başına. Sonra ağzını açıp başını ağzının içine aldı ve
hafifçe somurdu. Ağzından çıkarıp aletimin üst kısmını yaladı. Rahat edemeyince
tıpkı Damla gibi o da yere dizlerinin üzerinde durdu. Aletimi göbeğimin üzerine
yapıştırıp yalamaya başladı. Bir eli de taşaklarımla buluşmakta gecikmedi.
Damla’nın sifonu
çekmesi ile kalkmak istedi Tuğçe. “Lütfen devam et, biraz da o seni izlesin”
diye fısıldadım. Başını kaldırıp gözlerimin içine baktı. “Ondan daha iyi
yapabileceğine eminim!” diye ekledim. Bu vurucu cümle olmuştu Tuğçe için. Tam
hedefe… İki kız arasındaki bu ağır rekabeti keşfetmem tüm gecenin gidişatını
çevirmişti.
Tuğçe, göbeğimin
üzerine uzattığı aletimi yalamaya başladı tekrar. Yukarı aşağı altından,
sağından, solundan el değdirmeden yalıyordu. Kapı açılmış, Damla lavabodan
başını dışarı çıkarır çıkarmaz gördüğü manzara karşısında önce şaşırmış, sonra
da gülümsemişti. Damla’nın odaya girişi Tuğçe’yi iyice ateşlemişti. Yanımıza
kadar geldi Damla. Bu kez uzağa değil, tam yanıma oturdu ve Tuğçe’nin oral seksini
seyretmeye başladı. Tuğçe gözlerini kaldırıp Damla’ya baktı. Onun kendisini
izlediğinde emin olunca tıpkı Damla’nın yaptığı gibi aletimin başını
vantuzlayarak önce dudaklarının arasına, sonra da başını ağzına almayı
başarmıştı… Damla Tuğçe’nin saçını okşadı önce bir süre. Bana döndü ve ellerini
kıllı göğüslerimde gezdirdi. Muhtemelen ne yapacağına henüz karar verememişti
ve zaman kazanmaya çalışıyordu. “İçinden geldiği gibi davran…” diye fısıldadım.
Kocaman bir gülümseme belirdi yüzünde. Ve hınzırca… Sehpaya uzandı. Viski
şişesini alıp kadehimi doldurdu. Sonra da sigara, çakmak ve kül tablasını kolay
ulaşabileceğim şekilde yanıma koydu. Paketten bir sigara aldı, derin bir nefes
çekerek yaktı ve dudaklarımın arasına yerleştirdi. Tuğçe aletimi eline alıp sıvazlamaya
başladığında gözlerini de arkadaşı Damla’dan alamıyordu.
“Hadi gel buraya”
diyerek elini Tuğçe’ye uzattı Damla. Tuğçe ayağa kalktı. Damla yarım viski
bardaklarından birini kendi aldı, diğerini de Tuğçe’ye uzattı. “Sınırların
kalkmasına” diye kadehini Tuğçe’ye doğru kaldırdı. “Sınırsızlığa madem öyle”
diye yanıtladı Tuğçe ve kadehlerini tokuşturup fondip yaptılar. Anlaşılan bu
iki genç bayan, bu gece gerçekten şimdiye kadar olan hayatlarının en büyük
çılgınlığını yapacaklardı. Ne kadar ileri gideceklerini gerçekten merak etmeye
başlamıştım.
Aletim kaskatı
olmuştu. Ayağa kalktım. İkisine yaklaştım. Meraklı gözlerle benim birşeş
yapmamı yada söylememi bekliyorlardı. Ellerimi kalçalarına uzattım ikisinin de.
Sağ elim Damla’nın, sol elim de Tuğçe’nin kalçaları üzerindeydi. Hiç
kıpırdamadan, tepki vermeden sadece bana bakıyorlardı. Ellerimi kalçalarından
çektim ve yukarı çıkıp saçlarını okşadım birkaç saniye. Sonra başlarının
arkasından hafifçe bastırıp başlarını birbirine yaklaştırdım. Dudaklarının arasındaki
mesafe kısaldıkça istemsizce dilleri ve dudakları oynamaya başlamıştı. İlk defa
öpüşecek olmanın verdiği tedirginlik yüzlerinden okunuyordu ve biraz olsun
direniyorlardı. Başımı onlara yaklaştırdım. “Hadi ben öpün” diye fısıldadım.
İkisi de usulca dudaklarımın kenarına küçük birer buse kondurdular önce. Sonra
biraz daha ortaya kaydılar. Tuğçe alt dudağımı yakaladı ve küçük bir ısırık
attı. Damla da üst dudağımı tam ortadan yakalayıp hafifçe somurdu. Bu arada
dudakları birbirine değdi iki kızın. Önce duraksadılar. Sonra birbirlerin
dudaklarına küçük birer buse kondurdular. Hafifçe geri çekildim iki kızın
birbirlerini keşfetmesine müsaade etmek için. Ellerim ise ikisinin kalçalarını
çoktan bulmuştu. Küçük küçük okşuyodum. Çalan telefon sesine rağmen hiç kimse
havasını bozmuyordu. Ama ısrarla çalmaya devam edince mecburen telefonumu açmak
zorunda kaldım.
Otel şantiyesinden
arıyorlardı. Gece şantiyede bir şeyler olmuş. Acilen dönmem gerektiğini
söylediler. Bir saat sonra orada olacağımı söylediğimde kızların hüzünle beni
izlediğini fark ettim. “Üzgünüm… Ancak gece burada biter. Gitmek zorundayım”
diye seslendim ikisine de. Söyleyecek hiçbirşeyi yoktu kimsenin. “Tamam”
diyebildiler sadece toparlanırlarken. Yarım kalan viski şişesini uzattım. Bu
sizin. Odanızda devam edersiniz” diyince “Teşekkür ederiz” diye yanıtladılar.
“Eğlenmeye devam edin” diyerek gülümsedim. “Pek sanmıyoruz, sen olmayınca” diye
kikirdedi Damla. Bu arada yatak odasına geçmiş üzerimi giyinip eşyalarımı
topluyordum. “isterseniz bu odayı kullanmaya devam edersiniz” diye ekledim.
“Yok, odamıza geçeriz biz de.” Diye yanıtladı Tuğçe. “Tamam o zaman” dedim.
“Şeyyy” diye kekeledi Tuğçe, “İstanbul’dayız biz de ve düşündüm ki… Yani seni
arayabilir miyiz?” dedi. “Yani kahve falan içeriz diye tabi” diye ekledi Damla.
Gülümsedim. “Tabii.. Ne zaman isterseniz arayabilirsiniz. Hafta içi çok yoğun
oluyorum ama arayın bir iki gün önceden, mutlaka birer kahve içmeye zaman
ayırırım” diye yanıtladım.
“O zaman biz gidelim”
dedi Damla uzanıp dudağıma küçük bir buse kondurduktan hemen sonra. Arsasından
da Tuğçe… “Ah.. Az kalsın unutuyordum” diye zarfı geri uzattı Damla. “Hayır, o
sizin okul harçlığınız oldu artık.” Diyerek geri kabul etmedim. Israr etseler
de almadım. Teşekkür ede ede çıktılar odadan. Onlardan 5 dakika sonra da ben
çıktım. Gecenin saat 2’siydi.
Yorumlar
Yorum Gönder