ROMAN - BÖLÜM 16 - SAPANCA HÜSRANI

 

BÖLÜM 16 – Sapanca Hüsranı

Ertesi gün iş yerinde Yasemin ve Büşra ile mümkün olduğunca yan yana gelmemeye çalışıyordum. Öte yandan ikisi de oldukça rahat, sanki hiçirşey olmamış gibi davranıyorlardı. O hafta içerisinde Büşra Hanım makam aracımı değiştirtti. O hafta içerisinde tüm holdingdeki yönetim grubunun araçları ile birlikte benim de makam aracım değişti. Günler geçiyor ancak ne Hakan’dan, ne Büşra’dan ne de Yasemin’den en ufak bir ima, küçük bir laf sokma, arama ve deneme olmamıştı. Hatta birkaç  akşam davetine üçümüz birlikte gitmiş olmamıza rağmen her ikisi de mesafelerini korumuşlardı.

Birkaç hafta geçmişti. Proje stresi, işlerin yoğunluğu oldukça yormuştu. Cuma günü akşam eve gitmek yerine Sapanca’ya sürdüm arabayı. Oradaki otellerden birine girip yerleştim.  Saat 8 civarıydı otele girdiğimde. Spa olduğunu öğrenince masaj için randevu aldım. Saat 9’da masaj için spaya indim. 90 dakika bali masajı oldukça rahatlatmıştı. Odaya çıkıp bir kadeh viski masaj üzerine uyku ilacı gibi gelecekti ki daha ikinci yudumda bardağı komidinin üzerine bırakıp gözlerimi kapattım.

Ne kadar uyuduğumu bilmiyorum ama beni uyandıran şey kapının çalınması oldu. Üzerimde bornoz ile kapıyı açtığımda esmer, minyon tipli, 20li yaşlarda genç bir bayan vardı. “Merhaba, Ahmet beyin odası değil sanırım.” Diyerek şaşkın şaşkın baktı yüzüme.  “Hayır, Cenk ben” diye yanıtladım yarı uykulu halde. “Özür dilerim, oda numarasını yanlış almışım o zaman, rahatsız ettim kusura bakmayın” dedi. “Önemli değil” diye kapıyı kapatacaktım ki aklıma birden gecenin bu saatinde oda numarası soran bir kadının ne olabileceği aklıma geldi ve  kız odanın önünden ayrılırken “Pardon, bakar mısınız?” diye seslendim. “Saat kaç?” diye sordum. “Henüz gece yarısı” diye yanıtladı. “Eğer sizin gibi zarif ve güzel bir bayan arkadaşınız var ise, onu da ben misafir etmek isterim sabaha kadar, bu konuda yardımınız olabilir mi?” diye sorunca şaşkınlık ve kızgınlık arasında bir ifade belirdi yüzünde. Geriye doğru geldi birkaç adım. Ya rezalet çıkacaktı ya da eğlence. Gereksiz bir risk almıştım aslında gece gece. “Özür dilerim. Sormamış sayın” diye mahuçp bir ifadeyle o konuşmadan ben konuştum. “Aslında… neden olmasın” diye tebessümle yanıtladı.  “Buna sevindim. eğer ebat problemi olmayan ve gerçekten keyif verecek bir arkadaşınız var ise mutlu olurum.” Dedim. Birkaç saniye sessizlikten sonra “Ücret problemi olmasın yeter” diye güldü bana doğru geri gelirken. Kapının içine doğru bir adım attı. Küçük eli ile bornozumun arasına uzanıp aletimi birkaç saniye avuç içinin sıcaklığı ile tanıştırdı. Masaj, viski… Üzerine bu sıcacık avuç içi birkaç saniye içinde tam erekte olmamı sağlamıştı. “Bununla ilgilenecek bir arkadaşım var aslında. İsmi Damla, numarası şu, arayıp Tuğçe’nin selamı var dersiniz. Anlaşırsanız 15 dakikaya gelir.”  “Tamam, teşekkür ederim, ve eğer arzu edersen işin bitince gel, birlikte birer duble viski içeriz, sohbet ederiz yorgunluğunu alır” dedim. “Damla gelince haberleşiriz onunla” diyerek asansöre doğru yürüdü göz kırptıktan hemen sonra.

Kapıyı kapatınca birkaç dakika düşündüm. Bu gece gerçekten kendimi şımartmak geçti içimden. Damla’yı aradım. Telefonu meşguldü. Birkaç dakika sonra tekrar denediğimde açtı. Gerçekten de telefon konuşmasından 15 dakika sonra Damla gelmişti. Mavi renkli, V yaka bir tshirt ve altında bol bir pantolon ile gelmişti. Kısa siyah saçları, ince ama etli  ve küçük bir burnu vardı. “Hoş geldin Damla” diyerek içeri buyur ettim. Onu çıplak ve aletim kalkık bir şekilde karşılayacağımı biliyordu. “Dediğin kadar varmış” dedi aletime bakarken. Ne yapacağını söylemiştim, odaya girecek, zarfını alacak ve oral sexe başlayacaktı.  

İçeri girdi. Odanın ortasına kadar yürüdü. Kalçaları, bol pantolonunun içinde oldukça seksi görünüyordu. Kapıyı kapattım. Anlaştığımız ücreti ve bahşişi zarfın içerisinde uzattım. Viski kadehimi alıp üçlü koltuğa oturdum. Oteldeki ücretli kanallardan bir tane porno film açtım. Damla verdiğim zarftaki parayı sayıp çantasına koydu. “Bahşiş için teşekkür ederim” dedi ve gülümseyerek direk önümde dizlerinin üzerine çöktü. Kalkmış aletimi eliyle birkaç kez sıvazladı. Dudaklarını başına götürüp küçük küçük öpmeye başladı.  Sonra dili devreye girdi. Taşaklarımdan yukarı doğru dilinin ucuyla çizgi halinde yalamaya başladı. Sünnet bölgesinde diliyle gezindi bir müddet ve sadece başında oyalandı. Aletim göbeğimin üzerinde boylu boyunca uzanıyor, Damla da hiç elini sürmeden sadece diliyle ve dudaklarıyla oral sex yapıyordu. Yan kısımlarını yukarıdan aşağı, aşağıdan yukarı yalamaya başladı.  Acelem yoktu. Sabaha kadar benimdi. Bir yandan viski sigara, bir yandan televizyonda porno ve el değmeden yapılan oral seks… Kendime keyifli bir gece armağan etmiştim.

Telefonuna mesaj gelince “özür dilerim, müsaade eder misin?” diye seslendi. “Tabiki bakabilirsin” diye yanıtladım. Başına bir öpücük kondurup aletimin kalktı. Çantasından telefonuna uzandı. “Tuğçe yazmış, viski teklifinin hala geçerli olup olmadığını soruyor” dedi. “O buradayken oral sex yapmanın senin ve onun için mahsuru yoksa” Diye yanıtladım. Güldü. “Aynen yazıyorum” dedi. “Benim için sakıncası yok, onun için de olacağını sanmıyorum” diye ekledi. Telefonu elinde tekrar dizlerimin önüne çöktü ve yalama işine kaldığı yerden devam etti. Birkaç dakika sonra kapı çaldı. Damla kalkıp kapıyı açtı. Ben de bu arada her iki kıza da birer kadeh viski hazırladım. Merabalaştıktan sonra önde Damla arkada Tuğçe koltuğa kadar geldiler. Kalkıp kadehleri uzattım. Sonra da “Hoşgeldiniz” diyerek kadeh kaldırdım. “Hoşbulduk” diye yanıtladı ikisi de ve tokuşturup birer yudum aldık. Koltuğa oturunca Damla yine işine devam etmek üzere önüme oturdu ve dudaklarını aletimle buluşturdu. Tuğçe de koltuğun diğer ucuna bizi rahat görebileceği şekilde yerleşti.

“tam keyif adamısın, elinde viski, porno film açık, aletin bir kadının dudaklarında” diye gülümsedi. “Bazen kendimi böyle şımartmayı seviyorum. Gerçi bu gece tamamen spontane oldu biraz” dedim. “Yalnız büyük cesaret, yanlış odaya gelen bir bayana yaptığınız teklif” diye güldü. “Evet, aslında çok büyük risk aldım. Rezalet çıkabilirdi…” diye gülümsedim. “Ama çıkmadı, aksine eğlenceli ve keyifli bir gece oldu. Ayrıca tavsiye için çok teşekkür ederim” diye yanıtladım “Rica ederim. Şanslı gecenizmiş” diye gülümsedi.

“bu arada siz hızlı çıktınız! 1 saat bile olmadı” diye sordum. “Hizmetlerde ve önerilen rakamda anlaşamadık diyelim” diye güldü.

Bu arada Damla diliyle artık ince çizgiler yerine daha kalın ve baskılı hareketler yapmaya başlamıştı. “Güzel yalıyor” diyerek saçlarını okşadım Damla’nın. Tuğçe hafifçe gülümedi. Damla da başını kaldırıp “Teşekkür ederim” diye yanıtlayıp viskisinden bir yudum daha aldı. Ve tekrar işine koyuldu. Bu kez başını dudaklarının arasına sıkıştırıp hafifçe somurarak aletimi ağzının içine almayı başarmıştı el sürmeden.

“Off… Çok güzel hareket” dedim. Bu arada Tuğçe pür dikkat Damla’nın bana yaptığı muameleyi seyrediyordu. “Onu ilk defa mı seyrediyorsun?” diye sorunca bocaladı bir anda. “Takıldık daha önce ama bu şekilde ilk diyelim” diye yanıtladı.

“Güzel sanatlar fakültesi kaçıncı sınıftasın? Diye sordum. Damla bir anda aletimi ağzından düşürdü ve doğruldu. Tuğçe’nin gözleri fal taşı gibi açılmıştı bu soru karşısında. “Ne alaka?” dedi sesi titreyerek Damla. “Aslında sonuna kadar götürecektim ama dayanamadım” diye yanıtladım. “Neden bahsettiğninizi anlamadım. Paranızını iade edeyim, biz gidelim” diye ayaklandı hemen arkasından. Tuğçe’de ayaklanmıştı.

“Escort olmadığınız belli. Çünkü senin aldığın paranın en az 4 katını ödemem gerekirdi bu birincisi. Daha odadan gireren heyecandan titrediğin ve başına ne geleceğinden emin olmadığın belliydi bu ikincisi. Hiçbir escort kız, arkadaşının yanına onu seyretmeye girmez, girerse olaya katılır ve bunun da parasını ister bu üçüncüsü ve daha devam etmemi ister missiniz?” dedim.

İkisi de ayakta buz kesmişlerdi. Beyaz yanakları al al olmuş, yüzlerini aşağıya eğmişlerdi. Bornozumla aletimi kapattım. “Hadi şimdi oturun ve viskinin keyfini çıkarın” dedim. İki kız biririne baka kaldılar. “Güzel sanatlar fakültesini nerden bildiniz?” diye sordu Damla şaşkınlıkla… “Saçmaladım di mi!” diye ekledi. Otele girerken balo salonunda fakültenizin yemeği olduğunu görmüştüm. Ordan tahmin ettim. Diye yanıtladım.

“Çuvalladık mı yani” dedi Tuğçe titrek sesiyle… “Yani… asılında tam olarak sayılmaz. Anlaşılan sizin bir macera yaşama arzunuz var, benim de kendimi şımartma arzum. Sonuçta herkesin arzuları yerine gelecek. Ve şanslısınız ki benimle karşılaştınız. Hadi benim aklıma geldi gece gece seni görünce de siz nasıl cesaret ettiniz onu merak ediyorum?” diye sordum.

“Hadi ama… Korkacak yada çekinecek bir şey yok. Merak etmeyin, iki genç kadının hayatını mahvetmeyecek kadar düzgün bir insanım. Mesleğim otelcilik. Çok şey gördüm hayatımda öte yandan hiçbirşey bilmem, görmem duymam. Sabah kalkarım ve bir gece önce olan ne varsa unuturum” diye ekledim iki kız da sus pus oturmaya devam edince.

“O zaman sizi konuşturmak için bari kadeh kaldırayım, sağlığınıza” diye kadehimi kaldırdım. İkisi de hala öylece duruyordu ne yapacaklarını çözmeye çalışırcasına. “En azından viskilerinizi bitirin” diye gülümseyip büyük bir yudum aldım viski bardağımdan. Sonra da şişeye uzanıp tekrar doldurdum. Kızlara birer sigara uzattım. İkisi de aldı. Uzanıp yaktım. Hafif titreyen elleriyle mahçup bir ifadeyle birer nefes aldılar sigaralarından. Sonra da viskilerinden birer yudum aldılar. Hala susuyorlardı.

“Tamam, iki seçeneğiniz var. Bu arada madem öğrencisiniz, maddi durumunuzu bilmiyorum ama para sizde kalsın. Eğitime katkı payınız diyelim. Birinci seçeneğiniz viskileriniz ve sigaralarınız bitince odanıza dönersiniz ve sabah uyandığımda çoktan her şeyi unutmuş olurum. İkinci seçeneğiniz de viski içmeye ve eğlenmeye devam ederiz. Sınırları siz belirlersiniz ve sabah olduğunda ben yine olanları unutmuş olurum.”

“Sınırlar derken?” diye sordu Damla… “Baya… eğlencenin sınırları, viski içip sohbet etmek, porno izlemek, sex yapmak, seksin sınırları, dans etmek…” diye yanıtladım. “Ve eğer çıplak olmam sizi rahatsız ediyor ise üzerimi giyinebilirim” diye ekledim.  Damla güldü. “Özgüveniniz ne kadar yüksek” dedi. “Yakışıklı biri olmadığımı biliyorum. O yüzden hayatım boyunca hep EVET cevabı alma riskine girmek zorunda kaldım. Basit bir alışkanlık benim için” diye yanıtladım. “Güzelmiş, peki ne iş yapıyorsunuz?” diye sordu Tuğçe. “İstanbul’daki xxx otel projesinin genel müdürüyüm” diye yanıtladım. “wowww… gösterişli bir proje… “ dedi Damla. Kızlar yavaş yavaş rahatlamaya başlamışlardı. Sohbet güzel güzel ilerliyorlardı artık. Okul, dersler, profesyonel dünya, kişisel gelişim… bir saate yakın sohbet etmiştik. Ben hala önümde bornoz ile oturuyordum. “Ben bir lavaboya gideyim” diye kalktı Damla. Tuğçe ile baş başa kalmıştık. “Çok dikkatli izliyordun Damla’yı” diye sorunca birden şaşırdı Tuğçe. “Şeyy… yani o bu konuda oldukça iyidir. Yani iyiymiş, dedikodular öyleydi” diye gülümsedi. “Peki ya sen?” diye sordum. “Bilmiyorum” diye yanıtladı… “Damla’nın bu dedikodulardan haberi var mı?” diye sordum. “Okuldaki kafeteryada birinde arkamızda oturan iki çocuk Damla’nın takıldığı çocuklardan birine yaptığını anlatırken duymuştu. Geri zekalılar, tam arkamızda şöyle yalamış, böyle emmiş, şöyle sıvazlamış, şurasını şöyle yalamış” diye anlattılar. “Biz terbiyesizler falan diye düşünüyorduk da Damla biraz dikkatli dinleyince kendi olduğunu anladı tabi yani ne yaptığını biliyor sonuçta” diye devam etti. “sizce nasıldı peki?” diye sordu. “Olduçka başarılıydı aslında” diye yanıtladım. İç geçirerek “gerçekten mi?” diye tekrar sordu. “Yani evet. Ama senin de dudakların oldukça iyi… Bence sen de oldukça başarılısın bu konuda” diye ekledim. Gülümsedi. “Erkekler iyi oral seksi severler değil mi?” diye sordu Tuğçe. “Yani sana oral sex yapılması hoşuna gitmiyor mu?” diye sordum. “Yani… “ diye yanıtladı. “Şahsen ben severim.” Diye ekledim hemen. “hala erekte misiniz?” diye sordu Tuğçe. “Sex konuşmaya başlayınca biraz hareketlendim tabi ama henüz tam erekte değilim” diye yanıtladım. “Küçük halini merak ettim” dedi. “insanın başına ya meraktan ya yaraktan gelirmiş derler ve sen şu anda inik bir yarağı merak ediyorsun yani” diye gülümsedim. Utandı. Bornozu kaldırdm. “Aaa… gerçekten şu anda çok küçük görünüyor” dedi. “Büyümesini seyretmek istiyorsan ellerinle büyütebilirsin” dedim. Bu arada aletim yavaş yavaş büyümeye başlamıştı. “Ellerime gerek kalmadı sanırım” diyerek güldü. Bornozu tekrar üzerine çekecektim ki “Açıkta kalsa!” diye sordu dudaklarının üzerinde dilini gezdirerek.

“hadi yanıma gel” dedim. “Tamam” diyerek yanıma oturdu. Elimi başının arkasından attım ve omzunu hafifçe okşadım. Aletim tam ereksiyon halini almıştı. “Porno filmlerdeki kadar büyük” diyerek iç geçirdi Benden taraftaki sağ elini tuttum. Yavaşça aletimin üzerine bıraktım. Hafifçe kavradı önce. Baş parmağı ve işaret parmağı en kalın yerindeydi ve kavuşturmakta zorlanmıştı. “Gerçekten kalın…” diye fısıldadı inlemeyle karışık. Omzunu okşayan elimi yavaşça saçlarına doğru çektim ve usul usul boynunu ve yanağını okşamaya başladım. Tuğçe’nin gözleri yavaş yavaş kısılmaya başlamıştı. “Hadi ağzına al onu” diye fısıldadım. Yavaşça başını aletimin üzerine doğru eğdi. Elindeki aletimi bir süre inceledikten sonra küçük bir buse kondurdu başına. Sonra ağzını açıp başını ağzının içine aldı ve hafifçe somurdu. Ağzından çıkarıp aletimin üst kısmını yaladı. Rahat edemeyince tıpkı Damla gibi o da yere dizlerinin üzerinde durdu. Aletimi göbeğimin üzerine yapıştırıp yalamaya başladı. Bir eli de taşaklarımla buluşmakta gecikmedi.

Damla’nın sifonu çekmesi ile kalkmak istedi Tuğçe. “Lütfen devam et, biraz da o seni izlesin” diye fısıldadım. Başını kaldırıp gözlerimin içine baktı. “Ondan daha iyi yapabileceğine eminim!” diye ekledim. Bu vurucu cümle olmuştu Tuğçe için. Tam hedefe… İki kız arasındaki bu ağır rekabeti keşfetmem tüm gecenin gidişatını çevirmişti.

Tuğçe, göbeğimin üzerine uzattığı aletimi yalamaya başladı tekrar. Yukarı aşağı altından, sağından, solundan el değdirmeden yalıyordu. Kapı açılmış, Damla lavabodan başını dışarı çıkarır çıkarmaz gördüğü manzara karşısında önce şaşırmış, sonra da gülümsemişti. Damla’nın odaya girişi Tuğçe’yi iyice ateşlemişti. Yanımıza kadar geldi Damla. Bu kez uzağa değil, tam yanıma oturdu ve Tuğçe’nin oral seksini seyretmeye başladı. Tuğçe gözlerini kaldırıp Damla’ya baktı. Onun kendisini izlediğinde emin olunca tıpkı Damla’nın yaptığı gibi aletimin başını vantuzlayarak önce dudaklarının arasına, sonra da başını ağzına almayı başarmıştı… Damla Tuğçe’nin saçını okşadı önce bir süre. Bana döndü ve ellerini kıllı göğüslerimde gezdirdi. Muhtemelen ne yapacağına henüz karar verememişti ve zaman kazanmaya çalışıyordu. “İçinden geldiği gibi davran…” diye fısıldadım. Kocaman bir gülümseme belirdi yüzünde. Ve hınzırca… Sehpaya uzandı. Viski şişesini alıp kadehimi doldurdu. Sonra da sigara, çakmak ve kül tablasını kolay ulaşabileceğim şekilde yanıma koydu. Paketten bir sigara aldı, derin bir nefes çekerek yaktı ve dudaklarımın arasına yerleştirdi. Tuğçe aletimi eline alıp sıvazlamaya başladığında gözlerini de arkadaşı Damla’dan alamıyordu.

“Hadi gel buraya” diyerek elini Tuğçe’ye uzattı Damla. Tuğçe ayağa kalktı. Damla yarım viski bardaklarından birini kendi aldı, diğerini de Tuğçe’ye uzattı. “Sınırların kalkmasına” diye kadehini Tuğçe’ye doğru kaldırdı. “Sınırsızlığa madem öyle” diye yanıtladı Tuğçe ve kadehlerini tokuşturup fondip yaptılar. Anlaşılan bu iki genç bayan, bu gece gerçekten şimdiye kadar olan hayatlarının en büyük çılgınlığını yapacaklardı. Ne kadar ileri gideceklerini gerçekten merak etmeye başlamıştım.

Aletim kaskatı olmuştu. Ayağa kalktım. İkisine yaklaştım. Meraklı gözlerle benim birşeş yapmamı yada söylememi bekliyorlardı. Ellerimi kalçalarına uzattım ikisinin de. Sağ elim Damla’nın, sol elim de Tuğçe’nin kalçaları üzerindeydi. Hiç kıpırdamadan, tepki vermeden sadece bana bakıyorlardı. Ellerimi kalçalarından çektim ve yukarı çıkıp saçlarını okşadım birkaç saniye. Sonra başlarının arkasından hafifçe bastırıp başlarını birbirine yaklaştırdım. Dudaklarının arasındaki mesafe kısaldıkça istemsizce dilleri ve dudakları oynamaya başlamıştı. İlk defa öpüşecek olmanın verdiği tedirginlik yüzlerinden okunuyordu ve biraz olsun direniyorlardı. Başımı onlara yaklaştırdım. “Hadi ben öpün” diye fısıldadım. İkisi de usulca dudaklarımın kenarına küçük birer buse kondurdular önce. Sonra biraz daha ortaya kaydılar. Tuğçe alt dudağımı yakaladı ve küçük bir ısırık attı. Damla da üst dudağımı tam ortadan yakalayıp hafifçe somurdu. Bu arada dudakları birbirine değdi iki kızın. Önce duraksadılar. Sonra birbirlerin dudaklarına küçük birer buse kondurdular. Hafifçe geri çekildim iki kızın birbirlerini keşfetmesine müsaade etmek için. Ellerim ise ikisinin kalçalarını çoktan bulmuştu. Küçük küçük okşuyodum. Çalan telefon sesine rağmen hiç kimse havasını bozmuyordu. Ama ısrarla çalmaya devam edince mecburen telefonumu açmak zorunda kaldım.

Otel şantiyesinden arıyorlardı. Gece şantiyede bir şeyler olmuş. Acilen dönmem gerektiğini söylediler. Bir saat sonra orada olacağımı söylediğimde kızların hüzünle beni izlediğini fark ettim. “Üzgünüm… Ancak gece burada biter. Gitmek zorundayım” diye seslendim ikisine de. Söyleyecek hiçbirşeyi yoktu kimsenin. “Tamam” diyebildiler sadece toparlanırlarken. Yarım kalan viski şişesini uzattım. Bu sizin. Odanızda devam edersiniz” diyince “Teşekkür ederiz” diye yanıtladılar. “Eğlenmeye devam edin” diyerek gülümsedim. “Pek sanmıyoruz, sen olmayınca” diye kikirdedi Damla. Bu arada yatak odasına geçmiş üzerimi giyinip eşyalarımı topluyordum. “isterseniz bu odayı kullanmaya devam edersiniz” diye ekledim. “Yok, odamıza geçeriz biz de.” Diye yanıtladı Tuğçe. “Tamam o zaman” dedim. “Şeyyy” diye kekeledi Tuğçe, “İstanbul’dayız biz de ve düşündüm ki… Yani seni arayabilir miyiz?” dedi. “Yani kahve falan içeriz diye tabi” diye ekledi Damla. Gülümsedim. “Tabii.. Ne zaman isterseniz arayabilirsiniz. Hafta içi çok yoğun oluyorum ama arayın bir iki gün önceden, mutlaka birer kahve içmeye zaman ayırırım” diye yanıtladım.

“O zaman biz gidelim” dedi Damla uzanıp dudağıma küçük bir buse kondurduktan hemen sonra. Arsasından da Tuğçe… “Ah.. Az kalsın unutuyordum” diye zarfı geri uzattı Damla. “Hayır, o sizin okul harçlığınız oldu artık.” Diyerek geri kabul etmedim. Israr etseler de almadım. Teşekkür ede ede çıktılar odadan. Onlardan 5 dakika sonra da ben çıktım. Gecenin saat 2’siydi.

Yorumlar